Çelebi böyle olur bizde demokrasi dediğin
1 sayfadaki 1 sayfası
Çelebi böyle olur bizde demokrasi dediğin
İnsan bazen bu ülkenin gündeminden bıkıyor.
Yıllar geçiyor, dünya değişiyor, ömürler tükeniyor ama biz bir vida gibi hep aynı noktayı delip duruyoruz.
Askeri siviline düşman, sivili askerine düşman, gazeteciler hepten birbirine düşman.
Böyle ülke mi olur.
Didişe didişe geçen bir ömre ömür mü denir!
Üstelik bütün bunlar ne diye?
Niçin ilk gençlik yıllarımızdan beri bu şiddete, bu ilkelliğe, bu kör dövüşüne, bu düşmanca ortama katlanmak zorunda kalıyoruz?
Nedenini hemen söyleyeyim: Cehalet yüzünden.
Yıllar önce ülkeyi kurtaracağına inanan bir takım cahil askerler hayatımızı kararttılar.
Şimdi de ülkeyi kurtaracağını söyleyen cahil siviller yüzünden olmadık belalara gidiyoruz.
Yahu iki cehaletten birine mecbur muyuz?
Ya askeri dikta ya sivil dikta!
Normali yok mu bunun?
Hani deveye sormuşlar, inişi mi seversin yokuşu mu diye.
Bunun düzü yok mu demiş ya, bizimki de o hesap.
İki kötüden birini seçmek zorunda mıyız?
***
Meclisteki kavga bu ortamın doğal sonucu.
Benim için hiçbir şaşırtıcı yanı yok.
Yine ucuz atlatılıyor bu kavgalar.
Genel Kurul salonuna belinde silahıyla giren o kadar çok milletvekili gördüm ki...
Ne de olsa kavga sırasında bir milletvekilinin hayatını kaybetmiş olduğu, daha geriye gidersek kuliste tabancayla vurulan Deli Halit Paşa’nın üç gün masa üzerinde bırakılarak kan kaybından öldüğü bir meclis bu.
Süt neyse kaymak da o oluyor.
Böyle başa, böyle tıraş!
Çelebi böyle olur bizde demokrasi dediğin.
İktidarda kaldığın sürece her yerini yalarlar, düştüğün anda ise...
Neyse o kadarını söylemeyeyim artık.
Zaten herkes biliyor.
Yıllar geçiyor, dünya değişiyor, ömürler tükeniyor ama biz bir vida gibi hep aynı noktayı delip duruyoruz.
Askeri siviline düşman, sivili askerine düşman, gazeteciler hepten birbirine düşman.
Böyle ülke mi olur.
Didişe didişe geçen bir ömre ömür mü denir!
Üstelik bütün bunlar ne diye?
Niçin ilk gençlik yıllarımızdan beri bu şiddete, bu ilkelliğe, bu kör dövüşüne, bu düşmanca ortama katlanmak zorunda kalıyoruz?
Nedenini hemen söyleyeyim: Cehalet yüzünden.
Yıllar önce ülkeyi kurtaracağına inanan bir takım cahil askerler hayatımızı kararttılar.
Şimdi de ülkeyi kurtaracağını söyleyen cahil siviller yüzünden olmadık belalara gidiyoruz.
Yahu iki cehaletten birine mecbur muyuz?
Ya askeri dikta ya sivil dikta!
Normali yok mu bunun?
Hani deveye sormuşlar, inişi mi seversin yokuşu mu diye.
Bunun düzü yok mu demiş ya, bizimki de o hesap.
İki kötüden birini seçmek zorunda mıyız?
***
Meclisteki kavga bu ortamın doğal sonucu.
Benim için hiçbir şaşırtıcı yanı yok.
Yine ucuz atlatılıyor bu kavgalar.
Genel Kurul salonuna belinde silahıyla giren o kadar çok milletvekili gördüm ki...
Ne de olsa kavga sırasında bir milletvekilinin hayatını kaybetmiş olduğu, daha geriye gidersek kuliste tabancayla vurulan Deli Halit Paşa’nın üç gün masa üzerinde bırakılarak kan kaybından öldüğü bir meclis bu.
Süt neyse kaymak da o oluyor.
Böyle başa, böyle tıraş!
Çelebi böyle olur bizde demokrasi dediğin.
İktidarda kaldığın sürece her yerini yalarlar, düştüğün anda ise...
Neyse o kadarını söylemeyeyim artık.
Zaten herkes biliyor.
Zülfü Livaneli- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 78
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz