NAZLI ILICAK UNUTUR TARİH UNUTMAZ
1 sayfadaki 1 sayfası
NAZLI ILICAK UNUTUR TARİH UNUTMAZ
06.02.2010 11:26
NAZLI ILICAK UNUTUR TARİH UNUTMAZ
--------------------------------------------------------------------------------
Nazlı Ilıcak’ın 12 Eylül döneminde ve iktidarlarla ilişkileri, son zamanların hala devam eden bir tartışması.
Bakınız Yalçın Doğan 16 Ekim 1997 tarihinde Milliyet gazetesindeki köşesinde neler yazmış…
Nazlı Ilıcak tartışmasına da bir de bu açıdan bakın, diyerek yayınlıyoruz:
“Daldan dala Nazlı Hanım!..
Yalçın DOĞAN
BARDAĞI taşıran damla geçen akşam TV'deki söyleşi oldu. Hayır, Çiller ailesinin bilinen yalanları değil, bardağı bu kez "gazeteci" edasıyla Nazlı Ilıcak taşırdı.
Nazlı Hanım'ın Çillerler karşısında eğilip büküldüğünü görünce, sadece geçen birkaç yılda onlar hakkında yazdığı hakaret dolu yazılar değil, bunun çok ötesinde, yaşadığım bir olay "beni bu yazıya mecbur etti."
ANAP - DYP koalisyonu sırasında 1996 Mayıs'ında Başbakan Yılmaz Almanya'ya gitti. Uçakta Sabah'tan Mehmet Ali Birand, Hürriyet'ten Sedat Ergin, Türkiye'den Sabahattin Önkibar, Akşam'dan Nazlı Ilıcak ve Milliyet'ten ben vardık. Başbakan'la uçakta konuşurken, Nazlı Ilıcak yerinden doğruldu ve Mesut Yılmaz'a aynen:
"Efendim, Çiller'le hükümet ortağı oldunuz, aman dikkat edin, hiç güvenilmez biridir o."
Nazlı Hanım devam etti:
"Mesut Bey ben sizi çok seviyorum, bundan sonra ben sizin yağdanlığınız olmak isterim."
Nazlı Ilıcak'ın bu sözleri uçakta bulunan herkesi şaşkınlığa uğratırken, biz dört gazeteci yerimizden fırladık. "Ne yapıyorsun Nazlı, ne biçim sözler bunlar"diye tepkimizi dile getirirken, Nazlı Hanım gülümsemeye devam etti, "a ne var bunda şekerim, Mesut Bey dürüst bir kişi" diyerek, "yağdanlık perdesini" hemen orada açmış oldu!..
Tencere - kapak örneği
Bu sütun, bu tür olay ya da görüşlerin polemiğine kapalıdır. Bunlar bu sütunda yer almaz.
Ancak, önceki akşam Nazlı Ilıcak'ın, hele de Özer Çiller'in yalanları karşısında ağzını bile açamayışı, "meslek ahlakı" adına bardağı taşırdı. RP - DYP koalisyonu döneminde, o sırada sahip oldukları "Akşam gazetesi üzerinden"Nazlı Ilıcak, hem Erbakan'a, hem de Çiller'e yakınlaşma ihtiyacı duymuş olabilir!.."Yağdanlıkta nöbet değişimi" gibi!..
Aslında sadece Çiller'in değil, sırada şimdi "Erbakan'ın da yağdanlığı" var. Sözüm ona, "demokrasiyi savunmak" adına, Erbakan ve Çiller'in yanında yer almak!.. Yıllarca yerden yere vurduğu, her sohbette aleyhinde bulunduğu Çiller'in ve Erbakan'ın şimdi en büyük destekçisi!..
Tam "tencere - kapak" örneği. Bugün Nazlı Hanım'ın karşısında kendini güvenli hisseden Tansu Çiller politikaya atılıncaya kadar "Ilıcak'ın yalısından çıkmamış", daha sonra aralarına nedense kara kedi girince, "Nazlı'nın ne cahilliğini, ne zekasını bırakmış", onu bir kenara atmış!.. Ancak, bugün aralarından su sızmıyor, kim bilir nereye kadar?..
Nazlı Hanım'ın huyudur. Her dönem mutlaka birini bulur ve "demokrasi uğruna o birilerini savunmak" ihtiyacını hisseder. Ama, bu bazen askeri rejimin Başbakanı Bülend Ulusu olur, bazen askerin emriyle kurulan Sunalp'in MDP'si!.. Haydi, oralarda "bilgisi ve kafası karışık." Ya diğerleri?.. Onlara "yağdanlık etmek" hangi işlere endeksli acaba?..
Bu yazıyı yazdığım için üzgünüm.”
Odatv.com
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz