Dursun Çiçek kalmadı, Kafes verelim!
Sebahattin ÖNKİBAR1 sayfadaki 1 sayfası
Dursun Çiçek kalmadı, Kafes verelim!
tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2009-11-25, 01:50
Tüluat sürüyor. Haham Tuncay Güney ile başlatılan tiyatroda son sahne Kafes!
Neymiş efendim, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde suikast timleri oluşturulmuşmuş!
Başlarında da iki koramiral, bir tuğamiral varmış!
Dahası 41 subay ve astsubay da bu örgütlenmenin içinde imiş!
Peki bu bilgilere nasıl mı ulaşıldı?
Emekli binbaşı Levent Göktaş’ın büro aramasında!
Yahu bunlar ne saf bir örgütmüş ki gizli belgelerini hep bürolarının çekmecelerinde saklıyor!
Hatırlayın Albay Dursun Çiçek’e atfedilen ıslak, pardon kuru imzalı belge de yine bir büronun çekmecesinde bulunmuştu.
Vallahi sıktı artık!
Komplo teorilerinin de bir hududu olmalı!
AKP medyası tarafından tam iki yıldır istisnasız her gün milletin zihni iğfal ediliyor!
Söylemek istediğim,
elbette suçun üzerine gidilmesin değildir.
Hep yazdık ve söyledik, varsa bir pislik kuşkusuz üstüne gidilmeli.
Ancak bütün bunlar yapılırken, evrensel kurallar çiğnenmemeli!
Ortada fol yok, yumurta yok, insanlar hedefe oturtuluyor!
Daha da önemlisi koca bir kurum yani TSK milletin belleğine suç örgütü diye nakşediliyor!
Vahim olan, bu işin örgütlü olarak ve dahası kamu desteğinde yapılmasıdır!
Evet bu dezenformasyon operasyonunda maalesef
devlette çalışanlar vardır!
Öyle olmasaydı, Taraf Gazetesi o yayınları nasıl yapardı?
Belli ki devletin içinde birileri, belli bir gayretin içinde!
Sahi Deniz Feneri soruşturması ile ilgili olarak tek bir kırıntı bile sızmazken bu Ergenekon işinde istisnasız her gün bu sızmalar nasıl oluyor?
Her gün yeni bir hikaye, yeni bir manipülasyon!
Biri çürütülüyor ertesi gün bir başka masal!
Hatırlayın bu aralar Kafes diye kıyameti koparanlar haftalar boyu Dursun Çiçek diyerek ortalığı inletmedi mi?
Ne oldu peki?
Çiçek bugün yargı kararı ile serbest değil mi?
Hal bu iken adamlar da mahçubiyet yok yani yüzleri kızarmıyor ve yeni bir iddiayı yani Kafes’i devreye sokuyor!
Göreceksiniz, Kafes hikayesi ile de istedikleri sonucu alamazlarsa başka bir şey bulacaklar!
Öyle, çünkü bu adamların görevi bu!
İNSAF...
İşte Abdullah Gül’ün demokratlığı!
Abdullah Gül’ün yaptıkları karşısında emin olun yüzüm kızarıyor. Kendi Cumhurbaşkanlığından önce üniversitelere yapılan rektör atamalarını demokrasi argümanı ile yerden yere vuran Abdullah bey, bugünlerde ilginç tasarruflara imza atıyor. İki gün önce Anadolu Üniversitesi’nde 334 oy alan Fevzi Sürmeli yerine 96 oy alan Davut Aydın’ı atadı. Evet Gül tamı tamına neredeyse 4 misli fazla oy alan biri varken, başkasını atadı.. Şimdi insaf ile iz’an ile cevap verin nedir bu yapılan? Hani Abdullah bey demokrattı ve sandık sonucuna boyun eğiyordu? Ayinesi işse kişinin tablo ortadadır. Görülüyor ki demokrasi Gül için amaç değil mugalata ya da istismar argümanıdır. Sadece bu tasarruf bile Abdullah beyin AKP’nin cumhurbaşkanı olduğunu gözler önüne sermiyor mu?
AÇIK MESAJ...
PKK’ya selam dur, memura vur!
Başbakan Tayyip Erdoğan Libya yolunda şu açıklamayı yapıyor: “Eylem yapacak memurlar sonuçlarına katlanırlar”. Bu mesajın anlamı açıktır. Başbakan açık ve net olarak valilere ve kolluk kuvvetlerine işçiye, demokratik eylem yaptırma, vur emrini veriyor. Görüyorsunuz bu ülkede terör ve iti posterlerini açmak suç değildir ama hayat pahalılığını demokratik şekilde protesto etmek suçtur. Evet Habur’da valisiyle, müsteşarıyla üniformalı terör eşkıyasına selam duranlar, işçiye vurma noktasındadır. Bütün bunlar olurken bu AKP hiç sıkılmadan demokrasi havariliğine soyunup türlü istismarlar yapabiliyor... Emin olun Hitler Propaganda Bakanı Göbels bile bunların saptırmalarıyla boy ölçüşemezdi.
ŞANS...
İyi ki Deniz Baykal var!
Deniz Baykal Türkiye’nin bu zor günlerinde varlığı, duruşu ve mücadelesi ile tarihe geçecek bir seyir izliyor! Her grup konuşması gibi Deniz Bey’in dünkü konuşması da içerik itibarı ile tarihi özellik arzediyordu.. Dersim bağlamında ettiği sözler ve Başbakan’a verdiği cevaplar doktora tezi olacak kalitedeydi. Keza Kürt Açılımı bağlamında Tayyip Erdoğan’ın yaptığı zikzaklara, verdiği çift ata binme, sirk ve palyaço benzetmeleri de onun sadece hatipliğini değil, aynı zamanda müthiş birikimini de gözler önüne seriyordu. Evet Deniz bey artık nesli tükenen devlet adamı siyasetçi tipinin son örneğidir ve müthiş dağarcığı ile bazılarının yaptığının aksine camdan akıtılanı okumuyor, birikimlerini sunuyor. Hayır, söyledikleri entelektüel fanteziler değil, birlikte yaşamanın olmazsa olmazlarıdır. Zerre abartmıyorum AKP gibi dış destekli bir ejderha ile siyasette Deniz Baykal’ın dışında hiç kimse baş edemezdi... CHP’nin başında kazara Baykal değil de başka biri olsaydı, emin olun Türkiye bugünden taksim noktasındaydı. İşte Deniz Bey bu duruşu sebebiyledir ki son dönemde partisini uçurmuş ve AKP ile başa baş yapmıştır.. Tayyip Bey’in Sarıgül’ü piyasaya sürmesi ve Dersim saptırması CHP’yi durdurmak içindir..
Neymiş efendim, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde suikast timleri oluşturulmuşmuş!
Başlarında da iki koramiral, bir tuğamiral varmış!
Dahası 41 subay ve astsubay da bu örgütlenmenin içinde imiş!
Peki bu bilgilere nasıl mı ulaşıldı?
Emekli binbaşı Levent Göktaş’ın büro aramasında!
Yahu bunlar ne saf bir örgütmüş ki gizli belgelerini hep bürolarının çekmecelerinde saklıyor!
Hatırlayın Albay Dursun Çiçek’e atfedilen ıslak, pardon kuru imzalı belge de yine bir büronun çekmecesinde bulunmuştu.
Vallahi sıktı artık!
Komplo teorilerinin de bir hududu olmalı!
AKP medyası tarafından tam iki yıldır istisnasız her gün milletin zihni iğfal ediliyor!
Söylemek istediğim,
elbette suçun üzerine gidilmesin değildir.
Hep yazdık ve söyledik, varsa bir pislik kuşkusuz üstüne gidilmeli.
Ancak bütün bunlar yapılırken, evrensel kurallar çiğnenmemeli!
Ortada fol yok, yumurta yok, insanlar hedefe oturtuluyor!
Daha da önemlisi koca bir kurum yani TSK milletin belleğine suç örgütü diye nakşediliyor!
Vahim olan, bu işin örgütlü olarak ve dahası kamu desteğinde yapılmasıdır!
Evet bu dezenformasyon operasyonunda maalesef
devlette çalışanlar vardır!
Öyle olmasaydı, Taraf Gazetesi o yayınları nasıl yapardı?
Belli ki devletin içinde birileri, belli bir gayretin içinde!
Sahi Deniz Feneri soruşturması ile ilgili olarak tek bir kırıntı bile sızmazken bu Ergenekon işinde istisnasız her gün bu sızmalar nasıl oluyor?
Her gün yeni bir hikaye, yeni bir manipülasyon!
Biri çürütülüyor ertesi gün bir başka masal!
Hatırlayın bu aralar Kafes diye kıyameti koparanlar haftalar boyu Dursun Çiçek diyerek ortalığı inletmedi mi?
Ne oldu peki?
Çiçek bugün yargı kararı ile serbest değil mi?
Hal bu iken adamlar da mahçubiyet yok yani yüzleri kızarmıyor ve yeni bir iddiayı yani Kafes’i devreye sokuyor!
Göreceksiniz, Kafes hikayesi ile de istedikleri sonucu alamazlarsa başka bir şey bulacaklar!
Öyle, çünkü bu adamların görevi bu!
İNSAF...
İşte Abdullah Gül’ün demokratlığı!
Abdullah Gül’ün yaptıkları karşısında emin olun yüzüm kızarıyor. Kendi Cumhurbaşkanlığından önce üniversitelere yapılan rektör atamalarını demokrasi argümanı ile yerden yere vuran Abdullah bey, bugünlerde ilginç tasarruflara imza atıyor. İki gün önce Anadolu Üniversitesi’nde 334 oy alan Fevzi Sürmeli yerine 96 oy alan Davut Aydın’ı atadı. Evet Gül tamı tamına neredeyse 4 misli fazla oy alan biri varken, başkasını atadı.. Şimdi insaf ile iz’an ile cevap verin nedir bu yapılan? Hani Abdullah bey demokrattı ve sandık sonucuna boyun eğiyordu? Ayinesi işse kişinin tablo ortadadır. Görülüyor ki demokrasi Gül için amaç değil mugalata ya da istismar argümanıdır. Sadece bu tasarruf bile Abdullah beyin AKP’nin cumhurbaşkanı olduğunu gözler önüne sermiyor mu?
AÇIK MESAJ...
PKK’ya selam dur, memura vur!
Başbakan Tayyip Erdoğan Libya yolunda şu açıklamayı yapıyor: “Eylem yapacak memurlar sonuçlarına katlanırlar”. Bu mesajın anlamı açıktır. Başbakan açık ve net olarak valilere ve kolluk kuvvetlerine işçiye, demokratik eylem yaptırma, vur emrini veriyor. Görüyorsunuz bu ülkede terör ve iti posterlerini açmak suç değildir ama hayat pahalılığını demokratik şekilde protesto etmek suçtur. Evet Habur’da valisiyle, müsteşarıyla üniformalı terör eşkıyasına selam duranlar, işçiye vurma noktasındadır. Bütün bunlar olurken bu AKP hiç sıkılmadan demokrasi havariliğine soyunup türlü istismarlar yapabiliyor... Emin olun Hitler Propaganda Bakanı Göbels bile bunların saptırmalarıyla boy ölçüşemezdi.
ŞANS...
İyi ki Deniz Baykal var!
Deniz Baykal Türkiye’nin bu zor günlerinde varlığı, duruşu ve mücadelesi ile tarihe geçecek bir seyir izliyor! Her grup konuşması gibi Deniz Bey’in dünkü konuşması da içerik itibarı ile tarihi özellik arzediyordu.. Dersim bağlamında ettiği sözler ve Başbakan’a verdiği cevaplar doktora tezi olacak kalitedeydi. Keza Kürt Açılımı bağlamında Tayyip Erdoğan’ın yaptığı zikzaklara, verdiği çift ata binme, sirk ve palyaço benzetmeleri de onun sadece hatipliğini değil, aynı zamanda müthiş birikimini de gözler önüne seriyordu. Evet Deniz bey artık nesli tükenen devlet adamı siyasetçi tipinin son örneğidir ve müthiş dağarcığı ile bazılarının yaptığının aksine camdan akıtılanı okumuyor, birikimlerini sunuyor. Hayır, söyledikleri entelektüel fanteziler değil, birlikte yaşamanın olmazsa olmazlarıdır. Zerre abartmıyorum AKP gibi dış destekli bir ejderha ile siyasette Deniz Baykal’ın dışında hiç kimse baş edemezdi... CHP’nin başında kazara Baykal değil de başka biri olsaydı, emin olun Türkiye bugünden taksim noktasındaydı. İşte Deniz Bey bu duruşu sebebiyledir ki son dönemde partisini uçurmuş ve AKP ile başa baş yapmıştır.. Tayyip Bey’in Sarıgül’ü piyasaya sürmesi ve Dersim saptırması CHP’yi durdurmak içindir..
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
Similar topics1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz