Diğerlerine haksızlık etmiyor muyuz?
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Diğerlerine haksızlık etmiyor muyuz?
Diğerlerine haksızlık etmiyor muyuz?
12`inci Ergenekon dalgası ülkede, büyük dalgalanmalar meydana getirdiğinden beri, sabah Türkan Saylan ile gözlerimizi açıyor, akşam da Prof Dr. Haberal ile kapatıyoruz. ÇYDD`nin şimdiye kadar yaptıkları, genel başkanın, hastalığına rağmen, yılmadan, yorulmadan çalıştığı ekranları ve gazete sayfalarını doldurmaktadır. Aynı şekilde, Başkent Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Haberal`da gündemde yerini almaktadır. Geçenlerde binlerce insan her ikisini desteklemek amacıyla, Anıtkabir`in yolunu tutarak, Ata`ya şikayete gittiler. Söylenenler, yazılanlar ve yapılanlara diyeceğimiz yoktur. Elbette yapılmalıdır. Ve hatta her gün yapılmalıdır. Çünkü yapılanlar oldukça yanlıştır. Yapılanları eleştirmek yanlış olur. Fakat burada bir hususu unutuyoruz gibime geliyor. Ergenokon olayı, bilindiği 1,5 yıl önce ortaya çıktı. Birinci ve onu takip eden tutuklamalarda birçok değerli insanlar tutuklanarak cezaevine gönderildi ve yargının sonuçlanmasını bekliyorlar. Bazıları suçlarının ne olduğunu bilemeden yaşamlarını yitirdiler, bazıları da ağır hastalanarak tedavi edilmek üzere kliniklere sevk edildiler. Tutuklu olanlar, gerçi burs falan vermediler ama, kendi alanlarında topluma yararlı olmaya, onları uyarmaya çalıştılar.
Hernedense bizler bunları unutup, iki kişinin etrafında dönüp duruyoruz.
Peki, o zaman iki yıla yakın tutuklu olanlara haksızlık yapmış olmuyor muyuz?
Dr. Yüksel Cavlak
12`inci Ergenekon dalgası ülkede, büyük dalgalanmalar meydana getirdiğinden beri, sabah Türkan Saylan ile gözlerimizi açıyor, akşam da Prof Dr. Haberal ile kapatıyoruz. ÇYDD`nin şimdiye kadar yaptıkları, genel başkanın, hastalığına rağmen, yılmadan, yorulmadan çalıştığı ekranları ve gazete sayfalarını doldurmaktadır. Aynı şekilde, Başkent Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Haberal`da gündemde yerini almaktadır. Geçenlerde binlerce insan her ikisini desteklemek amacıyla, Anıtkabir`in yolunu tutarak, Ata`ya şikayete gittiler. Söylenenler, yazılanlar ve yapılanlara diyeceğimiz yoktur. Elbette yapılmalıdır. Ve hatta her gün yapılmalıdır. Çünkü yapılanlar oldukça yanlıştır. Yapılanları eleştirmek yanlış olur. Fakat burada bir hususu unutuyoruz gibime geliyor. Ergenokon olayı, bilindiği 1,5 yıl önce ortaya çıktı. Birinci ve onu takip eden tutuklamalarda birçok değerli insanlar tutuklanarak cezaevine gönderildi ve yargının sonuçlanmasını bekliyorlar. Bazıları suçlarının ne olduğunu bilemeden yaşamlarını yitirdiler, bazıları da ağır hastalanarak tedavi edilmek üzere kliniklere sevk edildiler. Tutuklu olanlar, gerçi burs falan vermediler ama, kendi alanlarında topluma yararlı olmaya, onları uyarmaya çalıştılar.
Hernedense bizler bunları unutup, iki kişinin etrafında dönüp duruyoruz.
Peki, o zaman iki yıla yakın tutuklu olanlara haksızlık yapmış olmuyor muyuz?
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
Geri: Diğerlerine haksızlık etmiyor muyuz?
Sayın Yüksel Cavlak,
O kadar önemli bir noktaya işaret etmişsiniz ki.
İnsanoğlunun en iyi /kötü/ içgüdülerinden biri de "alışmak", "unutmak" tır ya...
İşte ne yazık ki, hepimiz insan olmanın özelliği olan bu iyi / kötü/ içgüdülerimizin esiri olmaktayız.
Bu içgüdü bazı olaylarda, örneğin büyük felaketlerden, savaşlardan sonra lehimize işler.
Ama, böylesi toplumsal olaylarda, bir başka insani yeteneğimiz olan, irade, akıl ile iç güdülerimizi kontrol etmeyi başarabilmeliyiz.
Tüm liderler, tarih boyu, bu "unutmak", "alışmak" iç güdüsüne fazla güvenmişlerdir. Bu bütün dünyada böyledir.
Daha dün gibi kulağımızda değil mi, " ...bırakın nasılsa alışırlar" cümlesi...
Önemli olan, akıl ve iradenin devreye girmesini, dolayısıyla bazı olayları, bu gün gibi hatırlanmasını ve gereğinin yapılmasını sağlamak için gerekli ivmeyi yaratabilmektir.
Bu da başta sivil toplum örgütlerine, muhalefete ( pek umutlu değilim ama) gerçek aydınlara ve en önemlisi birey olarak hepimize düşmektedir.
Siz de bu yazınızla bunu başardınız ve bizlere bu can alıcı noktayı hatırlattıınız.
Çok teşekkürler...
O kadar önemli bir noktaya işaret etmişsiniz ki.
İnsanoğlunun en iyi /kötü/ içgüdülerinden biri de "alışmak", "unutmak" tır ya...
İşte ne yazık ki, hepimiz insan olmanın özelliği olan bu iyi / kötü/ içgüdülerimizin esiri olmaktayız.
Bu içgüdü bazı olaylarda, örneğin büyük felaketlerden, savaşlardan sonra lehimize işler.
Ama, böylesi toplumsal olaylarda, bir başka insani yeteneğimiz olan, irade, akıl ile iç güdülerimizi kontrol etmeyi başarabilmeliyiz.
Tüm liderler, tarih boyu, bu "unutmak", "alışmak" iç güdüsüne fazla güvenmişlerdir. Bu bütün dünyada böyledir.
Daha dün gibi kulağımızda değil mi, " ...bırakın nasılsa alışırlar" cümlesi...
Önemli olan, akıl ve iradenin devreye girmesini, dolayısıyla bazı olayları, bu gün gibi hatırlanmasını ve gereğinin yapılmasını sağlamak için gerekli ivmeyi yaratabilmektir.
Bu da başta sivil toplum örgütlerine, muhalefete ( pek umutlu değilim ama) gerçek aydınlara ve en önemlisi birey olarak hepimize düşmektedir.
Siz de bu yazınızla bunu başardınız ve bizlere bu can alıcı noktayı hatırlattıınız.
Çok teşekkürler...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz