CHP İstanbul'u alırsa bunlar olacak!

CHP’nin İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu.
Kemal bey Türkiye’de dürüstlüğün markasıdır.
Devlet hayatında ciddi bir birikim sahibidir.
Çalışkan, titiz ve takipçidir.

Konsensus’un araştırması
Kısacası onu anlatırken adam gibi adam dersek mübalağa yapmış olmayız.
Peki Kemal beyin seçilme şansı ne midir?
Konsensus
Araştırma Şirketi’ne göre Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki oyu yüzde
37’dir ki bu oran onun seçilmesine yetecek gibi görünüyor.
Ancak biz Kemal beyin bu oranı bile aşabileceği kanaatindeyiz.
Kılıçdaroğlu eğer rüzgâr alır ve seçimi AKP karşısında referanduma dönüştürebilirse oyunu artırabilir.
Peki endişemiz yok mudur?
Daha önce de yazdık, vardır.
Göreceksiniz
Neo-İslamcılar Kemal bey için şimdiden fısıltılara başlayacak ve onu
doğduğu yöre bağlamında hedefe oturtacaklardır.
Buradan hareketle sevgili Kılıçdaroğlu bugünden tezi yok bu tür istismarların önüne geçecek bazı adımları hemen atmalıdır.

AKP’ye karşı referandum
Yukarıda da işaret
ettiğimiz gibi Kemal bey seçim stratejisini mutlak bir biçimde AKP’ye
karşı referandum olgusu üzerine inşa etmelidir, çünkü AKP’li olmayan
sağ seçmenden oy alabilmek için en etkili metot odur.
Kılıçdaroğlu
asla ve kat’a marjinal bir fotoğrafa girmemeli, tersine Gürsel Tekin’in
açtığı yeni yolda, yani kararlılıkla yürümelidir.
Önümüzdeki
günlerde açık seçik görüleceği gibi AKP pek çok merkezde sağ aday
olgusunu istismar edecektir. Dolayısıyla CHP’li adaylar ve özellikle de
Kemal bey saptırmayı ters-yüz edecek biçimde ilgileri başka taraflara
çekmelidir.
Bu süreçte Kemal beyden beklenen bir şey de İstanbul
Belediyesi’ndeki pisliklerin deşifresidir. Evet Kılıçdaroğlu birkaç
yolsuzluk bombasını da Topbaş ve ekibi bağlamında patlatmalıdır.
Keza
buna ilaveten kendini sadece yolsuzluğun üstüne giden komser
görüntüsüne kilitlememek için de projeciliğini öne çıkarmalıdır. Evet
Kemal bey bu kampanya sürecinde solun pek yapmadığı bir şeyi yapmalı ve
İstanbul ile ilgili olarak somut projeleri iddialı bir biçimde ortaya
koymalıdır.

İstanbul’un yeniden fethi
Bu süreçte medya merkezi İstanbul’da her gün mutlaka farklı bir mesaj ve ifşa için ekranlarda olmalıdır.
Göreceksiniz Kılıçdaroğlu hata yapmaz ve kampanyayı çerçevesini sunduğumuz tarzda yapabilirse ipi göğüslemekte zorlanmayacaktır.
Öyle, zira İstanbullu 1989’da şımaran ANAP’a ders vermesi misali AKP’ye de kızgındır ve tepkisini gösterecektir.
Gelelim CHP’nin İstanbul’u alması halinde nelerin değişeceğine?
AKP
için İstanbul’un kaybı savaşta otağın kaybedilmesi anlamına
gelecektir. Öyle, çünkü AKP ve Tayyip Erdoğan esas itibarıyla
İstanbul’da doğmuş ve oradan aldığı destekle büyümüş ve Türkiye’nin
genelinde etkili olmuştur. İstanbul gibi ülkenin beşte biri olan bir
metropolde AKP kalesinin fethi tartışmasız olarak AKP’nin çözülmesi
anlamına gelecektir.
Evet AKP İstanbul’u kaybederse psikolojik
üstünlüğünü yitirecek ve tıpkı ANAP misali tükenişe yelken açacaktır.
İstanbullunun AKP’ye atacağı bir tokat AKP Meclis Grubu’nu da çözecek
ve nisanda kurulacak olan yeni siyasi oluşumlara geçişleri
tetikleyecektir.

Vatanseverliğin şartı
Bitmedi, en önemlisi
İstanbul’un Türk halkı tarafından yeniden fethi demek, zerre
abartmıyoruz 2009 sonbaharında zorunlu olarak erken genel seçim demek
olacaktır.
Kısacası İstanbul’u almak demek AKP’yi uğurlamak ve yaptıklarının hesabını sormaya kapı aralamak demektir.
Bunun
içindir ki inanç, fikir, bölge, parti ya da amblem ayrımı yapmaksızın
herkesin AKP’ye karşı olan en güçlü alternatif adayın etrafında
toplanması ve oyunu ödünç olsa da bir seferliğine oraya vermesi artık
vatanseverliğin olmazsa olmaz şartı haline gelmiştir.


Tayfun, TRT’den kaç on milyar alıyor?
Geçenlerde
bu sütundan Tayfun Talipoğlu’na sorular yönelttik ve cevap
beklediğimizi yazdık. Günlerdir bekliyoruz, Tayfun’dan tık yok. Hayır
Tayfun, konuyu öyle Şamil Tayyar’a havale etmekle geçiştiremezsin.
Şamil senin kaymakamlık sınavında kazanamamanın gerekçesini kendi
ifadenle komünistliğine bağladı. Yok yok, ben senin solculuğunla falan
tövbe ilgili değilim. İlgili olduğum şey ilkesizliğin ve avanta
karşısında takındığın taklalar atan tutumun. Yahu senin gibi Alevicilik
yapıp her zeminde devrimci türküler tüttüren biri nasıl oluyor da bir
neo-İslamcı güruhla kol kola girebiliyor?Demek ki ortada bir gerekçe,
yani mama var. Tayfun yoksa bu gerekçe özel sektörde asla ve kat’a
göremeyeceğin büyük paralar mı? Evet açıktan soruyorum, Tayfun AKP’ye
göz kırpman, övmen, flört etmen TRT’den, yani devletten, yani milletten
aldığın onlarca milyarın sonucu mu? Eğer öyleyse fikir-inanç namusu ve
gazetecilik adına yaptığının adı nedir söyler misin? Bu arada soruyu
tekrar soruyorum Tayfun, TRT’den ayda ne kadar para alıyorsun? Yaptığın
programın reytingi yerlerde sürünürken sana ödenen o müthiş paraların
miktarını bilmek kamuoyunun hakkıdır. Öyle, çünkü o paralar İbrahim
Şahin’in babasının değil, bu milletin parasıdır. Sahi bu ballı anlaşma
için hangi AKP’li devredeydi? Sakın susarak konuyu unutturacağını
sanma, açıklamadan kurtuluş yok Tayfun!