Hele şükür beni anlayan da varmış !

Karşıdevrimin durmadan Mustafa Kemal`in ve ilkelerini ve hatta Cumhuriyeti dolaylı değil, doğrudan doğruya eleştirdikleri, aşağıladıkları meydandadır. İfade edildiği gibi, ilk önce Latife Hanım kitabı ile başladılar, Mustafa ile devam ettiler ve şimdi de Zübeyde Hanım ile yola devam ediyorlar. Dilipak`ın Mustafa Kemal hakkında neler söyledikleri hala kulaklarımızdadır.
“Bırakınız onlar konuşsunlar, yazsınlar. Mustafa Kemal`imiz yıpranmaz, değerine bir şeyler olmaz” demekle veya bunları görmemezlikten gelmekle, hiç bir yere varılmadığını 70 yıl boyunca gördük. Gelinen sonuç bize gösteriyor ki, Mustafa Kemal`i sevmek, övmek, arada bir anmak ne O`nun ilkelerini ne de cumhuriyetin kazanımlarını savunmaya, kurtarmaya yeter.
Ülkemizde, 11 Kasım 1938`de başlayıp, özellikle 1950`den sonra gittikçe artan anti- Kemalist akıma karşı 1989`da Atatürkçü Düşünce Dernekleri kuruldu. Amaçları, Kemalizm`i tekrar canlandırmak ve topluma anlatmaktı. Normalde, O`nun kurmuş olduğu bu ülkede bu isimde bir kuruluşun hayata geçirilmesi doğru değildi. Başka bir ad altında, aynı mücadele yapılabilirdi. Bunun böyle olduğunu, yani doğru olmadığını, amacın nerelere saptırıldığı ve en önemlisi de adının nasıl kullanıldığı çok aöık gösermektedir.
,Mademki bu ADD`ler kuruldu, o halde, üstlendikleri görevi yerine getirmeliler. Fakat bu görev, ulusal bayramları kutlamak, O`nu anmak, şiirler okumak hele hele internette birbirinden güzel siteler yaptırarak yemeklerin içinde kuru fasulye ve pilavı sevdiğini, neler giydiğini, sevdiği şarkılarla vs.donatmak olmamalıdır.
Basını, özellikle karşıbasını (ülkede zaten karşı basın ve karşı televizyonlar yeteri kadar mevcut) takip edip, hemen tepki göstermek, toplumu bu konuda aydınlatmaktır. Ne yazık ki, bu konuda ne partilerden ne de sivil toplum örgğütlerinden gelmektedir. Kusura bakmasınlar ADD`lerden de gelmemektedir. Ben de onun için, Sabah Gazetesin`deki bu saçma sapan yazıyı Atatürkçüler okusun dedim. Bir okurum” yalnız onlar değil bütün yurttaşlar okusun” diyerek cümleyi tamamlamış oldu. Gene ne yazık ki, her zaman olduğu gibi,bazı Atatürkcüyüm diyenler, hemen atağa kalkarak, olayı saptırdılar.
İşte Atatürkcüyüm diyenlerin yaptıkları en büyük hata !...
Hem “sen susarsan, ben susarsam haksızlıkları kim haykıracak; sen yanmazsan, ben yanmazsam karanlıklar aydınlara nasıl ulaşacak” diyoruz, hem de bunlar yazılınca, haykırılınca, yazana, söyleyene ver yansın yapılıyor.
Bu mudur Atatürkçülük?
Bu mudur Atatürk`ü ve ilkelerini savunmak?
O zaman hocaların hocası Erbakan`ın dediği gibi, bunlara “Hadi oradan, hadi oradan !” demek gerekiyor.

Dr. Yüksel Cavlak