Askeri bölgeye yanlışlıkla giren konsolosluk aracı!
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Askeri bölgeye yanlışlıkla giren konsolosluk aracı!
Poyrazköy’de bulunan silahlardan sonra başlatılan soruşturma, geçtiğimiz hafta davanın kabul edilmesi ile yeni bir aşamaya geldi.
Bizim sözde darbe karşıtı kahraman yandaş medyamız neredeyse bir haftadır bu iddianameyi satır satır yayınlıyor ve “şüphelileri” şimdiden ömür boyu hapis cezasına mahkûm ediyor!
Ama...
Aynı iddianamedeki bir detayı hepsi görmezden geliyor...
Onu da Ankara büromuzdan Kemal Göktaş’ın haberi sayesinde öğrendik.
***
İddianameye yansıyan olay şöyle gelişmiş:
Poyrazköy’de yapılan o şok kazılardan tam 17 gün önce, yani 7 Nisan 2009’da, Amerikan konsolosluğuna ait bir araç, askeri bölgede fotoğraf çekerken tespit edilmiş...
Durum hemen jandarmaya bildirilmiş...
Jandarma, aracın görüldüğü yere gitmiş ve olaya el koymuş...
Sonra anlaşılmış ki; ABD konsolosluğuna ait o araç, askeri bölgeye “yanlışlıkla” girmiş!
İçindeki ABD görevlileri de, “Madem yanlışlıkla girdik, o zaman yine yanlışlıkla bir kaç da fotoğraf çekelim” demişler...
Jandarma da “yanlışlıkla”, bu savunmaya inanmış...
İnanmayıp ne yapacak; koskoca ABD konsolosluğunun görevlilerini gözaltına mı alacak?
Başlarına çuval mı geçirecek?
“En büyük müttefikimiz” ile aramızda büyük bir kriz çıkmasına mı neden olacak?
***
Bu haber, Türkiye’yi iki yıldan fazla bir süredir teslim alan darbe senaryolarının sızdırılmasında, hatta belki hazırlanmasında, dış güçlerin parmağı olduğunu kanıtlıyor!
Hani; bizim, “orduya sızmış
F tipi elemanlar” diye tanımladığımız kişiler...
Balyoz belgelerini, hem de bavulla; yine ABD’ye yakın bir gazeteye getirip bırakanlar...
Fotokopi ya da ıslak imzalı kağıtları, Ergenekon savcılarına yollayanlar...
Arınç’la ilgili ne olduğu bile anlaşılmayan garip suikast ihbarını yapanlar...
Böylece Kozmik Oda’ya girilmesini sağlayanlar...
Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız ve Eldiven darbe planlarının sözde belgelerine ulaşmakta hiçbir sıkıntı çekmeyen ve elde ettikleri her şeyi aynı gazeteye servis edenler...
Bunların hepsi; aynı yabancı “karıştırma ve planlama örgütü”nün adamları...
***
Amaçları Türk Silahlı Kuvvetleri’ni etkisizleştirmek, susturmak, savunma pozisyonuna itmek...
Bunu yaparken de “ılımlı İslâm”ı savunan kesimleri “darbenin hedefindeki mağdur ve mazlumlar” olarak gösterip, kahramanlaştırmak...
***
Adını istemeyin bunların benden, asla söylemem...
Ama bilin ki; Ceyhan, İstanbul, Ankara... Her ilçemizde, her ilimizde cirit atıyor bunlar!
Askeri bölgeye yanlışlıkla girip, yanlışlıkla fotoğraf çekiyorlar ve Allah’ın işine bakın ki tam da onların yanlışlıkla dolaştıkları yerde, olaydan sadece 17 gün sonra darbeci (!) askerlerin gömdükleri silahlar bulunuyor!
***
Bizim yandaş arkadaşlar ise ne bu konsolosluktan, ne de askeri bölgeye “yanlışlıkla” giren araçtan söz ediyorlar...
Neden etsinler ki?
Onların amacı; mevcut düzenin en büyük garantörü olan askerin saygınlığını azaltmak, “ılımlı-ılımsız din devleti”ne gidişi hızlandırmak değil mi?
Kendilerini; kimin, neden kullandığını çok mu önemli?
***
Değil mi koçlar?
*****
GÜNÜN SORUSU
Deniz Baykal, En Büyük Devlet Büyüğü’ne, “Seni asker değil ama bu TEKEL işçisi götürecek” demiş...
Bu sözler, çarşaf açılımından sonra, TEKEL açılımı anlamına mı geliyor?
*****
Sayın Büyük’ün mazereti!
Üç gün önce Türk-İş yönetimiyle TEKEL işçileri için görüşen En Büyük Devlet Büyüğü, 4-C’nin kapsamını sendikacılardan öğrenmiş!
Meğer o, 4-C’nin işçiler lehine bir düzenleme olduğunu sanıyormuş!
O yüzden de TEKEL işçilerinin bir buçuk ayı geçen direnişine anlam veremiyormuş!
4-C’nin işçilere getirdiği yükü öğrenince (!), hemen Maliye Bakanı Şimşek’e dönmüş ve “Bunları neden tam olarak bana anlatmıyorsunuz” diye kızmış...
Vah, vah, vah...
Meğer Sayın Büyük’ü kandırmışlar...
Meğer onu da yanıltabilmek mümkünmüş!
***
Yediniz mi bu senaryoyu?
Neden ortaya çıkıp, “TEKEL işçileri konusundaki tavrımız yanlıştı. Olayın bu kadar büyeyeceğini ve bir sınıf mücadelesine dönüşeceğini kestiremedik. Özür dileriz” demiyorlar da, böylesine ucuz masallara sığınmaya çalışıyorlar?
Yoksa delikanlılık öldü mü?
Bizim sözde darbe karşıtı kahraman yandaş medyamız neredeyse bir haftadır bu iddianameyi satır satır yayınlıyor ve “şüphelileri” şimdiden ömür boyu hapis cezasına mahkûm ediyor!
Ama...
Aynı iddianamedeki bir detayı hepsi görmezden geliyor...
Onu da Ankara büromuzdan Kemal Göktaş’ın haberi sayesinde öğrendik.
***
İddianameye yansıyan olay şöyle gelişmiş:
Poyrazköy’de yapılan o şok kazılardan tam 17 gün önce, yani 7 Nisan 2009’da, Amerikan konsolosluğuna ait bir araç, askeri bölgede fotoğraf çekerken tespit edilmiş...
Durum hemen jandarmaya bildirilmiş...
Jandarma, aracın görüldüğü yere gitmiş ve olaya el koymuş...
Sonra anlaşılmış ki; ABD konsolosluğuna ait o araç, askeri bölgeye “yanlışlıkla” girmiş!
İçindeki ABD görevlileri de, “Madem yanlışlıkla girdik, o zaman yine yanlışlıkla bir kaç da fotoğraf çekelim” demişler...
Jandarma da “yanlışlıkla”, bu savunmaya inanmış...
İnanmayıp ne yapacak; koskoca ABD konsolosluğunun görevlilerini gözaltına mı alacak?
Başlarına çuval mı geçirecek?
“En büyük müttefikimiz” ile aramızda büyük bir kriz çıkmasına mı neden olacak?
***
Bu haber, Türkiye’yi iki yıldan fazla bir süredir teslim alan darbe senaryolarının sızdırılmasında, hatta belki hazırlanmasında, dış güçlerin parmağı olduğunu kanıtlıyor!
Hani; bizim, “orduya sızmış
F tipi elemanlar” diye tanımladığımız kişiler...
Balyoz belgelerini, hem de bavulla; yine ABD’ye yakın bir gazeteye getirip bırakanlar...
Fotokopi ya da ıslak imzalı kağıtları, Ergenekon savcılarına yollayanlar...
Arınç’la ilgili ne olduğu bile anlaşılmayan garip suikast ihbarını yapanlar...
Böylece Kozmik Oda’ya girilmesini sağlayanlar...
Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız ve Eldiven darbe planlarının sözde belgelerine ulaşmakta hiçbir sıkıntı çekmeyen ve elde ettikleri her şeyi aynı gazeteye servis edenler...
Bunların hepsi; aynı yabancı “karıştırma ve planlama örgütü”nün adamları...
***
Amaçları Türk Silahlı Kuvvetleri’ni etkisizleştirmek, susturmak, savunma pozisyonuna itmek...
Bunu yaparken de “ılımlı İslâm”ı savunan kesimleri “darbenin hedefindeki mağdur ve mazlumlar” olarak gösterip, kahramanlaştırmak...
***
Adını istemeyin bunların benden, asla söylemem...
Ama bilin ki; Ceyhan, İstanbul, Ankara... Her ilçemizde, her ilimizde cirit atıyor bunlar!
Askeri bölgeye yanlışlıkla girip, yanlışlıkla fotoğraf çekiyorlar ve Allah’ın işine bakın ki tam da onların yanlışlıkla dolaştıkları yerde, olaydan sadece 17 gün sonra darbeci (!) askerlerin gömdükleri silahlar bulunuyor!
***
Bizim yandaş arkadaşlar ise ne bu konsolosluktan, ne de askeri bölgeye “yanlışlıkla” giren araçtan söz ediyorlar...
Neden etsinler ki?
Onların amacı; mevcut düzenin en büyük garantörü olan askerin saygınlığını azaltmak, “ılımlı-ılımsız din devleti”ne gidişi hızlandırmak değil mi?
Kendilerini; kimin, neden kullandığını çok mu önemli?
***
Değil mi koçlar?
*****
GÜNÜN SORUSU
Deniz Baykal, En Büyük Devlet Büyüğü’ne, “Seni asker değil ama bu TEKEL işçisi götürecek” demiş...
Bu sözler, çarşaf açılımından sonra, TEKEL açılımı anlamına mı geliyor?
*****
Sayın Büyük’ün mazereti!
Üç gün önce Türk-İş yönetimiyle TEKEL işçileri için görüşen En Büyük Devlet Büyüğü, 4-C’nin kapsamını sendikacılardan öğrenmiş!
Meğer o, 4-C’nin işçiler lehine bir düzenleme olduğunu sanıyormuş!
O yüzden de TEKEL işçilerinin bir buçuk ayı geçen direnişine anlam veremiyormuş!
4-C’nin işçilere getirdiği yükü öğrenince (!), hemen Maliye Bakanı Şimşek’e dönmüş ve “Bunları neden tam olarak bana anlatmıyorsunuz” diye kızmış...
Vah, vah, vah...
Meğer Sayın Büyük’ü kandırmışlar...
Meğer onu da yanıltabilmek mümkünmüş!
***
Yediniz mi bu senaryoyu?
Neden ortaya çıkıp, “TEKEL işçileri konusundaki tavrımız yanlıştı. Olayın bu kadar büyeyeceğini ve bir sınıf mücadelesine dönüşeceğini kestiremedik. Özür dileriz” demiyorlar da, böylesine ucuz masallara sığınmaya çalışıyorlar?
Yoksa delikanlılık öldü mü?
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz