DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hırsızı nasıl buldu?

Aşağa gitmek

Hırsızı nasıl buldu? Empty Hırsızı nasıl buldu?

Mesaj tarafından Rıza ZELYUT 2009-12-27, 10:54

Adam, ikide bir; 'Ben bu kazı yiyeceğim!' diyordu.
Karısı kızıyor, 'Delirdin mi sen? Bu Pembe karı çok yamandır; seni bulur, perişan eder!' diyerek onu uyarıyordu.
Bayram gelmek üzereydi. Adamcağızın et alacak hali de yoktu.
Pencereden, biraz ilerideki tel kümese yine baktı. Bahçenin, kendilerine yakın kısmına, dikenli telin hemen ötesine kondurulmuştu kümes. Havalar sıcak olduğu için tavuklarla kazlar hala burada idiler. O kaz, hoca sabah ezanını bitirir bitirmez hemen nöbeti devralıyor; akşama kadar, ne akşamı yatsıya kadar susmuyordu.
-Ben bu kazı yiyeceğim; dedi adam bir kez daha.
Sesi daha kararlı idi.
Karısı içeriden yine duydu; cevap verdi:
-Ye bakalım, ye de zıkkımın pekini ye. Şu karıyla bizi dövüştüreceksin. Üstüne üstlük kocası öldü. Köyde başka tavuk mu kalmadı da...
-Ben bu kazı yiyeceğim. Pembe cadalozu da anlamaz... Başka yerde keserim, derisini de orada yüzer, gömerim. Sen de gece yarısından sonra pişirirsin. Çol çocuk hemencecik yeriz. Bayram öncesinde iyi gider.
-Ben yemem, sen zıkkımlan. Çocuklara da yedirmem.
-Niyeymiş? Bak bak; nasıl da bağırıyor. Sanki; 'Beni ye, beni ye!' diyor.
Artık kesin kararını vermişti. Bir iki kez kümesin yakınından geçip tarlalara doğru gitti; yine oradan geldi. Kazı bağırtmadan, hemen yakalaması gerekiyordu. Bağırırsa, sahibi o kadın uyanır; kendisini rezil ederdi. Zaten, kadının şirretliğinden kimse tavuklarına kazlarına yan gözle bakamıyordu.
Arife gecesiydi. Adam saat bir dolayında evden çıktı. Kedisi de peşine takılmıştı. 'Pişt!' diye onu itekledi ama kedi sanki et kokusunu almış gibi bir metre gerisinden geliyordu.
Adam çevreyi kolacan etti. Çok uzaklardan gelen tek tük köpek sesinden başka bir şey yoktu. Pembe kadının evinin ışıkları sönmüştü. Kümese doğru, ayak uçlarına basarak yürüdü. Kümesin yanındaki dut ağacının altına vardığında; yukarıdan 'Puhu puhu!' diye bir ses gelmez mi.
Bu baykuş sesi onu hoplattı ama kendisini hemen topladı. Kümese vardı; kapısını açtı. İçerideki tavuklardan hafif gıdaklamamsı sesler çıktı. Adamın gözü karanlığa alışmıştı; beyaz kazı seçiyordu artık. Birden uzandı; kazın boynunu yakaladı ve kuvvetle sıkarak çekti aldı.
Tavuklar biraz bağırıştılar ama sesleri kısa sürede kesildi. Adam dutun kıyısına gelmiş, yere çömelmiş, bir gören oldu mu acaba diye çevreyi gözetliyordu. Bu arada kaz çırpınıp duruyor, hırıltılı sesler çıkartıyordu.
Adam; kazı koltuğuna alıp oradan uzaklaştı. Kedisi de arkadaydı. Yandaki tarlanın kuytu köşesinde kazın boynunu kesti, başını kaldırıp attı.. Alışkın ellerle kazı hemen yüzdü. Hayvanın derisini de oradaki gübrelerin arasına gömdü. Evine, zafer kazanmış gibi döndü. Kedisi ise kaybolmuştu.
***
Sabah namazından çıkanların ayak sesi sandı ama bu ayak sesi meğer ki başka idi. Çünkü kapı güm güm dövülmeye başlanmıştı.
Pembe kadın bağırıyordu:
-Açın kapıyı, açın; sizi gidi hırsızlar!
Adam, eski yüksek karyoladan düşecek gibi indi. Kendi kendisine bağırdı:
-Vay adi kadın!Nasıl anladı?
Karısı, gözlerini ovuştururken; 'demedim mi!' diye bir ağıt kopardı.
-Açın kapıyı, açın! Sizi hırsızlar!
Adam gitti, korkarak kapıyı araladı.
-Ne oldu Pembe, neden?...
-Utanmaz adam, kazımı çaldın, yedin; seni jandarmaya vermeye gidiyorum.
-Ben çalmadım, ne kazı, başkası çalmıştır.
-Yalan söyleme, yalan söyleme!
-Valla!
Kadın, bu ana kadar arkada tuttuğu elini adamın gözüne sokacak gibi ona doğru uzattı. Elinde bir kaz başı vardı.
-Sen çaldın, sen. Çünkü bu benim kazın başı. Bu başı senin kedinin ağzından aldım. Aha burada, senin kapının kıyısında kemirip duruyordu. Sen çaldın, kestin, yedin ama kedi seni ifşa etti. Yürü bakalım, hırsız yürü!
Bu sırada adamın karısı çıktı geldi kapıya. Pembe'ye sarıldı; sonra kocasına tükürdü:
-Tüh sana utanmaz adam; bizi köye rezil ettin. Demedim mi Pembe anlar diye. Bak ayağına dolaştı...
Pembe kadın; kendisini çekti geriye kadına bağırdı:
-Kocan çaldıysa sen de pişirmişsin. Baksana evinden yiti bir kaz kokusu geliyor.

Arınç Menemen Anıtı'nda
Ben de şaşırdım ama; Bülent Arınç ile yan yana idik. Sayın Başbakan Yardımcısı; şehit teğmen Kubilay adına dikilen Menemen anıtına çiçek koyuyordu. Gözleri yaşarmıştı. 'Nasıl kıydılar size, nasıl!' diyerek ağlamaya bile başlamıştı. 'Ülkesi ve milleti için canını veren şehitler, sizler kalbimizdesiniz!' diyordu. Elini uzatmış, anıttaki Teğmen Kubilay'ın silüetini okşuyordu. 'Şerefli Türk ordusunun kahraman subayı, biz Menemenliler, sana minnettarız. Burada, devlete baş kaldıranlara karşı çıktınız; bu uğurda canınızı verdiniz. Sizin için ne yapsak azdır.' diye konuşuyordu. O coşmuştu... Biz çevresindekiler ise onu alkışlıyorduk.
Menemen anıtını bilir misiniz? 23 Aralık 1930'da Menemen'de, 'Şeriat isteriz!' diye bir grup yobaz ayaklanmıştı. Bunlar; ellerine geçirdikleri askerleri öldürmüşler; Teğmen Kubilay'ın başını da diri diri kesip yeşil bayrağa takmışlardı.
Tabii hükümet bu ayaklanmayı bastırdı; gericileri şiddetle cezalandırdı. Sonra da şehitler adına buraya bir anıt dikildi.
Ben ve Bülent Arınç orada, anıtın önünde imişiz. Çevremizde de bir yığın insan...
İçimde bir sevinç... Demek Bülent Bey; kendi memleketindeki o isyana yürekten karşı imiş. O adamları sevmiyormuş. Askerin sevgisi içinde dolmuş da taşıyormuş...
Bir de korku... Ya bu gerçek değilse; düş görüyorsam...
Birisi dürttü. Baktım, oğlum. 'Baba akşamları az ye; uykunda bağırıp duruyorsun!' demez mi...
Rıza ZELYUT
Rıza ZELYUT
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz