Hep bir ağızdan
1 sayfadaki 1 sayfası
Hep bir ağızdan
Hep bir ağızdan
Bu dünyada pek az rastalanan, ilginç bir ülke olduk ! Türkçe`de bir söz vardır: ” bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış “ Birileri daha doğrusu ülkemizin aydınlarından birisi çıkıp, ortaya bir laf atıyor, geri kalan aydınlarımız, bu lafın altından kalkmak için günlerce uğrası veriyorlar, kafa patlatıyorlar. Veya şöyle söyleyelim: “Eli kalem tutanlar ve ağzı laf yapanlar, ortaya atılan bir düşünceyi veya projeyi, koro halinde söyleyip, yazıp duruyorlar.
Herhalde hatırlayacaksınızdır; hangi kanalı izlerseniz izleyiniz, hangi gazeteyi elinize alırsanız alınız, gözünüye çarpan tek bir konu vardı: “AB”. Toplum AB ile yattı, AB ile kalktı. Günlerce AB`nin topluma ve ülkeye getireceği faydalar anlatıldı durdu ve o kadar ileri gidildi ki, Türkiye`nin geleceğinin AB`den geçtiği anlatılmaya başlandı. Tabi halk inanıncaya kadar... “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” misali, gerçekler yavaş yavaş su üstüne çıkmaya başlayınca, AB konusu da o oranda yavaşladı ve sönmeye başladı. O zaman ne yapmak gerekiyor? Yeni bir konu bulmak. Şimdi sırada ne var? Kürt sorunu...
Dikkat ettiniz mi? Günlerdir, gerek devlet büyüklerimiz gerekse değerli aydınlarımız koro halinde bu konuyu işlemeye başladılar: “Kürt Açılımı”. Hangi televizyon kanalını açsan, hangi gazeteyi eline alsan, karşına bu tümce çıkıyor: Kürt Açılımı. Bu yeni(!) slogan olan açılımı desteklemek için, Kürtçe şarkılar mı söylenmiyor, köy ve kasaba ya da sokak adları Kürtçe olarak değiştirilmeye kalkınmıyor.
AB gitti, Kürt Açılımı geldi...
Şimdi de Kürt Açılımı ile yatıp, onunla kalkıyoruz.
“Geceler gebedir” derler ya, bakalım bir zaman sonra aydınlarımızın repertuarında hangi hangi konular var. Her birlikte göreceğiz.
Dilim varmıyor ama, inşallah repertuarlarında “Bölünme” diye bir konu yoktur !...
Dr. Yüksel Cavlak
Bu dünyada pek az rastalanan, ilginç bir ülke olduk ! Türkçe`de bir söz vardır: ” bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış “ Birileri daha doğrusu ülkemizin aydınlarından birisi çıkıp, ortaya bir laf atıyor, geri kalan aydınlarımız, bu lafın altından kalkmak için günlerce uğrası veriyorlar, kafa patlatıyorlar. Veya şöyle söyleyelim: “Eli kalem tutanlar ve ağzı laf yapanlar, ortaya atılan bir düşünceyi veya projeyi, koro halinde söyleyip, yazıp duruyorlar.
Herhalde hatırlayacaksınızdır; hangi kanalı izlerseniz izleyiniz, hangi gazeteyi elinize alırsanız alınız, gözünüye çarpan tek bir konu vardı: “AB”. Toplum AB ile yattı, AB ile kalktı. Günlerce AB`nin topluma ve ülkeye getireceği faydalar anlatıldı durdu ve o kadar ileri gidildi ki, Türkiye`nin geleceğinin AB`den geçtiği anlatılmaya başlandı. Tabi halk inanıncaya kadar... “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” misali, gerçekler yavaş yavaş su üstüne çıkmaya başlayınca, AB konusu da o oranda yavaşladı ve sönmeye başladı. O zaman ne yapmak gerekiyor? Yeni bir konu bulmak. Şimdi sırada ne var? Kürt sorunu...
Dikkat ettiniz mi? Günlerdir, gerek devlet büyüklerimiz gerekse değerli aydınlarımız koro halinde bu konuyu işlemeye başladılar: “Kürt Açılımı”. Hangi televizyon kanalını açsan, hangi gazeteyi eline alsan, karşına bu tümce çıkıyor: Kürt Açılımı. Bu yeni(!) slogan olan açılımı desteklemek için, Kürtçe şarkılar mı söylenmiyor, köy ve kasaba ya da sokak adları Kürtçe olarak değiştirilmeye kalkınmıyor.
AB gitti, Kürt Açılımı geldi...
Şimdi de Kürt Açılımı ile yatıp, onunla kalkıyoruz.
“Geceler gebedir” derler ya, bakalım bir zaman sonra aydınlarımızın repertuarında hangi hangi konular var. Her birlikte göreceğiz.
Dilim varmıyor ama, inşallah repertuarlarında “Bölünme” diye bir konu yoktur !...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz