TSK, artık AKP'nin madeni, oy deposu ve varlık sigortası!
1 sayfadaki 1 sayfası
TSK, artık AKP'nin madeni, oy deposu ve varlık sigortası!
TSK, artık AKP'nin madeni, oy deposu ve varlık sigortası!
Hiç kuşkunuz olmasın askere hücum sürecek! Tıpkı Dursun Çiçek ve Kafes hikayeleri misali konu eskiyince Balyozun yerini başka bir şey alacak!
Peki bu taarruz ne zamana kadar mı?
Genel seçime ve hatta Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı oylamasına kadar!
Evet asker önce referandumda, akabinde büyük seçimde ve nihayet Tayyip Bey’in Çankaya projesinde yine ana propaganda malzemesi olacak!
Niçin mi asker?
Birincisi 2007 Temmuz’unda ispatlandığı gibi askerin baskısı, istismarı iyi oy getiriyor.
Evet, askere düşmanlık Türkiye’de demokrasi gibi sunulduğu ve kabul edildiği için AKP böyle bir madeni terk etmez.
Tayyip Erdoğan’ın üç büyük sınavda da Kürt oylarına ihtiyacı var ya, bunun da ilacı ona göre TSK’yı yerden yere vurmak ya da vurulmasına ses çıkarmamaktır. Tayyip Bey askere karşıtlık olayını din, demokrasi ve Kürt boyutunda ayrı ayrı değerlendirmek istiyor!
Asker, cami bombalıyor!
Asker, darbeci!
Ve asker, Kürt düşmanı argümanları ile farklı kitlelerden oy devşirmek istiyor!
Buradan hareketle de bendeniz, AKP’nin TSK’ya yapılan operasyonun bizatihi merkezinde olduğu kanaatindeyim.
Öyle çünkü Tayyip Erdoğan istemese, ne o dini gruplar ne de o Taraf gazetesi bir gün bile o tutumlarını sürdürebilir!
Aslında AKP’yi TSK’ya hücuma yönelten sadece karşıtlıktan oy devşirmek de değil!
O hesaba ilaveten TSK ekseninde yapılan tartışmalar örtü vazifesini görüyor ve gündemi gizliyor.
Dahası, AKP grubunu soyut bir demokrasi söylemiyle bir ve heyecan içinde tutuyor!
Elbette AKP’nin derdi üzüm yemek yani darbelerden ve darbecilerden hesap sormak değil, bağcıyı dövmek yani o istismarla halkı manipüle etmektir. Tersi olsaydı Kenan Evren’i bağrına basmaz ve bir generali olsun emekli ederdi!
Hayır onları yapmıyor ve darbe simsarlığı ya da tüccarlığı ile günü kurtarmaya çalışıyor!
Evet AKP iş, aş ve ekmek arayanlara, onlar yok, yerine darbe verelim diyor.
Diyeceksiniz ki böyle bir şey için TSK gibi devletin en temel kurumu kurban edilir mi?
Hayır AKP’nin öyle bir derdi de yok, çünkü onlar zaten devleti dar-ül harp yani kafir gören bir fikirden geliyorlar, dolayısı ile TSK’nın yıpranması onları üzmek yerine bilakis sevindirir.
Bir başka şey, TSK’ya hücuma Cumhuriyet’e rövanş olarak bakanlar bile var AKP’de!
İyi ama TSK bunu kabullenir mi?
Onu kestiremiyorum ama bugüne kadarki tutumları bundan sonraya ölçü alınırsa, sızlanarak da olsa sanki kabullenecekler gibi görünüyorlar.. Dileriz yanılırız!
SES YOK...
Demirel ve Yılmaz neyi bekliyor?
Sadece merkez sağ değil AKP’den kurtulmak isteyen herkes yılların deneyimli ismi Demirel ile İstanbul sermayesindeki etkisi bilinen Mesut Yılmaz’dan bir şeyler bekliyor da henüz tık yok! Tamam bu iki isim şeklen DP’yi destekliyor ama bu destek biraz yağmur duasına çıkanları çağrıştırıyor. Etrafındaki gazcılardan belki haberleri olmuyor ama her geçen gün kredilerini yitiriyorlar. DP’ye destek böyle olmaz!.. Efendim konjonktür oluşsun, o zaman devreye gireriz diye düşünüyorlarsa tıpkı 2007 Temmuzu misali Tayyip Bey’in ardında sürüklenirler ve yine sükut-u hayale uğratırlar.. Bir başka boyut Sayın Cindoruk ve birkaç yoldaşının dışında DP’de neredeyse herkes post kavgasında yani listede yer bulma kulisinde.. Olmuyor, birleşme ile gereken sinerji bir türlü yaratılamadı! Demirel’le Yılmaz da artık sahneye çıkmalı...
ACABA...
Adil Gür, siparişe göre ankete mi başladı!
Kamuoyu araştırmaları yapmak masraflı iş, dolayısı ile ya paralı müşterileriniz ya da perde gerisinde gizli destekleyicileriniz olmalı. Realite bu olduğu için bu tür şirketlerin bağımsızlık içinde uzun ömürlü olması kolay olmuyor. Bu olguyu bildiğim için Adil Gür’ün Taraf gazetesinde yayınlanan ve TSK’nın inandırıcılığını yüzde 60’larda gösteren ankete doğrusu biraz kuşku ile baktım. Öyle çünkü bu anketin Taraf gibi misyonu TSK’yı sabote olan bir gazetede yayınlanması manidardır. Dahası, çok değil iki ay önce halktaki inandırıcılığı yüzde 80’lerde olduğu ilan edilen bir kurum yani TSK iki ayda yüzde 60’lara nasıl düşer? Haksızlık etmek istemem ama Adil Bey bu araştırma ile kafamı karıştırdı. Bu iş biraz sipariş ve yönlendirme amaçlı gibi görünüyor!
KÖRÜN İSTEDİĞİ...
Sus Çetin Doğan sus!
Dünya siyaset tarihinde Tayyip Erdoğan kadar şanslı bir politikacı var mı bilmiyorum. Adam 8 yıldır iktidarda, ülke borcunu 214 milyar dolardan 530 milyar dolara çıkarmasına ve 30 milyar dolarlık özelleştirme yapmasına rağmen, 5 milyar dolarlık duble yolun dışında tek bir icraatı yok ama partisi yine en azından birinci konumda! Peki bu nasıl mı oluyor? Karşısındakilerin kendine avantaj sağlamasından. Mesela şu son Balyoz hikayesinde Çetin Doğan isimli emekli generalin yaptıklarına bakın... Adam neredeyse her gün TV’lerde ahkam kesiyor. Yahu AKP’nin istediği zaten bu yani konuyu gündemde tutmak. Çetin Doğan bunu yapıyor işte... Diyeceksiniz ki cevap vermesin mi?... Ona itirazımız yok ama biad medyasının sözde gazetecileri ile ekrana çıkmakla cevap verilmez. Yaparsın yazılı açıklamayı, işi noktalarsın... Hayır Çetin Doğan kahraman ya, kendini gösterecek... Laf aramızda ben bu adamdan Ahmet Yesevi Üniversitesinde yaptıklarından sonra hiç mi hiç hazzetmiyorum.. Adamın Türklüğe ve inanca sanki açık bir tavrı var..
Hiç kuşkunuz olmasın askere hücum sürecek! Tıpkı Dursun Çiçek ve Kafes hikayeleri misali konu eskiyince Balyozun yerini başka bir şey alacak!
Peki bu taarruz ne zamana kadar mı?
Genel seçime ve hatta Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı oylamasına kadar!
Evet asker önce referandumda, akabinde büyük seçimde ve nihayet Tayyip Bey’in Çankaya projesinde yine ana propaganda malzemesi olacak!
Niçin mi asker?
Birincisi 2007 Temmuz’unda ispatlandığı gibi askerin baskısı, istismarı iyi oy getiriyor.
Evet, askere düşmanlık Türkiye’de demokrasi gibi sunulduğu ve kabul edildiği için AKP böyle bir madeni terk etmez.
Tayyip Erdoğan’ın üç büyük sınavda da Kürt oylarına ihtiyacı var ya, bunun da ilacı ona göre TSK’yı yerden yere vurmak ya da vurulmasına ses çıkarmamaktır. Tayyip Bey askere karşıtlık olayını din, demokrasi ve Kürt boyutunda ayrı ayrı değerlendirmek istiyor!
Asker, cami bombalıyor!
Asker, darbeci!
Ve asker, Kürt düşmanı argümanları ile farklı kitlelerden oy devşirmek istiyor!
Buradan hareketle de bendeniz, AKP’nin TSK’ya yapılan operasyonun bizatihi merkezinde olduğu kanaatindeyim.
Öyle çünkü Tayyip Erdoğan istemese, ne o dini gruplar ne de o Taraf gazetesi bir gün bile o tutumlarını sürdürebilir!
Aslında AKP’yi TSK’ya hücuma yönelten sadece karşıtlıktan oy devşirmek de değil!
O hesaba ilaveten TSK ekseninde yapılan tartışmalar örtü vazifesini görüyor ve gündemi gizliyor.
Dahası, AKP grubunu soyut bir demokrasi söylemiyle bir ve heyecan içinde tutuyor!
Elbette AKP’nin derdi üzüm yemek yani darbelerden ve darbecilerden hesap sormak değil, bağcıyı dövmek yani o istismarla halkı manipüle etmektir. Tersi olsaydı Kenan Evren’i bağrına basmaz ve bir generali olsun emekli ederdi!
Hayır onları yapmıyor ve darbe simsarlığı ya da tüccarlığı ile günü kurtarmaya çalışıyor!
Evet AKP iş, aş ve ekmek arayanlara, onlar yok, yerine darbe verelim diyor.
Diyeceksiniz ki böyle bir şey için TSK gibi devletin en temel kurumu kurban edilir mi?
Hayır AKP’nin öyle bir derdi de yok, çünkü onlar zaten devleti dar-ül harp yani kafir gören bir fikirden geliyorlar, dolayısı ile TSK’nın yıpranması onları üzmek yerine bilakis sevindirir.
Bir başka şey, TSK’ya hücuma Cumhuriyet’e rövanş olarak bakanlar bile var AKP’de!
İyi ama TSK bunu kabullenir mi?
Onu kestiremiyorum ama bugüne kadarki tutumları bundan sonraya ölçü alınırsa, sızlanarak da olsa sanki kabullenecekler gibi görünüyorlar.. Dileriz yanılırız!
SES YOK...
Demirel ve Yılmaz neyi bekliyor?
Sadece merkez sağ değil AKP’den kurtulmak isteyen herkes yılların deneyimli ismi Demirel ile İstanbul sermayesindeki etkisi bilinen Mesut Yılmaz’dan bir şeyler bekliyor da henüz tık yok! Tamam bu iki isim şeklen DP’yi destekliyor ama bu destek biraz yağmur duasına çıkanları çağrıştırıyor. Etrafındaki gazcılardan belki haberleri olmuyor ama her geçen gün kredilerini yitiriyorlar. DP’ye destek böyle olmaz!.. Efendim konjonktür oluşsun, o zaman devreye gireriz diye düşünüyorlarsa tıpkı 2007 Temmuzu misali Tayyip Bey’in ardında sürüklenirler ve yine sükut-u hayale uğratırlar.. Bir başka boyut Sayın Cindoruk ve birkaç yoldaşının dışında DP’de neredeyse herkes post kavgasında yani listede yer bulma kulisinde.. Olmuyor, birleşme ile gereken sinerji bir türlü yaratılamadı! Demirel’le Yılmaz da artık sahneye çıkmalı...
ACABA...
Adil Gür, siparişe göre ankete mi başladı!
Kamuoyu araştırmaları yapmak masraflı iş, dolayısı ile ya paralı müşterileriniz ya da perde gerisinde gizli destekleyicileriniz olmalı. Realite bu olduğu için bu tür şirketlerin bağımsızlık içinde uzun ömürlü olması kolay olmuyor. Bu olguyu bildiğim için Adil Gür’ün Taraf gazetesinde yayınlanan ve TSK’nın inandırıcılığını yüzde 60’larda gösteren ankete doğrusu biraz kuşku ile baktım. Öyle çünkü bu anketin Taraf gibi misyonu TSK’yı sabote olan bir gazetede yayınlanması manidardır. Dahası, çok değil iki ay önce halktaki inandırıcılığı yüzde 80’lerde olduğu ilan edilen bir kurum yani TSK iki ayda yüzde 60’lara nasıl düşer? Haksızlık etmek istemem ama Adil Bey bu araştırma ile kafamı karıştırdı. Bu iş biraz sipariş ve yönlendirme amaçlı gibi görünüyor!
KÖRÜN İSTEDİĞİ...
Sus Çetin Doğan sus!
Dünya siyaset tarihinde Tayyip Erdoğan kadar şanslı bir politikacı var mı bilmiyorum. Adam 8 yıldır iktidarda, ülke borcunu 214 milyar dolardan 530 milyar dolara çıkarmasına ve 30 milyar dolarlık özelleştirme yapmasına rağmen, 5 milyar dolarlık duble yolun dışında tek bir icraatı yok ama partisi yine en azından birinci konumda! Peki bu nasıl mı oluyor? Karşısındakilerin kendine avantaj sağlamasından. Mesela şu son Balyoz hikayesinde Çetin Doğan isimli emekli generalin yaptıklarına bakın... Adam neredeyse her gün TV’lerde ahkam kesiyor. Yahu AKP’nin istediği zaten bu yani konuyu gündemde tutmak. Çetin Doğan bunu yapıyor işte... Diyeceksiniz ki cevap vermesin mi?... Ona itirazımız yok ama biad medyasının sözde gazetecileri ile ekrana çıkmakla cevap verilmez. Yaparsın yazılı açıklamayı, işi noktalarsın... Hayır Çetin Doğan kahraman ya, kendini gösterecek... Laf aramızda ben bu adamdan Ahmet Yesevi Üniversitesinde yaptıklarından sonra hiç mi hiç hazzetmiyorum.. Adamın Türklüğe ve inanca sanki açık bir tavrı var..
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz