Haydi arkadaşlar... Kralın soytarısı olmadığınızı gösterin!
1 sayfadaki 1 sayfası
Haydi arkadaşlar... Kralın soytarısı olmadığınızı gösterin!
Kral bir gün soytarısını çağırmış ve canının patlıcan istediğini söylemiş...
Soytarı aşçılara uzun uzun patlıcanın faydalarını anlatmış... Onlarca çeşit patlıcan yemeği yaptırmış...
Ertesi gün Kral patlıcan yemekten bıkmış ve sofrada bir daha patlıcan görmek istemediğini söylemiş...
Soytarı bu kez yine aşçıları toplamış karşısına, patlıcanın tokluk hissi vermekten başka hiçbir işe yaramadığından söz etmiş... Bir daha sarayda asla patlıcan yemeği pişirilmemesini istemiş...
Aşçıbaşı sinirlenmiş:
“Be adam daha dün patlıcanın faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun... Hangi dediğine inanalım?”
Soytarı gülmüş:
“Siz benim söylediklerimin hangisinin doğru olduğunu tartışacağınıza ne diyorsam onu yapın... Çünkü ben patlıcanın değil, Kral’ın soytarısıyım! Patlıcanı mutlu etmeye gerek yok, ama Kral’ı mutlu etmezsek, hiçbirimiz yaşayamayız!”
***
Bizim Kral da dün soytarılarını fırçaladı:
“Yeter artık bizi gaza getirmekten vazgeçin!”
Kimdi suçladığı soytarılar?
Yandaş medyadaki, “kraldan çok kralcı” bazı sözüm ona köşe yazarları!
En Büyük Devlet Büyüğü, bütün soytarıların ders alması gereken bir konuşma yaptı dün:
“Bazı köşe yazarları da kusura bakmasınlar, bize gaz vermeye çalışıyor... Bize gaz vermeyin. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Biz bu yola çıkarken bütün bunların planlarını yaparak çıktık. Bu yazıları açıkça köşenizde yazabiliyorsanız (orduya yönelik suçlamaları kastediyor) insaf edin, yedi sene önce bu yazıları neden yazamıyordunuz?”
***
Ne yalan söyleyeyim; En Büyük Devlet Büyüğü bu sözleri söylediği sırada, televizyonun karşısında esas duruşa geçerek onu dinleyen tüm soytarıların suratını görmeyi o kadar çok isterdim ki...
Ne diyor, “En Büyük Devlet Büyüğü?”
“Yedi yıl önce o yazıları neden yazmıyordunuz?”
Bu soruyu o soytarılara ben sorsam, tankla topla gelirlerdi üzerime...
Ama açın bakın bugünkü gazetelerine, bu konuda tek satır bile yazmayacaklar...
Çünkü hepsi “Kral’ın soytarısı...”
Kral, dün yazmalarını istiyordu; bugün ise özellikle askere yöneltilen suçlamaların dozunun aştığını gördü; “Susun” talimatı veriyor!
Peki; soytarılar ne yapacak?
Ne yapacaklar canım, elbette susacaklar!
Çünkü onlar düşüncelerinin değil ki; Kral’ın soytarısı!
Maazallah ya Kral kızarsa, hiçbirini yaşatmaz vallahi!
***
Haydi koçlar... Gösterin kendinizi:
Kral’ın soytarısı mısınız, yoksa düşünce adamı mı?
Bugünden sonra “asker eleştirisi” yapmaktan vazgeçenleri listelemezsem namerdim!
***
GÜNÜN SORUSU
Deniz Baykal, Arınç’a yönelik suikast iddiasının uzaması eleştirerek, “Aşk-ı Memnu” dizisine benzetmiş...
İyi de; kim Bihter, kim Behlül, kim Adnan Bey?
***
Adil Gür bu iddialara mutlaka yanıt vermeli!
Dün A&G isimli şirketin yaptığı güven araştırmasından söz etmiştim.
“Orduya güveniyor musunuz” sorusuna “Hayır” yanıtı verenlere mutlaka, “Neden” diye de sorulması gerektiğini ama bunun sorulmadığını belirtmiştim...
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray’dan bir e-posta aldım...
Çıray’ın, A&G’nin sahibi Adil Gür’e çok ciddi suçlamalarda bulunduğu e-posta özetle aşağıda... Başarılarını her zaman takdir ettiğim Adil Bey umarım bu suçlamalara sessiz kalmaz:
***
“A&G’nin yaptığı anket ile ilgili eleştirilerinizin hepsine katılıyorum. Eksiği var fazlası yok. Ama yaşadığım bir deneyim, Adil Gür hakkındaki tüm güvenimi sarstı.
Ben, Ufuk Söylemez ve Halit Dağlı ile birlikte kendisi ile iki defa yemek yedim. Toplumun, yöneticisi olduğumuz DP’den beklentileri ile ilgili anket çalışmaları yapılması hakkında konuştuk. Sayın Gür bize, Sarıgül’ün hiçbir siyasi geleceğinin olmadığını, yaptığı anketlerde yüzde 2,3’ü geçemediğini söyledi.
Ama sadece bir ay sonra bir programa telefonla katılıp, yaptıkları liderler araştırmasında Sarıgül’ün kamuoyunun yüzde 20 desteğini aldığını iddia etti.
Bu bile, “anketler meselesi”nin Türkiye’de artık manipülatif hale geldiğini gösteriyor. Bunu önlemenin tek yolu, anketlerin bağımsız bir kurul tarafından denetlenmesidir.
Dr. Aytun Çıray”
Soytarı aşçılara uzun uzun patlıcanın faydalarını anlatmış... Onlarca çeşit patlıcan yemeği yaptırmış...
Ertesi gün Kral patlıcan yemekten bıkmış ve sofrada bir daha patlıcan görmek istemediğini söylemiş...
Soytarı bu kez yine aşçıları toplamış karşısına, patlıcanın tokluk hissi vermekten başka hiçbir işe yaramadığından söz etmiş... Bir daha sarayda asla patlıcan yemeği pişirilmemesini istemiş...
Aşçıbaşı sinirlenmiş:
“Be adam daha dün patlıcanın faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun... Hangi dediğine inanalım?”
Soytarı gülmüş:
“Siz benim söylediklerimin hangisinin doğru olduğunu tartışacağınıza ne diyorsam onu yapın... Çünkü ben patlıcanın değil, Kral’ın soytarısıyım! Patlıcanı mutlu etmeye gerek yok, ama Kral’ı mutlu etmezsek, hiçbirimiz yaşayamayız!”
***
Bizim Kral da dün soytarılarını fırçaladı:
“Yeter artık bizi gaza getirmekten vazgeçin!”
Kimdi suçladığı soytarılar?
Yandaş medyadaki, “kraldan çok kralcı” bazı sözüm ona köşe yazarları!
En Büyük Devlet Büyüğü, bütün soytarıların ders alması gereken bir konuşma yaptı dün:
“Bazı köşe yazarları da kusura bakmasınlar, bize gaz vermeye çalışıyor... Bize gaz vermeyin. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Biz bu yola çıkarken bütün bunların planlarını yaparak çıktık. Bu yazıları açıkça köşenizde yazabiliyorsanız (orduya yönelik suçlamaları kastediyor) insaf edin, yedi sene önce bu yazıları neden yazamıyordunuz?”
***
Ne yalan söyleyeyim; En Büyük Devlet Büyüğü bu sözleri söylediği sırada, televizyonun karşısında esas duruşa geçerek onu dinleyen tüm soytarıların suratını görmeyi o kadar çok isterdim ki...
Ne diyor, “En Büyük Devlet Büyüğü?”
“Yedi yıl önce o yazıları neden yazmıyordunuz?”
Bu soruyu o soytarılara ben sorsam, tankla topla gelirlerdi üzerime...
Ama açın bakın bugünkü gazetelerine, bu konuda tek satır bile yazmayacaklar...
Çünkü hepsi “Kral’ın soytarısı...”
Kral, dün yazmalarını istiyordu; bugün ise özellikle askere yöneltilen suçlamaların dozunun aştığını gördü; “Susun” talimatı veriyor!
Peki; soytarılar ne yapacak?
Ne yapacaklar canım, elbette susacaklar!
Çünkü onlar düşüncelerinin değil ki; Kral’ın soytarısı!
Maazallah ya Kral kızarsa, hiçbirini yaşatmaz vallahi!
***
Haydi koçlar... Gösterin kendinizi:
Kral’ın soytarısı mısınız, yoksa düşünce adamı mı?
Bugünden sonra “asker eleştirisi” yapmaktan vazgeçenleri listelemezsem namerdim!
***
GÜNÜN SORUSU
Deniz Baykal, Arınç’a yönelik suikast iddiasının uzaması eleştirerek, “Aşk-ı Memnu” dizisine benzetmiş...
İyi de; kim Bihter, kim Behlül, kim Adnan Bey?
***
Adil Gür bu iddialara mutlaka yanıt vermeli!
Dün A&G isimli şirketin yaptığı güven araştırmasından söz etmiştim.
“Orduya güveniyor musunuz” sorusuna “Hayır” yanıtı verenlere mutlaka, “Neden” diye de sorulması gerektiğini ama bunun sorulmadığını belirtmiştim...
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray’dan bir e-posta aldım...
Çıray’ın, A&G’nin sahibi Adil Gür’e çok ciddi suçlamalarda bulunduğu e-posta özetle aşağıda... Başarılarını her zaman takdir ettiğim Adil Bey umarım bu suçlamalara sessiz kalmaz:
***
“A&G’nin yaptığı anket ile ilgili eleştirilerinizin hepsine katılıyorum. Eksiği var fazlası yok. Ama yaşadığım bir deneyim, Adil Gür hakkındaki tüm güvenimi sarstı.
Ben, Ufuk Söylemez ve Halit Dağlı ile birlikte kendisi ile iki defa yemek yedim. Toplumun, yöneticisi olduğumuz DP’den beklentileri ile ilgili anket çalışmaları yapılması hakkında konuştuk. Sayın Gür bize, Sarıgül’ün hiçbir siyasi geleceğinin olmadığını, yaptığı anketlerde yüzde 2,3’ü geçemediğini söyledi.
Ama sadece bir ay sonra bir programa telefonla katılıp, yaptıkları liderler araştırmasında Sarıgül’ün kamuoyunun yüzde 20 desteğini aldığını iddia etti.
Bu bile, “anketler meselesi”nin Türkiye’de artık manipülatif hale geldiğini gösteriyor. Bunu önlemenin tek yolu, anketlerin bağımsız bir kurul tarafından denetlenmesidir.
Dr. Aytun Çıray”
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz