Aynalar
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Aynalar
Aynalar
Hepimiz biliyoruz ki, üç cins ayna vardır. Bunlardan biri düz, diğeri konkav ve öteki de konveks aynalardır. Toplum olarak bu üç aynadan en çok bizi, düz aynalar ilgilendirir. Yaşam boyunca bu ayna cinsi ile bir arada oluruz. Hemen hemen evimizin her köşesinde bir ayna bulunur. Ona bakmadan bir yere gidemeyiz. Giyimimizi, saçlarımızı, yüzümüzü kontrol etmek karşısına geçer dakikalarca ayna ile haşır neşir oluruz. Bu aynaların bir özelliği, bize gerçekleri göstermesidir. Saçlarımızın ağarıp ağarmadığını, yüzümüzdeki cildin kırışıp kırışmadığını bu aynalar sayesinde görmeye çalışırız. Bu aynalar, ister küçük ister boy aynası olsunlar, hiç yalan söylemezler. Karşısına geçip ne görüyorsak, biz oyuz. Konkav yani içbükey aynalar ise bu düz aynaların tersine doğruyu göstermezler.Olduğumuzdan farklı görürüz kendimizi. Karşısına dikildiğimiz zaman, vücudumuzun enine boyuna genişlediğini, kafamızın, ellerimizin iki misli olarak göründüğünü tespit ederiz. Eğer aynayı yüzümüze tutarsak, ciltteki o iri kırışıklıkların derinliğini görünce şaşırıp kalırız. Demek ki bu aynalar düz aynalar gibi bizlere gerçekleri göstermiyorlar. Konveks aynalar yani dışbükey aynalara gelince; bunlar da aynen konkav, dışbükey aynalar gibi doğruyu göstermezler. Bu aynaların karşısında kendimizi, erimiş, incelmiş,küçülmüş bir vaziyette görürüz. Peki bu üç cins aynaları kimler kullanıyor? Bize gerçekleri yansıtan düz aynaları, o ülkede yaşayan toplumun hemen hepsi kullanır. Bu aynalar hayatımızın her döneminde bizlere refakat ederler.Toplum bu tür aynanın dışında başka cins ayna kullanmazlar. Peki konkav yani dışbükey aynaları kimler tercih ediyorlar? Bu tür aynaları politikacılar çok severler. Kendi ihtiyaçları için düz aynayı tercih ederlerken, kendi çıkarları söz konusu olduğunda bu konkav aynaları topluma karşı kullanırlar. Çünkü topluma hiçbir şey yapmadıklarını düz aynalarla gösteremeyeceklerinden, tercihen bu aynaları kullanırlar. Toplum da, bu politikacılar tarafından kendilerine tutulan bu aynalar karşında,ülkenin ne kadar büyüyüp geliştiğini, ekonominin, teknolojinin nerelere geldiğini, yaşam şartlarının uygar ülkelerdeki toplumlara yaklaştığını görerek ülkelerinde politikacıların ne kadar güzel işler yaptıklarını zannederler. Örnek mi istiyorsunuz? İstediğiniz kadar var!
Yıllarca halkın ensesinde boza pişiren “benim böyük halkım”, “benim dinamik genç nüfusum”, “ülkemde aç kimse yok “ diyen kişi elinde bu konkav, dışbükey aynayla ülkeyi adım adım dolaşarak halka gerçek dışı görüntüler göstermedi mi?
“Haydi Türkiyem ileri” diyerek, ülkeye ve topluma geri vites atmadı mı?
“Ülkenin tek kurtuluşu AB`ne girmek. Karanlıktan aydınlığa kavuştuğumuz gün AB`ne üye olduğumuz gündür”.
1923`te kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti`nin önderi Mustafa Kemal, halkın önüne sadece ve sadece düz aynalarla çıktı. Hep bu doğruları gösteren düz aynalarla, halkın fakirliğini,atılan ileri adımları, kalkınmayı, aydınlanmayı, ülkenin dünya ülkeleri yanındaki saygın yerini halkına sundu. Aynada görülenlerin hiç birinde ne eksiklik ne de bir şişirme vardı. Olamazdı, çünkü o hayatı boyunca konkav, dışbükey aynalara tezellül etmedi. Ne yazık ki, bu düz aynalar devri 1938`den sonra yerini yavaş yavaş konkav aynalara bırakmaya başladı.1950`den sonra iş çığrından çıktı. Ülkeyi yönetiyorum diyenler, ellerindeki konkav aynalarla dolaşarak topluma, ülkenin kalkındığını, her köşede ilim irfan dağıtan üniversitelerin açıldığını, okumayan çocuğun kalmadığını, teknolojinin ilerlediğini, fabrikaların harıl harıl çalıştığını ballandıra ballandıra attılar. O kadar ballandırdılar ki, aynanın karşısına geçen toplum kendisini her alanda oldukça ilerlemiş gördü ve “En büyük Türkiyem”, “demeye başladı. Der tabi ki ! Der, çünkü bu toplum konkav aynaya alıştırıldı da ondan !
Dr. Yüksel Cavlak
Hepimiz biliyoruz ki, üç cins ayna vardır. Bunlardan biri düz, diğeri konkav ve öteki de konveks aynalardır. Toplum olarak bu üç aynadan en çok bizi, düz aynalar ilgilendirir. Yaşam boyunca bu ayna cinsi ile bir arada oluruz. Hemen hemen evimizin her köşesinde bir ayna bulunur. Ona bakmadan bir yere gidemeyiz. Giyimimizi, saçlarımızı, yüzümüzü kontrol etmek karşısına geçer dakikalarca ayna ile haşır neşir oluruz. Bu aynaların bir özelliği, bize gerçekleri göstermesidir. Saçlarımızın ağarıp ağarmadığını, yüzümüzdeki cildin kırışıp kırışmadığını bu aynalar sayesinde görmeye çalışırız. Bu aynalar, ister küçük ister boy aynası olsunlar, hiç yalan söylemezler. Karşısına geçip ne görüyorsak, biz oyuz. Konkav yani içbükey aynalar ise bu düz aynaların tersine doğruyu göstermezler.Olduğumuzdan farklı görürüz kendimizi. Karşısına dikildiğimiz zaman, vücudumuzun enine boyuna genişlediğini, kafamızın, ellerimizin iki misli olarak göründüğünü tespit ederiz. Eğer aynayı yüzümüze tutarsak, ciltteki o iri kırışıklıkların derinliğini görünce şaşırıp kalırız. Demek ki bu aynalar düz aynalar gibi bizlere gerçekleri göstermiyorlar. Konveks aynalar yani dışbükey aynalara gelince; bunlar da aynen konkav, dışbükey aynalar gibi doğruyu göstermezler. Bu aynaların karşısında kendimizi, erimiş, incelmiş,küçülmüş bir vaziyette görürüz. Peki bu üç cins aynaları kimler kullanıyor? Bize gerçekleri yansıtan düz aynaları, o ülkede yaşayan toplumun hemen hepsi kullanır. Bu aynalar hayatımızın her döneminde bizlere refakat ederler.Toplum bu tür aynanın dışında başka cins ayna kullanmazlar. Peki konkav yani dışbükey aynaları kimler tercih ediyorlar? Bu tür aynaları politikacılar çok severler. Kendi ihtiyaçları için düz aynayı tercih ederlerken, kendi çıkarları söz konusu olduğunda bu konkav aynaları topluma karşı kullanırlar. Çünkü topluma hiçbir şey yapmadıklarını düz aynalarla gösteremeyeceklerinden, tercihen bu aynaları kullanırlar. Toplum da, bu politikacılar tarafından kendilerine tutulan bu aynalar karşında,ülkenin ne kadar büyüyüp geliştiğini, ekonominin, teknolojinin nerelere geldiğini, yaşam şartlarının uygar ülkelerdeki toplumlara yaklaştığını görerek ülkelerinde politikacıların ne kadar güzel işler yaptıklarını zannederler. Örnek mi istiyorsunuz? İstediğiniz kadar var!
Yıllarca halkın ensesinde boza pişiren “benim böyük halkım”, “benim dinamik genç nüfusum”, “ülkemde aç kimse yok “ diyen kişi elinde bu konkav, dışbükey aynayla ülkeyi adım adım dolaşarak halka gerçek dışı görüntüler göstermedi mi?
“Haydi Türkiyem ileri” diyerek, ülkeye ve topluma geri vites atmadı mı?
“Ülkenin tek kurtuluşu AB`ne girmek. Karanlıktan aydınlığa kavuştuğumuz gün AB`ne üye olduğumuz gündür”.
1923`te kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti`nin önderi Mustafa Kemal, halkın önüne sadece ve sadece düz aynalarla çıktı. Hep bu doğruları gösteren düz aynalarla, halkın fakirliğini,atılan ileri adımları, kalkınmayı, aydınlanmayı, ülkenin dünya ülkeleri yanındaki saygın yerini halkına sundu. Aynada görülenlerin hiç birinde ne eksiklik ne de bir şişirme vardı. Olamazdı, çünkü o hayatı boyunca konkav, dışbükey aynalara tezellül etmedi. Ne yazık ki, bu düz aynalar devri 1938`den sonra yerini yavaş yavaş konkav aynalara bırakmaya başladı.1950`den sonra iş çığrından çıktı. Ülkeyi yönetiyorum diyenler, ellerindeki konkav aynalarla dolaşarak topluma, ülkenin kalkındığını, her köşede ilim irfan dağıtan üniversitelerin açıldığını, okumayan çocuğun kalmadığını, teknolojinin ilerlediğini, fabrikaların harıl harıl çalıştığını ballandıra ballandıra attılar. O kadar ballandırdılar ki, aynanın karşısına geçen toplum kendisini her alanda oldukça ilerlemiş gördü ve “En büyük Türkiyem”, “demeye başladı. Der tabi ki ! Der, çünkü bu toplum konkav aynaya alıştırıldı da ondan !
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
Geri: Aynalar
Hocam elinize sağlık birikiminiz bizleri aydınlatıyor
ali baba- TOPRAK ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 8
Yaş : 56
ŞEHİR : izmir
Meslek : satış-pazarlama
Öğrenim Durumu : lisans
Aldığı Teşekkür : 15
Kayıt tarihi : 01/12/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz