DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sızlanma Paşam, gereğini yap!

Aşağa gitmek

Sızlanma Paşam, gereğini yap! Empty Sızlanma Paşam, gereğini yap!

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2009-12-30, 11:29

Var olan fotoğraf hüzün vericidir!
TSK’ya karşı “psikolojik harekat” gittikçe daha büyük ivme kazanarak ve çok yönlü şekilde sürdürülüyor.
Ve heyhat birileri bunu hukuk diye yutturmaya kalkışırken, bazıları da el hak öyledir deyip ona izin veriyor!
Herkes biliyor ki bu bir rövanş ya da hesaplaşma!
Diyeceksiniz ki TSK yapılanlara izin vermese hedefe oturtulup sürekli dövülecekti!
Öyle değil...
Ver kurtul çözüm olsaydı, Dolmabahçe’den bugüne iş bu kadar zıvanadan çıkmazdı.
Küçük taviz, büyük tavizlere zemin hazırlar..
Türk Silahlı Kuvvetleri, Hilmi Özkök dönemi ile beraber kendi kurumsal kimliği ve misyonu bağlamında tavizler vermeye başlamış ve iş bu noktaya kadar gelmiştir.
Efendim isyan mı etseydi?
Elbette ki hayır.
Pentagon gibi davranması yeterdi!
Dün de yazdık, FBI, Pentagon’un sırlar odasına acaba girebilir mi?
Velev ki TSK’nın diğer ordulara kıyasla, bu devleti kuran kimliği ile ayrı bir misyonu da var!
Bunun için yapılacak şey kararlılıktı!
Siz Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını birinci gün kabul etmeyip, ikinci gün selam durursanız akıbet elbette bu olacaktı.
Açıklıkla söyleyeyim, TSK bir süredir iyi yönetilmiyor.
Koca bir ordunun üst komuta heyeti, neredeyse her gün sızlanarak mağdurları oynuyor!
Dünyanın en gelişmiş silahlarına ve 500 bin silahlı adama sahip bir yapının mağduriyet söylemi inandırıcı olamaz, tersine acziyet olarak algılanır.
Ne mi yapılacaktı?
Hiçbir şey yapamıyorsanız istifa edersiniz ki bunun bir anlamı olurdu.. İşte Torumtay Paşa örneği ortada!
Hadi istifayı düşünmediniz, size yapılan çirkin tezgahları bir bir milletle paylaşırsınız!
Biliyorsunuz ki mevcut siyasi yapı size önyargılı, hal bu iken aynı metotta ısrar olacak şey midir?
Onu bunu bırakın, her gün TSK’ya hücum eden Yenişafak ve benzeri matbuatı karargahında ağırlayan, bu Genekurmay değil midir?
Tavır almasını bilmeyenlere bu gibi akıbetler mukadderdir!
Bir Orduyu büyük yapan şey de sadece asker sayısı değil, kabiliyetleridir.
Sorarım size, dünyanın 5. Büyük Ordusu aylardır bir tane olsun karşı piskolojik hareketı becerebildi mi?
Hülasa TSK, bu haliyle sevenlerine hüzün, karşıtlarına ise moral veriyor.
Hayır hayır, asla ve kat’a darbeyi falan ima etmiyoruz, söylediğimiz şey o kurumun imajına sahip çıkılmasıdır... Tekrar ediyoruz, bu coğrafyada güçlü bir ordumuz olmazsa bu devleti yaşatmazlar.. Bizim feveranımız bunun içindir.
SAHİPLENİN...
Nasıl Başkomutan...
Anayasa’ya göre Abdullah Gül, TSK’nın Başkomutanıdır. Realite bu ama açıklıkla söylemeliyiz ki Abdullah Gül o konumuna uygun davranmıyor. Ülkenin ordusu aylardır psikolojik operasyona muhatabım diye feryat ederken, Başkomutan’dan tık yok! Sahi asker rahatsızlığını dillendirirken siz Abdullah Bey’in o rahatsızlıkla ilgili bir adım attığına hiç şahit oldunuz mu? Olamadıysanız Adullah Bey’in Köşk’deki varlığı şeklen olmuyor mu? Hatırlayın son gelişmelerden rahatsız olan Genelkurmay Başkanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı aslında Cumhurbaşkanına gitmesi gerekirken Başbakan’a gittiler.. Bu görüntü bile her şeyi anlatmıyor mu? Görüyorsunuz bir şekilde Cumhurbaşkanı olunabiliyor da, orada başarılı olabilmek mümkün olamıyor.
YAZIK...
Deniz Feneri’ne var, devlet sırlarına yok...
Akıl ermeyecek olayların ülkesi Türkiye’de akıl ermeyecek bir karara daha önceki gün şahit olduk. İlgili birimin Kozmik Büro ile ilgili arama ve haberlere yayın yasağı getirilmesi talebi yargıdan geri döndü. Oysa aynı yargı Deniz Feneri ile ilgili haberlere yayın yasağı getirmişti.. Düşünün zekat hırsızlığını kapsayan, devleti ve bekasını zerre ilgilendirmeyen bir konuya yayın yasağını getiren yargımız, devlet sırlarının ayağa düşmesini engellemek için yapılan müracaata hayır diyor. Bir şey diyemeyiz; demek ki ülkedeki hukukun gereği bu. Fakat bu fotoğraf bile yargının nasıl cepheleştiğini ve siyasallaştığını gözler önüne sermiyor mu? Yazık, bölünmedik bir yargı kurumumuz vardı, onu da böldüler!
TAKVİYE...
Milliyet ve Vatan yeni sahibini selamladı...
Dünkü Milliyet’le Vatan’ı gördünüz mü? Birinci sayfa mizanpajları ile adeta yeni sahibini selamlar gibiydi. Evet şekilde görüldüğü gibi Milliyet ile Vatan da artık yandaş medya olma yolundadır. Kuşkusuz sitemim orada yazı yazan Melih Aşık, Güngör Mengi, Can Ataklı, Mustafa Mutlu, Necati Doğru, Hasan Pulur ve Güneri Cıvaoğlu gibilere değildir, sitemim mutfaklaradır. Belli ki gazeteyi hazırlayanlar yeni patrona, bizimle olur mesajını iletiyorlar.. Boşuna uğraşmasınlar, onlar akıllıdır. Kendileri takıye yaparlar da başkalarının takıyelerini yemezler. Buraya not düşüyorum, satış işlemi bitince gazete yönetimleri, okuyucuyu tutma adına sadece birkaç ay orada kalabilirler.
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz