Evet Sayın Topbaş orada piknik yapmalıyız
1 sayfadaki 1 sayfası
Evet Sayın Topbaş orada piknik yapmalıyız
Evet Sayın Topbaş orada piknik yapmalıyız
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi; İETT arazisini, Dubai Şeyhi Maktum'a 1 milyar 152 milyon
liraya satma kararı almıştı. Şeyh Maktum buraya iki uzun kule
yaptıracak idi... Mimarlar Odası, bu satışın usulsüz olduğunu iddia
edip mahkemeye başvurunca Bay Maktum, alışveriş merkezi yapma işinden
caydı.
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bu satışa karşı
çıkanlara diyor ki: 'Şimdi gitsinler, orada piknik yapsınlar. Hem
İstanbul hem Türkiye kaybetti.'
Görüyorsunuz değil mi? İstanbul
halkının yaşamını kolaylaştırmakla görevli olan belediye başkanı;
burada yaşayan insanlara piknik yapacakları bir alanı bile çok görüyor.
Ben
de diyorum ki: 'Doğrudur Sayın Topbaş; bizler İstanbul'da gidip piknik
yapacak bir alan istiyoruz. Bunun için İETT arazisi uygun. Orayı; Arap
dostlarınıza pazarlayacağınıza bu halkın hizmetine sunun. Böylece
adınızı anmamıza yol açacak bir icraatınız da olmuş olur.'
İSTANBUL'U DOLDURDUNUZ
Kadir
Topbaş ve onun gibi düşünenler için belediyecilik demek; nerede bir
arsa var ise; oraya alışveriş merkezi yaptırmaktan ibarettir. Böylece;
Çin'den, Japonya'dan, Kore'den, Avrupa ve Amerika'dan gelen elin malını
pazarlayarak yerli ekonomiyi çökertme işine omuz vermektir, bunların
belediyecilği...
Elbette, yolları, sokakları da içinden çıkılmaz hale getirmektir.
Kadir Bey, siz sağa sola afişler yapıştırıp İstanbul, 2010, Avrupa başkenti reklamı yaptırıyorsunuz.
İstanbul'un
Avrupa başkenti olması demek; bütün yeşil alanların inşaata açılması ve
oralara yüksek binalar yapılması mı demektir? Avrupalı geldiğinde hangi
yolda yürüyecek, hangi parkta oturacak; gösterir misin?
Kadir Bey,
E-5 otoyolunda tercihli otobüs hattı açıp adına Metrobüs hattı dediniz.
Tek icraatınız bu. İyi de hangi Avrupa başkentinde otoyol böyle demir
kazıklarla parça parça bölünmüştür? Böyle ilkelliği Avrupa başkenti
İstanbul'a nasıl yakıştırıyorsunuz?
Kadir Bey; Allah'tan korkun...
Boğaz'ın çivi bile çakılması yasak olan en güzel tepesine; İstinye Park
adlı alışveriş merkezi yaptırttınız... Bilmem kaç milyar dolarlık rant
elde eden bu holding, bu avantajı, televizyonu ile sağlamış olmasın?...
Kadir
Bey; yukarıda Allah var ise, aşağıda da göz ve akıl var. Güngören'e
'Kale Alışveriş Merkezi' diye bir yapı kondurttunuz. Tam dört yolun
ortasında... Trafik orada düğümlendi. Sizin için bölge halkının gidecek
yol bulması değil, destekçilerinizin yolunu bulması önemli herhalde...
Kadir
Bey, Şirinevler'de E-5 otoyolunun üstüne şimdi Carfursa diye bir
alışveriş merkezi daha yaptırtıyorsunuz. Yolu kapattınız, yolu. O
yüzden diyorum ki Allah'tan korkun...
Cevizlibağ'da otoyolun
arasındaki boşluklara kondurulan tanıdıkların iş merkezleri yüzünden
oraya girip çıkmak imkansız hale geldi. Maslak'ta holding binalarının
bir ayağı caddenin üstünde...
Kadir Bey; İstanbul'da insanların
gidip oturacağı bir alan bırakmadınız. Evimizden dışarı çıkınca
insanlarla tokuşuyoruz. Siz; bize yol yapacağınıza, zenginlerin yolunu
yapıyorsunuz. Beş yıl boyunca topladığınız milyarlarca dolarla benim
hayatımı kolaylaştıran hangi icraatınız var Kadir Bey?
FATİH'İN KEMİKLERİ SIZLIYOR
İstanbul'u
alarak bizlere miras bırakan büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmet;
eminim ki çok üzgün. Çünkü o, İstanbul çevresine bağlar ve ormanlıklar
kurarak buşehri mücevher gibi süslemişti. İnanmayan açsın Tursun Bey'in
yazdığı Tarih-i Ebül Feth'i okusun.
Bugün Osmanlı torunu olmakla
övünen ekibin başkanı Kadir Bey ise Fatih'in ormanlarını kırıp
geçiriyor; oraları zenginlerin emrine veriyor. Hükümetin TBMM'den
geçirdiği 2-B Yasası diye bilinen yasa da İstanbul'un ormanlarını ve
yeşil alanlarını yağmalatma yasasıdır.
Ben burada ihalelerdeki soru
işaretlerinden bile söz etmiyorum. Fakat acı bir gerçek var: Tayyip
Erdoğan; Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş dönemlerinde İstanbul
insafsızca yağmalandı. Gidin Küçük Çamlıca Tepesi'ne bir bakın. Bir
şarkıda; 'Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde!' diyordu. Şimdi
sazlar çalınan o bahçelerde, ikiz villalar yükseliyor. Elbette yüksek
taş duvarlarla çevrili biçimde...
Ya biz diğer İstanbullular? Belediye Başkanımız Sayın Topbaş geri kalan 12 milyona bir piknik yerini bile çok görüyor.
Kadir
Bey, 28 Mart'ta, inşallah; sizi, alışveriş merkezlerinizle ve
müteahhitlerinizle başbaşa bırakıp bizlere oturacağımız park,
yürüyeceğimiz yol verebilecek yeni bir başkanla yeni bir başlangıç
yapacağız...
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi; İETT arazisini, Dubai Şeyhi Maktum'a 1 milyar 152 milyon
liraya satma kararı almıştı. Şeyh Maktum buraya iki uzun kule
yaptıracak idi... Mimarlar Odası, bu satışın usulsüz olduğunu iddia
edip mahkemeye başvurunca Bay Maktum, alışveriş merkezi yapma işinden
caydı.
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bu satışa karşı
çıkanlara diyor ki: 'Şimdi gitsinler, orada piknik yapsınlar. Hem
İstanbul hem Türkiye kaybetti.'
Görüyorsunuz değil mi? İstanbul
halkının yaşamını kolaylaştırmakla görevli olan belediye başkanı;
burada yaşayan insanlara piknik yapacakları bir alanı bile çok görüyor.
Ben
de diyorum ki: 'Doğrudur Sayın Topbaş; bizler İstanbul'da gidip piknik
yapacak bir alan istiyoruz. Bunun için İETT arazisi uygun. Orayı; Arap
dostlarınıza pazarlayacağınıza bu halkın hizmetine sunun. Böylece
adınızı anmamıza yol açacak bir icraatınız da olmuş olur.'
İSTANBUL'U DOLDURDUNUZ
Kadir
Topbaş ve onun gibi düşünenler için belediyecilik demek; nerede bir
arsa var ise; oraya alışveriş merkezi yaptırmaktan ibarettir. Böylece;
Çin'den, Japonya'dan, Kore'den, Avrupa ve Amerika'dan gelen elin malını
pazarlayarak yerli ekonomiyi çökertme işine omuz vermektir, bunların
belediyecilği...
Elbette, yolları, sokakları da içinden çıkılmaz hale getirmektir.
Kadir Bey, siz sağa sola afişler yapıştırıp İstanbul, 2010, Avrupa başkenti reklamı yaptırıyorsunuz.
İstanbul'un
Avrupa başkenti olması demek; bütün yeşil alanların inşaata açılması ve
oralara yüksek binalar yapılması mı demektir? Avrupalı geldiğinde hangi
yolda yürüyecek, hangi parkta oturacak; gösterir misin?
Kadir Bey,
E-5 otoyolunda tercihli otobüs hattı açıp adına Metrobüs hattı dediniz.
Tek icraatınız bu. İyi de hangi Avrupa başkentinde otoyol böyle demir
kazıklarla parça parça bölünmüştür? Böyle ilkelliği Avrupa başkenti
İstanbul'a nasıl yakıştırıyorsunuz?
Kadir Bey; Allah'tan korkun...
Boğaz'ın çivi bile çakılması yasak olan en güzel tepesine; İstinye Park
adlı alışveriş merkezi yaptırttınız... Bilmem kaç milyar dolarlık rant
elde eden bu holding, bu avantajı, televizyonu ile sağlamış olmasın?...
Kadir
Bey; yukarıda Allah var ise, aşağıda da göz ve akıl var. Güngören'e
'Kale Alışveriş Merkezi' diye bir yapı kondurttunuz. Tam dört yolun
ortasında... Trafik orada düğümlendi. Sizin için bölge halkının gidecek
yol bulması değil, destekçilerinizin yolunu bulması önemli herhalde...
Kadir
Bey, Şirinevler'de E-5 otoyolunun üstüne şimdi Carfursa diye bir
alışveriş merkezi daha yaptırtıyorsunuz. Yolu kapattınız, yolu. O
yüzden diyorum ki Allah'tan korkun...
Cevizlibağ'da otoyolun
arasındaki boşluklara kondurulan tanıdıkların iş merkezleri yüzünden
oraya girip çıkmak imkansız hale geldi. Maslak'ta holding binalarının
bir ayağı caddenin üstünde...
Kadir Bey; İstanbul'da insanların
gidip oturacağı bir alan bırakmadınız. Evimizden dışarı çıkınca
insanlarla tokuşuyoruz. Siz; bize yol yapacağınıza, zenginlerin yolunu
yapıyorsunuz. Beş yıl boyunca topladığınız milyarlarca dolarla benim
hayatımı kolaylaştıran hangi icraatınız var Kadir Bey?
FATİH'İN KEMİKLERİ SIZLIYOR
İstanbul'u
alarak bizlere miras bırakan büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmet;
eminim ki çok üzgün. Çünkü o, İstanbul çevresine bağlar ve ormanlıklar
kurarak buşehri mücevher gibi süslemişti. İnanmayan açsın Tursun Bey'in
yazdığı Tarih-i Ebül Feth'i okusun.
Bugün Osmanlı torunu olmakla
övünen ekibin başkanı Kadir Bey ise Fatih'in ormanlarını kırıp
geçiriyor; oraları zenginlerin emrine veriyor. Hükümetin TBMM'den
geçirdiği 2-B Yasası diye bilinen yasa da İstanbul'un ormanlarını ve
yeşil alanlarını yağmalatma yasasıdır.
Ben burada ihalelerdeki soru
işaretlerinden bile söz etmiyorum. Fakat acı bir gerçek var: Tayyip
Erdoğan; Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş dönemlerinde İstanbul
insafsızca yağmalandı. Gidin Küçük Çamlıca Tepesi'ne bir bakın. Bir
şarkıda; 'Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde!' diyordu. Şimdi
sazlar çalınan o bahçelerde, ikiz villalar yükseliyor. Elbette yüksek
taş duvarlarla çevrili biçimde...
Ya biz diğer İstanbullular? Belediye Başkanımız Sayın Topbaş geri kalan 12 milyona bir piknik yerini bile çok görüyor.
Kadir
Bey, 28 Mart'ta, inşallah; sizi, alışveriş merkezlerinizle ve
müteahhitlerinizle başbaşa bırakıp bizlere oturacağımız park,
yürüyeceğimiz yol verebilecek yeni bir başkanla yeni bir başlangıç
yapacağız...
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz