SORUMLULUK


Yaşadıklarımızın sorumlusu kim? Yoksulluğun, kaos ve kargaşanın, dış politik açmazların, uygarlık idealinden kopup, üçüncü dünyanın kan ve yolsuzluk bataklığına savruluşumuzun sorumlusu kim? Lime lime olan devletin, iç çatışmanın sorumlusu kim?
“Dere yatağında akar” diyerek, Türkiye’nin Ortadoğu’nun malı olduğunu söyleyen; Hamas, Hizbullah, El Beşir ile Türkiye’yi ortak çizgiye getiren siyasi iktidarın seçilmiş kralı “One Minute”ci Erdoğan, sorumluluk kabul etmiyor. Abdullah Gül zaten sorumsuz. Mehmet Ali Şahin milletvekili odalarına gece yarısı baskını yaptırıp, özel ve siyasi mahremiyeti yok edecek kadar sorumsuz, ama “Anadolu Federe İslam Devleti Anayasası” CD’sini mecliste dağıtacak kadar sorumlu. CD’de Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Anayasasına, Atatürk’e küfrediliyor. TBMM’de dağıtılan bir köktendinci terör örgütünün propaganda malzemesi.
Sorumlu kim?
Sorumlu yok!
Devlet kurumları güvensizlik ve ilkellikle birbirine giriyor, bunu yapan belli. Ama sorumlusu yok!
Türkiye ekonomik olarak halkın bu kadar yoksul ve çaresiz, sömürüldüğü bir dönem yaşamadı.
Halkın açlığı, artık birliği tehdit ediyor. Ama sorumluluğu yok.
Zengin sınıf; halkın, ülke birliğinin, ulusal bütünlüğün, kurumların dağılmasını izliyor. Geminin kaptan köşkü su altında kalmaz sananlar yanılıyor. “Kazanıyoruz” diyenler, yitirdiklerini anladıklarında onlar için geç olacak.
Ülkeyi yönetenlere göre TSK cinayet şebekesi, yolsuzluk ve yoksulluktan yakınanlar kaos ve darbeci, darbeye zemin hazırlayanlar, seçilmiş kralı övmeyenler ideolojik saplantılı, Ergenekon destekçileri.
İyi de hiç mi sorumluluğunuz yok olan bitende?
Türkiye bir büyük bozgunun öncesinde yeni bir yıla girdi.
2010 hepimizin, ulusal bütünlüğümüz ve halkın açlığı konusunda yapmamız gerekenler var.
BİZ, canımız pahasına;
Vatan
Namus
Ahde Vefa’yı
savunmaya devam edeceğiz.
Korkunun, yolsuzluk ve yoksulluğu büyütmesine, halkın aç ve perişan bırakılmasına karşı çıkacağız.
AKP 2010’da gidecektir.
Sandığa hazır olalım.
Karıncanın izini çeliğe düşürmeye hazır olalım.
Canlarımızı canlarımızla birleştirip o büyük ülkünün, yoldaşlığın; Türkiye’nin güçlü ve büyük olması hayalinin gerçekleşmesi için omuz omuza mücadeleye hazır olalım.
Sayıları 13 milyon olan açlar, 20 milyonu bulan yoksullar, insanlık onuru ve geleceğiniz için, BİZ’imle ayağa kalkmak için, sizi çağırıyorum.
Karanlığın üzerine güneş gibi doğmaya çağırıyorum.
Cahiliye devrini sonlandırıp, refah ve mutluluğu yeniden kurmaya çağırıyorum.
Umudunuzu kesmeyin Güneşten her gecenin sabahı vardır.
Sizi Güneşin aydınlığına, mutluluğuna, paylaşımına çağırıyorum. Namuslu, erdemli yeni siyasete, yeni Türkiye’yi kurmaya:
Sizi; İşe
Aşa
Özgürlüğe
Dayanışmaya
Bir ve beraber olmaya, kardeşliğe
BİZ olmaya
Sorumlulardan hesap sormaya
çağırıyorum.
Halkın işini, aşını, özgürlüğünü yok edenlere karşı sorumsuz sorumlulara karşı mücadeleye çağırıyorum.
Gün gelecek devran dönecek, halkın onuru iktidara gelecek. O gün geldi. Çoğu gitti azı kaldı.
Sömürü bitecek.
Sizi sömürüyü bitirmeye, sülüklerin kanımızı emmesini sonlandırmaya, sizi BİZ’im iktidarımızın yürüyüşüne çağırıyorum. Cehaleti kovmaya çağırıyorum.
Kursaklarındaki her kör kuruşu, millet hakkını söke söke almaya, hesap sormaya çağırıyorum.


Tuncay Özkan
Yeni Parti Genel Başkanı
03 Ocak 2010