Ay'da petrol bulundu...
1 sayfadaki 1 sayfası
Ay'da petrol bulundu...
Ay’da petrol bulundu...
Şakır şakır liste yayınladılar... İşadamlarından gazetecilere, profesörlerden siyasilere, yargıçlardan askerlere, yüzlerce kişi “alakası olmadığını” anlatmaya çalışıyor.
*
“Ay’da petrol bulundu” çünkü!
*
CIA numarasıdır...
*
“Değersiz” biri, bazı gazeteler tarafından “köşe yazarı” yapılarak, “önemli” hale getirilir. Sonra bu “değersiz önemli” kişi, bir makale döşenir, “Ay’da petrol var” der. Değersiz kişiyi önemli hale getiren gazeteler, bu makaleyi manşete çeker: “Ay’da petrol bulundu!”
*
Televizyonlar devreye girer... Açık oturumlar yapılır. “Saçmalamayın arkadaş, Ay’da petrol olamaz” diyenler davet edilir. “Sen hiç Ay’a gittin mi, madem Ay’da petrol yok, kanıtla o zaman” denir! Ertesi gün, “Ay’da petrol yok dediler ama, kanıtlayamadılar” manşetleri çıkar.
*
Vatandaşın kafası karışır.
*
Öbür “değersiz önemliler” devreye girer... “Ay’da petrol olamaz” diyenlere yönelik yorumlar yaparlar. “Bunlar statükocu... Alaska’da da yok diyorlardı ama, çıktı... Ay’da petrol yok diyenler, aslında insanlığın ilerlemesini, gelişmesini, refahını engellemeye çalışıyor” derler.
*
Ahmet, “Ay’da petrol var” diyen Mehmet’i referans gösterir, Hüseyin Ahmet’i, Şebnem Hüseyin’i... Körler sağırlar, birbirini ağırlar... Saldırı o kadar şiddetlidir ki, “Ay’da petrol olamaz” diyenler, yavaş yavaş susmaya başlar, bu sefer “Gördünüz mü bak, utandılar, seslerini kestiler” denir... Böylece meydan Ahmet’e Mehmet’e kalır.
*
Ahali işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu unutup, bu işi konuşmaya başlayınca, “Biz sivil toplum kuruluşuyuz” diyenler devreye girer... “Ay’da Petrolü Sevenler Derneği” kurulur. Kitaplar yazılır. Ödüller verilir. Oyuncaklar, tişörtler yaptırılır. Bedava konserler düzenlenir, cukkayı kapan sanatçılar, “Bizi yıllarca kandırdılar, bana sorarsanız Mars’ta bile petrol vardır” der. Uluslararası destek sağlanır, astronot rolü oynamış Hollywood yıldızları şahit gösterilir.
*
Hâlâ inanmamakta direnenler, “Yazıklar olsun, bu çağda bu kafa, gözleri var görmezler, Allah akıl fikir versin” diye aşağılanır... İnanmayanlar çoğunluk olduğu halde “yalnızlaşma” başlar. “Galiba bi tek ben inanmıyorum” düşüncesi hâkim olur... İnsanlar “Ay’da petrol olduğuna inanmadıklarını” eşlerine, arkadaşlarına bile söyleyemez hale gelir.
*
“Madem Ay’da petrol var, çıkarsana o halde” diyenlere de, en yüksek perdeden bağırılır... “Kardeşim! Çıkarırız çıkarmasına ama, Ay’dan petrol çıkaracağız diyen oldu mu sana? Bırak şimdi demagoji
yapmayı, Ay’da petrol var mı,
yok mu, sen onu söyle!”
*
İşte tam o sırada, anketçiler devreye girer... “Ay’da petrol bulunsa fena mı olur yani” diye sorulur... “Vatandaşın yüzde 99’unun Ay’da petrol bulunmasını gönülden desteklediği” açıklanır. Yüzde 1, fikrim yok der... E zaten o kadarcık cahil, her toplumda olur.
Şakır şakır liste yayınladılar... İşadamlarından gazetecilere, profesörlerden siyasilere, yargıçlardan askerlere, yüzlerce kişi “alakası olmadığını” anlatmaya çalışıyor.
*
“Ay’da petrol bulundu” çünkü!
*
CIA numarasıdır...
*
“Değersiz” biri, bazı gazeteler tarafından “köşe yazarı” yapılarak, “önemli” hale getirilir. Sonra bu “değersiz önemli” kişi, bir makale döşenir, “Ay’da petrol var” der. Değersiz kişiyi önemli hale getiren gazeteler, bu makaleyi manşete çeker: “Ay’da petrol bulundu!”
*
Televizyonlar devreye girer... Açık oturumlar yapılır. “Saçmalamayın arkadaş, Ay’da petrol olamaz” diyenler davet edilir. “Sen hiç Ay’a gittin mi, madem Ay’da petrol yok, kanıtla o zaman” denir! Ertesi gün, “Ay’da petrol yok dediler ama, kanıtlayamadılar” manşetleri çıkar.
*
Vatandaşın kafası karışır.
*
Öbür “değersiz önemliler” devreye girer... “Ay’da petrol olamaz” diyenlere yönelik yorumlar yaparlar. “Bunlar statükocu... Alaska’da da yok diyorlardı ama, çıktı... Ay’da petrol yok diyenler, aslında insanlığın ilerlemesini, gelişmesini, refahını engellemeye çalışıyor” derler.
*
Ahmet, “Ay’da petrol var” diyen Mehmet’i referans gösterir, Hüseyin Ahmet’i, Şebnem Hüseyin’i... Körler sağırlar, birbirini ağırlar... Saldırı o kadar şiddetlidir ki, “Ay’da petrol olamaz” diyenler, yavaş yavaş susmaya başlar, bu sefer “Gördünüz mü bak, utandılar, seslerini kestiler” denir... Böylece meydan Ahmet’e Mehmet’e kalır.
*
Ahali işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu unutup, bu işi konuşmaya başlayınca, “Biz sivil toplum kuruluşuyuz” diyenler devreye girer... “Ay’da Petrolü Sevenler Derneği” kurulur. Kitaplar yazılır. Ödüller verilir. Oyuncaklar, tişörtler yaptırılır. Bedava konserler düzenlenir, cukkayı kapan sanatçılar, “Bizi yıllarca kandırdılar, bana sorarsanız Mars’ta bile petrol vardır” der. Uluslararası destek sağlanır, astronot rolü oynamış Hollywood yıldızları şahit gösterilir.
*
Hâlâ inanmamakta direnenler, “Yazıklar olsun, bu çağda bu kafa, gözleri var görmezler, Allah akıl fikir versin” diye aşağılanır... İnanmayanlar çoğunluk olduğu halde “yalnızlaşma” başlar. “Galiba bi tek ben inanmıyorum” düşüncesi hâkim olur... İnsanlar “Ay’da petrol olduğuna inanmadıklarını” eşlerine, arkadaşlarına bile söyleyemez hale gelir.
*
“Madem Ay’da petrol var, çıkarsana o halde” diyenlere de, en yüksek perdeden bağırılır... “Kardeşim! Çıkarırız çıkarmasına ama, Ay’dan petrol çıkaracağız diyen oldu mu sana? Bırak şimdi demagoji
yapmayı, Ay’da petrol var mı,
yok mu, sen onu söyle!”
*
İşte tam o sırada, anketçiler devreye girer... “Ay’da petrol bulunsa fena mı olur yani” diye sorulur... “Vatandaşın yüzde 99’unun Ay’da petrol bulunmasını gönülden desteklediği” açıklanır. Yüzde 1, fikrim yok der... E zaten o kadarcık cahil, her toplumda olur.
YILMAZ ÖZDİL- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 97
Yaş : 59
ŞEHİR : izmir
Meslek : Gazeteci-Yazar
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 18/12/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz