Genç subaylar rahat!
1 sayfadaki 1 sayfası
Genç subaylar rahat!
Aziz kardeşim, meslektaşım Mustafa Balbay, 10 aydır “Ergenekon kapsamında” içerde! Ergenekon iddianamesinde, “suçlarından” biri de, bir yazısında “Genç Subaylar rahatsız” demesiymiş. Bu sözler “kaos-darbe ortamı” yaratmaya matufmuş!
Şu bağlamda, ülkenin üzerine kara bulut gibi çöken bir “kargaşa” olmadığını kim inkâr edebilir?
“Şuyuu, vukuundan beter” diye eski bir söz vardır; Türkiye, bugün “vukuundan” yani gerçekleşmesinden fazla zarar veren, ortamı zehirleyen bir “harikalı şayialar kumpanyasına” döndü...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sözde suikast teşebbüsü olayı gösterdi, ki içinden bölünmemiş hiç bir kurum kalmamış... Emniyet kendi içinde bölünmüş. İçine sızdırılmış cemaat-tarikat elemanları, Orduya ve Jandarmaya ve de MİT’e karşı! Allah bilir MİT de, kaç bölük? Bu manzara, T.C. Devletinin fiilen bölünmüş olmasının resmidir ve Türkiye topraklarının da fiilen bölünmesinin alt yapısıdır!
Doğrusu, yedi yılda bu kadar “başarı” daha önceki hiçbir iktidara nasip olmamıştı. Ama, Ergenekon savcılarının hükmüne göre bu “kaosu” yaratan bizim Mustafa Balbay; “Genç Subaylar rahatsız” dediği için içerde, asıl failler başta!
Mustafa yanılıyor
Fakat Mustafa yanılıyor; bu ortamda genç subaylar neden tedirgin -rahatsız- olsunlar ki; korumaya ant içtikleri ülke barış ve huzur içinde, her şey güllük, vatan gülistanlık; TV reklâmında büyük iş adamlarının dedikleri gibi her şey “tıkır tıkır”! Başkomutanları Atatürk’ün emaneti Anıtkabir duvarlarında kalıyor!
Açılımdan açılıma
Başımızda basiretli, dirayetli bir iktidar var; “açılımdan açılıma” koşuyor... Türkiye sokaklarında Molotof kokteylleri, havai fişeklerle kan gövdeyi götürüyor. terör Tokat’ta, Karadeniz’e inmenin hazırlığında. Yedi askerimizi şehit etmekle iftihar ediyor... Ve bu süreçte Apoköpeği sayesinde, ABD/AB ve Barzani desteğiyle terör terörü bitirilmek üzere... Mahmur’dan “barış elçileri” beklenirken, terör başları “iç savaş çıkarmak” tehditlerini, savuruyorlar... Ne gam... Evvel Allah, Apoköpeği bir talimat daha vererek, onları durdurur!
Genç subaylar neden rahatsız olsunlar ki? İçimizdeki aydınlar sayesinde Ordunun “vesayetinden”, “güçlü ordudan” kurtulmak üzereyiz. Ordunun sicilli düşmanları, rahat etsinler... Ordularına sövmeye devam etsinler... Genç subaylar hiç rahatsız değiller... Hem siyasete karışmak ne hadlerine; otursunlar oturdukları yerlerde... Orduevlerinde, keyif çatsınlar... Yakında bu “evleri” de “tasarruf” olsun diye ya kapatırlar ya da ihaleye çıkarırlar! Ve genç subaylar “cafelerde” kola içerler, rahat ederler! Siyaset üzerinde vesayet kurmak nelerine lazım!
Evet; genç subayların rahatsız olmaları için ne sebep var. Komutanları “içerde” yan gelip yatıyorlar. Silah arkadaşları, ihbarlar üzerine tutuklanıyor... Onurlarına yediremeyenler intihar ediyor!
Bölücüler, Büyük Kürdistan emeline doğru, uygun adımlarla yürümekteler... Subaylar bundan dolayı neden tedirgin olsunlar ki; kışlalarında yan gelip yatabilirler... ABD veya AB göreve çağırana kadar!
Başkomutanları Orgeneral İlker Başbuğ “orduya karşı asimetrik savaştan rahatsızız” diyor. Ama O mu bilecek, yoksa TARAF gazetesi ve allameleri ulema mı? Bakın bu gazetenin manşetine: “Başbuğ gider”.
Komutlar
Temel eğitim görürken öğretmişlerdi, “Rahat” komutundan sonra “...Ol” yani “Hazır Ol” komutu sonra da “Süngü tak, hedefiniz...” komutları vardı... Herhalde şimdi de vardır!
Robert Kolej’de askerlik kampında -Allah gani gani rahmet eylesin-
Esat Can adında bir komutanımız vardı... Arnavut kökenli Türk milliyetçisi yüzbaşımız, Rumeli şivesiyle “Ben bu vatan için anamı da çeserim, babamı da çeserim” derdi.
Bir sabah bizi içtimada topladı... Tüfek çattırdı. “Hazır ol”. Sonra “Marş marş, istikamet deniz” komutunu verdi. Tepeden denize kadar koştuk rıhtımda durduk. Komutan gürledi; “Ben size ‘dur’ emri verdim mi” diye... İşte Türk Ordusunun geleneksel, “emret komutanım” ruhu budur...
Genç subayların rahatsız olmaları için hiç sebep yok! Bizim de endişe etmemiz için hiç sebep yok! Bu ruh hâlâ ölmedi!
Şu bağlamda, ülkenin üzerine kara bulut gibi çöken bir “kargaşa” olmadığını kim inkâr edebilir?
“Şuyuu, vukuundan beter” diye eski bir söz vardır; Türkiye, bugün “vukuundan” yani gerçekleşmesinden fazla zarar veren, ortamı zehirleyen bir “harikalı şayialar kumpanyasına” döndü...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sözde suikast teşebbüsü olayı gösterdi, ki içinden bölünmemiş hiç bir kurum kalmamış... Emniyet kendi içinde bölünmüş. İçine sızdırılmış cemaat-tarikat elemanları, Orduya ve Jandarmaya ve de MİT’e karşı! Allah bilir MİT de, kaç bölük? Bu manzara, T.C. Devletinin fiilen bölünmüş olmasının resmidir ve Türkiye topraklarının da fiilen bölünmesinin alt yapısıdır!
Doğrusu, yedi yılda bu kadar “başarı” daha önceki hiçbir iktidara nasip olmamıştı. Ama, Ergenekon savcılarının hükmüne göre bu “kaosu” yaratan bizim Mustafa Balbay; “Genç Subaylar rahatsız” dediği için içerde, asıl failler başta!
Mustafa yanılıyor
Fakat Mustafa yanılıyor; bu ortamda genç subaylar neden tedirgin -rahatsız- olsunlar ki; korumaya ant içtikleri ülke barış ve huzur içinde, her şey güllük, vatan gülistanlık; TV reklâmında büyük iş adamlarının dedikleri gibi her şey “tıkır tıkır”! Başkomutanları Atatürk’ün emaneti Anıtkabir duvarlarında kalıyor!
Açılımdan açılıma
Başımızda basiretli, dirayetli bir iktidar var; “açılımdan açılıma” koşuyor... Türkiye sokaklarında Molotof kokteylleri, havai fişeklerle kan gövdeyi götürüyor. terör Tokat’ta, Karadeniz’e inmenin hazırlığında. Yedi askerimizi şehit etmekle iftihar ediyor... Ve bu süreçte Apoköpeği sayesinde, ABD/AB ve Barzani desteğiyle terör terörü bitirilmek üzere... Mahmur’dan “barış elçileri” beklenirken, terör başları “iç savaş çıkarmak” tehditlerini, savuruyorlar... Ne gam... Evvel Allah, Apoköpeği bir talimat daha vererek, onları durdurur!
Genç subaylar neden rahatsız olsunlar ki? İçimizdeki aydınlar sayesinde Ordunun “vesayetinden”, “güçlü ordudan” kurtulmak üzereyiz. Ordunun sicilli düşmanları, rahat etsinler... Ordularına sövmeye devam etsinler... Genç subaylar hiç rahatsız değiller... Hem siyasete karışmak ne hadlerine; otursunlar oturdukları yerlerde... Orduevlerinde, keyif çatsınlar... Yakında bu “evleri” de “tasarruf” olsun diye ya kapatırlar ya da ihaleye çıkarırlar! Ve genç subaylar “cafelerde” kola içerler, rahat ederler! Siyaset üzerinde vesayet kurmak nelerine lazım!
Evet; genç subayların rahatsız olmaları için ne sebep var. Komutanları “içerde” yan gelip yatıyorlar. Silah arkadaşları, ihbarlar üzerine tutuklanıyor... Onurlarına yediremeyenler intihar ediyor!
Bölücüler, Büyük Kürdistan emeline doğru, uygun adımlarla yürümekteler... Subaylar bundan dolayı neden tedirgin olsunlar ki; kışlalarında yan gelip yatabilirler... ABD veya AB göreve çağırana kadar!
Başkomutanları Orgeneral İlker Başbuğ “orduya karşı asimetrik savaştan rahatsızız” diyor. Ama O mu bilecek, yoksa TARAF gazetesi ve allameleri ulema mı? Bakın bu gazetenin manşetine: “Başbuğ gider”.
Komutlar
Temel eğitim görürken öğretmişlerdi, “Rahat” komutundan sonra “...Ol” yani “Hazır Ol” komutu sonra da “Süngü tak, hedefiniz...” komutları vardı... Herhalde şimdi de vardır!
Robert Kolej’de askerlik kampında -Allah gani gani rahmet eylesin-
Esat Can adında bir komutanımız vardı... Arnavut kökenli Türk milliyetçisi yüzbaşımız, Rumeli şivesiyle “Ben bu vatan için anamı da çeserim, babamı da çeserim” derdi.
Bir sabah bizi içtimada topladı... Tüfek çattırdı. “Hazır ol”. Sonra “Marş marş, istikamet deniz” komutunu verdi. Tepeden denize kadar koştuk rıhtımda durduk. Komutan gürledi; “Ben size ‘dur’ emri verdim mi” diye... İşte Türk Ordusunun geleneksel, “emret komutanım” ruhu budur...
Genç subayların rahatsız olmaları için hiç sebep yok! Bizim de endişe etmemiz için hiç sebep yok! Bu ruh hâlâ ölmedi!
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz