Fatih şarap içerdi

tarafından **Rıza ZELYUT** 2009-01-28, 09:32

Fatih şarap içerdi
Haber Türk kanalında Murat Bardakçı'nın gözetim ve denetimi altında Tarihin Arka Odası adlı bir program yayımlanıyor.
Kültürsüzlüğün
özendirildiği günümüz yayıncılığında bu program farklı duruşu ile ilgi
çekiyor. Son izlediğim programda Dr. Erhan Afyoncu konuktu. Sayın
Afyoncu; tarihi gerçeklere kendi inanç biçimini giydirmeye çalışıyor.
Örneğin; konu Fatih Sultan Mehmet olduğunda; onun içmediğini söyledi.
El
insaf... Bir Osmanlı uzmanı bunu nasıl söyler? Fatih'in divanında içki
sofrasının kurulduğunu; buraya hocaları da dahil olmak üzere döneminin
sanatçılarının katıldığını birçok Osmanlı kaynağı yazmaktadır.
Bunlardan bir bölümünü; 'Osmanlı'da Karşı Düşünce ve İdam Edilenler'
adlı kitabıma aldım.
Örneğin Sehi Bey Tezkiresi; bu kaynaklardan
birisidir. Orada Fatih'in hocalarından birisi olan Ahmed Paşa
anlatılır... Anlatılırken o ayş ü işret ortamı canlandırılır. İşin
içine oğlancılık da girer. Ahmed Paşa bu yüzden kellesini kaybedecek
iken; Bursa'ya sürgünle canını kurtarır.
Tarihçimiz; bu işler hoşuna gitmediğinden olacak; tarihin bu gizli sayfasını okumak istemiyor.
Murat Bardakçı da türbelere takılan çaputlara takmış.
Bu
işin irtica ile veya hurafe ile ilgisi yoktur. Yir-sub inancının
günümüzdeki devamıdır. Doğa ruhçuluğunu temel alan ve kökü binlerce yıl
eskiye giden bu Türk inancını hurafecilik sanmayınız. Biraz Vahideddin
efendimizin ikliminden çıkıp bu milletin eski tarihini de okumaya
çalışınız. O zaman program daha ilginç olacaktır.

AVUKAT SOYSAL'IN YÖK'LE SAVAŞI
Bir
milletin dili; onun en önemli varlığıdır. Dilini yitiren toplumlar,
bağımsızlık kimliğini unuturlar ve peşinden de vatanları ellerinden
gider. Bunu bilen gerçek entelektüeller de dillerine sahip çıkarlar.
AB'nin kurucusu sayılan Fransa, 1994 yılında, Fransızca'yı
İngilizce'nin baskısına karşı koruyacak bir yasa çıkardı. Türkiye'de,
bunun tam tersi bir gelişim yaşandı, yaşanıyor. En sıradan dükkanlardan
en büyük işyerlerine kadar her tarafta İngilizce isimler.
Televizyonlarda İngilizce yayımlar. Aşağılık kompleksine sokulan
toplumumuz; Türkçe'den uzaklaştıkça bir değer kazandığını sanmaya
başladı. Bunun sonucunda işyerlerinde İngilizce bilmek; Türkçe
bilmekten bile öne geçrildi. Bu yıkıcı etkiye karşı mücadelesi etmesi
gereken akademik çevre de sessiz kaldı.
***
Üniversiteler,
elbette ki küresel kurumlardır. Lakin bu küresel yapı içinde her
ülkenin üniversitesi kendi dil kimliği ile yer alır. Türkiye'de; Türkçe
kimliğinin yerine İngilizce kimliğini oturtma hatası aldı başını
gidiyor. En son olarak YÖK de bu hatar kervanına katıldı.
Bu durumu tespit eden Avukat Ali Soysal da YÖK'ü mahkemeye verdi.
Sebebi
şu: YÖK; 4 Aralık 2008'de 'Yükseköğretim Kurumlarında Yabancı Dil
Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara
İlişkin Yönetmelik'i değiştirmiş. Değiştirilen maddelerden birisi
şöyle:
'Bir yükseköğretim kurumunda öğretim dili genel olarak
Türkçe olmakla birlikte, bazı seçmeli dersler kısmen veya tamamen
yabancı dille okutulabilir. Ancak, bunun için de, senato kararı ve
Yükseköğretim Genel Kurulunun onayı şarttır.'
Burada ne var
demeyin... Ali Soysal gibi birisi olursanız; bu hükmün; 'Devletin dili
Türkçe'dir' diyen 3. anayasa maddesine aykırı olduğunu anlarsınız. Yine
bu hükmün; Anayasa, Madde 42'deki (...) 'Türkçeden başka hiçbir dil,
eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak
okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak
yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi
olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri
saklıdır.' ilkesine aykırı olduğunu görürsünüz. Avukat Soysal;
yönetmeliğin bu bölümünün iptal edilmesi için kapsamlı bir dilekçe
hazırlamış ve Danıştay'a 20 Ocak tarihinde başvurmuş.
Diline sahip çıkmak için böyle çabalayan aydınlar oldukça, geleceğe umutla bakabiliriz...

Sitemize hoş geldiniz sayın

Misafir

Fatih şarap içerdi

Fatih şarap içerdi