Demokrasi öldü yaşasın PARAKRASİ!
1 sayfadaki 1 sayfası
Demokrasi öldü yaşasın PARAKRASİ!
Demokrasi öldü yaşasın PARAKRASİ!
Yasa dışı dinlemelerle muhalefeti sindirenler, dün devlet ajansının geçtiği
habere göre yerel seçimlerde yine “telefon kozu”nu kullanmaya
hazırlanıyormuş.
Tezgah Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde ortaya çıkmış!
Bazı siyasi partiler tüm yurtta olduğu gibi bu ilçemizde de seçmenlere bolca erzak ve kömür yardımı yapıyormuş. Tek bir şartla:
Yardımı
alanlar, 29 Mart’ta yapılacak seçimde oy kullandıkları pusulanın
fotoğrafını cep telefonuyla çekip göstereceklermiş... Kullanacakları
telefonu da geçici olarak kendilerine yardım dağıtan partilerin
görevlilerinden alacaklarmış!
Şimdi sıkı durun:
Bu işlem, yasalarımıza aykırı değilmiş!
Çünkü
Yüksek Seçim Kurulu, oy kullanma işlemi sırasında seçmenlerin üzerinde
cep telefonu bulunmasının yasaya aykırı olmadığını, dolayısıyla bu
tezgahın engellenmesinin mümkün olamayacağını açıklamış.
***
Her şey ne kadar net, görüyor musunuz?
Seçmene rüşvet niteliğinde alışveriş çeki, gıda ve kömür yardımı yapmak serbest mi? Evet!
Seçmenin vereceği oyun fotoğrafını görüntüleyip, rüşvetçi partilerin yetkililerine göstermesi engellenebilir mi? Hayır!
Maddi
çıkar karşılığı oy satın almak demokrasinin özüne aykırıymış, böyle bir
seçimi daha çok parası olan ve daha fazla rüşvet veren partiler
kazanırmış; kimin umurunda?
***
Göreceksiniz bu haber; bugün iktidar yandaşı gazetelerde tek sütunluk bile yer bulamayacak...
Her
fırsatta “demokrasi kahramanlığına” soyunan, sırf bu yüzden iktidar
partisinin din üzerinden siyaset yapmasına bile anlayış gösteren liboş
yazarlar, bu konuya asla girmeyecek!
Her fırsatta çok sesliliğe saygı çağrısında bulunan “türbana özgürlük”çü akademisyenler “böyle bir şey yokmuş” gibi davranacak!
Çünkü
bu tezgah demokrasiye uymasa da... Nemalandıkları partilerin, üyesi
oldukları tarikatların ve uluslararası lobilerin seçim kazanma
amaçlarına uyuyor!
***
Sonuçta da bize “demokrasi öldü, yaşasın PARAKRASİ” demekten başka yapacak bir şey kalmıyor!
*****
YVP!
Televizyonlardaki
yarışma programlarına yarışmacı olmak için başvuran vatandaşlarımızın
sayısı 2,5 milyon kişiye ulaşmış... Yakınlarıyla birlikte 10 milyon
kişilik bir kitle demektir bu!
Hatırlayın; ana muhalefet partisi CHP bile son genel seçimlerde 7,3 milyon kişiden oy alabilmişti...
Ülkemizdeki
yarışmacılar bir “Yarışmacı Vatandaş Partisi (YVP)” kurup başına da
Acun Ilıcalı’yı getirse, “ PARAKRASİ” miz daha bir anlam kazanmış olmaz
mı?
*****
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Erdoğan dün Rize’de, hakkındaki suç dosyalarının hepsinden beraat ettiğini söylemiş...
İyi de o zaman Meclis Başkanlığı’nda bekletilen fezlekeler neyin nesi?
*****
Hıncal Uluç aynı hatayı ikinci kez yaptı!
Hıncal
Uluç beş yıl önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni eleştirdiği bir
yazıda geçmişten örnek vermiş ve aynen şunları yazmıştı:
“Kenan
Evren, 1980 darbesini yapar yapmaz ilk iş olarak Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı’nın elini öpmek için İstanbul’a koşmuştu. Oysa bugün
gazetecilerin dizleri, diz çökmekten nasır bağlıyor, eğilmekten bel
fıtığı oluyorlar...”
Hıncal Uluç, bu olayı yanlış
hatırlıyordu. Çünkü anlattığı olayın tam tersi olmuştu. Kenan Evren,
Burhan Felek’in elini öpmemişti. Tam tersine; kendisinden 30 yaş küçük
darbeci generalin elini öpen, Burhan Felek’ti!
18 Mart 2004’te
Hıncal Uluç’un bu maddi hatasını anlatan bir yazı yazdım. Böylesine
yanlış bir bilgiden yola çıkarak yorum yapmasının kendisine
yakışmadığını belirttim.
***
Uluç
ders almamış olacak ki; aynı hatayı beş yıl sonra tekrarladı. Dünkü
yazısında, yine gazetecileri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni
eleştirmek için aynı örneği verdi:
“Bir zamanlar ihtilal
liderlerinin ilk işi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’nı ziyaret etmek,
hatta elini öpmek olurdu. Bugün Cemiyet’in yolunu bilen var mı?”
***
Biliyorum sağlık sorunu var, biliyorum morali bozuk ama...
Böyle bir hatayı ısrarla tekrarlamak, elli yıllık bir gazetecilik mazisine gerçekten yakışmıyor!EK[/size]
Yasa dışı dinlemelerle muhalefeti sindirenler, dün devlet ajansının geçtiği
habere göre yerel seçimlerde yine “telefon kozu”nu kullanmaya
hazırlanıyormuş.
Tezgah Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde ortaya çıkmış!
Bazı siyasi partiler tüm yurtta olduğu gibi bu ilçemizde de seçmenlere bolca erzak ve kömür yardımı yapıyormuş. Tek bir şartla:
Yardımı
alanlar, 29 Mart’ta yapılacak seçimde oy kullandıkları pusulanın
fotoğrafını cep telefonuyla çekip göstereceklermiş... Kullanacakları
telefonu da geçici olarak kendilerine yardım dağıtan partilerin
görevlilerinden alacaklarmış!
Şimdi sıkı durun:
Bu işlem, yasalarımıza aykırı değilmiş!
Çünkü
Yüksek Seçim Kurulu, oy kullanma işlemi sırasında seçmenlerin üzerinde
cep telefonu bulunmasının yasaya aykırı olmadığını, dolayısıyla bu
tezgahın engellenmesinin mümkün olamayacağını açıklamış.
***
Her şey ne kadar net, görüyor musunuz?
Seçmene rüşvet niteliğinde alışveriş çeki, gıda ve kömür yardımı yapmak serbest mi? Evet!
Seçmenin vereceği oyun fotoğrafını görüntüleyip, rüşvetçi partilerin yetkililerine göstermesi engellenebilir mi? Hayır!
Maddi
çıkar karşılığı oy satın almak demokrasinin özüne aykırıymış, böyle bir
seçimi daha çok parası olan ve daha fazla rüşvet veren partiler
kazanırmış; kimin umurunda?
***
Göreceksiniz bu haber; bugün iktidar yandaşı gazetelerde tek sütunluk bile yer bulamayacak...
Her
fırsatta “demokrasi kahramanlığına” soyunan, sırf bu yüzden iktidar
partisinin din üzerinden siyaset yapmasına bile anlayış gösteren liboş
yazarlar, bu konuya asla girmeyecek!
Her fırsatta çok sesliliğe saygı çağrısında bulunan “türbana özgürlük”çü akademisyenler “böyle bir şey yokmuş” gibi davranacak!
Çünkü
bu tezgah demokrasiye uymasa da... Nemalandıkları partilerin, üyesi
oldukları tarikatların ve uluslararası lobilerin seçim kazanma
amaçlarına uyuyor!
***
Sonuçta da bize “demokrasi öldü, yaşasın PARAKRASİ” demekten başka yapacak bir şey kalmıyor!
*****
YVP!
Televizyonlardaki
yarışma programlarına yarışmacı olmak için başvuran vatandaşlarımızın
sayısı 2,5 milyon kişiye ulaşmış... Yakınlarıyla birlikte 10 milyon
kişilik bir kitle demektir bu!
Hatırlayın; ana muhalefet partisi CHP bile son genel seçimlerde 7,3 milyon kişiden oy alabilmişti...
Ülkemizdeki
yarışmacılar bir “Yarışmacı Vatandaş Partisi (YVP)” kurup başına da
Acun Ilıcalı’yı getirse, “ PARAKRASİ” miz daha bir anlam kazanmış olmaz
mı?
*****
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Erdoğan dün Rize’de, hakkındaki suç dosyalarının hepsinden beraat ettiğini söylemiş...
İyi de o zaman Meclis Başkanlığı’nda bekletilen fezlekeler neyin nesi?
*****
Hıncal Uluç aynı hatayı ikinci kez yaptı!
Hıncal
Uluç beş yıl önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni eleştirdiği bir
yazıda geçmişten örnek vermiş ve aynen şunları yazmıştı:
“Kenan
Evren, 1980 darbesini yapar yapmaz ilk iş olarak Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı’nın elini öpmek için İstanbul’a koşmuştu. Oysa bugün
gazetecilerin dizleri, diz çökmekten nasır bağlıyor, eğilmekten bel
fıtığı oluyorlar...”
Hıncal Uluç, bu olayı yanlış
hatırlıyordu. Çünkü anlattığı olayın tam tersi olmuştu. Kenan Evren,
Burhan Felek’in elini öpmemişti. Tam tersine; kendisinden 30 yaş küçük
darbeci generalin elini öpen, Burhan Felek’ti!
18 Mart 2004’te
Hıncal Uluç’un bu maddi hatasını anlatan bir yazı yazdım. Böylesine
yanlış bir bilgiden yola çıkarak yorum yapmasının kendisine
yakışmadığını belirttim.
***
Uluç
ders almamış olacak ki; aynı hatayı beş yıl sonra tekrarladı. Dünkü
yazısında, yine gazetecileri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni
eleştirmek için aynı örneği verdi:
“Bir zamanlar ihtilal
liderlerinin ilk işi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’nı ziyaret etmek,
hatta elini öpmek olurdu. Bugün Cemiyet’in yolunu bilen var mı?”
***
Biliyorum sağlık sorunu var, biliyorum morali bozuk ama...
Böyle bir hatayı ısrarla tekrarlamak, elli yıllık bir gazetecilik mazisine gerçekten yakışmıyor!EK[/size]
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz