Tayyip bey ekonomimiz iyi derken damadı ile oğullarını mı kastetti?
Başbakanımıza göre ekonomi iyi...
Önceki gün Rize’de yaptığı konuşmada öyle diyor.
Dediği vallahi de billahi de doğrudur.
Baksanıza
bir zamanlar Kars’dan hayvan getirip sucuk yapan ve oradan para
kazanmaya çalışan ve de çocuklarını hayırsever işadamlarının himmetiyle
okutmak zorunda olan Tayyip Erdoğan, şimdi kralların taktığı Franck
Muller saatini takıyor.
Saati daire,
elbisesi tarla
O da
neymiş demeyin bu saatin fiyatı tamı tamına 43 bin dolar yani yaklaşık
olarak 70 milyardır ki bu parayla İstanbul ile Ankara’da bile daire
alınır.
Keza elbiseleri de Brioni ve Armani gibi önemli etiketleri taşır ki bunların da her birinin ederi
10 milyarın üstüdür .
10 milyarı küçümsemeyin, o parayla Anadolu kırsalında iki dönüm tarla alınır.
Tayyip Bey’in 50 takım elbisesi varsa bunun anlamı 100 dönüm tarla demektir.
Sadece saati ve elbiseleri bu kadar para eden birinin ekonomisi tabiatı ile kötü değildir!
Saat ve elbise ölçü olamaz mı dediniz?!
Peki o zaman oğulcuğuna aldığı gemi pardon gemicik de mi ölçü değil?
Çok
yakınında olan bir işadamından pek ucuza yani 500 bin doları peşinle
2.5 milyon dolara gemi alınmışsa bu iyi olmanın bir diğer göstergesi
değil midir?
Öyle ya Kasımpaşa’da nalbur muhasebeciliği ve sair
işleri yapan bir baba profilinin armatör oğul yaratması ancak masal ya
da filmlerde görülebilecek bir iyileşme değil mi?
Yok bunlar da iyi
olmaya kafi değilse ise o zaman Boğaziçi’nde sahip olunan üç adet bahçe
içindeki muhteşem villaları hatırlatayım.
Söyler misiniz, Tayyip Erdoğan böyle bir tabloda ekonomimiz iyidir demeyecek de ne diyecek acaba?
Kimin ekonomisi?
Evet
yukarıda yemin ettiğimiz gibi Başbakanımızın maşallah halk deyimi ile
tuzu kuru, yani ekonomisi iyi olmanın ötesinde şaheserdir. Baksanıza
nereden nereye gelmiştir? Dolayısı ile ekonomimiz iyidir sözü onun
adına tam isabettir...
Tayyip Bey’in iyilikten kastı kendi ailesi değil Türkiye mi dediniz?
Yok canım daha neler... Tayyip Bey siyaset erbabı olsa bile sonuçta böylesine uçuk kaçık bir şeyi asla ve kat’a terennüm etmez!
Öyle, çünkü bugün Türk ekonomisinin iyi olduğunu söylemeye normal bir hal yetemez!
Üniversiteli
gençlerin yığınlar halinde işsiz olduğu, her gün atölye ve fabrikaların
kapandığı, her hafta on binlerin işinden kovulduğu, kepenklerin
indirilip adına esnaf denen kesimin tasfiye sürecine girdiği, kredi ile
alınan ev ve arabalara her gün haciz ordularının gönderildiği üretimi
stop etmiş can çekişen bir tabloda ekonomi nasıl iyi olabilir?
214
milyar dolarlık ülke borcunun 498 milyar dolara çıkarıldığı, özel
sektörün borç girdabına sokulduğu, cari açığın ülkeyi iflasa götürme
sinyalleri verdiği, ihracatı dibe vuran, üretim motorları stop etmekte
olan bir ülkede ekonomi nasıl iyi olabilir?
İffetin satıldığı
Namuslu
ev hanımlarının geçinmek için iffetini para karşılığında satışa
çıkarmak zorunda kaldığı, kapkaç ve hırsızlığın sektöre dönüştüğü,
işsizlik ve yoksullukla oluşan kaos ve gerginlik sebebi ile
büyükşehirlerde sokağa bile çıkılamadığı bir görüntüde ekonomimize
nasıl iyi denebilir!
Hayır hayır Tayyip Bey ekonomimiz iyi derken
kesinlikle Türkiye’yi değil, ev halkını yani damadıyla oğullarını
kastetmiştir. Yapmayın, iftira etmeyin Başbakanımıza! Zat-ı şahaneleri
o kadar da insafsız değiller yani!


İŞTE FOTOĞRAF...
Kılıçdaroğlu, Tayyip beyi fena korkuttu!
Umursamadığınız
ya da çekinmediğiniz birini muhatap almazsınız. Bu, yaşam ve canlılar
adına genel kuraldır. Bu realiteden hareketle Tayyip beyin canlı
yayınlanan TBMM konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedefe oturtması,
onun korku ve endişesinin net belgesidir. Evet Başbakan, Kemal bey
bağlamında devreye girme gereğini duymuştur. İşte bu fotoğraf,
Kılıçdaroğlu’nun AKP’yi İstanbul’da tehdit ettiğini gözler önüne
seriyor. Daha bugünden, yani seçim havasına girilmeksizin yapılan pek
çok araştırmada da bu durum net olarak görülüyor. Kemal beyin bu
iddialı görüntüsü sadece İstanbul seçimleri bağlamında değil, bütün
Türkiye’de 1989 benzeri bir rüzgarın esmesine zemin yaratıyor.
Göreceksiniz 29 Mart seçimleri erken genel seçime kapı aralayacaktır.
Yapılması gereken, parti farkı gözetmeksizin AKP’ye kaybettirecek adaya
oy verilmesidir.


ACABA...
Erdoğan Olmert’e bunları mı fısıldadı?
Başbakan
Erdoğan İsrail bağlamında yağmıyor, yani somut zerre bir adım atmıyor
ama gürlemeye ya da kuru gürültü yapmaya devam ediyor. Tayyip bey son
olarak konuyu, Davos’da İsrail Cumhurbaşkanının dikkatine getireceğini
söyledi.. Eyvah ki eyvah... O zaman yeni bir İsrail katliamı eşikte
demektir... Hatırlayın Erdoğan, İsrail Başbakanı Olmert’le Ankara’da 5
saat konuşmuş ama ertesi gün harekat ve katliam başlamıştı. Bizimkiler
İsraillilere ne zaman durun dese ertesi gün savaş ve zulüm oluyor...
Bir başka boyut, Erdoğan’ın sürekli havanda su dövmesi yani boyuna
hamaset ya da mugalata yapmasıdır. Farkında mıdır bilmiyorum ama Tayyip
bey Türkiye’nin saygınlığı ve caydırıcılığını tamamen bitirmiştir.
Dünyada hiçbir devlet ya da hükümet başkanı ülkesini bu kadar aciz ve
yaptırımsız bir görüntüye sokmamıştır... İlginç olan husus, Başbakan’ın
o sözde feveranlarına, İsrail Devletinin zerre karşılık vermemesi yani
önemsememesidir. Yoksa yoksa Tel Aviv’in bu kayıtsız tutumu Tayyip
beyin Olmert’in kulağına “Türkiye’de mahalli genel seçim var. Seçmene
selam için sizi hedef alıyor gibi yapacağım, aldırmayın.. Eylemli bir
tavrım asla olmayacak. Biz BOP’da ve ötesinde stratejik yoldaşız”
şeklindeki fısıldamasının sonucu mudur?


BEKLİYORUM...
Tayfun Talipoğlu cevap ver kaç para?
BBir
zamanların hızlı devrimcisi, ezilenler güruhunun yanık sesli türkücüsü,
şimdilerin AKP sevdalısı ve bu partinin Çankaya belediye başkan aday
adayı olan gazeteci Tayfun Talipoğlu kardeşimize bu sütunda bir soru
sormuştuk. Soru açık ve netti. Dahası kamu adınaydı. Tayfun’a, TRT’de
yaptığı programlar karşılığı olarak ne kadar ücret aldığını sormuştuk.
Böyle bir soruyu sormak hakkımız, çünkü Tayfun’a verilen o astronomik
paralarda bizim de katkımız var, yani TRT 70 milyonun malı ve bu ülke
insanının vergileri ile ayakta duruyor.. Dolayısı ile Tayfun’un da bu
soruyu hemen cevaplama zorunluluğu var. Günler geçti cevap yok.. Belli
ki Tayfun, AKP’ye verdiği destek sonucu aldığı o müthiş ücreti
açıklamaktan utanıyor. Belli ki bu para açıklanınca kamuoyu
“Utanmazlar her ay kimin onlarca milyarını, kime peşkeş çekiyorsunuz”
diye ayağa kalkacak.. Bak Tayfun, bende bazı bilgiler var. Eğer susar
isen ben konuyu TBMM’de soru önergesi ile gündeme getirteceğim.
Kısacası bu işten kaçamazsın. Bu itibarla ayak sürtmeyi bırak ve adam
gibi açıkla; kaç on milyar alıyorsun?