Ah bu aydınlar
1 sayfadaki 1 sayfası
Ah bu aydınlar
Ah bu aydınlar
Yalnız “ah bu aydınlar “ demek de doğru olmaz. “Ah bu aydınlar, ah bu Atatürkçüler” dersek, tümce tamamlanmış olur.
Size aktaracağım yazıyı okuyunca siz de bana hak vereceksiniz.
Almanya`nın Hamburg kentinde bir ADD, yani Atatürkçü Düşünce Derneği var. Bunun da bir, olması gerektiği gibi, bir başkanı var. Başkan Gökten Küçük, Hürriyet gazetesinin Avrupa ekindeki “Söz Sizin” köşesine bir yazı yollamış. Yazısının başlığını “Ya suç işleyen Almanlar !” olarak koymuş. Yazının içeriğini pek anlayamadım ama belki siz okurlar anlayabilirseniz memnun olurum.
Başkan, konuya milletvekili olmuş bir Türk kökenli dostunu tebrik ederek başlamış. Başlamış ama, bu milletvekili dostunun söylediği bir tümceye hem takılıp kalmış hem de üzülmüş. Milletvekili şunu söylemiş:
“Suç işleyen yabancıların sınır dışı edilmesi gerekir.”
Herhalde Türk kökenli milletvekili, bunu söylerken, yalnız Türkler`i değil bütün yabancıları kastetmiş olmalıdır.
Başkan yazısının ortasında, şöyle bir itirafta da bulunuyor:
- “Evet, yaşadığı topluma (Türkler`i kastediyor olmalı) ayak uyduramamış, hükümetlerin yanlış politikaları nedeniyle yeterli eğitim alamamış bunun neticesinde de meslek eğitimi tamamlayamamıştır.”
Cevabını da kendisi şöyle veriyor:
- “Toplum (yani Almanlar) onları devamlı dışlayarak, eğitim ve meslek öğrenminde ayrımcılığa tabi tutarak bu konuma getirmedi mi?” Ve devam ediyor:
- “Ya ağır suç işleyen Almanlar`ı ne yapacaksınız? Onları da sınır dışı etmeyi düşünüyor mu FDP?”
Dedim ya ben başkanın ne demek istediğini pek anlamadım, ama sözlerini bir analize edelim:
1. Burada başkan, hükümet derken hangi hükümetten bahsediyor? Zannederim ki, Türk hükümetinden. Doğrudur, 11 Kasım 1938`de başlayan çarpık eğitim sonucu buraya yani Almanya`ya gelen Türkler`de eğitim yetersizliği ön plandaydı. Gelenleri çoğu belki de ilkokulu bitirmemişlerdi. Aralarında okuma yazma bilmeyenler bile vardı. Buraya bu şekilde gelenler meslek öğrenmeye değil, çalışmaya geldiler. Eğitim düzeyi düşük ailelerin çocukları ise, bu eğitimsizliğin etkisi altında kalarak ne Almanca ne de doğru dürüst Türkçe öğrenebildiler. Bu durumda, meslek eğitimi almaları nasıl mümkün olabilecektir? Burada bir parantez açıp soralım: “Sevgili aydınlar, sevgili Atatürkçüler ! Sizler şimdiye kadar nerelerdeydiniz? Kurulan sayısız veli ve öğretmen dernekleri yanı sıra sayısız ADD kuruluşları, neden bunları eğitmek, en azından doğru yolu göstermek için çaba harcamadınız ?
Alman toplumu Türkler`i dışlamadan önce burada yaşayan Türkler birbirini dışladılar. Bu gerçek neden dile getirilmez de, durmadan Alman yetkililerine suç atılır? İnsanlar, zamanla çeşitli tarikatların izinde gitmeye başladı. Ayrımcılık yalnız kendi aralarında değil, alışveriş dükkanlarında bile göze çarpmaya başladı. Kadın- erkek giyimleriye birbirinden ayrıldı.
2. Burada, kusura bakmasın ama, başkana Mustafa Kemal`in şu sözünü hatırlatmak isterim. “Hangi istiklal vardır ki, yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?” Biz Türkler dayanışma içinde olmadıktan, sayısız dernekler ve özellikle ADD`ler birbiriyle kucaklaşmadıktan, kendi sorunlarımızı kendimiz çözmedikten sonra, neden Alman yetkilileri Türkler`ile ilgilensinler? Neden Alman yetkilleri Türk gençlerinin eğitimi ve mesleği ile uğraşsınlar? Tekrar edelim; ayrımcılığı onlar değil, bizler yarattık, bizler !...
3. Türk gençlerinin ne durumlarda olduğunu biliyoruz, bu gerçeği göz ardı edemeyiz. Milletvekilinin sözü doğru mu değil mi tartışılabilir. Onun sözüne gücenerek “Almanları ne yapalım?” demek doğru değildir. Elbetteki hükümetin suç işleyen kendi vatandaşlarını başka bir ülkeye gönderme şansları yoktur. Alman vatandaşı olmuş Türkler`i de Türkiye`ye gönderemezler herhalde !
50 yıldır yaban ellerinde yaşayan bu topluma bütün suç yüklemek doğru olmaz. Bütün suç bence, gerek Türkiye`de gerekse Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarına el uzatmayan, onlara doğru yolu göstermek için çaba harcamayan, bir nebze olsun eğitmek için gayret göstermeyen yanlız kendisini aydınlatan AYDINLAR`dır.
Dr. Yüksel Cavlak
Yalnız “ah bu aydınlar “ demek de doğru olmaz. “Ah bu aydınlar, ah bu Atatürkçüler” dersek, tümce tamamlanmış olur.
Size aktaracağım yazıyı okuyunca siz de bana hak vereceksiniz.
Almanya`nın Hamburg kentinde bir ADD, yani Atatürkçü Düşünce Derneği var. Bunun da bir, olması gerektiği gibi, bir başkanı var. Başkan Gökten Küçük, Hürriyet gazetesinin Avrupa ekindeki “Söz Sizin” köşesine bir yazı yollamış. Yazısının başlığını “Ya suç işleyen Almanlar !” olarak koymuş. Yazının içeriğini pek anlayamadım ama belki siz okurlar anlayabilirseniz memnun olurum.
Başkan, konuya milletvekili olmuş bir Türk kökenli dostunu tebrik ederek başlamış. Başlamış ama, bu milletvekili dostunun söylediği bir tümceye hem takılıp kalmış hem de üzülmüş. Milletvekili şunu söylemiş:
“Suç işleyen yabancıların sınır dışı edilmesi gerekir.”
Herhalde Türk kökenli milletvekili, bunu söylerken, yalnız Türkler`i değil bütün yabancıları kastetmiş olmalıdır.
Başkan yazısının ortasında, şöyle bir itirafta da bulunuyor:
- “Evet, yaşadığı topluma (Türkler`i kastediyor olmalı) ayak uyduramamış, hükümetlerin yanlış politikaları nedeniyle yeterli eğitim alamamış bunun neticesinde de meslek eğitimi tamamlayamamıştır.”
Cevabını da kendisi şöyle veriyor:
- “Toplum (yani Almanlar) onları devamlı dışlayarak, eğitim ve meslek öğrenminde ayrımcılığa tabi tutarak bu konuma getirmedi mi?” Ve devam ediyor:
- “Ya ağır suç işleyen Almanlar`ı ne yapacaksınız? Onları da sınır dışı etmeyi düşünüyor mu FDP?”
Dedim ya ben başkanın ne demek istediğini pek anlamadım, ama sözlerini bir analize edelim:
1. Burada başkan, hükümet derken hangi hükümetten bahsediyor? Zannederim ki, Türk hükümetinden. Doğrudur, 11 Kasım 1938`de başlayan çarpık eğitim sonucu buraya yani Almanya`ya gelen Türkler`de eğitim yetersizliği ön plandaydı. Gelenleri çoğu belki de ilkokulu bitirmemişlerdi. Aralarında okuma yazma bilmeyenler bile vardı. Buraya bu şekilde gelenler meslek öğrenmeye değil, çalışmaya geldiler. Eğitim düzeyi düşük ailelerin çocukları ise, bu eğitimsizliğin etkisi altında kalarak ne Almanca ne de doğru dürüst Türkçe öğrenebildiler. Bu durumda, meslek eğitimi almaları nasıl mümkün olabilecektir? Burada bir parantez açıp soralım: “Sevgili aydınlar, sevgili Atatürkçüler ! Sizler şimdiye kadar nerelerdeydiniz? Kurulan sayısız veli ve öğretmen dernekleri yanı sıra sayısız ADD kuruluşları, neden bunları eğitmek, en azından doğru yolu göstermek için çaba harcamadınız ?
Alman toplumu Türkler`i dışlamadan önce burada yaşayan Türkler birbirini dışladılar. Bu gerçek neden dile getirilmez de, durmadan Alman yetkililerine suç atılır? İnsanlar, zamanla çeşitli tarikatların izinde gitmeye başladı. Ayrımcılık yalnız kendi aralarında değil, alışveriş dükkanlarında bile göze çarpmaya başladı. Kadın- erkek giyimleriye birbirinden ayrıldı.
2. Burada, kusura bakmasın ama, başkana Mustafa Kemal`in şu sözünü hatırlatmak isterim. “Hangi istiklal vardır ki, yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?” Biz Türkler dayanışma içinde olmadıktan, sayısız dernekler ve özellikle ADD`ler birbiriyle kucaklaşmadıktan, kendi sorunlarımızı kendimiz çözmedikten sonra, neden Alman yetkilileri Türkler`ile ilgilensinler? Neden Alman yetkilleri Türk gençlerinin eğitimi ve mesleği ile uğraşsınlar? Tekrar edelim; ayrımcılığı onlar değil, bizler yarattık, bizler !...
3. Türk gençlerinin ne durumlarda olduğunu biliyoruz, bu gerçeği göz ardı edemeyiz. Milletvekilinin sözü doğru mu değil mi tartışılabilir. Onun sözüne gücenerek “Almanları ne yapalım?” demek doğru değildir. Elbetteki hükümetin suç işleyen kendi vatandaşlarını başka bir ülkeye gönderme şansları yoktur. Alman vatandaşı olmuş Türkler`i de Türkiye`ye gönderemezler herhalde !
50 yıldır yaban ellerinde yaşayan bu topluma bütün suç yüklemek doğru olmaz. Bütün suç bence, gerek Türkiye`de gerekse Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarına el uzatmayan, onlara doğru yolu göstermek için çaba harcamayan, bir nebze olsun eğitmek için gayret göstermeyen yanlız kendisini aydınlatan AYDINLAR`dır.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz