Bekir Çoşkun ve istifası

Hürriyet Gazetesi`neki “Onucu Köy” köşesinde yıllarca yazı yazan Bekir Çoşkun`un istif ettiğini hepimiz okuduk. Ve sonra da okuduk ki, kendisi bundan sonra Habertürk Gazetesi`de yazı yazacakmış. Burada yazı yazmadan önce, Gazeteport İnternet gazetesinde kendisine sorulan sorulara verilen cevabını okuyunca, insan ister istemez “Bunca yıl zevkle yazılarını okuduğum Bekir Çoskun`dan nasıl bu tür cevap çıkar” diye düşünmeye başlıyor.
Bekir Çoşkun, Habertürk Gazetesi`ndeki yazısına “Hürriyet Gazetesi`ne teşekkürler” diye başlayacakmış. “Belki de mecazi anlamda söyledi” diye düşünürken, bunun böyle olmadığını anlıyorsunuz. Şöyle ki:
√ Benim istifam siyasidir.
√ İstifam ne Aydın Doğan ile ne de Ertuğrul Özkök ile ilgilidir.
√ Siyası baskı istifama neden oldu.
√ Aydın Doğan’ı, Ertuğrul Özkök’ü suçlamak en kolay iş.
√ 10 kişil bir listenin olduğu doğrudur.
Bunlar söyleşinin kısa özetleridir.
Siyasi baskı ne demektir? Siyasi baskı diyince akla, ilk olarak iktidar geliyor ve iktidar kendisini eleştiren yazar istemiyor ve baskı yaparak onu gazeteden çıkartıyor. Kime baskı yapıyor? Elbetteki yazara değil, gazetenin patronuna baskı yapılıyor ve dolaylı yoldan da yazar çıkmak zorunda kalıyor aynen Emin Çölaşan`da olduğu gibi.
“Ben çıktığım kapıyı çarpan bir adam değilim. Şimdi burada Aydın Doğan’ı, Ertuğrul Özkök’ü suçlamak en kolay iş. Ama doğru olmaz bu.” demekle, bana göre, dolaylı yoldan isim vermeden meslektaşı Emin Çölaşan`a dokunuyor...
Bekir Çoşkun “Habertürk`te özgürce yazacağım” diyor ve bu güvenceyi de Fatih Altaylı vermiş... İnşallah dediği gibi olur !...
Habertürk nasıl bağımsız bir gazete olabilir? Eğer o da Hürriyet gibi bağımsız (!) olsaydı, Emin Çölaşan`ı reddetmezdi. Fısıltı gazetesine göre, Habertürk sahibi, atom enerji ihalesine katılmak istiyormuş ve buna da Çölaşan yazısında karşı geleceğinden, işine daha başlamadan son verilmiş. Fısıltı gazetesinin haberi bu...
Ne demek 10 kişilik bir liste var? Kim yapar bu listeyi? elbetteki iktidar yapar bu listeyi ve verir gazete patronlarına... Bekir Çoşkun`a göre, bu liste kovulma anlamına gelmiyormuş, ama rahatsızlık anlamına geliyormuş ! Ben bu sözde bir mantık görememiyorum. Ha kovulmulmuşsun, ha rahatsız edilmişsin. İkisi de aynı anlama gelmiyor mu?
Her neyse; “susma susunca sıra sana gelecek” sözü burada da geçerliliğini gösterdi. Emin Çölaşan kovulurken, Hürriyet`teki bütün dostları sustular. Veee gün geldi ucu sıra Bekir Çoşkun`a dokundu !...
Bekir Çoşkun, ilk yazısında ne için Hürriyet`e teşekkür edecek merak ediyoru...
Eğer Hürriyet`teki dostlar “Hepimiz birimiz birimiz hepimiz” sözünü unutmasalardı, ne Emin Çölaşan ne de şimdi Bekir Çoşkun yerinden olacaktı.

Delidumrul