DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Anadilimizi Almanya`da sevdirdiler

Aşağa gitmek

Anadilimizi Almanya`da sevdirdiler Empty Anadilimizi Almanya`da sevdirdiler

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2009-07-22, 18:44

Anadilimizi Almanya`da sevdirdiler

“Bu başlık Avrupa`da basılan Hürriyet Gazetesi`nin “Hürriyet Cumartesi” ekinin birinci sayfasına konulmuş. Verilen haberde Almanya`nın güneyinde yaşayan emekli öğretmen Mete Atay ve eşi Bilge Atay`ın Türkçe`yi Almanya`da nasıl kurtardığını anlatılıyor. Mete Atay söyleşide “Eğer bizler Türkçe kitapları yazmamış, yeni yöntemleri geliştirip uygulamamış olsaydık; Türkçe sınıfları çoktan kapanmış olurdu” demiş. Ayrıca sözlerine şunlarıda eklemiş: “Genç nesillerin çoğu Alman vatandaşı. Almancaları, Türkçeye göre daha iyidir. Bu çocuklara, 20 yıl öncenin koşullarıyla, yöntemleriyle Türkçe sevdirilemez. Çocuklara, Türkçe`nin kendisi için bir zenginlik olduğunu; çok dilliliğin güzelliği ve avantajları anlatılmalıdır.” Ayrıca Türkiye`den gelen ailelerin çocuklarının iyi Türkçe konuştuğu ifade ediliyor.
Almanya`da 50 yılını geçiren ve göçü 1960 yılından itibaren takip edenler görürleri ki, bu söyleşide bazı çelişkişler dikkati çeker.
1. Türkçe sevdirilmez, çünkü bu bizim anadilimizdir. Bu dili öğrenmemiz, konuşmamız şarttır. Eğer sevdirmekten bahsediyorsak, bu dilin sevimsiz bir dil olduğu veya üzerinde durulmadığı anlamı çıkar. Ki, bu doğru değildir.
2. Hepimiz biliyoruz ki, Avrupa`ya çalışmak için gelen Türkler`in çoğu kırsal kesimlerden gelmişlerdir. Anne ve babaların eğitimi ya yoktu ya da ilkokul seviyesindeydi. Türkçeleri de o derece kısıtlı idi. Beraberinde getirdikleri veya burada doğanların Türkçe`si de evdeki Türkçe`den farklı değildi. Bu bir gerçektir ve hala gerçek olmayan öteye gidememiştir. Eğitim düzeyi yüksek olan ailelerin çocukların Türkçe öğrenmekte, düzgün konuşmakta hiçbir sıkıntıları olmadı ve olmamıştır. Bu çocuklar hemTürkçe`yi hem de Almanca`yı güzel okuyup konuşabilmektedirler.
3. Ne demek 20 yıl önceki yöntemle Türkçe sevdirilmez? Türkçe`nin geçmişi geleceği olur mu? Eğer bu düşünüş veya mantık doğru ise, bizler sevmeden bu Türkçe `yi öğrenmiş oluyoruz anlaşılıyor ki, doğru değildir. Ayrıca Türkçe`yi bize doğru dürüst öğretecek olanlar Türkçe öğretmenleri değil mi? Eğer Almanya`da Türk çocukları anadillerini sevemiyorlarsa, tek suçlusu buradaki öğretmenler olmuyorlar mı?
4. “Türkçe`yi Almanya`da unutulmaktan kurtardık” deniliyor. Maalesef Türkçe Almanya`da unutulmaya yüz tuttu. Çünkü okullarda anadili zorunlu değildir, isteyen Türkçe dersine girer istemeyen de başka bir derse katılır. Birinci isteksizlik buradan kaynaklanıyor. İkinci isteksizlik de, öğretmenlerden kaynaklanmaktadır. Onlar isteksiz olunca, bu isteksizlik çocuklara da bulaşmaktadır. Zamanla bir kısır döngü meydana gelmiş oluyor. Bu da bir gerçektir ve gerçek olmaya da devam etmektedir. Prof. Dr. Ali Arayıcı, “Türkiye`den Avrupaya Göçün 40 yıl” başlıklı kitabında geniş bir şekilde anlatmıştır. Meraklısına bu kitap tavsiye edilir.
5. Biliyoruz ki, Almanya 16 eyaletten ibarettir. Ve gene biliyoruz ki, emekli öğretmen Mete Atay ve eşi Almanya`nın güneyinde görev yapmıştır. Ve gene diyelim ki, onların bulundukları yerlerde Türk çocukları Türkçe`yi çok sevdiler ve çok iyi öğrendiler. Geri kalan 15 eyalette durum nasıl? Bana sorarsanız yürekler acısı! Alman yetkilileri bu durumu geç de olsa kavradıklarından, yavaş yavaş okullardan Türkçe derslerini kaldırıyorlar. Peki, nasıl olacak da bu iki emekli öğretmen Türkçe`yi unutmaktan kurtaracak? Burada birçok faktörler, okullardan Türkçe derslerinin kaldırılmasında ve çocukların bu derslere ilgisizliğinde rol oynamaktadır.
“Hocam, sözünüzü kestim, kusura bakmayın. Bir şey söyleyebilir miyim?” dedi Murtaz.
“Elbette, elbette sevgili dostum! Tartışmak için bizler buradayız.”
“Sağ ol hocam. Ben şunu söylemek istiyorum: “ Benim iki çocuğum var. İkisini de Türkçe öğrensin diye, Türkçe dersine yazdırdım. Birgün bana çocuklar “baba biz Türkçe dersine girmek istemiyoruz.” dediler. Nedenini sorunca, bana “Bize bir şey öğretmiyor ki, masasında oturup gazete okuyor” dediler. Ve o günden sonra da derse girmediler.”
“Murtaza Bey`in dediğine katılıyorum. Ne yazık ki, çoğu öğretmenler üstlerine düşen görevi tam olarak yerine getirmiyorlar. Hele hele Türkiye`den iki yıllığına gelenler ! “Nasıl olsa iki yıl sonra döneceğim mantığı ile ne ilgileniyorlar ne de bunlar çocukların ruh hallerini anlayabiliyorlar. Çünkü Türkiye ile Almanya arasında çok büyük fark var mentalite açısından. Kendilerini Türkiye`de zannederek, onlara ona göre muamele yapıyorlar.” dedi emekli öğretmen Hatiçe.
“Ben de bir şeyler söylemek istiyorum” dedi Çaycı Süleyman.
“Benim yeğenime de öğretmen sınıfta çıkışmış ve çocuğu arkadaşları arasında mahcup etmiş. O gün bu gün derse gitmiyor.
“Valla onu bunu bilmem ama, yetenekleri az, çoğu yıllarca fabrikalarda çalıştıktan sonra öğretmen olarak okullara tayin ediliyorlar. Bu arada da meslek ruhunu kaybediyorlar.” dedi emekli madenci Hüsamettin. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben torunlarımın Türkçe dersi almalarına karşıyım, çünkü çoğu öğretmenleri kahveden tanıyorum.”
“Değerli dostlar! Görüyorum ki, hepiniz bu çocuklarınızın ve torunlarınızın Türkçe dersinden muztaripsiniz. Bu Türkçe konusunda yalnız öğretmenler değil, Türk hükümetinin dış uzantısı olan Eğitim Ataşeleri, veli ve öğretmen dernek kurucuları gerekeni yapmamaktadırlar. Zincirin en son halkasını teşkil eden anne- babalar maalesef bunlar tarafından yeteri kadar bilgilendirilmiyorlar. Hatırlayacaksınız “Türkçe Gönüllüleri” diye bir hareket başlatılmıştı. Fos çıktı! Nedeni de bu hareketi yürütenlere güvenleri yoktu ailelerin. Uzun lafın kısası; Türkçe ne yazık ki, Almanya`da kurtarılamadı. Birkaç Türk çocuğunun kurtulması bir başarı teşkil etmez. Önemli olan 16 eyalette yaşayan Türk çocuklarının anadillerini iyi öğrenmeleridir. Bu olmadıktan sonra, basında çıkan haberlerde olduğu gibi başarıdan bahsetmek pek de doğru olmaz.” diyerek oturumu kapattı filozof

Gözlemci
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz