Dünya her şeye rağmen güzel
1 sayfadaki 1 sayfası
Dünya her şeye rağmen güzel
Dünyada bunca acı, bunca eziyet, bunca haksızlık; savaş, işkence, ölüm, yıkım, hastalık var.
Ama yaşamak yine de güzel. Zorlukları görüp de yaşamaktan umut kesmiyoruz hiçbirimiz.
“Zaten ölecek olan insanoğlu niye doğar!” diye sormuyoruz kendi kendimize.
Bize ayrılan ömür dilimini, kendi iklimimizde, kendi dilimizde, onurluca yaşamaktan başka bir arzumuz yok.
Türkiye’deki yazarların, düşünürlerin eleştirilerine üzülmeyin.
Bu yazılar, şah damarı gibi ayrılmaz bir parçamız olan Türkiye kimliğinin, daha adil, daha aydınlık, daha dürüst ve bir akarsu gibi berrak akması içindir.
***
Bugün size 1816 yılında yazılmış bir metin sunuyorum.
Birkaç yıl önce de yayınladığım bu metin, Baltimore kentindeki eski bir tapınağın duvarına kazılmış.
Şöyle diyor:
Gürültü ve patırtının ortasında sükûnetle dolaş;
Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma.
Başka türlü davranmak, açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.
Ama kimseye teslim olma.
Telaşsız ve açık seçik konuş.
Başkalarına da kulak ver.
Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları;
Çünkü dünyada herkesin bir hikâyesi vardır.
Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış.
Ne kadar küçük olursa olsun, işinle ilgilen.
Hayattaki dayanağın odur.
Olduğun gibi görün.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma.
Aşka burun kıvırma sakın;
O çöl ortasındaki çimenliktir.
Yılların geçmesine öfkelenme,
Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.
Ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile hatırla ki, kâinatı yargılamak imkânsızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de güzeldir.
Ama yaşamak yine de güzel. Zorlukları görüp de yaşamaktan umut kesmiyoruz hiçbirimiz.
“Zaten ölecek olan insanoğlu niye doğar!” diye sormuyoruz kendi kendimize.
Bize ayrılan ömür dilimini, kendi iklimimizde, kendi dilimizde, onurluca yaşamaktan başka bir arzumuz yok.
Türkiye’deki yazarların, düşünürlerin eleştirilerine üzülmeyin.
Bu yazılar, şah damarı gibi ayrılmaz bir parçamız olan Türkiye kimliğinin, daha adil, daha aydınlık, daha dürüst ve bir akarsu gibi berrak akması içindir.
***
Bugün size 1816 yılında yazılmış bir metin sunuyorum.
Birkaç yıl önce de yayınladığım bu metin, Baltimore kentindeki eski bir tapınağın duvarına kazılmış.
Şöyle diyor:
Gürültü ve patırtının ortasında sükûnetle dolaş;
Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma.
Başka türlü davranmak, açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.
Ama kimseye teslim olma.
Telaşsız ve açık seçik konuş.
Başkalarına da kulak ver.
Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları;
Çünkü dünyada herkesin bir hikâyesi vardır.
Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış.
Ne kadar küçük olursa olsun, işinle ilgilen.
Hayattaki dayanağın odur.
Olduğun gibi görün.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma.
Aşka burun kıvırma sakın;
O çöl ortasındaki çimenliktir.
Yılların geçmesine öfkelenme,
Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.
Ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile hatırla ki, kâinatı yargılamak imkânsızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de güzeldir.
Zülfü Livaneli- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 78
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz