DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Binbaşı Eyüp Sabri Bey'in torunundan Başbuğ'a itiraz var!

Aşağa gitmek

Binbaşı Eyüp Sabri Bey'in torunundan Başbuğ'a itiraz var! Empty Binbaşı Eyüp Sabri Bey'in torunundan Başbuğ'a itiraz var!

Mesaj tarafından Mustafa MUTLU 2010-02-06, 13:21

Binbaşı Eyüp Sabri, Osmanlı ordusunun özverili subaylarından biriydi...

Hayatı cepheden cepheye koşturmakla geçti...

Önce İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, sonra da Kuvayi Milliye’nin önde gelen isimleri arasında yer aldı.

Kurtuluş Savaşı’na katıldı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde destan yazan Türk birliklerinin başında görev yaptı.

Şimdi adı, Anıtkabir’deki kahramanlar listesinde yer alıyor...


***

Durup dururken anmadım bu kahraman subayımızı...

Dün 53 yaşındaki torunu Dilek Özdoğan aradı.

Babası da dedesi gibi subay olan Dilek Hanım’ın sesi heyecandan titriyor, konuşmakta zorluk çekiyordu.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un dünkü Hürriyet’te yayınlanan röportajından söz etti.

Sayın Başbuğ bu röportajında, “Emine Erdoğan’ın GATA’ya hasta ziyaretine gitmesinin baş örtüsü yüzünden engellenmesi” hakkında konuşuyor ve “Keşke yaşanmasaydı. Bu uygulamayı bugün savunamayız” diyordu...


***

Dilek Hanım bu sözleri, “Sonunda Genelkurmay Başkanı’nın bile kafasını karıştırdılar” diye yorumluyor ve şunları söylüyor:

“Sayın Başbuğ, GATA’ya baş örtüsüyle girmenin geçmişte yasak olduğunu kabul etmekle büyük bir hata yapıyor.

Çünkü ben bizzat yaşadım:

Anneannem de, annem de baş örtülüydü. İkisi de GATA’da defalarca tedavi gördüler ve baş örtüsü asla sorun olmadı... Bırakın hastaneyi, orduevlerine girdiler yıllarca...

Çünkü onların örtüsü, gerçekten baş örtüsüydü; türban değildi...

Ne zaman ki dinimizi siyasete alet edenler, ‘türban’ diye bir şey icat ettiler; işte sorun da o zaman yaşanmaya başlandı. Bütün resmî kurumlar gibi TSK’yı yönetenler de türbanın siyasi bir simge olduğunu bildikleri için, resmî kurumlarda dinci propaganda yapılmasına izin vermediler.”


***

Dilek Hanım bize çok basit bir gerçeği hatırlatıyor:

GATA’da uygulanan yasak asla bir “baş örtüsü yasağı” değildi, sadece siyasi simgeye dönüşen “türbanla” sınırlıydı..

Peki; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepesindeki komutanın bu “basit ayırımı” bilmemesi mümkün mü?

Elbette biliyor...

Ama ne yazık ki; her fırsatta yakındığı “asimetrik psikolojik harekât”ın kurbanı bu kez kendisi oldu...

Üç yıl sonra durduk yerde karşısına çıkartılan GATA olayı konusunda (bana göre) soğukkanlılığını kaybetti ve baş örtüsü ile türbanı iç içe sokmak isteyen çevrelerin oyununa geldi.


***

Bütün kavramların içi o denli hızlı bir şekilde boşaltılıyor ve sapla saman iç içe sokuluyor ki; kırk yıllık değerlerimizi unutup “Keşke” diyebiliyoruz...

Konuyu çarpıtarak haklı çıkmaya çalışanların oyunlarına geliyoruz...

Milyonuncu kez haykırıyorum:

Türban farklı, baş örtüsü farklıdır...

Türban; sarık gibi, cüppe gibi, günümüzde dini siyasete alet edenlerin kullandığı bir siyasi simgedir ve umarım türban yasağı konusunda “Keşke” diyerek pişmanlık eden Sayın Başbuğ, bu ayırımı hatırlar...

Aksi halde bu ülke, şeriatla yönetilen bazı ülkelerde olduğu gibi çok yakında “türbanlı kadın askerler”i tartışır hale gelir!



***


GÜNÜN SORUSU

Sayın Devlet Büyüğümüz dün önce TEKEL işçilerine gözdağı verdi; sonra da ünlü, “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü” sözünü yineledi... Sorum basit:

10 bin TEKEL işçisini “yaratılan” olarak görmüyor mu?



***


TEKEL’de yeni dönem!

Tam 170 TEKEL işçisi, devletin; “Şu kadarı 4- C’yi imzaladı, bu kadarı tazminatını aldı” diyerek onları bölmeye çalıştığı bir dönemde süresiz açlık grevine başladı...

Önce bu “grev kırıcı” yaklaşımı değerlendirelim:

1) İşçilerin 400 kadarı gerçekten de 4-C’yi imzalamış olabilir... Ama bu onların çözüldükleri anlamına gelmez; çünkü yüzde 4’lük fire asla çözülme değildir. Her toplulukta bu kadar kopma olur!

2) Altı binden fazla işçinin, hesaplarına yatırılan kıdem tazminatını alması da analarının ak sütü kadar helaldir... Çünkü o para, onların hakkıdır ve bugünkü direnişleriyle en ufak bir ilgisi yoktur...


***

Gelelim süresiz açlık grevine:

Umarım bu eylem dramatik bir sonla bitmez...

Aksi halde Türkiye, tarihinde görmediği bir döneme girer!
Mustafa MUTLU
Mustafa MUTLU
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz