Tayyip tezahüratçısı Ak Polisler ve AKP'nin devletteki arka bahçesi!
2 posters
Sebahattin ÖNKİBAR1 sayfadaki 1 sayfası
Tayyip tezahüratçısı Ak Polisler ve AKP'nin devletteki arka bahçesi!
tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2009-07-10, 13:43
Televizyonlara yansıyan görüntü aynen şudur:
Başbakan polis akademisinin mezuniyet törenine katılıyor.
Tayyip Bey konuşmasını bitirir bitirmez, diplomalarını alacak olan akademi mezunları koro halinde serenata başlıyor:
“-Bana her şey seni hatırlatıyooooor”
Geleceğin emniyet müdürleri, bugünün komiser yardımcılarının verdiği fotoğrafa bakın!
Tayyip Erdoğan’a onun dilinden düşürmediği mısralarla ilanı aşk!
Görsellik bağlamında ancak AKP kongrelerinde görülebilecek bir sevgi sahnesi.
Devlet adına alenen dehşet olan görüntü bununla sınırlı değil.
Keplerini havaya fırlatan mezun polis yöneticileri yine toplu halde tempo tutuyor:
-Helal olsun size, helal olsun!
-Helal olsun size, helal olsun!
Gerçekten de helal olsun...!
AKP kör göze parmak misali fütursuzca adeta bir AK Polis yapısını oluşturuyor!
12 Eylül öncesinde polis Pol-Der, Pol-Bir diye bölünmüştü ya, koca teşkilat şimdi adeta topyekün AK’laştırılmak isteniyor!
Polise haksızlık ediyorsun demeyin!
Ekranlardan izlediğim o görüntülerden sonra bundan başka ne yazabilirim!
Dünyanın neresinde devletin güvenlik örgütü mensupları siyasi bir kişiliği tezahürat ve tempo ile baş tacı eder!
Hangi ülkede polis siyasi amigoluğa soyunur?
Bırakın Batı alemini hangi yamyam ülkesinde böyle şeyler olmuştur?
Bırakın demokrat liderleri Stalin’e, Hitler’e, Saddam’a, Kaddafi’ye, Markos’a tezahürat yapan polisler sahnesini hiç göreniniz oldu mu?
Soruyorum bunun adı polisin düpedüz siyasallaştırılması değil de nedir?
Aynı şeyi kazara asker yapsaydı ne olurdu lütfen göz önüne getirir misiniz?
Harp Akademileri töreninde mezun olan öğrenciler muhalefet liderlerini örneğin Deniz Baykal’ı alkışlayıp, ona tezahürat yapsa kıyamet koparılmaz mıydı?
Polisin mezuniyet törenindeki densizliğine susan ve görmezden gelen medya benzer şeyi kazara asker yapsaydı demokrasiye müdahale vaveylaları ile ortalığı yıkmaz mıydı?
Soruyorum o zaman, bu ne yaman çelişkidir?
Bir kez daha teyid edilmiştir ki demokrasi o güruh için için amaç değil araçtır!
Lafı hiç dolandırmayacağım, AKP’nin bu yaptığı devlette arka bahçe inşasıdır.
Tıpkı imam hatipler gibi polis teşkilatımız da yavaş yavaş AKP’nin arka bahçesi olmaya başlamıştır.
Şu tabloya bakar mısınız, askere siyasete bulaştın diye zindan kapıları aralanır iken polise siyasi sloganlar attırılıyor!
Hiç kuşkunuz olmasın, o slogancı polisler öyle bir güvenceyi hissetmeseler değil slogan atmak, kılını bile kıpırdatmazdı!
Asker siyaset yaparsa hain, polis yaparsa kahraman; çünkü polis onlardan (!) yana!
Yahu bunların ikisi de devletin kurumu değil mi?
Bu yapılanlar, kurumlar arası tercih ve çok daha ötesidir...
Milleti kamplara ayırdınız, ne olur devlette yapmayın bunu!
Çifte standart!
Yasin el Kadı’ya var, Uygur Anneye vize yok!
NTV’deki programı izleyenler görmüştür. Uygur Türk direnişinin şanlı önderi Rabiyya Kadir Annemiz yayında Türkiye’den talep ettiği vizenin iki kere reddedildiğini açıkladı. Evet yanlış okumadınız, AKP hükümeti vize talebini geri çevirdi... Sorarım size nedir bunun adı? Uygur Türkü Türkiye’ye gelemeyecek de kutuplara mı gidecek? Diyeceksiniz ki Çin’i gücendirmemek için öyle davrandılar? Hikaye... Bunlarda Türk alerjisi var. Uygurlar Türk değil de Arap olsalardı, bakın nasıl sahiplenirlerdi.. Yahu bunlar değil midir ABD dahil bütün dünyanın aradığı adı El Kaide ile bir anılan Yasin El Kadı’yı sahiplenen? Bunlar değil midir Batı’nın terör listesindeki Hamas’ı baş tacı edip bütün dünyada onun avukatlığını yapan? Görüyorsunuz; isteseler ve sevseler engellere rağmen pekala sahiplenebiliyorlar. Üstelik Rabiyya Kadir Annemizin Türkiye’ye gelmesi en temel insan hakkı, zira Türkiye’de akrabaları var... AKP’nin gerçek yüzü budur işte...
AKP’nin Gül’ü
Evet, O AKP’nin Gül’üdür!
Güngör Mengi’nin dünkü yazısındaki “AKP’nin Gül’ü” başlığına bayıldım. Hiç bir başlık hadiseyi bu kadar yalın ve net anlatamazdı. Evet Abdullah Gül, son imzası ile AKP’nin gerçekten gülü olduğunu kanıtlamıştır. Verdiği, yasayı titizlikle inceliyorum görüntülerinin aslında kendisini önemsetmek için tiyatro olduğu ortaya çıkmıştır. Parlamentoda kabul edilen kanun teklifi Anayasanın 145. maddesine aykırı iken tereddüt etmeksizin imzasını basmıştır. Bu şekilde Sayın Gül için yapılan AKP’nin Çankaya noteri yakıştırmaları haklılık kazanıyor. Öyle, çünkü Abdullah Bey iki yıla yakındır tek bir yasayı bile geri çevirmiş değildir. Sorarım size bu denli taraf ve angaje davranan birisi nasıl bütün ülkeyi kucaklayabilir? Nitekim öyle olduğu içindir ki Sayın Gül emin olun ihtilalin cumhurbaşkanı Kenan Evren kadar bile ahalinin çoğunluğunda benimsenmiyor.
Kendin ol Ayşenur!
Ayşenur Aslan’ın kompleksi!
Ayşenur Arslan iyi habercidir, deneyimlidir ve kaliteli insandır ama itiraf etmeliyim ki ekranın önüne geçmesiyle beraber acaip kompleksli davranır olmuştur. Ayşenur’un eskiden bir kimliği ve duruşu vardı, şimdi ise ilkesiz. Beni takdir etsinler ve eleştirmesinler derdinde.. AKP medyasına yaranmak için olmadık taklalar atıyor. Dahası Taraf gazetesini de adeta NewYork Times gibi görüyor ve öyle sunuyor. Bir kaç gün önce Ahmet Altan’ın bir yazısını gözyaşları ile sundu. Tamam orada yazılan şeylere ortak olunabilir de o fotoğraf neyin nesi? Ayşenur’a tavsiyemiz kendi gibi olması yani gerçek kişiliğini yansıtmasıdır. Ayşenur CNN-Türk’de program falan yapmıyor medya yalakalığı yapıyor...
Başbakan polis akademisinin mezuniyet törenine katılıyor.
Tayyip Bey konuşmasını bitirir bitirmez, diplomalarını alacak olan akademi mezunları koro halinde serenata başlıyor:
“-Bana her şey seni hatırlatıyooooor”
Geleceğin emniyet müdürleri, bugünün komiser yardımcılarının verdiği fotoğrafa bakın!
Tayyip Erdoğan’a onun dilinden düşürmediği mısralarla ilanı aşk!
Görsellik bağlamında ancak AKP kongrelerinde görülebilecek bir sevgi sahnesi.
Devlet adına alenen dehşet olan görüntü bununla sınırlı değil.
Keplerini havaya fırlatan mezun polis yöneticileri yine toplu halde tempo tutuyor:
-Helal olsun size, helal olsun!
-Helal olsun size, helal olsun!
Gerçekten de helal olsun...!
AKP kör göze parmak misali fütursuzca adeta bir AK Polis yapısını oluşturuyor!
12 Eylül öncesinde polis Pol-Der, Pol-Bir diye bölünmüştü ya, koca teşkilat şimdi adeta topyekün AK’laştırılmak isteniyor!
Polise haksızlık ediyorsun demeyin!
Ekranlardan izlediğim o görüntülerden sonra bundan başka ne yazabilirim!
Dünyanın neresinde devletin güvenlik örgütü mensupları siyasi bir kişiliği tezahürat ve tempo ile baş tacı eder!
Hangi ülkede polis siyasi amigoluğa soyunur?
Bırakın Batı alemini hangi yamyam ülkesinde böyle şeyler olmuştur?
Bırakın demokrat liderleri Stalin’e, Hitler’e, Saddam’a, Kaddafi’ye, Markos’a tezahürat yapan polisler sahnesini hiç göreniniz oldu mu?
Soruyorum bunun adı polisin düpedüz siyasallaştırılması değil de nedir?
Aynı şeyi kazara asker yapsaydı ne olurdu lütfen göz önüne getirir misiniz?
Harp Akademileri töreninde mezun olan öğrenciler muhalefet liderlerini örneğin Deniz Baykal’ı alkışlayıp, ona tezahürat yapsa kıyamet koparılmaz mıydı?
Polisin mezuniyet törenindeki densizliğine susan ve görmezden gelen medya benzer şeyi kazara asker yapsaydı demokrasiye müdahale vaveylaları ile ortalığı yıkmaz mıydı?
Soruyorum o zaman, bu ne yaman çelişkidir?
Bir kez daha teyid edilmiştir ki demokrasi o güruh için için amaç değil araçtır!
Lafı hiç dolandırmayacağım, AKP’nin bu yaptığı devlette arka bahçe inşasıdır.
Tıpkı imam hatipler gibi polis teşkilatımız da yavaş yavaş AKP’nin arka bahçesi olmaya başlamıştır.
Şu tabloya bakar mısınız, askere siyasete bulaştın diye zindan kapıları aralanır iken polise siyasi sloganlar attırılıyor!
Hiç kuşkunuz olmasın, o slogancı polisler öyle bir güvenceyi hissetmeseler değil slogan atmak, kılını bile kıpırdatmazdı!
Asker siyaset yaparsa hain, polis yaparsa kahraman; çünkü polis onlardan (!) yana!
Yahu bunların ikisi de devletin kurumu değil mi?
Bu yapılanlar, kurumlar arası tercih ve çok daha ötesidir...
Milleti kamplara ayırdınız, ne olur devlette yapmayın bunu!
Çifte standart!
Yasin el Kadı’ya var, Uygur Anneye vize yok!
NTV’deki programı izleyenler görmüştür. Uygur Türk direnişinin şanlı önderi Rabiyya Kadir Annemiz yayında Türkiye’den talep ettiği vizenin iki kere reddedildiğini açıkladı. Evet yanlış okumadınız, AKP hükümeti vize talebini geri çevirdi... Sorarım size nedir bunun adı? Uygur Türkü Türkiye’ye gelemeyecek de kutuplara mı gidecek? Diyeceksiniz ki Çin’i gücendirmemek için öyle davrandılar? Hikaye... Bunlarda Türk alerjisi var. Uygurlar Türk değil de Arap olsalardı, bakın nasıl sahiplenirlerdi.. Yahu bunlar değil midir ABD dahil bütün dünyanın aradığı adı El Kaide ile bir anılan Yasin El Kadı’yı sahiplenen? Bunlar değil midir Batı’nın terör listesindeki Hamas’ı baş tacı edip bütün dünyada onun avukatlığını yapan? Görüyorsunuz; isteseler ve sevseler engellere rağmen pekala sahiplenebiliyorlar. Üstelik Rabiyya Kadir Annemizin Türkiye’ye gelmesi en temel insan hakkı, zira Türkiye’de akrabaları var... AKP’nin gerçek yüzü budur işte...
AKP’nin Gül’ü
Evet, O AKP’nin Gül’üdür!
Güngör Mengi’nin dünkü yazısındaki “AKP’nin Gül’ü” başlığına bayıldım. Hiç bir başlık hadiseyi bu kadar yalın ve net anlatamazdı. Evet Abdullah Gül, son imzası ile AKP’nin gerçekten gülü olduğunu kanıtlamıştır. Verdiği, yasayı titizlikle inceliyorum görüntülerinin aslında kendisini önemsetmek için tiyatro olduğu ortaya çıkmıştır. Parlamentoda kabul edilen kanun teklifi Anayasanın 145. maddesine aykırı iken tereddüt etmeksizin imzasını basmıştır. Bu şekilde Sayın Gül için yapılan AKP’nin Çankaya noteri yakıştırmaları haklılık kazanıyor. Öyle, çünkü Abdullah Bey iki yıla yakındır tek bir yasayı bile geri çevirmiş değildir. Sorarım size bu denli taraf ve angaje davranan birisi nasıl bütün ülkeyi kucaklayabilir? Nitekim öyle olduğu içindir ki Sayın Gül emin olun ihtilalin cumhurbaşkanı Kenan Evren kadar bile ahalinin çoğunluğunda benimsenmiyor.
Kendin ol Ayşenur!
Ayşenur Aslan’ın kompleksi!
Ayşenur Arslan iyi habercidir, deneyimlidir ve kaliteli insandır ama itiraf etmeliyim ki ekranın önüne geçmesiyle beraber acaip kompleksli davranır olmuştur. Ayşenur’un eskiden bir kimliği ve duruşu vardı, şimdi ise ilkesiz. Beni takdir etsinler ve eleştirmesinler derdinde.. AKP medyasına yaranmak için olmadık taklalar atıyor. Dahası Taraf gazetesini de adeta NewYork Times gibi görüyor ve öyle sunuyor. Bir kaç gün önce Ahmet Altan’ın bir yazısını gözyaşları ile sundu. Tamam orada yazılan şeylere ortak olunabilir de o fotoğraf neyin nesi? Ayşenur’a tavsiyemiz kendi gibi olması yani gerçek kişiliğini yansıtmasıdır. Ayşenur CNN-Türk’de program falan yapmıyor medya yalakalığı yapıyor...
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
Geri: Tayyip tezahüratçısı Ak Polisler ve AKP'nin devletteki arka bahçesi!
tarafından huseyin cebeci 2009-07-23, 09:59
belli ki arka bahce icin imam hatiplerin arsasi yetmemis ,ustune bir de p .pardon f tipi akademi konduruluyor. bugun icin guc kazandigini zanneden akkkaaapeee o kazandigi gucu korkarim bu kacak konduakademi eliyle cok yakinda kaybedecektir. papatya larin akibeti gibi sonlari husran olacaktir...
huseyin cebeci- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 30
Yaş : 64
ŞEHİR : new york
Meslek : ---------------------------------------------------
Öğrenim Durumu : lise
Kişisel Mesaj : "bir kus gibi ozgur ucabilmek, hic bir limana bagli kalmiyan tekne gibi olabilmek"....
Ruh Halim :
Aldığı Teşekkür : 45
Kayıt tarihi : 20/04/09
Similar topics1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz