Ben olsam affetmem

İnternetteki birçok web sitelerinde şöyle bir yazı var:
“Bugün 19 Mayıs, geçen 70 yıl içinde sana layık yurttaşlar olamadık ! Affet bizleri!...”
Hemen işin kolayına kaçıyoruz ve yaptıklarımızı “bizi affet” demekle silineceğini zannediyoruz. Bu safdililikten de öte bir şey... 70 yıl içinde, cumhuriyetin kazanımları elden giderken, her geçen gün, her alanda bağımlı olurken ve hatta ülkenin bölünmesi söz konusu edilirken, ses çıkarma, yumurta kapıya dayanınca da “Ne olur bizi affet ! “de. Ben olsam affetmem. Öyle zannediyorum ki, Mustafa Kemal`de yaptıklarımızı affetmez. Affetmez, çünkü başımıza gelebilecek tehlikeleri bir bir bize anlattı. “Söylevi` okuyun” dedi. Okumadık.
“Gençliğe Hitabesi” ni duvarlara astık, okuma zahmetine katılmadık.
“Bursa Nutku” ile bizi uyardı. Ne yaptık? Sıkıştıkça “Aaa, “Bursa Nutku”`da varmış ! “ dedik ve unutttuk.
Mustafa Kemal`e ve yaptıklarına sövülürken, sadece kafa salladık, hiç bir ciddi reaksiyon göstermedik. Ya ne yaptık? Ağlama duvarına gider gibi, Anıtkabir`e koştuk yapılanları bir bir anlatarak, yapanları şikayet ettik.
O`nun bize bıraktığı sözlerden güç alma, doğru yolu bulma yerine, bir elimize resmini diğer elimize bayrağı alarak “Atam izindeyiz”, “Kurduğun Cumhuriyetin bekçileriyiz” , “Vatan, Millet, Ahde Vefa” diyerek hem O`nu hem de kendimizi kandırma yolunu seçtik.
“Yerli Malı kullan, anadilini koru” dedi. Biz ne yaptık? Yabancı malını tüketmek için yarışa kalktık. Yerli malı yerle bir oldu !... Anadilimiz olan Türkçe yerine, İngilizce tabelalar caddeleri süsler oldu...
Geriye ne kaldı bu 70 yıl içinde? İçleri boşaltılmış ulusal bayramlar...
70 yıldır yaptıklarımızdan sıyrılmak için de “Atam bizi affet” demeden de ne çekiniyoruz ne de utanıyoruz !
Bırakalım bu ucuz masalları, sadede gelip O`na bugünden başlamak üzere layık olmaya çalışalım.

Dr. Yüksel Cavlak