DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

YİĞİT TEKEL İŞÇİSİ, DİRENİŞ KIVILCIMINI ÇAKMIŞTIR

Aşağa gitmek

YİĞİT TEKEL İŞÇİSİ,  DİRENİŞ KIVILCIMINI ÇAKMIŞTIR Empty YİĞİT TEKEL İŞÇİSİ, DİRENİŞ KIVILCIMINI ÇAKMIŞTIR

Mesaj tarafından Ali Eralp 2010-01-09, 08:28

YİĞİT TEKEL İŞÇİSİ, DİRENİŞ KIVILCIMINI ÇAKMIŞTIR…

ALİ ERALP

Önce vatan !

Ne mutlu türküm diyene !

Ordumuza şükran borçluyuz !

Milli birlik esastır.


Yukarıya sıraladığımız sözleri günlük yaşantımızda kullanabiliyor muyuz? Yani her T.C. vatandaşı bu sözleri konuşabiliyor, yazabiliyor, söyleyebiliyor mu?

Şimdi diyeceksiniz ki “Nasıl sorular bunlar Ali Eralp? Elbette her T.C. vatandaşı bu sözleri konuşabilir, yazabilir, söyleyebilir. Bu sözcüklerde ne var ki?

Öyleyse şu şekilde yeniden sorayım:

Herkesin konuşabildiği, yazabildiği, söyleyebildiği bu sözleri bayramlarda, önemli günlerde ışıklandırıp, iki minare arasına (mahya olarak) asabilir miyiz?

“Bundan doğal ne olabilir?” Elbette asabiliriz. Suç yok, hakaret yok, kötüleme yok… Yüceltme var, onurlandırma var, gurur var…

Ama iktidar böyle söylemiyor işte. O, başka türlü konuşuyor.

“Nasıl konuşuyor?”

“Hayır, asamazsın. Yasak…” diyor.

“Peki, neden yasak?” “Bu sözler yıllarca göklerde sergilendi. Görkemli görüntüleriyle şan şeref verdi. Kimse de itiraz etmedi. Şimdi ne değişti de yasaklandı?

“Yeni çıkan yönetmelik böyle emrediyor… Bu sözler ideolojik, politik; halkı bölmeye yöneliktir…” diyor.
AKP’ye göre ideolojik olmayan bir şey yok. Tekel direnişi ideolojik, Atatürk’ün kalpaklı resmi ideolojik, şehit analarının Meclise Türk bayrakları ile girmeleri ideolojik… Bu ülkede sadece siyasal İslamcılık, şeriatçılık, Feto’culuk ideolojik değil…

Bundan böyle, ” Ne Mutlu Türküm Diyene, Önce Vatan, Ordumuza Şükran Borçluyuz, Milli Birlik Esastır…” gibi yazıları mahya olarak göremeyeceğiz. Bunları da yasakladı AKP. İslam cumhuriyeti yolunda bir adım daha attı. Minareler arasına sadece “dinsel içerikli” sözler yazılacak artık.

Birlikten, bütünlükten, tam bağımsızlıktan, ulusal olandan yana ne varsa kaldırıyorlar, yok etmeye çalışıyorlar. Onlara göre vatanı, vatandaşlığı savunmak, orduya şükran duymak, milli birlik temelinde kenetlenmek suç. Hele hele “Ne mutlu Türküm” demek en büyük suç.

Vatandaşlık yerine kulluk, ulus yerine ümmet anlayışını savunmak mubah!..

Şu bir gerçek ki, bu sisli puslu, bulanık görüntü, bu yıkım süreci, birdenbire, ansızın ortaya çıkmadı. Bu resim, 1950'lerden başlamak üzere, özellikle 1980'lerden sonra (gizli ya da açık) Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının fırçalan ile şekillendi.

Çiller’ler, Evren’ler, Özal’lar uyguladıkları işbirlikçi neoliberal programlarla emperyalizme teslimiyeti de terkilerinde getirdiler. Bugünkü İslamcı düzenin temellerini hazırladılar. Giderek ABD'siz, AB’siz, IMF'siz adım atamayan, karar veremeyen bir ülke durumuna düşürüldük.

Günümüzde saltanat, hilâfet, Neo-Osmanlıcılık hayalleri yeniden filizlenmiştir. F tipi örgütlenmeye geçmeyen devlet kuruluşu kalmamıştır. Tüm çabalar, siyasal İslam cumhuriyetinin oluşması için harcanmaktadır.

Tarikatların, tekkelerin, şeyhlerin, şıhların toplum üzerindeki baskısı giderek artmaktadır. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi saldırı altındadır ve bu kurumlar şeriat hukukuna karşı Cumhuriyet hukukunu canla başla korumaya çalışmaktadırlar.

Orduya karşı her gün yeni bir tertip düzenlenmektedir. Ordunun karargâhına girilmiştir. Ne yazık ki komuta kademesi bu saldırılar karşısında sessizliği tercih edip, kabuğuna çekilmiştir. Bugün Türk ordusuna karşı girişilen “asimetrik, psikolojik harekât” hedefine ulaşmış görünmektedir. Sayın Vural Savaş’ın deyişi ile o da F tipi örgütlenmeye doğru yol almaktadır.

Ama Bülent Arınç’a yapılacağı ileri sürülen suikast iddiası fos çıkmıştır. Bu nedenle şimdi yeni planlar, senaryolar hazırlanmaktadır. Yargıçlara, savcılara gönderilen mermiler, Önümüzdeki günlerin yeni olaylara, gözaltlılara, tutuklamalara gebe olduğunu haber veren sinyallerdir.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar, ne tertipler içerisine girerlerse girsinler. Bunlar son çırpınışlardır. Deniz bitmiştir. Takke düşmüş, kel görünmüştür. AKP ekonomik, sosyal, siyasal kriz içerisinde bocalamaktadır.

Satıla satıla ne sanayi, ne tarım kalmıştır. Cumhuriyet kurumları uluslar arası tekellerin eline geçmiştir. Üretici, ürününü verecek yer bulamamaktadır.

Üretim durmuştur. Gelir kaynakları kurumuştur. Yedi yıl içerisinde Türkiye’nin borcu iki kat artarak, 240 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkmıştır.

Özelleştirilen kurumlardan atılan işsiz işçilerin sayısı milyonlara ulaşmıştır. İşsizlik çığ gibi büyümektedir.
Artık bıçak kemiğe gelip dayanmıştır. Devrimin gerçek sahibi işçiler, Nazım’ın deyişi ile “Karanlığın kenarından, ağır ellerini toprağa basıp doğrulmak” üzeredir. Şafak yakındır.

Yiğit tekel işçisi direniş kıvılcımını çakmıştır. Yakında sokaklar, meydanlar çoban ateşleriyle aydınlanacaktır.

(ali-eralp@hotmail.com)
Ali Eralp
Ali Eralp
GÜMÜŞ ÜYE
GÜMÜŞ ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 62
Yaş : 72
ŞEHİR : içel
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 23
Kayıt tarihi : 22/12/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz