İrtica çarşaf mı yoksa siyasal İslâm'ın devlette kadrolaşması mı?
1 sayfadaki 1 sayfası
İrtica çarşaf mı yoksa siyasal İslâm'ın devlette kadrolaşması mı?
Benim 15 yılım İstanbul Fatih’de geçti. Liseyi orada bitirdim.
Üniversite yıllarımda orada oturdum.
Bu itibarla Çarşamba Cemaatını iyi bilirim.
İtiraf edeyim, o cemaate geçmişte zerre sempatim yoktu.
Hele Metin Yüksel hadisesinden sonra Cuma Namazını eda için gittiğimiz Fatih Camii’nden “Kavmiyetçiler bu camiye giremez” diye bizi kovalamalarını hiç unutamam.
Hal bu iken bu aralar bu Cemaate ilgi duymaya başladım!
Niçin mi?
Cübbeli Ahmet Hoca’nın milli duruşundan!
Hoca’yı Habertürk’de izledim.
Duruşu ve tutumu antiemperyalistti.
Kimsenin kucağında gibi bir görüntü vermedi.
Devlete sızma ve onu ele geçirme gibi bir amaçlarına da hükmedemedim.
Tersine Hoca o yönde hareket edenleri topa tuttu.
Cübbeli Ahmet Hoca’nın Habertürk’deki programlarından sonra günlerce kendi kendime irtica kavramını sorguladım.
Vardığım sonuç şu:
İnsanın kimseye zarar vermeksizin dini özgürlüğünü yaşaması irtica olamaz!
İnsan ister çarşaf giyer, ister cübbe!
O onun bireysel özgürlük alanı.
Keza Üniversiteye giden kızlarımız da istediğinde türbanını takabilmeli.
Ancak bütün bunlar için olmazsa olmaz yani mutlak olan bir koşul var.
O da kamu hayatıdır.
Kamuda çarşafın, cübbenin ve hatta türbanın yeri olamaz!
Üniversite kamu değil mi diye sorarsanız cevabım hayırdır çünkü orada hizmet verilmiyor, hizmet alınıyor, yani tıpkı başörtülü bir hastanın hastanede tedavi olması gibi bir şey.. Ha Üniversitede hizmet veren iseniz mesela öğretim üyesi konumunda bulunuyorsanız türban o zaman da olamaz!
Bazılarımız efendim olsa ne olur diyebilir lakin öyle bir yolun açılması bizim gibi ülkeleri radikalizme götürür.
Bana sorarsanız irticayı simgeleyen gerçek fotoğraf devlete ve rejime bir zararı olmayan Çarşamba’daki bu Cemaat üyelerinin çarşaflı ya da cübbeli görüntüleri değil, siyasal İslâm’ın devlete yani kurumlarına sızması ve orada kadrolaşmasıdır.
Buradan hareketle paradigmasal boyutta olmasa da sosyal ve siyasal bilimcilerimizin yeni bir irtica kavramını geliştirmeleri gerekiyor!
Zaman pek çok şey gibi kavram tanımlamalarını da eskitiyor!
Unutmayın Mustafa Kemal de Kurtuluş Savaşını milli olan çarşaflı ve cübbelilerle beraber kazanmıştı.. Sözün özü, irtica şekil değil, afyonlanan ruhlar ya da zihniyetlerdir...
O NE DERSE O!..
Seçim de neymiş, Tayyip Bey istemiyor!
Bu tanımlamaya bayılıyorum... Ayinesi işdir kişinin lafa bakılmaz!.... Efendim bu AKP ve Tayyip Erdoğan, lafa ya da söze bakarsanız müthiş demokrat ve özgürlükçü.. Hele kendi çıkarları söz konusu oldu mu onlarla cihanda yarışacak birini bulamazsınız! Onlarca yıl küfrettikleri AB’ye demir atmaları da bunun örneği... İşte bu sözde özgürlükçü ve demokrat Tayyip bey son olarak ne yaptı biliyor musunuz? AKP’de kendi iradesi dışında il başkanlığına aday olup seçimi kazanan il başkanlarına baskı yapıp bir bir istifa ettiriyor. Örnek mi istiyorsunuz: İşte Konya İl Başkanı Mustafa Çevik, işte Trabzon İl Başkanı Ahmet Metin.. Bu iki isim Tayyip Bey’in çıkardığı adaylara rakip oldu ve kazandı.. Vay sen misin Erdoğan’ın iradesine karşı gelip kazanan, hemen baskı altına alındı ve istifa ettirildi.. İstifa etmeselerdi İzmir ilçeleri misali görevden alınacaklardı.. Sadece bu
görüntü bile AKP’yi ve Tayyip Erdoğan’ı net olarak anlatıyor.. Dramatik olan liberal tosunların bu konuda bir satır bile yazamamalarıdır.!
RUH HALİNİ YANSITTI!..
İsmet Özel’in bilinçaltını ikrarı!
İsmet Özel’i biliyorsunuz eski marksist yeni sözde İslâmcı şairimizdir. Geçenlerde bir TV Programına çıktı ve namaz kılmayan Türk olamaz gibi, Aleviler Haçlı kalıntısı gibi insanı kahkahalarla güldürecek laflar etti.. Aklı başında ve birazcık bilgi ya da kültür değil malumat sahibi olan herkese uçuk gelecek olan bu beyan aslında, Türkiye’deki dinci güruhun ruh halini yansıtması bağlamında önemli bir delildir. Evet Türkiye’deki bir gurup sözde İslâmcının bakışı ve ekseni maalesef budur. İsmet Özel aslında bilinçaltında var olanı ikrar etmiş oldu. Maalesef o gelenekten gelenler devlette en önemli makamlara erişseler de şuur altlarını zaman zaman yansıtabiliyorlar. Örneğin PKK’nın şehit ettiği Mehmetçiği zerre umursamazken Gazze için ağıtlar yakabiliyorlar.. Aslına bakarsanız, bunlar gerçekte Arap Milliyetçisi.
YAKIŞANI YAP KÖKSAL ABİ...
Köksal Toptan’ın intiharı!
Laf aramızda bendeniz Köksal Toptan’ı yıllar yılı çok severdim. Yakın dostluğumuz ve sırdaşlıklarımız oldu. Onunla benim gibi Rize kökenli olması ile övünürdüm. Ama bugün onun adına müthiş üzülüyorum.. Hayır hayır gerekçem elbette şahsi değil. Kızgınlığım böylesine rezil bir tabloda şahsi ikbal hesapları ile hâlâ AKP’ye yoldaş olabilmesidir. Bilsem ki AKP’ye samimi inanıyor zerre sözüm olmaz, çünkü bire bir şahidim ki AKP ve Erdoğan’dan haz etmez!.. Ama hal bu iken ileride Cumhurbaşkanlığı piyangosu bana çıkar ve ben aday olabilir miyim hesabıyla AKP’yi idare ediyor.. Bak Köksal Abi, Tayyip Bey o makamı sana yedirmez, senin TBMM’ye başkan olman bile konjonktürün eseriydi!.. Şartlar değişince anında yol verdi sana... Boşuna hayal kurma ve jübileni 40 yılını verdiğin misyonuna uygun yap!
Üniversite yıllarımda orada oturdum.
Bu itibarla Çarşamba Cemaatını iyi bilirim.
İtiraf edeyim, o cemaate geçmişte zerre sempatim yoktu.
Hele Metin Yüksel hadisesinden sonra Cuma Namazını eda için gittiğimiz Fatih Camii’nden “Kavmiyetçiler bu camiye giremez” diye bizi kovalamalarını hiç unutamam.
Hal bu iken bu aralar bu Cemaate ilgi duymaya başladım!
Niçin mi?
Cübbeli Ahmet Hoca’nın milli duruşundan!
Hoca’yı Habertürk’de izledim.
Duruşu ve tutumu antiemperyalistti.
Kimsenin kucağında gibi bir görüntü vermedi.
Devlete sızma ve onu ele geçirme gibi bir amaçlarına da hükmedemedim.
Tersine Hoca o yönde hareket edenleri topa tuttu.
Cübbeli Ahmet Hoca’nın Habertürk’deki programlarından sonra günlerce kendi kendime irtica kavramını sorguladım.
Vardığım sonuç şu:
İnsanın kimseye zarar vermeksizin dini özgürlüğünü yaşaması irtica olamaz!
İnsan ister çarşaf giyer, ister cübbe!
O onun bireysel özgürlük alanı.
Keza Üniversiteye giden kızlarımız da istediğinde türbanını takabilmeli.
Ancak bütün bunlar için olmazsa olmaz yani mutlak olan bir koşul var.
O da kamu hayatıdır.
Kamuda çarşafın, cübbenin ve hatta türbanın yeri olamaz!
Üniversite kamu değil mi diye sorarsanız cevabım hayırdır çünkü orada hizmet verilmiyor, hizmet alınıyor, yani tıpkı başörtülü bir hastanın hastanede tedavi olması gibi bir şey.. Ha Üniversitede hizmet veren iseniz mesela öğretim üyesi konumunda bulunuyorsanız türban o zaman da olamaz!
Bazılarımız efendim olsa ne olur diyebilir lakin öyle bir yolun açılması bizim gibi ülkeleri radikalizme götürür.
Bana sorarsanız irticayı simgeleyen gerçek fotoğraf devlete ve rejime bir zararı olmayan Çarşamba’daki bu Cemaat üyelerinin çarşaflı ya da cübbeli görüntüleri değil, siyasal İslâm’ın devlete yani kurumlarına sızması ve orada kadrolaşmasıdır.
Buradan hareketle paradigmasal boyutta olmasa da sosyal ve siyasal bilimcilerimizin yeni bir irtica kavramını geliştirmeleri gerekiyor!
Zaman pek çok şey gibi kavram tanımlamalarını da eskitiyor!
Unutmayın Mustafa Kemal de Kurtuluş Savaşını milli olan çarşaflı ve cübbelilerle beraber kazanmıştı.. Sözün özü, irtica şekil değil, afyonlanan ruhlar ya da zihniyetlerdir...
O NE DERSE O!..
Seçim de neymiş, Tayyip Bey istemiyor!
Bu tanımlamaya bayılıyorum... Ayinesi işdir kişinin lafa bakılmaz!.... Efendim bu AKP ve Tayyip Erdoğan, lafa ya da söze bakarsanız müthiş demokrat ve özgürlükçü.. Hele kendi çıkarları söz konusu oldu mu onlarla cihanda yarışacak birini bulamazsınız! Onlarca yıl küfrettikleri AB’ye demir atmaları da bunun örneği... İşte bu sözde özgürlükçü ve demokrat Tayyip bey son olarak ne yaptı biliyor musunuz? AKP’de kendi iradesi dışında il başkanlığına aday olup seçimi kazanan il başkanlarına baskı yapıp bir bir istifa ettiriyor. Örnek mi istiyorsunuz: İşte Konya İl Başkanı Mustafa Çevik, işte Trabzon İl Başkanı Ahmet Metin.. Bu iki isim Tayyip Bey’in çıkardığı adaylara rakip oldu ve kazandı.. Vay sen misin Erdoğan’ın iradesine karşı gelip kazanan, hemen baskı altına alındı ve istifa ettirildi.. İstifa etmeselerdi İzmir ilçeleri misali görevden alınacaklardı.. Sadece bu
görüntü bile AKP’yi ve Tayyip Erdoğan’ı net olarak anlatıyor.. Dramatik olan liberal tosunların bu konuda bir satır bile yazamamalarıdır.!
RUH HALİNİ YANSITTI!..
İsmet Özel’in bilinçaltını ikrarı!
İsmet Özel’i biliyorsunuz eski marksist yeni sözde İslâmcı şairimizdir. Geçenlerde bir TV Programına çıktı ve namaz kılmayan Türk olamaz gibi, Aleviler Haçlı kalıntısı gibi insanı kahkahalarla güldürecek laflar etti.. Aklı başında ve birazcık bilgi ya da kültür değil malumat sahibi olan herkese uçuk gelecek olan bu beyan aslında, Türkiye’deki dinci güruhun ruh halini yansıtması bağlamında önemli bir delildir. Evet Türkiye’deki bir gurup sözde İslâmcının bakışı ve ekseni maalesef budur. İsmet Özel aslında bilinçaltında var olanı ikrar etmiş oldu. Maalesef o gelenekten gelenler devlette en önemli makamlara erişseler de şuur altlarını zaman zaman yansıtabiliyorlar. Örneğin PKK’nın şehit ettiği Mehmetçiği zerre umursamazken Gazze için ağıtlar yakabiliyorlar.. Aslına bakarsanız, bunlar gerçekte Arap Milliyetçisi.
YAKIŞANI YAP KÖKSAL ABİ...
Köksal Toptan’ın intiharı!
Laf aramızda bendeniz Köksal Toptan’ı yıllar yılı çok severdim. Yakın dostluğumuz ve sırdaşlıklarımız oldu. Onunla benim gibi Rize kökenli olması ile övünürdüm. Ama bugün onun adına müthiş üzülüyorum.. Hayır hayır gerekçem elbette şahsi değil. Kızgınlığım böylesine rezil bir tabloda şahsi ikbal hesapları ile hâlâ AKP’ye yoldaş olabilmesidir. Bilsem ki AKP’ye samimi inanıyor zerre sözüm olmaz, çünkü bire bir şahidim ki AKP ve Erdoğan’dan haz etmez!.. Ama hal bu iken ileride Cumhurbaşkanlığı piyangosu bana çıkar ve ben aday olabilir miyim hesabıyla AKP’yi idare ediyor.. Bak Köksal Abi, Tayyip Bey o makamı sana yedirmez, senin TBMM’ye başkan olman bile konjonktürün eseriydi!.. Şartlar değişince anında yol verdi sana... Boşuna hayal kurma ve jübileni 40 yılını verdiğin misyonuna uygun yap!
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz