260 trilyonluk ihaleye açıklama getiremeyen gazetecilik yapabilir mi?


Dün saat:14.00
Gazetemiz erken baskıya girdiği için yazımı yazmak zorundayım lakin beklediğim açıklama yok.
Evet, emekli binbaşı, sonradan olma gazeteci Nuri Elibol susuyor.
Suskunluk ya da sükut kabullenme midir bilmem lakin okuyucu açıklama istiyor.
Dünkü yazımı okumayanlara konuyu yüzeysel olarak bir kez daha hatırlatalım:
Nuri Elibol isimli asker emeklisi AKP iktidarı ile beraber birileri tarafından AKP zirvelerine öneriliyor.

Ya müteahhitlik
ya da gazetecilik
İlginçtir;
öneri o kadar güçlü ki, adam hemen Türkiye Gazetesi ile TGRT ve İHA
gibi kuruluşların bulunduğu medya gurubunun Ankara patronu yapılıyor.
Evet Elibol haber yazmasını bilmiyor ama köşe yazarı ve temsilci yapılıyor..
Emrine gazetede bir köşe, TV’de bir program tahsis ediliyor ama öbür tarafta ticari işler yapıyor.
Müteaahitlikten, emlak alım satımın ve baskı işlerine kadar yığınla iş.
Üstelik bunu gizli yapmıyor alenen ve de resmen yapıyor.
Bize gönderilen dosyaya göre Elibol’a ait şirketler var.
Ulubol İnşaat, Gıda ve Ticaret Limited Şirketi bunlardan bir tanesiymiş.
Keza iki ayrı şirket de oğlunun üstüne kayıtlıymış.
Nuri Elibol işte bu şirketler aracılığı ile Park Vadi Evleri ve Batıkent’te büyük konut ve villa işlerini yapıyormuş.
Sözkonusu olan işin ederi bana gönderilen dosyaya göre 260 trilyonun üstünde.
Keza Elibol yine devlete büyük meblağlarla baskı işlerini yapıyormuş. Bu konuda İhlas Matbaası ile paslaşıyormuş.
Aynı şekilde kamudan olimpik havuz yapma gibi işleri alma iddiaları da var.
Çok
çok özet olarak sunduğumuz bütün bu iddiaları dün bu sütundan Nuri
Elibol’a sordum ve göndereceği açıklamayı aynen yayınlayacağımı ilan
ettim.
Araya giren bazı kişilerin, “Yapma, gitme adamın üstüne” sözlerinden öte bir açıklama gelmedi.

Çukurambar’da arsa
Bir hususun altını tekrar tekrar çiziyorum.
Nuri Elibol’u genel ortamlarda rastlaşmaktan öte hiç tanımam.
Kendine bir kızgınlığım ya da küskünlüğüm yok.
Peki bunları niye mi yazdım:
Hakkında
Ankara’da var olan dedikoduları sonlandırmak ve açıklama imkanını
vermek için! Yani biz bütün bu iddialara ispatlanana kadar asla
doğrudur demiyoruz.
Yok, yazılanlar gerçekten doğru ise -ki şirketin
varlığı ve alınan işler gibi delil ve karineler var- o zaman ya
müteaahitlik, ya da gazetecilik işlerinden birini tercih etmesi lazım.
Öyle ya, hem müteahhitlik, hem de gazetecilik olmaz.
İlginçtir; dünkü yazımdan sonra yeni bilgiler de akmaya başladı.
Mesela Çukurambar’daki arsa konusu dillendi.
Doğru
mu bilmiyorum ama Nuri bey,Çukurambar meydanında Ankara’nın en
kıymetli arsalarından birine sahipmiş ama, bu arsanın bazı sorunları
varmış!
Ayrıntısına girmeyeceğim, ancak ortada açıklama gerektiren pek çok konu var.
Elibol, bütün bu iddialara, hayır öyle değil böyle demek durumundadır.
Demezse şaibe altında kalacaktır
Ha unutulur diye bir ümit içinde ise yanılıyor, bendeniz unutturmam efendim..

Basın kartını iade
Evet Nuri Elibol, susarak
bu işi geçiştiremezsin. Hakkında söylenenler yanlış ise gel beraber
omuz omuza verelim ve bu iftiracıları beraber püskürtelim. Sütunum
emrindedir. Yok durum tersi ise, yani ortada iddia edildiği gibi
şirketler ve ederi yüzlerce trilyon olan işler alınmışsa, o zaman
varsa basın kartını hemen iade etmelisin.
Bu arada bir duyurum da Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi gibi kurumlara olacak.
Sayın
yetkililer, gazetecilerin artık kendi adına şirket kurup hem yazı
yazması, hem de müteahhitlik yapması olağan hale mi gelmiştir? Değilse
niye susuyorsunuz?
Bu arada bir not da siyasilere:
Nuri
Elibol’un programına çıkanlar ona, siz gazeteci misiniz, müteahhit mi
sorusunu sormalıdır.. Yok bunu görmezden gelip oraya giderlerse, onun
yaptığını onaylamış olacaklardır.
Açıklama bekliyorum Nuri bey....



Murat Yetkin’in açıklaması ve Nuri ile irtibatı
Murat
Yetkin benim yaşıtım ama meslekte sonradan öne çıkabilen bir isim. Ben
onu muhabirlik günlerinden bilirim. Temsilciliğe atandığım medya
kurumlarına elinde çiçeklerle beni tebrike gelirdi ki, bundan ötürü ona
minnettarlığım var.. Açıklıkla söyliyeyim, kendisine karşı sempatiden
öte bir duygum da yok. Murat dün yazdığım yazıya üzülmüş;Elibol
hakkındaki iddiaları ile beraber kendinin niçin yan yana getirildiğini
soruyor.. Hayır orada bir kastım yok, zira öyle davranmak için özel
hiçbir sebebim yok. Yani Murat’la ne bir çıkar çatışmamız, ne de bir
kırgınlığımız var... Nuri Elibol ile irtibatlanma ise şöyle oldu. Bir
kaç gün önce medyada Ankara Temsilcisi olan bir arkadaşım telefonda
bana “Murat Yetkin, Nuri Elibol’un danışmanı gibi davranıyor. Bir kaç
kez şahit oldum; her yerde onu lanse ediyor ve tanıtmaya çalışıyor.
Yazdığı yazılarında bile onu refere ediyor. Yahu adam gazeteci değil
emekli bir binbaşı ve mesleğimizi kullanarak müteahhitlik yapıyor. Hal
bu iken Murat nasıl onu över anlamış değilim. Bir iddiaya göre Elibol
Yetkin’e kendisi medyada öne çıkarması için şirketinde danışmanlık
ücreti verdiriyormuş...” dedi... Ben de; “Mümkün değil, olmaz”
dedim.. Temsilci arkadaşım: “Ama Murat’la ilgili olarak Enerji
Bakanlığı’ndaki bazı işlerle ilgili olarak da iddialar var” deyince,
yine “Yakıştırıyorlar, inanma” dedim... Hadisenin içeriği budur... Ha,
ne zaman ki Nuri Elibol ile ilgili iddiaları yazmaya karar verdim,
Murat Yetkin’e de açıklama imkanını vereyim dedim ve söylentilere
yazımda peşinen benim de inanmadığımı belirterek sordum.. Dahası,
Enerji Bakanlığı ile ilgili hezeyan ya da iddiaları dillendirme
gereğini bile duymadım.. Murat Yetkin dün konu ile açıklama gönderdi
işte o açıklama: “Nuri Elibol’un şirketinde danışmanlık yaptığım
iddiaları yalan ve yakıştırmadır. Büro temsilcileri ile beraber yemek
yememizde ise hesapları sadece Nuri değil diğer temsilciler de
ödemiştir. Beleş yemeğe koşmak gibi bir şeyi yapmayacağımı herkes
bilir.”
Murat Yetkin’in açıklaması budur.