Bizim Kahve Söyleşi`deki sözler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bizim Kahve Söyleşi`deki sözler
Bizim Kahve
Söyleşi`deki sözler
Filozofun bugünkü konusu ” Türkiye Değişim Hareketi” genel başkanı Sarıgül ile yapılan söyleşi idi.
“Arkadaşlar, internette bu söyleşiyi okudum. Sorular ve cevaplar ilginç geldiği için sizlerle paylaşmak istedim.
Gazeteport`ta Murat Sabuncu`nun Şişli Belediye Başkanı ve “Türkiye Değişim Hareketi” paritisinin Genel Başkanı olacak Mustafa Sarı Gül ile bir oldukça uzun söyleşi yapmış. Bu uzun olan sohbeti okuyup kısaltacak olursak, karşımıza çok ilginç tümcelerin çıktığını görürüz.
Sayın Sabuncu`ya göre iki Sarıgül varmış: Birincisi, dostlarıyla konuşan, diğeri de politikacı olarak konuşan Sarıgül. Politikacı olarak konuştuğu zaman, ona Sarıgül aynen diğer tanıdık poltikacılar gibi geliyormuş. Gerçekten de söyleşiyi baştan sonuna kadar okuyunca aynı izlemini alıyorsunuz.
Sayın Sarıgül, Nerede cenaze var oraya gidermiş. Önemli bir toplantı olsa bile, hemen toplantıyı yarıda bırakıp cenazeye gidermiş. Eğer gitmezse, vicdanı rahat etmiyormuş.
Bu sözler gerçekten, bize tanıdık politikacıları hatırlatmıyor mu?
Eğer partisi iktidar olursa, ülkede başı açık kapalı kim varsa hepsi, bu partinin çatısı altında olacakmış. Şu anda başı açık olan da rahatsızmış. Ülke bu parti üretime önem verecekmiş, fabrikaların bacaları tütecekmiş ve her hafta sonu bir fabrika açılışı olacakmış.
Bu açık, kapalı açılımı CHP`de denedi tutmadı. Tutmadı çünkü, onları kucaklayan bir iktidar ve başka bir parti daha var. Başı açık olanın neden mutsuz olduğunu açıklamıyor Sayın Sarıgül. Belki iktidar olunca açıklar !...
Üretime nasıl geçecek? Toplum tüketim bağımlısı oldu bu bir, ülkede çalışan fabrika kalmadı bu da eder iki. Ayrıca nasıl, her hafta sonu bir fabrika açılacak? Buna da üç diyelim !...
Parti kurmanın pahalı olduğunu ama bunu kurucuların ve halkın desteği ile sağlanacağını söylüyor Sayın Sarıgül.
İyi güzel de, kurucular bu kadar zengin mi ki? Peki, halk nasıl katkıda bulunacak? Milyonlarca işsiz var. Toplumun büyük bir çoğunlu gününü aç ve susuz geçiriyor. Maddi destek verecek parayı bulsa, ilk önce kendisine harcaması daha doğal değil mi?
Özal, Türkiye`yi Atatürk`ün istediği musasır medeniyet seviyesine çıkarmış, AB, para birimi ihracat ve ithalat konusunda radikal kararlar almış ve bu arada diyor ki “Özal`ın pratik çözümleri gibi laf üretmeyecek, çözüm üretecek bizim partimiz”
Peki, neden o zaman Özal musasır medeniyet yolundaydı diyor? Ben anlamadım, Siz anladınız mı?
“Ben genel başkan değil lider olacağım” diyor Sayın Sarıgül ve lider olarak da Türkeş`i, Erbakan`ı, Demirel`i, Özal`ı gösterirken, genel başkan olarak da Çiller`i, Mesut Yılmaz`ı, Erdoğan`ı geneş başkan sayıyor.
Peki, bunlar lider olarak ülkeyi bir yerlere götürdüler mi?Aynı şekilde türban konusunda da tam olarak açık bir ifade kullanmıyor Sayın Sarıgül.
“Kendimi Özal`ın düşüncelerine yakın hissediyorum. Erdoğanla`da benzer yanlarımız var. İkimiz de sıfırdan geliyoruz.” diyor Sayın Sarıgül.
Peki, o zaman bu kurulacak partinin değişim hareketi ne anlama geliyor?
“Mustafa Sarıgül, kimseden icazet almaz. Kabına sığmaz. Allah'tan başka kimseden korkmaz. Sarıgül'e kimse talimat veremez. Talimat alsaydım başkaldırmazdım.”
”Allah`tan başka kimseden korkmam” sözü bana pek yabancı gelmiyor ! Ya size?
Ve son olarak Sayın Sarıgül “Derde derman Sarıgül” diyor.
Biz de diyoruz ki:
“Yolun açık olsun Sayın Sarıgül!”
“Yolun açık olsun Türkiyem!”
Gözlemci
Söyleşi`deki sözler
Filozofun bugünkü konusu ” Türkiye Değişim Hareketi” genel başkanı Sarıgül ile yapılan söyleşi idi.
“Arkadaşlar, internette bu söyleşiyi okudum. Sorular ve cevaplar ilginç geldiği için sizlerle paylaşmak istedim.
Gazeteport`ta Murat Sabuncu`nun Şişli Belediye Başkanı ve “Türkiye Değişim Hareketi” paritisinin Genel Başkanı olacak Mustafa Sarı Gül ile bir oldukça uzun söyleşi yapmış. Bu uzun olan sohbeti okuyup kısaltacak olursak, karşımıza çok ilginç tümcelerin çıktığını görürüz.
Sayın Sabuncu`ya göre iki Sarıgül varmış: Birincisi, dostlarıyla konuşan, diğeri de politikacı olarak konuşan Sarıgül. Politikacı olarak konuştuğu zaman, ona Sarıgül aynen diğer tanıdık poltikacılar gibi geliyormuş. Gerçekten de söyleşiyi baştan sonuna kadar okuyunca aynı izlemini alıyorsunuz.
Sayın Sarıgül, Nerede cenaze var oraya gidermiş. Önemli bir toplantı olsa bile, hemen toplantıyı yarıda bırakıp cenazeye gidermiş. Eğer gitmezse, vicdanı rahat etmiyormuş.
Bu sözler gerçekten, bize tanıdık politikacıları hatırlatmıyor mu?
Eğer partisi iktidar olursa, ülkede başı açık kapalı kim varsa hepsi, bu partinin çatısı altında olacakmış. Şu anda başı açık olan da rahatsızmış. Ülke bu parti üretime önem verecekmiş, fabrikaların bacaları tütecekmiş ve her hafta sonu bir fabrika açılışı olacakmış.
Bu açık, kapalı açılımı CHP`de denedi tutmadı. Tutmadı çünkü, onları kucaklayan bir iktidar ve başka bir parti daha var. Başı açık olanın neden mutsuz olduğunu açıklamıyor Sayın Sarıgül. Belki iktidar olunca açıklar !...
Üretime nasıl geçecek? Toplum tüketim bağımlısı oldu bu bir, ülkede çalışan fabrika kalmadı bu da eder iki. Ayrıca nasıl, her hafta sonu bir fabrika açılacak? Buna da üç diyelim !...
Parti kurmanın pahalı olduğunu ama bunu kurucuların ve halkın desteği ile sağlanacağını söylüyor Sayın Sarıgül.
İyi güzel de, kurucular bu kadar zengin mi ki? Peki, halk nasıl katkıda bulunacak? Milyonlarca işsiz var. Toplumun büyük bir çoğunlu gününü aç ve susuz geçiriyor. Maddi destek verecek parayı bulsa, ilk önce kendisine harcaması daha doğal değil mi?
Özal, Türkiye`yi Atatürk`ün istediği musasır medeniyet seviyesine çıkarmış, AB, para birimi ihracat ve ithalat konusunda radikal kararlar almış ve bu arada diyor ki “Özal`ın pratik çözümleri gibi laf üretmeyecek, çözüm üretecek bizim partimiz”
Peki, neden o zaman Özal musasır medeniyet yolundaydı diyor? Ben anlamadım, Siz anladınız mı?
“Ben genel başkan değil lider olacağım” diyor Sayın Sarıgül ve lider olarak da Türkeş`i, Erbakan`ı, Demirel`i, Özal`ı gösterirken, genel başkan olarak da Çiller`i, Mesut Yılmaz`ı, Erdoğan`ı geneş başkan sayıyor.
Peki, bunlar lider olarak ülkeyi bir yerlere götürdüler mi?Aynı şekilde türban konusunda da tam olarak açık bir ifade kullanmıyor Sayın Sarıgül.
“Kendimi Özal`ın düşüncelerine yakın hissediyorum. Erdoğanla`da benzer yanlarımız var. İkimiz de sıfırdan geliyoruz.” diyor Sayın Sarıgül.
Peki, o zaman bu kurulacak partinin değişim hareketi ne anlama geliyor?
“Mustafa Sarıgül, kimseden icazet almaz. Kabına sığmaz. Allah'tan başka kimseden korkmaz. Sarıgül'e kimse talimat veremez. Talimat alsaydım başkaldırmazdım.”
”Allah`tan başka kimseden korkmam” sözü bana pek yabancı gelmiyor ! Ya size?
Ve son olarak Sayın Sarıgül “Derde derman Sarıgül” diyor.
Biz de diyoruz ki:
“Yolun açık olsun Sayın Sarıgül!”
“Yolun açık olsun Türkiyem!”
Gözlemci
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz