DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"Biz inançlara saygılı laikliği savunuyoruz"

Aşağa gitmek

"Biz inançlara saygılı laikliği savunuyoruz" Empty "Biz inançlara saygılı laikliği savunuyoruz"

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2010-01-21, 12:58

‘Biz inançlara saygılı laikliği savunuyoruz’
Sarıgül Cevaplıyor-2

Türkiye Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül’e, kamuoyundan gelen soruları sormuştum. Dün bu hareketin maddi kaynakları hakkındaki sorulara cevap veren Sarıgül, bugün de “CHP’nin oylarını böleceği” iddialarına ve CHP ile aralarındaki farklara ilişkin cevaplarını veriyor.

Verdiğim söz gereği yine hiçbir kısaltma yapmadan bu cevapları yayınlıyorum:

“CHP’Yİ BÖLME”: CHP mevcut genel başkanı ve yönetim kadrosuyla beş kez seçimlere girdi. Bu seçimlerde CHP’nin oylarını Mustafa Sarıgül mü böldü de CHP iktidar olamadı. Hem geçmişteki seçimlerin sonuçları hem de bugün yapılan araştırmalar CHP’nin mevcut yönetim yapısı ve politikalarıyla, iktidar olacak bir oy oranına ulaşamadığını, ulaşmasının da mümkün olmadığını gösteriyor. Israrla söylüyoruz: Hedefimiz iktidar olmaktır. Bunun CHP oylarını “bölerek” mümkün olmadığı açıktır. Şu ya da bu partinin oyları gibi bir kavram da yanlıştır. Seçmenlerin oylarına ipotek koymak seçmenlere karşı en büyük saygısızlıktır. Bu yaklaşım demokratik de değildir. Yurttaşların oyları hiç kimsenin tapulu malı değildir. Yurttaşlar özgür iradeleriyle istediği partiye oy verebilir. TDH, geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bütün seçmenlerden oy alarak iktidar olacak bir güce ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca dikkat edilmesi gereken husus şudur: TDH, CHP’nin hiçbir varlık gösteremediği bölgelerde ve kesimlerde de büyük bir yurttaş desteğine sahiptir. TDH Türkiye’nin 81 ilinde örgütlenmiştir. Toplumun her kesimi ile bütünleşen bir noktadayız. Esas “Neyi bölüyoruz?” diye bizim sormamız haklı değil midir?

1- Neden CHP ile uzlaşma aramıyor?

Bu sorunun cevabını kamuoyu çok iyi biliyor. CHP’den dört kez ihraç edildim, üç kez mahkeme kararıyla geri döndüm ama yine ihraç kararı aldılar. Sadece ihraç kararlarıyla ilgili olarak yıllarca mahkemelerde, Yargıtay’da mücadele verdim. Uzlaşmaz tarafın kim olduğu çok açık değil mi? Sadece bana değil, Gülsüm Bilgehan ve onun gibi çok sayıda değerli siyasetçiyi dışlayanların hangi uzlaşmacılığından bahsedilebilir? Zaten bugün geldiğimiz noktada, TDH bu konuları çok aşan bir durumdadır. Önemli olan toplumun kendi içinde uzlaşmasıdır. Bu konuda da TDH çok ileri bir toplum desteğine ulaşmıştır.

2- TDH’yi CHP’den ayıran nedir?

TDH’nin bugünkü CHP’den en önemli farkı, iktidar olmak istemesidir. Siz, bugünkü CHP yönetiminden iktidar olmaya ilişkin güçlü bir iddia duydunuz mu, bu yönde toplumu ikna eden bir faaliyet gördünüz mü? TDH’nin hedefi, özgürlükçü sosyal demokrasi anlayışıyla, hudut ve bayrak birliği diyen bütün yurttaşların desteğini alarak, korku yerine umudu, kavga yerine uzlaşmayı, kaybolan barışı ve huzuru yeniden oluşturmak, işi ve aşı siyasetin gündemi yapmak, iktidarın mührünü Ak Parti’den almak ve sorunlara çare bulmaktır. TDH’nin amacı, bu hedefe ulaşmak için, ülkemizde siyaset yapma anlayışını değiştirme, siyaseti demokratikleştirmek, siyasetin kalitesini arttırmak, bu yolla demokrasi çıtasını yükseltmektir. Artık bugünkü dünyada sağ ve liberal partiler bile, sosyal demokrasinin temel ilkelerini benimsemek durumunda kalmıştır. CHP yönetimi ise bunun gerisinde kalmış, yeni hiçbir şey üretememiştir.

Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü ve dış politika konuları sadece hükümetin sorunu değildir. Bu konularda, kamplaşmaya neden olmadan, çözüm önerileri üretilmelidir. Dünya artık geçmişin iki kutuplu dünyası değildir. Uluslararası ilişkiler üretim ve iletişim faktörleri değişmiştir. TDH dünyayı çok iyi kavramakta ve tanımlamaktadır. Bu çağın dünyasında, demokrasiden korkarak ilerlemek mümkün değildir. Bugünkü CHP yönetimi parti içinde bile demokrasiyi göze alamamıştır. Türkiye için böyle ufuk yaratması hiç mümkün değildir. Demokrasiye inanmak özgüven sorunudur. Sürekli koltuğu kaybetme korkusu duyarak parti yönetilemez, Türkiye hiç yönetilemez.

TDH’nin özgüveni tamdır. İlk önce parti içinden başlayarak demokrasiyi her alanda uygulamaya kararlıdır. TDH lidere bağlı değil, halka bağlı bir parti olacaktır. Genel başkanı delegeler değil, partinin tüm üyeleri seçecektir. TDH’de her kademede en az yüzde 30 kadın olacaktır.

Toplumların yüzlerce yılda oluşan ulusal değerleri, gelenekleri, inançları vardır. Bu değerler, gelenekler ve inançlar o toplumları bir arada tutar. Toplumun inançları, gelenekleri ve ulusal değerleri TDH’nin de inanç ve değerleridir. TDH inançlara ve ulusal-toplumsal değerlere saygılıdır. Ama TDH inançların ve ulusal değerlerin siyasete alet edilmesine karşıdır. TDH inançlara saygılı laikliği savunmaktadır.

3- TDH’nin barajı aşacağına inanıyor mu?

TDH baraj meselesiyle uğraşmaz. TDH’nin tek hedefi, yurttaşlarımız ve ülkemiz için iktidar olmaktır. Türkiye tıkanmıştır, yurttaşlarımız mutsuzdur. Halkımız, yeni bir siyaset, yeni bir enerji, gönül rahatlığıyla oy vereceği yeni bir parti ve gerilimi düşürecek, kutuplaşmayı önleyecek, değişimi sağlayacak yeni bir iktidar arıyor. TDH bu arayışa cevap verecek tek harekettir. TDH kavgadan değil uzlaşmadan yanadır. Baraj hesabı yapmak, siyasetçinin kendine hesap yapmasıdır. Biz Türkiye için hesap yapıyoruz, yurttaşlarımız için iktidar olma hedefiyle çalışıyoruz.

4- Barajı aşamayıp CHP’nin oylarını düşürürse vicdani rahatsızlık duyacak mı?

Bu soruyu soranların, aynı soruyu CHP baraj altında kaldığında CHP yöneticilerine sormaları gerekirdi. Oysa o günkü yöneticiler bugün hâlâ CHP’nin başındadır. Vicdani rahatsızlık sorusu bize değil, bu siyasetçilere sorulmalıdır. Bugün iktidara oy verenler “Başka alternatif yoktu, onun için oy verdik” diyor. Muhalefete oy verenler ise “Elim kırılsaydı da vermeseydim” diyor. Esas vicdani sorumluluğumuz, Türkiye’yi bu açmazdan kurtarmak için kolları sıvamamız ve elimizi taşın altına koymamızdır. Biz bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Eğer Türkiye’nin geleceği için bugün bir şey yapmazsak, asıl vicdani rahatsızlığı o zaman duyarız.

*****


Kalan cevaplar cumartesi günü

Mustafa Sarıgül’ün cevapları uzun, köşenin boyutu da belli olunca aynı gün tüm yazılar sığmadı doğal olarak.

Biliyorsunuz yarın yazı günüm değil.

Sarıgül’ün, Fethullah Gülen ve Soros’la ilişkiler, büyük sermaye desteği ve yolsuzluklarla ilgili cevaplarını ise cumartesi günü okuyacaksınız.

Cevaplarla ilgili taraf

olmaksızın pazartesi günkü yazımda çok kısa bir değerlendirme yapmayı düşünüyorum.
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz