DARBEYİ ÖNLEYECEK OLAN HALKIN TUTUMUDUR’
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
DARBEYİ ÖNLEYECEK OLAN HALKIN TUTUMUDUR’
DARBEYİ ÖNLEYECEK OLAN HALKIN TUTUMUDUR’
“Cahillerin arasında yaşayan bilge insan, karanlık bir yere konulmuş bir lamba gibidir. Işık saçar ve karanlığı ortadan kaldırır. Milindapana”
“Kötüler, yaşama karanlık ve gece getirirler. Çünkü onlar başkalarını yaralar ve tahrip ederler. Karanlıkta atılan zehirli bir ok gibidirler. Laik bilge insan onlardan korunmasını bilir. Milindapana”
“Nasıl su damlaları zamanla küçük bir su birikintisini göle çevirirlerse, kötülerde birikerek aynı şekilde toplumu tahrip ederler. Dhammapada”
“Karanlığa söveceğine, bir mum yak.. Konfüçyüs”
Bu söylenenlerden şu sonucu çıkarabiliriz:
• Gerçek aydın, kazanımlarını, topluma anlatarak, onları aydınlatır.
• Aydınlanan yerde kötülükler barınamaz ve akıttıkları zehir etkisiz kalır.
• Çok konuşacağına, çok eleştiri yapacağına, bir değil binlerce mum yak ki, etraf aydınlansın, gerçekler ortaya çıksın.
Ne yazık ki, 11 Kasım 1938`den başlamak üzere, kendilerini aydın olarak görenler, lamba gibi ışık saçamadılar. Saçmadıkları gibi mevcut ışık veren odaklarını da söndürdüler. Topluma yapılan nu kötülükler birikerek, bir çığ haline geldi ve toplumu ezmeye başladı.
Hadi diyelim ki, kendilerini aydın olarak tanımlayanlar bilinçli bir şekilde , kendi karanlık işlerini yürütebilmek için ortalığı karanlığa boğdular.
İyi ama, gerçek aydınlar ne yaptılar ?
Konfüçyüs`ün dediği gibi, mum yakıp etrafı aydınlatma yerine, karanlığa karşı konuştular, konuştular ve hala da konuşmaktadırlar. Onlar konuştukça, kötü ruhlar da etrafa yayılmaya ve kitleleri etkisi altına almak için geceki gündüzlü uğraşı vermektedirler.
Eğer darbelerden çok çekildiyse, o zaman yapılacak tek bir şey halkı aydınlatmaktır. Ancak bu sayede hem negatif sonuçlar doğuran darbeler hem de ülkenin karanlığa sürüklenmesi önlenir.
Dr. Yüksel Cavlak
“Cahillerin arasında yaşayan bilge insan, karanlık bir yere konulmuş bir lamba gibidir. Işık saçar ve karanlığı ortadan kaldırır. Milindapana”
“Kötüler, yaşama karanlık ve gece getirirler. Çünkü onlar başkalarını yaralar ve tahrip ederler. Karanlıkta atılan zehirli bir ok gibidirler. Laik bilge insan onlardan korunmasını bilir. Milindapana”
“Nasıl su damlaları zamanla küçük bir su birikintisini göle çevirirlerse, kötülerde birikerek aynı şekilde toplumu tahrip ederler. Dhammapada”
“Karanlığa söveceğine, bir mum yak.. Konfüçyüs”
Bu söylenenlerden şu sonucu çıkarabiliriz:
• Gerçek aydın, kazanımlarını, topluma anlatarak, onları aydınlatır.
• Aydınlanan yerde kötülükler barınamaz ve akıttıkları zehir etkisiz kalır.
• Çok konuşacağına, çok eleştiri yapacağına, bir değil binlerce mum yak ki, etraf aydınlansın, gerçekler ortaya çıksın.
Ne yazık ki, 11 Kasım 1938`den başlamak üzere, kendilerini aydın olarak görenler, lamba gibi ışık saçamadılar. Saçmadıkları gibi mevcut ışık veren odaklarını da söndürdüler. Topluma yapılan nu kötülükler birikerek, bir çığ haline geldi ve toplumu ezmeye başladı.
Hadi diyelim ki, kendilerini aydın olarak tanımlayanlar bilinçli bir şekilde , kendi karanlık işlerini yürütebilmek için ortalığı karanlığa boğdular.
İyi ama, gerçek aydınlar ne yaptılar ?
Konfüçyüs`ün dediği gibi, mum yakıp etrafı aydınlatma yerine, karanlığa karşı konuştular, konuştular ve hala da konuşmaktadırlar. Onlar konuştukça, kötü ruhlar da etrafa yayılmaya ve kitleleri etkisi altına almak için geceki gündüzlü uğraşı vermektedirler.
Eğer darbelerden çok çekildiyse, o zaman yapılacak tek bir şey halkı aydınlatmaktır. Ancak bu sayede hem negatif sonuçlar doğuran darbeler hem de ülkenin karanlığa sürüklenmesi önlenir.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
Geri: DARBEYİ ÖNLEYECEK OLAN HALKIN TUTUMUDUR’
Ne denilir ki bu kadar doğru sözün üzerine Yüksel bey,mevcut yönetimler,hatta biz basit vatandaşlar olarak kendi kendimize bu korkuyu genlerimize işledik.
Bir anlamda ölümü gösterip,birbirimizi, sıtmaya razı ediyoruz DARBE öcüsüyle.
Saygılar.
Bir anlamda ölümü gösterip,birbirimizi, sıtmaya razı ediyoruz DARBE öcüsüyle.
Saygılar.
Denizkızı- ELMAS ÜYE
- PROJE ÖDÜLÜ :
KATILIM ÖDÜLÜ :
Mesaj Sayısı : 1090
Yaş : 53
ŞEHİR : İstanbul
Meslek : Tekstil-Tasarım
Öğrenim Durumu : Lise
Aldığı Teşekkür : 411
Kayıt tarihi : 27/11/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz