Uyanık taksicinin Erdoğan övgüsü

tarafından **Rıza ZELYUT** 2010-01-29, 13:34

Bizim millet; çıkarı için şeytana pabucunu ters giydirir. Bunun son örneğini; Başbakan Erdoğan'ın taksicilerinde gördük.
Habertürk Kanalı'nde çarşamba günü ballandıra ballandıra anlatılan olay şu: Başbakan Erdoğan, Altındağ'da bir taksi durağını ziyaret etmiş ve şoförlerle konuşmuş. Onlar; Başbakan Erdoğan'ı öyle bir övüyorlar ki inanın peygamber gelse böyle allayıp pullamazlar.
Konuşmaların gelişmesinden anladık ki bu taksicilere o durağı Başbakan Erdoğan açtırmış. Bu yüzden ona minnettarlar. Başbakan da oraya gidiyor ki bu kendi taksicileri bol bol övsünler.
Başbakan Erdoğan'a , 'son Osmanlı!' diyerek onu film kahramanı haline getiren bu taksicilere helal olsun.
Övüyorlar övüyorlar ama karşılığını almasını da biliyorlar. Dediklerine göre, Başbakan Erdoğan, bu özel taksicileri ne isterse veriyormuş. İçlerinden birisi inek istemiş ona bile 'Tamam, gönderiyorum!' demiş Başbakanımız...
Ne yapayım; Ankara'da bu kışta kıyamette ekmek parası için direnen ve sürekli azarlanan Tekel işçileri düşünsünler...

YEMEDİ AMA YEDİRDİ
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, emekli oluyormuş. Bu yüzden düzenlediği basın toplantısında 'Yemedim, yedirmedim!' demiş.
Türkiye'nin çok önemli bir ekonomik kuruluşunun başında olan Ahmet Ertürk, bildiğimiz kadarıyla namuslu bir insandır. Onun; 'Yemedim!' sözüne inanıyorum.
Lakin; 'Yedirmedim!' iddiası gerçek değil.
Çünkü; TMSF kullanılarak, Türkiye'nin bir çok kuruluşu; birilerine yedirildi.
Alın Star Gazetesi'ni...
Uzan Grubu'na ait bu gazete; grubun çökertilmesinden sonra Fethullahçı kanada aktarıldı. Şimdi de Ethem Sancak'ın elinde. Star'ın tam bir yandaş basın olarak görev yaptığını herkes görüyor. Bu yüzden Star, yandaş yapılmak için birilerine yedirilmiştir.
Alın Sabah Gazetesi'ni ve ATV'yi... Burası da TMSF'ye alınıp daha sonra Başbakan Erdoğan'ın çok yakını bir işadamı olan Ahmet Çalık'a aktarıldı. Grubu yöneten de Başbakan Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak...
Süreci izleyen herkes biliyor ki TMSF emrine alınan gazetelere ve televizyon kanallarına Fethullahçılar dolduruldu. Böylece; başkalarının yarattığı bu kuruluşlar da yandaş kişilerin eline verilip buralar yandaşların beslendiği merkezler haline getirildi.
Bütün bu işleri elbette ki Sayın Ertürk tek başına yapmadı. Ona; iktidar; böyle işlem yapmasını söyledi o da verilen emirleri uyguladı.
Geriye dönüp bakıldığında; Fethullahçı kanattan işadamlarının TMSF'nin el koyduğu kuruluşları yedikleri ortaya çıkmaktadır.
Ahmet Ertürk de ileride; yediği için değil yedirdiği için; daha doğrusu yedirilmede aracı olduğu için eleştirilecektir.

MAJESTELİRİNİN KÖLELERİ
Kimdir o majesteleri?
Kim olacak; Avrupalılar...
Peki köleler?
Onlar da biz Türkler...
19. Yüzyıl'da hasta adam sayıp Avrupa'dan ve Anadolu'dan kovulması gereken ilkel ve vahşi topluluk olarak damgaladıkları Türkleri; bu Avrupalılar hala idare edilmeleri gereken aptallar olarak görüyorlar.
Bu yüzden de Türkiye ile ilgili olarak hazırladıkları raporlarda; bize akıl, daha doğrusu emir veriyorlar.
Kendileri; yargıya en küçük biçimde müdahele edemezler... Bırakın müdahaleyi yargıyı yönlendirmeye çalışmak bile suçtur ve asla kabul edilemez.
Biz söz konusu olduğumuzda ise; yargıya doğrudan yön vermeye çalışırlar. Çünkü; bizi akıl ergenliğine ulaşamamış insanlar topluluğu gibi görürler. Enstitülerinde de 'Türkler ortalama zekanın gerisindeler!' biçiminde faşist ruhlarını tatmin edecek sonuçlar imal ettirirler.
İşte bunların Avrupa Parlamentosu, hazırlattığı son Türkiye raporunda; hükümete emir veriyor ve Ergenekon davasının bir fırsat olduğunu bunun sürdürülmesi gerektiğini belirtiyor.
Görüldüğü üzere; bizim mahkemeleri doğrudan etkilemeye çalışıyorlar. Bu yetmezmiş gibi hükümet üzerinde baskı kurup bu davanın devam ettirilmesini istiyorlar. Böylece de Ergenekon davasının sanki hükümetin emrinde yürütülen bir dava oludğu kanaati taşıdıklarını gösteriyorlar. Kendilerinde hükümetin mahkemeye en küçük bir dahli büyük suç sayılırken; bizde hükümetin mahkemeyi yönlendirmesini istiyorlar.
İşte bu tavırları ile de bizi geri, ilkel, aklı çalışmayan; emirle yargı yapan; hükümetin yargıyı yönlendirdiği çağdışı bir toplum gibi gördüklerini ortaya koyuyorlar.
Peki bizi böyle gütmeye kalkışan Avrupalı karşılığında ne verdi?
Sadece hiçbir şey.
Majestelerinin istekleri bu kadarla da bitmiyor. Diyorlar ki: 'Kıbrıs'taki askerlerinizi hemen çekin ve Maraş bölgesini de Rumlara verin!'
İşte hükümete, Ergenekon davasını şiddetle sürdürün diyen Avrupalının tavrı budur.
Beğenin beğendiğiniz yerinden alın.

Sitemize hoş geldiniz sayın

Misafir

Uyanık taksicinin Erdoğan övgüsü

Uyanık taksicinin Erdoğan övgüsü