Başbakan TSK ile paslaşıyorsa, Başbuğ niye feveran ediyor?
1 sayfadaki 1 sayfası
Başbakan TSK ile paslaşıyorsa, Başbuğ niye feveran ediyor?
Meğer hükümet ile asker arasındaki gerginlik kayıkçı kavgasıymış!
Başka bir ifadeyle aslında iktidarla asker arasında zerre bir sorun ve gerilim yokmuş da, kamuoyu öyle algılıyormuş!
Kim mi söylüyor bunu?
Ülkenin Başbakan’ı!
Tayyip Bey TRT’deki programda darbe iddiaları ile alakalı olarak askerle aralarında bir sorun olmadığını ve paslaştıklarını ifade etti.
Ne yalan söyleyeyim kafam karıştı!
Öyle ya Başbakan’ın söylediği gibi eğer böyle bir paslaşma varsa, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un verdiği o görüntüler tiyatro muydu?
Hatırlayın önce Karargahta 30 küsur Generalle beraber, “TSK asimetrik bir psikolojik taarruzun altındadır” mesajını vermişti.
Akabinde yine Kuvvet Komutanları ile Taraf Gazetesinin yayınlarını kast ederek Başbakan’a hitaben; “Herkes nerede durduğunu göstersin” ültimatomunu vermişti.
Derken bir süre sonra da savaş üniformalarını giyip savaş gemisinden hâlâ hafızalarımızda olan o malum sert çıkışını yapmıştı!
Ve son olarak Kazım Karabekir törenlerindeki cami bombalama iddialarına verdiği feveran fotoğrafı!
Evet Başbakan’a göre bütün bunlar gerçeği yansıtmıyor; gerçek, AKP hükümeti ile TSK’nın paslaştığıdır!
Genelkurmay bu açıklamaya nasıl bir tepki verecek bilmiyorum ama Tayyip Bey’in o beyanı sadece Orgeneral Başbuğ’un tekzip edilmesi değil, aynı zamanda bu milletin zekasıyla eğlenmektir!
Niçin mi?
Yahu son dönemde TSK’ya yapılan operasyon ve aşağılamaları görmemek için ebleh olmak gerekiyor da ondan!. Dolayısı ile böylesine kesin bir vakıa karşısında işi pişkinliğe vurabilmek dehşet bir hadisedir ve bu olay Tayyip Erdoğan’ı çok iyi anlatmaktadır.
Evet Erdoğan geldiği siyasi kültürün alışkanlığından olsa gerek, ihtiyaç duyduğunda siyahı beyaz diye sunabiliyor.
Diyeceksiniz ki tersi yani gerçekte TSK üst yönetimi ile Başbakan paslaşıyor da, Başbuğ gaz alma adına o lafları ediyor olamaz mı?
Böyle bir şeye milyonda bir ihtimal veremem zira bunun adı gaflet ve dalaletin ötesidir!
Benim inancım kesin olarak böyle ama bazı zihinler bulanmıştır!
Başbakan ne demek istemiştir ve o sözlerinde ne kadar haklıdır, Genelkurmay, bunu açıklamak
durumundadır!
NOT: Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün “Gizli Tarih ÇÖKÜŞ” isimli eseri; Mızrak Yayınları’ndan çıktı. Bütün okurlarıma duyuruyorum.
TARİHE NOT...
Cüneyt Ülsever’den Tayyip sansürü belgesi!
Cüneyt Ülsever, Türk basınının kaliteli isimlerinden biridir. Omurgalıdır, konjonktüre yelken açmaz. Belli bir dünya görüşü ve tutarlılığı vardır. Ülsever önceki akşam Habertürk’te öyle bir söz etti ki bu beyan aslında AKP’yi ve onun sözde özgürlükçülüğünü en iyi anlatan belge niteliğindedir: “Levent Ersöz ve Şener Eruygur’un beni izleyip dinlettiği kanıtlandı. Dahası 28 Şubat sürecinde de hakkımda 6 ayrı dava açıldı. Hal bu iken o günlerde yani 28 Şubat’ta ben her istediğimi yazdım ve hiçbir yazıma gazetemden itiraz olmadı. Oysa bugün aynı şey geçerli değil. Gazetemden aman Tayyip Bey’i kızdırmayalım, dikkatli ol diye sürekli uyarılıyorum...” Evet canlı yayındaki bu sözler, günümüzü yansıtması anlamında tarihe geçecek önemdedir ki Ülsever’in söylediklerinde eksik vardır fazla yoktur.. Göreceksiniz bu net beyanlara rağmen, AKP yandaşı o sözde liberallerin gıkı bile çıkmayacak, zira onların liberalliği aldıkları para ile doğru orantılıdır. Bir başka boyut, Doğan Medya Grubu’nun dramatik halidir.. Yazık!
KUCAKLA...
Devlet Bey, inat etme TEKEL işçisine git!
Devlet Bey galiba korkuyor! Niçin mi?.. MHP kazara yüzde 25’leri aşar da Başbakan adayı olurum endişesi ile!.. Şaka yapmıyorum; böyle bir şey olursa Bahçeli’nin keyfi kaçacak zira Başbakanlık dediğiniz şey günde 18 saat ve haftada 7 gün mesai ister. (Tayyip Bey’in koşuşturmasına bakın.) Oysa şimdi öyle mi? Haftada bir grupta konuşma (o da yazılı olarak) yapıyor ve sair günler icraat yok!. MHP’li okurlarım lütfen kızmasınlar bizim arzumuz bu siyasi boşlukta ve AKP’nin tükenmişliğinde MHP’nin zirveye tırmanmasıdır. Bunun için de başta lider, bütün milletvekillerinin seferber olmasıdır. Üzülerek söylüyorum birkaç milletvekilinin dışında böyle bir hareket yoktur. Hatırlayın bir süre önce MHP, bütün Türkiye’de birlik bütünlük mitingleri yapacak dediler ve ilkini Ankara’da yaptılar ama arkası gelmedi... Bırakın o mitingleri, TEKEL işçileri bir buçuk aydır Ankara’da yani Meclis’in hemen yanında, Devlet Bey bir 5 dakikasını bu işçilere ayırmadı! Sayın Bahçeli gel inat etme, git bu işçileri kucakla ve ülkeye mesaj ver!
SABIKALI...
İrticadan mahkum AKP siyaset belgesi hazırlayamaz!
Siyaset belgesi ülkelerin yol haritasıdır. Devletler iç ve dış tehditlere karşı hazırlanan o siyaset belgeleri ışığında tutum alır ve politika belirler. Başka bir ifade ile siyaset belgeleri, devletlerin uygulayacağı politikaların Anayasası hükmündedir. Hiç bir devlet bu hükmün dışına çıkamaz. Bu genel tanımı yaptıktan sonra Türkiye’de var olan siyaset belgelerinin tamamında iç tehdit olarak iki husus öne çıkmıştır. Bunlar irtica ve bölücülüktür.. Önümüzdeki günlerde, 2003’de yani AKP iktidarı döneminde şekillenen son siyaset belgesi güncellenecek ya da revize edilecek. Başbakan Erdoğan, yeni siyaset belgesinin MGK tarafından değil, kendileri tarafından belirleneceğini zira MGK’nın icra değil, tavsiye makamı olduğunu söyledi... Açıkçası bizim buna itirazımız var çünkü AKP iktidarının bugünkü şartlarda böyle bir şeyi yapmaya, yani yeni bir siyaset belgesi hazırlamaya ehliyeti yoktur.. Niçin mi? Laikliğe karşıtlıktan Anayasa Mahkemesi kararı ile sabıkalı da ondan? Sorarım size sabıkalı olanlar kendilerinin işlediği suçu tehdit diye belgeye koyar mı?..
Başka bir ifadeyle aslında iktidarla asker arasında zerre bir sorun ve gerilim yokmuş da, kamuoyu öyle algılıyormuş!
Kim mi söylüyor bunu?
Ülkenin Başbakan’ı!
Tayyip Bey TRT’deki programda darbe iddiaları ile alakalı olarak askerle aralarında bir sorun olmadığını ve paslaştıklarını ifade etti.
Ne yalan söyleyeyim kafam karıştı!
Öyle ya Başbakan’ın söylediği gibi eğer böyle bir paslaşma varsa, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un verdiği o görüntüler tiyatro muydu?
Hatırlayın önce Karargahta 30 küsur Generalle beraber, “TSK asimetrik bir psikolojik taarruzun altındadır” mesajını vermişti.
Akabinde yine Kuvvet Komutanları ile Taraf Gazetesinin yayınlarını kast ederek Başbakan’a hitaben; “Herkes nerede durduğunu göstersin” ültimatomunu vermişti.
Derken bir süre sonra da savaş üniformalarını giyip savaş gemisinden hâlâ hafızalarımızda olan o malum sert çıkışını yapmıştı!
Ve son olarak Kazım Karabekir törenlerindeki cami bombalama iddialarına verdiği feveran fotoğrafı!
Evet Başbakan’a göre bütün bunlar gerçeği yansıtmıyor; gerçek, AKP hükümeti ile TSK’nın paslaştığıdır!
Genelkurmay bu açıklamaya nasıl bir tepki verecek bilmiyorum ama Tayyip Bey’in o beyanı sadece Orgeneral Başbuğ’un tekzip edilmesi değil, aynı zamanda bu milletin zekasıyla eğlenmektir!
Niçin mi?
Yahu son dönemde TSK’ya yapılan operasyon ve aşağılamaları görmemek için ebleh olmak gerekiyor da ondan!. Dolayısı ile böylesine kesin bir vakıa karşısında işi pişkinliğe vurabilmek dehşet bir hadisedir ve bu olay Tayyip Erdoğan’ı çok iyi anlatmaktadır.
Evet Erdoğan geldiği siyasi kültürün alışkanlığından olsa gerek, ihtiyaç duyduğunda siyahı beyaz diye sunabiliyor.
Diyeceksiniz ki tersi yani gerçekte TSK üst yönetimi ile Başbakan paslaşıyor da, Başbuğ gaz alma adına o lafları ediyor olamaz mı?
Böyle bir şeye milyonda bir ihtimal veremem zira bunun adı gaflet ve dalaletin ötesidir!
Benim inancım kesin olarak böyle ama bazı zihinler bulanmıştır!
Başbakan ne demek istemiştir ve o sözlerinde ne kadar haklıdır, Genelkurmay, bunu açıklamak
durumundadır!
NOT: Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün “Gizli Tarih ÇÖKÜŞ” isimli eseri; Mızrak Yayınları’ndan çıktı. Bütün okurlarıma duyuruyorum.
TARİHE NOT...
Cüneyt Ülsever’den Tayyip sansürü belgesi!
Cüneyt Ülsever, Türk basınının kaliteli isimlerinden biridir. Omurgalıdır, konjonktüre yelken açmaz. Belli bir dünya görüşü ve tutarlılığı vardır. Ülsever önceki akşam Habertürk’te öyle bir söz etti ki bu beyan aslında AKP’yi ve onun sözde özgürlükçülüğünü en iyi anlatan belge niteliğindedir: “Levent Ersöz ve Şener Eruygur’un beni izleyip dinlettiği kanıtlandı. Dahası 28 Şubat sürecinde de hakkımda 6 ayrı dava açıldı. Hal bu iken o günlerde yani 28 Şubat’ta ben her istediğimi yazdım ve hiçbir yazıma gazetemden itiraz olmadı. Oysa bugün aynı şey geçerli değil. Gazetemden aman Tayyip Bey’i kızdırmayalım, dikkatli ol diye sürekli uyarılıyorum...” Evet canlı yayındaki bu sözler, günümüzü yansıtması anlamında tarihe geçecek önemdedir ki Ülsever’in söylediklerinde eksik vardır fazla yoktur.. Göreceksiniz bu net beyanlara rağmen, AKP yandaşı o sözde liberallerin gıkı bile çıkmayacak, zira onların liberalliği aldıkları para ile doğru orantılıdır. Bir başka boyut, Doğan Medya Grubu’nun dramatik halidir.. Yazık!
KUCAKLA...
Devlet Bey, inat etme TEKEL işçisine git!
Devlet Bey galiba korkuyor! Niçin mi?.. MHP kazara yüzde 25’leri aşar da Başbakan adayı olurum endişesi ile!.. Şaka yapmıyorum; böyle bir şey olursa Bahçeli’nin keyfi kaçacak zira Başbakanlık dediğiniz şey günde 18 saat ve haftada 7 gün mesai ister. (Tayyip Bey’in koşuşturmasına bakın.) Oysa şimdi öyle mi? Haftada bir grupta konuşma (o da yazılı olarak) yapıyor ve sair günler icraat yok!. MHP’li okurlarım lütfen kızmasınlar bizim arzumuz bu siyasi boşlukta ve AKP’nin tükenmişliğinde MHP’nin zirveye tırmanmasıdır. Bunun için de başta lider, bütün milletvekillerinin seferber olmasıdır. Üzülerek söylüyorum birkaç milletvekilinin dışında böyle bir hareket yoktur. Hatırlayın bir süre önce MHP, bütün Türkiye’de birlik bütünlük mitingleri yapacak dediler ve ilkini Ankara’da yaptılar ama arkası gelmedi... Bırakın o mitingleri, TEKEL işçileri bir buçuk aydır Ankara’da yani Meclis’in hemen yanında, Devlet Bey bir 5 dakikasını bu işçilere ayırmadı! Sayın Bahçeli gel inat etme, git bu işçileri kucakla ve ülkeye mesaj ver!
SABIKALI...
İrticadan mahkum AKP siyaset belgesi hazırlayamaz!
Siyaset belgesi ülkelerin yol haritasıdır. Devletler iç ve dış tehditlere karşı hazırlanan o siyaset belgeleri ışığında tutum alır ve politika belirler. Başka bir ifade ile siyaset belgeleri, devletlerin uygulayacağı politikaların Anayasası hükmündedir. Hiç bir devlet bu hükmün dışına çıkamaz. Bu genel tanımı yaptıktan sonra Türkiye’de var olan siyaset belgelerinin tamamında iç tehdit olarak iki husus öne çıkmıştır. Bunlar irtica ve bölücülüktür.. Önümüzdeki günlerde, 2003’de yani AKP iktidarı döneminde şekillenen son siyaset belgesi güncellenecek ya da revize edilecek. Başbakan Erdoğan, yeni siyaset belgesinin MGK tarafından değil, kendileri tarafından belirleneceğini zira MGK’nın icra değil, tavsiye makamı olduğunu söyledi... Açıkçası bizim buna itirazımız var çünkü AKP iktidarının bugünkü şartlarda böyle bir şeyi yapmaya, yani yeni bir siyaset belgesi hazırlamaya ehliyeti yoktur.. Niçin mi? Laikliğe karşıtlıktan Anayasa Mahkemesi kararı ile sabıkalı da ondan? Sorarım size sabıkalı olanlar kendilerinin işlediği suçu tehdit diye belgeye koyar mı?..
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz