DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bizim Kahve Ramazan ayı yaklaşırken

Aşağa gitmek

Bizim Kahve Ramazan ayı yaklaşırken Empty Bizim Kahve Ramazan ayı yaklaşırken

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2009-08-17, 13:33

Bizim Kahve
Ramazan ayı yaklaşırken

Hafta sonu gelmişti. Hava sıcaktı. Çay bahçesinde tek yaprak kıpırdamıyordu. Her nedense salkım ağacının altında, gölgede sıcaklık çekiliyordu. Nem oranı dşük olsa gerek. Çaycı Süleyman, çırağı ile beraber harıl harıl masaları temizliyordu çünkü biraz sonra misafirler gelecekti. Kadınlar çok daha erkenden gelmişlerdi, çünkü bu Cuma akşamı sohbetli akşam yemeği ile birleştirilmişti. Her zamanki gibi masa donatıldı. Dedim ya bir kuşu sütü eksikti ! Kuş sütü yoktu ama, masada aslan sütü vardı...
Filozofun yanında gene misafiri Aydın vardı. Her ikisi de misafirleri selamladıktan sonra, kendilerine ayrılan masada yerlerini aldılar. Filozof ayağa kalkarak,
“Arkadaşlar, bu akşam isterseniz, değerli, cefakar kadınlarımızın hazırladıklarını hem yiyelim hem de sohbet edelim. Ne dersiniz?” Hep bir ağızdan
“Çok iyi olur” dedi misafirler.
“Sevgi dostlar, biliyorsunuz ki bir hafta sonra Cuma günü Ramazan ayı, yani oruç turma zamanı başlayacak. Her yıl olduğu gibi, bir ay boyunca iftar çatırları kurulacak ve buralarda, fakirlere ve zamanında evlerine, ailelerine yetişemeyeceklere iftar yemeği verilecek. Gene her yıl olduğu gibi bir karmaşadır gidecektir. Bu karmaşada gerçekten, oruç tutanlar, belki de ağızlarına bir zeytin bile alamayacaklar, çünkü fırsatı ganimet bilenler iftar sofrasına onlardan önce oturacaklardır !
Bunun haricinde Ramazan ayı yaklaşırken veya bu zaman içinde hepimizin bildiği klasik sözlere her yerde rastlayacağız ve duyacağız. Şöyle ki:
”Allahü tealanın emirleri yerine getirilmelidir. Oruç tutup da yalan söyleyen, kalp kıran, haram yiyenler, bu aya hürmet etmemiş olurlar.”
Hadis-i şeriflere bir göz atacak olursak:
• “Ramazan`da çok namaz kılınız. Çok Kur`an okuyunuz. Çünkü okunan her harf, her satır cennet kapılarını açar. İlk haftasında rahmet, ortasında mağrifet vardır ve sonunda da cehennem ateşinden kurtulunur.
• İyilik eden, sevabını kat kat alır.
• Bu ayda günah işlenmezse, geri kalan 11 aylık günah bağışlanır.
Değerli dostlar, bütün söyleler ne kadar güzel, ne kadar öğretici değil mi? Fakat madalyonun öbür ucuna baktığımızda başka bir tablo karşımıza çıkar ki, ne söylenenler ne de mantık birbiriyle bağdaşmaktadır. Bu Ramazan ayında nelerle karşılaşıyoruz ki, insanın aklına ister istemez şu deyim geliyor: “ele verir talkımı kendi yutar salkımı”
Sen bütün yıl elinden geleni yap, aldat, kalp kır, soyup soğana çevir ve Ramazan ayı geldiğinde bir melek ol !Sonra? Sonrası Ramazan ayı bittiğinde üstündeki melek hırkasını çıkar ve 11 ay boyunca yapmadığını bırakma ! Kendisine “Neden böyle oldun? “diye sorulduğunda,”Bütün suçlarım af oldu, bizim defter şimdi temizdir gelecek Ramazan`a kadar..” Dedim ya, söylenenler çok güzel, değil bir ay bütün yıl boyunca yapılması gerekir. Ramazan ayında, zengini fakiri oruç tutuyor günahlardan arınmak için. Peki, Ramazan ayı geçtikten, oruç çadırları kalktıktan sonra ne oluyor? Geri kalan çoğunluk oruca devam ederken, geri kalan azınlık ise patlayıncaya kadar yemeye, yalan söylemeye, kalp kırmaya devam ediyor.
Ne anladım bu işten? Tam bu arada Nizamettin söz aldı ve
“Hocam, çok haklısınız; söylenenlerle yapılanlar arasında bir bağlantı ve mantık yok. Aklıma gelen bir Hadis-i şerifi sizlerle paylaşmak isterim. Hadis-i şeriflerinden birinde şöyle buyrulur:”Beş şey orucun sevabını giderir: Yalan, söz taşımak, gıybet (çekiştirme), yabancı kadına şehvetle bakmak, yalan yere yemin etmek. İyi güzel de bütün bunlar tamamen yerine getiriliyor mu?”
“Bu beş şeyden, özellikle çekiştirmek ve yalan yere yemin etmek oldukça sık kullanılmaktadır. Yani bu ikisini yapmakla değil bir ay 11 ay oruç tutsan bir işe yaramaz. Değil mi hocam?” dedi Süleyman.
“Evet dostlar, haklısınız ! Dedim ya “ele verir talkımı kendi yutar salkımı” Yapılanlarla söylemler birbirini tutmayınca da beyinlerde birçok soru cevap bekliyor.” Dedi filozof ve “Bu akşamki sohbeti Ömer Hayyam`ın iki rubaisi ile kapatmak istiyorum diyerek okumaya başladı.
“Beni Allah yarattı, amelimi o bilir.
İşlediğim günahlar, oun emriyle gelir.
İşliyorsam günahı onun rızası ile.
Cehennem`de yakmanın, sebebi acep nedir?
“İçiyorsan şarabı, haftanın her gününde.
“İçmeyeceğim” deme, akın Cuma günü de.
Bizim mezhebimizde güne tapınmak yoktur.
Farksızdır inan buna; Cuma, Cumartesi`de.”

“Hocam olduk olacak, ben de Can Yücel`in bir şiirini okumak isterim. Olur mu? Dedi Aydın dost.
“Neden olmasın Aydın? Söyle bakalım.
“Yollu Yollar

Seçimden seçime
Başımıza devletle getirdiklerimiz
Milletçe başımıza zorla bela ettiklerimiz
Öyle seviyorlar ki, milleti
Millet adına
Millet aşkına
Millet uğruna
Milletin gözünün içine baka baka
-kacıncı bu?- O kahrola
YOL-MOL yoluna
Yoluyorlar milleti”

Gözlemci
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz