İsrail aşağılamasına dili tutulan bir Başbakan!
1 sayfadaki 1 sayfası
İsrail aşağılamasına dili tutulan bir Başbakan!
Yapılan tarihe geçecek düzeyde dehşet bir aşağılamadır! Elçinizi çağırıp, kameraların önünde kapıda uzun uzun bekletiyorlar.
Bilahare içeri alındığında ise; sen alçaksın, yerin burası iması ile herkesten daha aşağı bir yere oturtuyorlar.
Bitmedi, masada İsrail bayrağı var da kural gereği olması gerekirken Türk bayrağı yok!
Dahası, Büyükelçimize ikram da yok!
En önemlisi gazeteciler içeri çağrılıp, elçimize atfen bu adamın alçaklığını dikkatle not edin deniliyor!
Bahse konu tavır elbete elçiye değil, temsil ettiği ülkeye yani Türkiye’ye!
Dedik ya İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda bu yaşananlar tarihe geçecek ölçüde rezil sahnelerdir!
Hiç abartısız bu yapılan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına bütün dünyanın gözü önünde çuval geçirilmesidir!
Yapılan bu, peki verilen karşılık mı?
Şu saate kadar İsrail Elçisinin bakanlığa çağrılması gibi sıradan ve şekli bir tepkiden başka bir şey yok!
Efendim ne mi yapılabilirdi?
Her fırsatta işçiye, köylüye, garibe, yetime posta atan ve Kasımpaşalılığıyla övünen Başbakanımız kıyameti koparırcasına gürleyebilirdi!
Peki böyle bir şey oldu mu?
Bırakın gürlemeyi tek bir söz olsun etmedi, edemedi!
Dün AKP Grup toplantısında gördük ki Tayyip Bey’in dili tutulmuş!
İyi de nerede bizim Davos Fatihi aslanımız!
Hoş Davos’daki Fatihliği de yarım saat sürdü, yani yarım saat sonra sözlerim Şimon Perez’e değil sunucuyaydı dedi yani anında geri adım attı ya!
Görüyorsunuz Erdoğan İsrail konusunu sadece istismar etmek amacıyla gündeme getiriyor!
İş ciddiye bindi mi, deliğe süpürülme korkusuyla hemen suskunluğa bürünüyor yani sinip kalıyor!
Şu işe bakın önceki gün Arap kamuoyuna cici görünme adına Gazze lafını eden Başbakanımız, ne hikmetse Türkiye’nin şerefini koruma adına dün tek bir söz bile etmedi, edemedi!
Sahi şimdi İsrail elçimizi geri çekin ve hemen sert bir nota verin desek çuval olayı misali Tayyip Bey yine; “Ne notası, müzik notası mı” diye bizimle eğlenir mi acaba?
Görüyorsunuz Tayyip Erdoğan’ın kabadaylığı tamamen çakma ya da sanaldır!
Dahası, İsrail’e olan tavrı da göstermeliktir yani tribünleri manipüle amaçlıdır.
Sonuç şudur: Rol ve takıye yaparak işi bir süreliğine götürürsünüz de gün gelir gerçek yüzünüz bugünkü gibi ortaya çıkar...
PES Kİ PES...
Sanki düşman ülkenin Genelkurmay Başkanı!
Haber şu: Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, hatırlayacaksınız kısa bir süre önce Trabzon’a gitmiş ve sokakta kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşla sohbet etmişti. İşte bu sohbetci vatandaşlardan biri de Tapu Kadastro’da çalışan Nevin Eyüboğlu’ydu... Nevin hanım hakkında basına yansıyan o görüntü sonrasında Tapu Kadastro İdaresi tarafından inceleme başlatıldı ve savunması istendi.. Neymiş efendim devlet memuru nasıl böyle bir görüntü verebilirmiş? Behey densizler, nasıl böyle bir görüntü dediğiniz bu ülkenin Genelkurmay Başkanına saygı ve muhabbet sunmaktır. Yahu kime ne zararı var bunun? Nevin Hanım düşman ordularının komutanını mı kucakladı?Görülüyor ki bu ülkede birileri Genelkurmay Başkanımızı adeta öyle görüyor!
FOTOĞRAF
Yangın var diyen Yargıtay Başkanı!
Neymiş efendim bu ülkede kurumlar arasında bir sorun yokmuş da, bunu muhalefet uyduruyormuş!... Kim söylüyor bunu?.. Ülkenin Başbakanı... Peki o zaman soralım; kurumlar arasında sorun yok ise Yargının en tepesi olan Yargıtay’ın Başkanı Sayın Hasan Gerçeker, daha önceki gün feveran edercesine “Yangın var” diye niye kendini yırtıyor?.. Yargıtay Başkanının o sözleri Türkiye’nin ve kurumlarının gerçek fotoğrafıdır. Evet Türkiye bir süredir cayır cayır yanıyor. Sadece Yargı değil, ülkenin Silahlı Kuvvetlerinden, istihbarat örgütüne kadar pek çok hayati kurum, kural ve teamül tanımayan iktidar partisinin çeteleri ile boğuşuyor.
MASABAŞI...
TÜBİTAK’ın Ergenekon tespiti!
Dün, Deniz Baykal’ın Meclis grubundaki konuşmasından öğrendik ki kısa adı TÜBİTAK olan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Ergenekon ile ilgili ilginç bir tespit yapmış. Buna göre Ergenekon soruşturmasının miladı olarak kabul edilen Ümraniye’deki malum aramada bomba bulunma olayının tutanakları olay yerinde değil, karakolda yani masa başında tutulmuş.. Evet söz konusu iddiayı muhalefet partisi ya da bir avukat yapmıyor, Türkiye’nin bilimdeki en yetkili kurumu TÜBİTAK yapıyor ve bunu afaki değil, somut bilgi ve verilerle yapıyor. Bakın Ümraniye’deki arama ve yakalamalar Ergenekon davasının açılma nedeni yani bu davanın ana dayanak noktası. Şimdi bu dayanak bilim kurulu tarafından bu şekilde değerlendiriliyor ise sorarım size kimler ne yapmaya çalışıyor?
Bilahare içeri alındığında ise; sen alçaksın, yerin burası iması ile herkesten daha aşağı bir yere oturtuyorlar.
Bitmedi, masada İsrail bayrağı var da kural gereği olması gerekirken Türk bayrağı yok!
Dahası, Büyükelçimize ikram da yok!
En önemlisi gazeteciler içeri çağrılıp, elçimize atfen bu adamın alçaklığını dikkatle not edin deniliyor!
Bahse konu tavır elbete elçiye değil, temsil ettiği ülkeye yani Türkiye’ye!
Dedik ya İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda bu yaşananlar tarihe geçecek ölçüde rezil sahnelerdir!
Hiç abartısız bu yapılan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına bütün dünyanın gözü önünde çuval geçirilmesidir!
Yapılan bu, peki verilen karşılık mı?
Şu saate kadar İsrail Elçisinin bakanlığa çağrılması gibi sıradan ve şekli bir tepkiden başka bir şey yok!
Efendim ne mi yapılabilirdi?
Her fırsatta işçiye, köylüye, garibe, yetime posta atan ve Kasımpaşalılığıyla övünen Başbakanımız kıyameti koparırcasına gürleyebilirdi!
Peki böyle bir şey oldu mu?
Bırakın gürlemeyi tek bir söz olsun etmedi, edemedi!
Dün AKP Grup toplantısında gördük ki Tayyip Bey’in dili tutulmuş!
İyi de nerede bizim Davos Fatihi aslanımız!
Hoş Davos’daki Fatihliği de yarım saat sürdü, yani yarım saat sonra sözlerim Şimon Perez’e değil sunucuyaydı dedi yani anında geri adım attı ya!
Görüyorsunuz Erdoğan İsrail konusunu sadece istismar etmek amacıyla gündeme getiriyor!
İş ciddiye bindi mi, deliğe süpürülme korkusuyla hemen suskunluğa bürünüyor yani sinip kalıyor!
Şu işe bakın önceki gün Arap kamuoyuna cici görünme adına Gazze lafını eden Başbakanımız, ne hikmetse Türkiye’nin şerefini koruma adına dün tek bir söz bile etmedi, edemedi!
Sahi şimdi İsrail elçimizi geri çekin ve hemen sert bir nota verin desek çuval olayı misali Tayyip Bey yine; “Ne notası, müzik notası mı” diye bizimle eğlenir mi acaba?
Görüyorsunuz Tayyip Erdoğan’ın kabadaylığı tamamen çakma ya da sanaldır!
Dahası, İsrail’e olan tavrı da göstermeliktir yani tribünleri manipüle amaçlıdır.
Sonuç şudur: Rol ve takıye yaparak işi bir süreliğine götürürsünüz de gün gelir gerçek yüzünüz bugünkü gibi ortaya çıkar...
PES Kİ PES...
Sanki düşman ülkenin Genelkurmay Başkanı!
Haber şu: Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, hatırlayacaksınız kısa bir süre önce Trabzon’a gitmiş ve sokakta kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşla sohbet etmişti. İşte bu sohbetci vatandaşlardan biri de Tapu Kadastro’da çalışan Nevin Eyüboğlu’ydu... Nevin hanım hakkında basına yansıyan o görüntü sonrasında Tapu Kadastro İdaresi tarafından inceleme başlatıldı ve savunması istendi.. Neymiş efendim devlet memuru nasıl böyle bir görüntü verebilirmiş? Behey densizler, nasıl böyle bir görüntü dediğiniz bu ülkenin Genelkurmay Başkanına saygı ve muhabbet sunmaktır. Yahu kime ne zararı var bunun? Nevin Hanım düşman ordularının komutanını mı kucakladı?Görülüyor ki bu ülkede birileri Genelkurmay Başkanımızı adeta öyle görüyor!
FOTOĞRAF
Yangın var diyen Yargıtay Başkanı!
Neymiş efendim bu ülkede kurumlar arasında bir sorun yokmuş da, bunu muhalefet uyduruyormuş!... Kim söylüyor bunu?.. Ülkenin Başbakanı... Peki o zaman soralım; kurumlar arasında sorun yok ise Yargının en tepesi olan Yargıtay’ın Başkanı Sayın Hasan Gerçeker, daha önceki gün feveran edercesine “Yangın var” diye niye kendini yırtıyor?.. Yargıtay Başkanının o sözleri Türkiye’nin ve kurumlarının gerçek fotoğrafıdır. Evet Türkiye bir süredir cayır cayır yanıyor. Sadece Yargı değil, ülkenin Silahlı Kuvvetlerinden, istihbarat örgütüne kadar pek çok hayati kurum, kural ve teamül tanımayan iktidar partisinin çeteleri ile boğuşuyor.
MASABAŞI...
TÜBİTAK’ın Ergenekon tespiti!
Dün, Deniz Baykal’ın Meclis grubundaki konuşmasından öğrendik ki kısa adı TÜBİTAK olan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Ergenekon ile ilgili ilginç bir tespit yapmış. Buna göre Ergenekon soruşturmasının miladı olarak kabul edilen Ümraniye’deki malum aramada bomba bulunma olayının tutanakları olay yerinde değil, karakolda yani masa başında tutulmuş.. Evet söz konusu iddiayı muhalefet partisi ya da bir avukat yapmıyor, Türkiye’nin bilimdeki en yetkili kurumu TÜBİTAK yapıyor ve bunu afaki değil, somut bilgi ve verilerle yapıyor. Bakın Ümraniye’deki arama ve yakalamalar Ergenekon davasının açılma nedeni yani bu davanın ana dayanak noktası. Şimdi bu dayanak bilim kurulu tarafından bu şekilde değerlendiriliyor ise sorarım size kimler ne yapmaya çalışıyor?
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz