Sinan Çetin gerzekliği
1 sayfadaki 1 sayfası
Sinan Çetin gerzekliği
Hep derim: Aydın dediğin iktidarın borazanlığını yapmaz.
Hem aydın görünüp hem de iktidarın beklediklerini söylersen; sen aydın değil; olsan olsan padişahın dalkavuğu olursun.
Dün; bu basitliğin bir örneğini daha yaşadık.
Ankara'da bir tören var: TBMM'nin kuruluşunun 90. yıldönümü için bir sergi düzenlenmiş: '90 Yılda 90 Belge'
Serginin açılış konuşmasını Sinan Çetin yapıyor. Dinleyenler ise Başbakan Erdoğan, TBMM Başkanı Şahin ve iktidardan başka isimler...
Sinan Çetin; güya büyük entelektüel havalarında orada hükümete yön veriyor. Kürt açılımını desteklediğini belli etmek için, 'Türkiye'yi kendi ülkesinin dağlarına bomba atan ülke olmaktan çıkarın. Allah size kuvvet versin!' diyor.
İşte size ucuz aydın; kopya aydın tavrı.
İktidar ne isterse onu söylüyor ama bunu entelektüel adam havaları yaratarak söylüyor.
İşte ikiyüzlü, işte çıkarcı sahte aydın tavrı budur.
Sinan Çetin'de biraz yürek olsa; 'Sayın hükümet üyeleri; Türkiye'yi yalnız iktidar için demokrat ülke yapmayın; herkes için; hatta ve hatta Ergenekon tutukluları için bile demokrat ülke yapın. Bakın; Avrupa ve Amerika adalet sistemimizi eleştiriyor, buna örnek olarak da Silivri yargılamasını gösteriyor!' derdi ve bizden de aferin alırdı.
Ama Sinan Çetin tipinde aydınlar bunu diyemez.
Çünkü, arada kuvvetli maddi bağlar, bağlantı umutları vardır.
Ne demişti Keçecizade İzzet Molla:
'Meşhurdur ki fısk ile olmaz cihan harab
Eyler anı müdahane-i aliman harab'
Osmanlıcasından bugünün söyleyişine aktaralım: 'Bu dünya güruh yüzünden yıkılmaz, dünyayı yıkacak olan alimlerin dalkavukluğudur.'
Türkiye, dalkavuk aydınların istilası altındadır. Bu dalkavuk aydınlar; gazeteleri, televizyonları, sivil toplum kuruluşlarını ele geçirmişlerdir. Türkiye'nin makus talihi siyasetçiler değil, işte bu kara güruhtur.
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN ÖLÇÜSÜ
Dün Hürriyet Gazetesi'nde Ertuğrul Özkök de geleceği açık olan yazarlar üzerine bir kurgulama yapmıştı. O yazı; aynı zamanda gerçek aydın tipinin ölçülerini de veriyordu. Elbette ki bu ölçü Ertuğrul Bey'in bilgisi, öngörüsü, ideolojisi ile sınırlandırılmıştı. O ölçülere katılmamak ne mümkün.
Lakin eksikleri var oradaki listenin: Eğer köşe yazarı isen kamu görevi yapıyorsundur. Bu yüzden de çıkarını ayaklar altına alacaksın.
Bunun uygulama biçimi de mutlaka iktidarın karşısında konuşlanmaktan geçer.
Neden mutlaka? İktidarı öven o kadar çok görevli yazıcı çıkıyor ki eleştiren bulunamıyor. O yüzden gerçek aydın, iktidarı eleştiren kişidir.
'Ne yani doğru yaptıklarını yazmayalım mı?'
'Sana ne? Zaten onu yapmak için can atan yüzlerce kalem sıraya girmiş; harıl harıl yazıyor. İktidardan aferin alan yazar; aydın değil sadece kalimşordur.'
Bu yüzden, Ertuğrul Özkök'ün örnek yazar listesi defoludur. Nazlı Ilıcak, Sedat Ergin, Ahmet Hakan, Nuray Mert'ten oluşan o örnek listesinde Nazlı Ilıcak'ın işi nedir? Sedat Ergin; o ölçümlere ne kadar uyar? Ahmet Hakan ile Nuray Mert'e bir şey diyemem.
BAŞBAKAN'A CEVAP ELAZIĞ'DAN GELDİ
Başbakan Erdoğan dün TBMM'deki konuşmasında yine güllük gülistanlık bir tablo çizdi. Paradan altı sıfır atıldığını; bankaların çok iyi durumda olduğunu; krizin teğet geçtiğini söyleyip AKP'den önceki dönemi eleştirdi.
Elazığ'dan arayan ve sağlık memuru olduğunu söyleyen bir vatandaş, Başbakan Erdoğan'a cevap verdi ve dedi ki:
'Başbakan, enflasyonu düşürdük diye övünüyor. Rıza Bey; bana ne enflasyonun düşmasinden? Ben önce cebime giren paraya, sonra da bu parayla ne kadar öteberi aldığıma bakarım.
Ben memur olarak Ecevit başbakan iken daha rahattım. Evet; o zaman enflasyon daha yüksekti ama maaşlarımız da ona göre ayarlanıyordu. Çocuklarımı okutabiliyordum. Şimdi ise onları evden dışarı çıkaramıyorum. Parada sıfır olsa ne olmasa ne? Nasıl olsa bize uğradığı yok. Başbakan boşuna övünmesin. Biz çalışanlar; Ecevit dönemine göre ileriye gitmedik, geride kaldık.
Bir de bankalarla övünüyor. O bankalar bizim değil ki... Hepsini sattılar yabancılara. Burada elde ettikleri yüksek karları alıp kendi ülkelerine götürüyorlar. Başbakan bilmiyor mu, bal gibi biliyor ama onlara gücü yetmiyor.'
Bu sağlık memuru, ekonominin sağlığının iyi durumda olmadığını söylüyor ve bence de çok ayıp ediyor. Ey memur; sen bu işleri koskoca başbakandan daha mı iyi bileceksin?
Hem aydın görünüp hem de iktidarın beklediklerini söylersen; sen aydın değil; olsan olsan padişahın dalkavuğu olursun.
Dün; bu basitliğin bir örneğini daha yaşadık.
Ankara'da bir tören var: TBMM'nin kuruluşunun 90. yıldönümü için bir sergi düzenlenmiş: '90 Yılda 90 Belge'
Serginin açılış konuşmasını Sinan Çetin yapıyor. Dinleyenler ise Başbakan Erdoğan, TBMM Başkanı Şahin ve iktidardan başka isimler...
Sinan Çetin; güya büyük entelektüel havalarında orada hükümete yön veriyor. Kürt açılımını desteklediğini belli etmek için, 'Türkiye'yi kendi ülkesinin dağlarına bomba atan ülke olmaktan çıkarın. Allah size kuvvet versin!' diyor.
İşte size ucuz aydın; kopya aydın tavrı.
İktidar ne isterse onu söylüyor ama bunu entelektüel adam havaları yaratarak söylüyor.
İşte ikiyüzlü, işte çıkarcı sahte aydın tavrı budur.
Sinan Çetin'de biraz yürek olsa; 'Sayın hükümet üyeleri; Türkiye'yi yalnız iktidar için demokrat ülke yapmayın; herkes için; hatta ve hatta Ergenekon tutukluları için bile demokrat ülke yapın. Bakın; Avrupa ve Amerika adalet sistemimizi eleştiriyor, buna örnek olarak da Silivri yargılamasını gösteriyor!' derdi ve bizden de aferin alırdı.
Ama Sinan Çetin tipinde aydınlar bunu diyemez.
Çünkü, arada kuvvetli maddi bağlar, bağlantı umutları vardır.
Ne demişti Keçecizade İzzet Molla:
'Meşhurdur ki fısk ile olmaz cihan harab
Eyler anı müdahane-i aliman harab'
Osmanlıcasından bugünün söyleyişine aktaralım: 'Bu dünya güruh yüzünden yıkılmaz, dünyayı yıkacak olan alimlerin dalkavukluğudur.'
Türkiye, dalkavuk aydınların istilası altındadır. Bu dalkavuk aydınlar; gazeteleri, televizyonları, sivil toplum kuruluşlarını ele geçirmişlerdir. Türkiye'nin makus talihi siyasetçiler değil, işte bu kara güruhtur.
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN ÖLÇÜSÜ
Dün Hürriyet Gazetesi'nde Ertuğrul Özkök de geleceği açık olan yazarlar üzerine bir kurgulama yapmıştı. O yazı; aynı zamanda gerçek aydın tipinin ölçülerini de veriyordu. Elbette ki bu ölçü Ertuğrul Bey'in bilgisi, öngörüsü, ideolojisi ile sınırlandırılmıştı. O ölçülere katılmamak ne mümkün.
Lakin eksikleri var oradaki listenin: Eğer köşe yazarı isen kamu görevi yapıyorsundur. Bu yüzden de çıkarını ayaklar altına alacaksın.
Bunun uygulama biçimi de mutlaka iktidarın karşısında konuşlanmaktan geçer.
Neden mutlaka? İktidarı öven o kadar çok görevli yazıcı çıkıyor ki eleştiren bulunamıyor. O yüzden gerçek aydın, iktidarı eleştiren kişidir.
'Ne yani doğru yaptıklarını yazmayalım mı?'
'Sana ne? Zaten onu yapmak için can atan yüzlerce kalem sıraya girmiş; harıl harıl yazıyor. İktidardan aferin alan yazar; aydın değil sadece kalimşordur.'
Bu yüzden, Ertuğrul Özkök'ün örnek yazar listesi defoludur. Nazlı Ilıcak, Sedat Ergin, Ahmet Hakan, Nuray Mert'ten oluşan o örnek listesinde Nazlı Ilıcak'ın işi nedir? Sedat Ergin; o ölçümlere ne kadar uyar? Ahmet Hakan ile Nuray Mert'e bir şey diyemem.
BAŞBAKAN'A CEVAP ELAZIĞ'DAN GELDİ
Başbakan Erdoğan dün TBMM'deki konuşmasında yine güllük gülistanlık bir tablo çizdi. Paradan altı sıfır atıldığını; bankaların çok iyi durumda olduğunu; krizin teğet geçtiğini söyleyip AKP'den önceki dönemi eleştirdi.
Elazığ'dan arayan ve sağlık memuru olduğunu söyleyen bir vatandaş, Başbakan Erdoğan'a cevap verdi ve dedi ki:
'Başbakan, enflasyonu düşürdük diye övünüyor. Rıza Bey; bana ne enflasyonun düşmasinden? Ben önce cebime giren paraya, sonra da bu parayla ne kadar öteberi aldığıma bakarım.
Ben memur olarak Ecevit başbakan iken daha rahattım. Evet; o zaman enflasyon daha yüksekti ama maaşlarımız da ona göre ayarlanıyordu. Çocuklarımı okutabiliyordum. Şimdi ise onları evden dışarı çıkaramıyorum. Parada sıfır olsa ne olmasa ne? Nasıl olsa bize uğradığı yok. Başbakan boşuna övünmesin. Biz çalışanlar; Ecevit dönemine göre ileriye gitmedik, geride kaldık.
Bir de bankalarla övünüyor. O bankalar bizim değil ki... Hepsini sattılar yabancılara. Burada elde ettikleri yüksek karları alıp kendi ülkelerine götürüyorlar. Başbakan bilmiyor mu, bal gibi biliyor ama onlara gücü yetmiyor.'
Bu sağlık memuru, ekonominin sağlığının iyi durumda olmadığını söylüyor ve bence de çok ayıp ediyor. Ey memur; sen bu işleri koskoca başbakandan daha mı iyi bileceksin?
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz