DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türk olmaktan utanılacak günler yakında

2 posters

Aşağa gitmek

Türk olmaktan utanılacak günler yakında Empty Türk olmaktan utanılacak günler yakında

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2009-08-03, 09:58

Sevgili okurlar; iki haftadır Kürt açılımı adı altında ne olduğu tam belli olmayan, ama yeni bir şey getirmediği de görünen bir tartışmanın içindeyiz. Birileri ısrarla “bir sorundan” söz ediyor ve “Çözelim” diye bağırıyor. Buna karşın önce sorunun ne olduğu tam ortaya konulmadığı gibi çözüm adına da bir şey söylenmiyor. AKP ve yandaşı liberal maskeli faşistler aslında “kimseye dilinden, dininden, ırkından, renginden dolayı ayrım yapılamaz” diyorlar ama sıra Kürt konusuna gelince bu ilkelerin hepsi ayaklar altına alınıyor.

Türk demek ayıp

Kimse şaşırmasın ama inanın Türk olmaktan utanılacak günlere doğru hızla ilerliyoruz. Gerçi özellikle AKP yandaşı liberal maskeli faşistler zaten Türk kavramına olan alerjilerini her fırsatta ve artık hiç utanmadan, çekinmeden dile getiriyorlar. Nihai amaç ise kendisini Türk hissedenlerin de büyük bölümünde bir utanç yaratmak. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti devleti ağır bir tahribata uğrayacak ve dönüşümün gerçekleşmesi yolunda önemli adım atılacak.

Kürtlere karşı olmak mı?

Hemen yazının başında ve tekrar olarak belirtmeliyim. Kürt sorunu konusundaki yazdıklarım bazı çevreleri ve okuduğunu anlamayanları rahatsız ediyor. Ama söyleyecek bir şey bulamayanların her zaman saptığı popülizme sarılarak “Nedir bu Kürt düşmanlığı?” diyenler var. Bunların bazılarını internet sayfasındaki yorumlarda da görüyorsunuzdur. Oysa yazılarımı düzgün okuyan herkes biliyor ki tam tersine bir Kürt düşmanlığı değil Türk olanla Kürt olanı asla ayırmayan, aralarında fark görmeyen, kin ve düşmanlık tohumları atanlara lanetler yağdıran biriyim.

Diyarbakır’da doğdum

Yine tekrarlayayım. Bundan elli küsur yıl önce anne ve babamın görevi gereği Diyarbakır’da doğdum. Annem bir fabrikada kimya mühendisi babam da Diyarbakır Lisesi’nde kimya öğretmeniydi. Daha sonra Şeker Fabrikaları’na geçtiler. Kardeşim de Erzincan’da doğdu. O yıllarda annem de babam da hiçbir düşmanlık görmeden ve bir düşmanlık beslemeden hayatlarının en keyifli günlerini yaşamışlardı.

Hiç hata yapılmadı mı?

Ben bunları ısrarla yazınca iyi niyetli kişiler “Yani eskiden her şey güllük gülistanlıktı da şimdi mi bozuldu?” diye soruyor. Elbette ki hayır. Ama ayrıntılarını yarın yazmayı düşündüğüm bazı tarihi gelişmeler nedeniyle o bölgede hep sorunlar yaşandı. Devletin elbette büyük hataları oldu. En azından o bölge hep geri kaldı, insanları iyi yetişemedi, kaçıp göç edenler kendilerini kurtardı.

Demokratik çözüm

İktidar sorunun “demokratik” yollarla çözüleceğini söylüyor. Kürt konusunda daha ortada olan da demokrasiden dem vuruyor. Demokrasiyle hiç ilgisi olmayan liberal maskeli faşistlerin ağzından zaten demokrasi dışında bir kelime duyamıyorsunuz. Uygulaması olmadıkça ya da işine gelmeyeni demokrasi saymadığında ısrarla demokrasi demenin alemi yok elbette. Ama şaşırtıcı olan DTP’nin de demokratik çözümden yana olması.

Ahmet Türk nerede konuşuyor?

Şaşırtıcı deyince olumsuz algılamayın lütfen, ama şu açıdan da bakın. DTP’li Ahmet Türk “Demokratik çözüm istiyoruz” diyor. Bunu nerede söylüyor? Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında. Ahmet Türk, demokrasi olmasaydı bu sözleri parlamentodan söyleyebilir miydi? Ayrıca gidin Güneydoğu illerine. Neredeyse tamamının il merkezleri, ilçeleri ve beldelerinin belediye başkanları DTP’den. Demokrasi olmasaydı bu manzara gerçekleşebilir miydi?

Sorunlar biter mi?

Elbette kimse Türkiye’nin bir Kürt sorunu olmadığını söyleyemez. Ama Kürt sorunu bir dayatmaya dönüşürse giderek bunun antitezi de palazlanır ve ülke yeniden bir kaosa sürüklenir. Anlaşıldığı kadarıyla da asıl amaç bu. Kürt konusu dayatmaya dönüştürülerek bir taraftan devletin zaafa uğratılması, öte tarafta da halkın arasına husumet sokulması planlanıyor.

İşte büyük tehlike bu

Herkes çok iyi biliyor ki PKK’nın yarattığı terör dışında Türkiye’de yaşayan insanlar arasında hiçbir kin ve düşmanlık yok. Ancak üzülerek ve tedirgin olarak görüyorum ki “Çözüm” adı altında “ne olduğu belirsiz” dayatmalar nedeniyle ezici çoğunluktaki Türkler arasında huzursuzluklar artıyor. Düne kadar “Kürtlerle hiçbir sorunu olmayan” pek çok kişinin Kürt halkına yönelik husumet duygularının arttığını fark etmemek mümkün değil. Sorunu çözelim derken sonu belirsiz bir düşmanlık ortamının doğması Türkiye için en büyük felakettir.

İntikam duyguları

Kürt sorununu çözme yarışında olanların genel siyasi eğilimlerine ve fikir yapılarına baktığımızda birçoğunun ortak noktası olduğunu görüyorum. Hemen hepsi ya AKP’nin çekirdek kadrosundan, ya fikirdaş olmasa bile AKP yandaşı ya da liberal maskeli faşistler. Bunların hepsi de çözüm isterken aslında geçmişle hesaplaşmak ve intikam duygularını tatmin etmek istiyor. Dikkat ederseniz ekonomik ve sosyal konuları konuşan pek yok, varsa yoksa terörle mücadele dönemlerinde devlet görevlilerinin kimi zaman yetki ve sorumluluklarını aşmalarının hesabının sorulması gündeme getiriliyor.

Faili meçhuller konusu

Bu kesimin en çok dile getirdiği konu ise faili meçhul olarak adlandırılan kayıpların yaşanmış olması. Bu konu mutlaka çözülmeli, devlet adına baskı ve zulüm yapan hatta adam öldürenler açığa çıkarılmalı ve cezalandırılmalı. Ancak bu konuyu en önde tutup “çözüm” diye aslında bunun intikamının alınmasını istemek terörle mücadele konusunun bütününü etkiler ki reaksiyonu daha büyük olur. Ama zaten çözüm diye ortaya çıkanların hemen hepsi bu intikamcı ve dayatmacı zihniyeti sürdürdüğü için Kürt sorunu konusu olduğundan çok daha fazla büyütülüyor.

Ya diğer faili meçhuller?

Faili meçhullerin hesabını sormak adına intikamcı ve dayatmacı tutumlarını üstelik demokrasi adına sürdürenlerin hiç değinmediği ve değinilmesini de istemediği bir de öteki yan var. Kürt kökenli olduğu bilinen 12 bine yakın insanımız öldürüldü, bunların failleri bilinmiyor. Ama 17 bin asker, polis, korucu, köylü, hamile kadınlar, üç aylık bebekler var. Bunların da faili yok. Ve bir gün biri çıkıp da “Faili meçhuller diyorsunuz ya, işte onlar diğer faili meçhullerin failleridir, gayrı nizami harp kuralları içinde yaşanmış kötü bir dönemdi o yıllar” derse kim ne diyecek?

Devlet adam götürmez

Bu satırlardan sakın “kimi suçluların yasa dışı yöntemlerle cezalandırılmasına” iyi gözle baktığım anlamı çıkmasın. Ama terörün en vahşi biçimde sürdüğü yıllarda uygulanan olağanüstü hal koşulları altında yaşanan acı olayları devletin ya da Silahlı Kuvvetler’in tamamına mal edilmesi büyük haksızlık olur. Ne yazık ki bu tür olaylar sadece Türkiye’de değil, demokrasinin beşiği olarak kabul edilen bazı ülkelerde de yaşanmıştır geçmişte, başı sıkışanlarda hâlâ da yaşanmaktadır. Önemli olan bu tür acıların intikamını almak değil bir daha yaşanmamasını sağlamaktır.

Bu gece Habertürk’teyim

Habertürk’te bu gece Kürt konusu tartışılacak. Yiğit Bulut’un hazırlayıp sunduğu “Sansürsüz” programında Kürt konusunu enine boyuna tartışacağız. Bugüne kadar yazdıklarımı ve henüz yazamadığım bazı unsurları eğer fırsat bulursam bu gece anlatmaya çalışacağım. Programın sadece bir konuğunu biliyorum o da emekli Albay Erdal Sarızeybek. Diğer konuklar benim için de sürpriz.

Ordu demokrasinin teminatı

Bu hafta pek çok gündem konusu var ama değinmek istediğim son nokta Başbakan Erdoğan’ın “Ordu demokrasinin teminatıdır” demesi. Daha önce “Polis demokrasinin teminatıdır” diyen Erdoğan’ın yandaşları tarafından Silahlı Kuvvetler’e ağır saldırılar yapılırken bunu söylemesi çok manidar. İnanarak mı söyledi, tıpkı Anıtkabir’e gitmesini “adet yerini bulsun” sayması gibi bir duygu içinde mi bilemiyorum.

Yarın devam edeceğim

Sevgili okurlar, her hafta pazartesi günleri sizlerle yaptığım sohbete bu haftaya özel yarın da devam etmek istiyorum. Yarın sizlere Kürt sorununun biraz geçmişini anlatmak istiyorum. Çünkü özellikle genç nesil Kürt konusunu hiç bilmediği gibi fazla okumayanlar Türklerin Kürtleri katlettiğini sanıyor. Bu konuda bazı bilgiler vermek istiyorum.

Hepinize iyi haftalar..
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türk olmaktan utanılacak günler yakında Empty Geri: Türk olmaktan utanılacak günler yakında

Mesaj tarafından huseyin cebeci 2009-08-05, 00:57

bu ayricakik niye ? kime??? sn yazar ; bir cogumuzun dusundugu ulkemizin kangren haline gelen sorununa(daha dogrusu birilerinin yarim kalan hesabina) parmak basmissiniz. loussanne da basaramadiklari kotu oyunu birileri tekrar sahneye koymak icin var gucleri ile calisiyor.ancak , gecmisten kalan o igrenc oyunu asla unutmadik , o perdeasla inmeyecek eger inerse o perde ile birlikte birilerinin figuranlari da cok kotu bir sekilde kendilerini yerde bulacaklardir.... inadina..... "ne mutlu turkum diyene " diyorum..... maskeli liberal fasist-doneklere inadina.........
huseyin cebeci
huseyin cebeci
GÜMÜŞ ÜYE
GÜMÜŞ ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 30
Yaş : 64
ŞEHİR : new york
Meslek : ---------------------------------------------------
Öğrenim Durumu : lise
Kişisel Mesaj : "bir kus gibi ozgur ucabilmek, hic bir limana bagli kalmiyan tekne gibi olabilmek"....
Ruh Halim : Türk olmaktan utanılacak günler yakında Nerdey10
Aldığı Teşekkür : 45
Kayıt tarihi : 20/04/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz