Hani bana, hani bana
Ülkemizde büyüyen her çocuk yaşamının belirli bir döneminde “Hani bana, hani bana” diye başlayan hikayeyi annesinden gülerek dinlemiştir. Nasıl başlıyor bu hikaye? Anne, çocuğunun elinden tutup minicik parmaklarına dokunarak, hikayeyi anlatmaya başlar. Baş parmak tutmuuuş, işaret parmağı getirmiiiş, orta parmak pişirmiiiş, yüzük parmak yemiiiş ve küçük parmak da aç kalınca, “Hani bana, hani bana” diyerek ağlamaya başlamış.. Çocukken hepimiz bunu zevkle dinlemiş ve gülerek tekrarını istemişizdir.
Mustafa Kemal`in çok büyük zorluklarla kazandığı ve canından çok sevdiği cumhuriyetini emanet alan ve bu emaneti korumaya yemin etmiş olanlara da bu hikayeyi rahatlıkla uygulayabiliriz.
Milli Şef tutmuuuş, Demirel ve arkadaşları getirmiiiş,Özal pişirmiiiş, şimdikiler yemiiiş. Sıra beşinciye geldiğinde yani halka geldiğinde ortalıkta hiç bir şey kalmayınca, halk oturmuş “Hani bana, hani bana” diye ağlamaya sızlanmaya başlamış!...
Delidumrul