DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ABD`nin güdümüne giren Türkiye

Aşağa gitmek

ABD`nin güdümüne giren Türkiye Empty ABD`nin güdümüne giren Türkiye

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2009-08-01, 10:30

ABD`nin güdümüne giren Türkiye

88 yıl sonra Müstafa Kemal`in kurmuş olduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ABD`nin himayesi altına girdi. Yakın tarihimize çok kısa bir göz atacak olursak ne görürüz. I. Dünya Savaşı bitince, yenen devletler yenilen devletleri az çok hizaya getirmişlerdi. Yenilenler, bazı ağır şartları kabul etmişlerdi, ama devlet olarak varlıklarını devam ettiriyorlardı. Osmanlı devleti için savaşı kazanan devletler daha ağır bir ceza vermek istiyorlardı; ülkeyi tamamen bölerek parçalara ayırmak. Bu tarihte de, Osmanlı hükümetinin başındakilerde tam onların istedikleri insanlardı. Hemen Sevr Antlaşmasını hazırlayıp, imzalattılar...
Mustafa Kemal, Türk ulusu ve ülkeyi kurtarma kararını Mondros Antlaşması
`nın imzalanmasından sonra Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olarak Adana`da bulunduğu zaman vermişti. Bunun içinde Adana`da gençleri düşman işgaline karşı direnmeye teşvik etmişti. Ali fuat Paşa ile şu koşmayı yapmıştır: “Artık milletin kendi haklarını müdafaa etmesi ve bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz gerekir.”..
Düşman ülkeyi parçalamaya uğraşırken, toplumun bundan pek haberi yoktu. Bazı kesim ise durumun ciddiyetini kavradıklarından, çıkış yolları arıyorlardı. Bunlar için üç çözüm yolları vardı:
İngiltere`nin koruyuculuğu istemek
Amerikan mandasını talep etmek ve
Bölgesel kurtuluş yolları.
Kurtuluş çaresini arayanlar, bu üç çözüm yolundan birini tercih ederek, kurtuluşu arıyorlardı. Böylece hem büyük devletler gücendirilmeyecekti hem de onların himayesine sığınarak kaldıkları yerden hayatlarına devam edeceklerdi. Fakat Mustafa Kemal, bu çözüm yoluna karşıydı. Düşüncelerini şöyle anlattı: “efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Bu kararların dayandığı bütün gerekçe ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Osmanlı devletinin temelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu? O halde ciddi ve hakiki karar ne olabilirdi? Yabancı bir devletin güdümüne girmeyi istemek, güçsüzlüğü, uyuşukluğu benimsemekten başka bir şey değildir. Efendiler, bu vaziyet karşısında tek bir karar vardı. O da Ya bağımsızlık ya ölüm...”
Mustafa Kemal`in dediği gibi oldu ve kurtuluş savaşı sonucu bağımsız yeni bir Türk Devleti kuruldu. Aradan geçen 88 yıl içinde, ülkeyi yönetiyorum diyenlerin elinde bu bağımsız ülke yörüngesinden kayarak, adım adım bağımlı olmaya başladı. Sadece bağımlı olmadı aynı zamanda o zaman reddedilen Amerikan himayesi altına girdi. Ve bu da yetmemiş gibi buna paralel olarak AB himayesi de eklenmiş oldu. Her alanda kendimiz karar veremeyip, soluğu ya ABD`de ya da AB`de alarak, yardımlarını rica ediyoruz. Ekonomide sıkıntımız mı var? Hemen ABD`ye bir telefon yetiyor! Paramız mı yetmiyor? Anında ABD`de soluğu alıyoruz. Ülkede iç sorun mu var? Hem ABD ve hem de AB yardıma geliyor!..
Yazımızda üç kurtuluş yolundan bahsetmişti. 88 yıl sonra ne yazık ki, bu üç kurtuluş yolu yine çalışmaktadır. Ne var ki, ilk ikisi aynen, ama üçüncüsü ters yölü olarak, yani bölgesel kurtuluş değil, bölgesel bölünmeyi teşvik olarak. Emperyalizmin bş tacı ettiği, “böl ve yönet” yöntemidir bu.
Burada anlayamadığımız bir husus var. O da şu: Hemen hemen bütün Atatürkçü Düşünce Dernekleri`nin web sayfalarında olsun, çıkardıkları dergilerin kapaklarında olsun Mustafa Kemal`in “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözü yer almaktadır. Ve bu sözü her kutladıkları ulusal bayramlarda da tekrarlamaktadırlar. Çok doğru yapıyorlar. İyi ama, 1919`da kurtuluş yolu olarak sunulan ve bazı kesim tarafından hararetle desteklenen bu üç yol için bir girişimde bulunmuyorlar. Ne ABD, ne AB ve de ne bölünme için bir ciddi söz düellosu yapmaktadırlar. Hani bunlar Atatürk devrim ve ilkelerini korumak, halka anlatmak için kurulmuşlardı? Laik Türkiye Cumhuriyeti anti- laik bir yol almakta, bağımsızlık bağımlılığa doğru almış başını gidiyor.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz