Albayın intiharı ve eşikteki yeni pusu ve şantajlar
1 sayfadaki 1 sayfası
Albayın intiharı ve eşikteki yeni pusu ve şantajlar
İzmir’de intihar eden Kurmay Albay B.E’nin başına gelenleri
okumuşsunuzdur. Albay ve ailesi pek çok asker gibi malum odaklar
tarafından teknik takip altındaydı.
Derken dinlemeyi yapanlar Albayın
eşinin başka bir Albay’la ilişkisini öğrenirler ve o hanım izlenerek
görüşme ya da buluşmaları kayıt altına alınır.
Bitmedi...
Bu
kayıtlar, “Donanma’da Yasak Aşk Hikayesi” diye internete sızdırıldı.
Ve
bütün bunlara tanık olan Albay da dayanamayıp intihar etti.
Belli ki
bu işi yapanlar hedef aldıkları ve kendilerine düşman gördükleri Albay
hakkında Ergenekon ve çete benzeri bir suçla ilgili kanıt bulamayınca
belden aşağı yollara tevessül ettiler.
Öyle çünkü böyle bir ilişkinin
belgelenip internete servis olayı profesyonellerin yapabileceği bir
şeydir.
Peki amaçları mı?
1) Karşıt gördükleri Albay’a zarar
vermek ve onun üzerinden TSK’yı yıpratmak yani Ordu’yu, yasak ilişki
bağlamında topluma kötü sunmak!
2) AKP’ye direnç gösteren asker-sivil
bürokratından gazeteci ve işadamına kadar geniş kesimlerde bu örnekle
korku salmak.
Evet şekilde görüldüğü gibi Türkiye artık pusular ve
şantajlar ülkesidir.
İktidara karşı isen, yürüyüşünden ötürü bile
tıpkı Çetin Soysal misali anında sarhoş damgasını yiyebilirsin!
Bakın
buraya not düşüyorum; önümüzdeki dönemde AKP’ye muhalefet eden pek çok
isimle alakalı olarak art arda kaset servisleri yapılacak.
Ha bu
kasetlerin bazıları kadın, bazıları rüşvet, bazıları iş takibi, bazıları
darbeye methiye, bazıları Kürtlere ya da Alevilere sitem, bazıları
çirkin dedikodular yapmak, bazıları kumar gibi çeşitli konuları kapsayan
montajlardan oluşacak.
Bundan eminim çünkü ispat edemezsem de bu
işleri yapmak için gayriresmi olarak böyle bir yapının kurulduğunu
yakından biliyorum. Devletin tepelerinden yakın zamanda emekli olan üst
düzey bir istihbaratçının bana bir süre önce; “Önkibar dikkat et, sen
ve senin gibi iktidar muhalifleri için aylardır çalışma yapıyorlar”
dediğini daha önce bu sütunda aktarmıştım.
Tam bu noktada bir
parantez açıp Tayyip Erdoğan’ın “Bahçeli ile ilgili internette acayip
şeyler dolaşıyor ama biz ilgilenmiyoruz” demesi bile gerçekte dolaylı
bir hedef göstermedir.
Bu sütunu izleyenler bilir, Devlet Bey’in
yönetim üslubu hep eleştirilir ama onun dürüstlüğüne ve kişisel
kalitelerine laf edenin alnını karışlarız!
Evet işaretlerin
yoğunlaştığı gibi AKP bundan sonraki süreçte belden aşağı vuracak!
Uzun
süre sanal AB masalı, türban, İmam Hatip, Ergenekon ve darbelerle idare
eden AKP’nin bundan sonraki metodu bu olacak gibi görünüyor!
Bakın
korku deyip geçmeyin, çok ünlü bir işadamının ifade ettiği gibi
verilebilecek en büyük rüşvet korku salmaktır. Dolayısı ile AKP’nin bu
kartından sonra kendi geçmişine bizim gibi güvenemeyen ve meydan
okuyamayan pek çok kişi susacaktır.
Emin olun bu metotla bugüne kadar
boyun eğen ve sırları toprağa götürecek olan çok insan olmuştur ki
onların kimler olduğunu tahmin edebilirsiniz!
Evet Hitler’in bile
yapmadığı bu dehşet uygulamalar AKP’nin, iktidarı kaybetmemek için
neleri göze aldığını da teyid ediyor.
Bazıları hâlâ farkında değil,
Tayyip Erdoğan iktidardan düştüğü gün Yüce Divan’a gideceğini bildiği
için göreceksiniz akla hayale gelmeyecek çılgınlıklar yapıp, dirençler
sergileyecek... İsmet Paşa’nın güle oynaya teslim ettiği iktidarı Tayyip
asla ve kat’a kargaşasız teslim etmez çünkü İsmet Paşa’nın hesabını
veremeyeceği bir şeyi yoktu, Tayyip öyle mi?
PKK’lı
olsa selam dururlar!
Hayati Yazıcı, hakkını arayan TEKEL
işçisine şeytan ve PKK’lı dedi ya!
Başbakan bu demeçteki şeytan
sözüne bir tepki koymamış ama itsürüsü lafına içerleyip kıyameti koparmış!
Kulislere
göre Tayyip Bey haberi okur okumaz Hayati Bey’i bir güzel fırçalamış ve
hemen düzeltme talep etmiş!
Yazıcı da emri hemen yerine getirdi
yani, sözlerim yanlış anlaşıldı ben PKK’lı demedim dedi.
Doğrusu o
beyana ben de şaşırmıştım çünkü Tayyip Bey PKK’lıları üzmez!
Bunu
nereden mi çıkarıyorum?
Deniz Baykal’ın önceki günkü grup
konuşmasındaki ifadesiyle Habur’daki karşılama töreninden!
Evet
Habur’da PKK’yı şölenlerle karşılayıp bağrına basanların PKK’yı hedefe
oturtması elbette beklenmezdi ve nitekim öyle de oldu!
Sahi PKK’yı
bile bağrına basabilen Tayyip Bey, TEKEL işçilerine neden bu kadar
acımasız?
Sadece onlara mı?
PKK’lıları hoş görebiliyor ama
eczacılara, doktorlara ve itfaiyecilere ateş püskürüyor!
Görülüyor ki
Tayyip Bey’in değişmez ölçüsü iktidarının çıkarı!
AKP’nin karşısında
gördüğü herkesi düşman olarak mütalaa ediyor!
Lehte bir beklentisi
oldumu da Sezen Aksu gibi malum isimlerle bile gece yarıları telefon
muhabbetlerine girebiliyor.
Değer ve ölçü sadece iktidarını
sürdürmek!
Öyle olmasaydı TEKEL işçilerine o hakaretleri eder miydi?
Yahu
bu insanların siyasi bir amacı yok, ekmek peşindeler yani aldıkları
maaşın üçte ikisi gitmesin, müktesep hakkı devam etsin istiyor.
Neymiş
efendim çalışmayana para veremezmiş!
Adamlar boşa oturmaya para
istemiyor, aynı özlük hakları ile başka bir kuruma nakil talep ediyor!
Ama
çok para istiyorlar!
Geçin efendim geçin, İstanbul’da havaya
savrulan havayi fişekler için harcanan trilyonlar ile Rusya ve İran’a
taahhüt edilip alınmayan doğal gazın karşılığı olarak ödenen milyar
dolarlar düşünülmezken bu para istismarı inandırıcı olabilir mi?
okumuşsunuzdur. Albay ve ailesi pek çok asker gibi malum odaklar
tarafından teknik takip altındaydı.
Derken dinlemeyi yapanlar Albayın
eşinin başka bir Albay’la ilişkisini öğrenirler ve o hanım izlenerek
görüşme ya da buluşmaları kayıt altına alınır.
Bitmedi...
Bu
kayıtlar, “Donanma’da Yasak Aşk Hikayesi” diye internete sızdırıldı.
Ve
bütün bunlara tanık olan Albay da dayanamayıp intihar etti.
Belli ki
bu işi yapanlar hedef aldıkları ve kendilerine düşman gördükleri Albay
hakkında Ergenekon ve çete benzeri bir suçla ilgili kanıt bulamayınca
belden aşağı yollara tevessül ettiler.
Öyle çünkü böyle bir ilişkinin
belgelenip internete servis olayı profesyonellerin yapabileceği bir
şeydir.
Peki amaçları mı?
1) Karşıt gördükleri Albay’a zarar
vermek ve onun üzerinden TSK’yı yıpratmak yani Ordu’yu, yasak ilişki
bağlamında topluma kötü sunmak!
2) AKP’ye direnç gösteren asker-sivil
bürokratından gazeteci ve işadamına kadar geniş kesimlerde bu örnekle
korku salmak.
Evet şekilde görüldüğü gibi Türkiye artık pusular ve
şantajlar ülkesidir.
İktidara karşı isen, yürüyüşünden ötürü bile
tıpkı Çetin Soysal misali anında sarhoş damgasını yiyebilirsin!
Bakın
buraya not düşüyorum; önümüzdeki dönemde AKP’ye muhalefet eden pek çok
isimle alakalı olarak art arda kaset servisleri yapılacak.
Ha bu
kasetlerin bazıları kadın, bazıları rüşvet, bazıları iş takibi, bazıları
darbeye methiye, bazıları Kürtlere ya da Alevilere sitem, bazıları
çirkin dedikodular yapmak, bazıları kumar gibi çeşitli konuları kapsayan
montajlardan oluşacak.
Bundan eminim çünkü ispat edemezsem de bu
işleri yapmak için gayriresmi olarak böyle bir yapının kurulduğunu
yakından biliyorum. Devletin tepelerinden yakın zamanda emekli olan üst
düzey bir istihbaratçının bana bir süre önce; “Önkibar dikkat et, sen
ve senin gibi iktidar muhalifleri için aylardır çalışma yapıyorlar”
dediğini daha önce bu sütunda aktarmıştım.
Tam bu noktada bir
parantez açıp Tayyip Erdoğan’ın “Bahçeli ile ilgili internette acayip
şeyler dolaşıyor ama biz ilgilenmiyoruz” demesi bile gerçekte dolaylı
bir hedef göstermedir.
Bu sütunu izleyenler bilir, Devlet Bey’in
yönetim üslubu hep eleştirilir ama onun dürüstlüğüne ve kişisel
kalitelerine laf edenin alnını karışlarız!
Evet işaretlerin
yoğunlaştığı gibi AKP bundan sonraki süreçte belden aşağı vuracak!
Uzun
süre sanal AB masalı, türban, İmam Hatip, Ergenekon ve darbelerle idare
eden AKP’nin bundan sonraki metodu bu olacak gibi görünüyor!
Bakın
korku deyip geçmeyin, çok ünlü bir işadamının ifade ettiği gibi
verilebilecek en büyük rüşvet korku salmaktır. Dolayısı ile AKP’nin bu
kartından sonra kendi geçmişine bizim gibi güvenemeyen ve meydan
okuyamayan pek çok kişi susacaktır.
Emin olun bu metotla bugüne kadar
boyun eğen ve sırları toprağa götürecek olan çok insan olmuştur ki
onların kimler olduğunu tahmin edebilirsiniz!
Evet Hitler’in bile
yapmadığı bu dehşet uygulamalar AKP’nin, iktidarı kaybetmemek için
neleri göze aldığını da teyid ediyor.
Bazıları hâlâ farkında değil,
Tayyip Erdoğan iktidardan düştüğü gün Yüce Divan’a gideceğini bildiği
için göreceksiniz akla hayale gelmeyecek çılgınlıklar yapıp, dirençler
sergileyecek... İsmet Paşa’nın güle oynaya teslim ettiği iktidarı Tayyip
asla ve kat’a kargaşasız teslim etmez çünkü İsmet Paşa’nın hesabını
veremeyeceği bir şeyi yoktu, Tayyip öyle mi?
PKK’lı
olsa selam dururlar!
Hayati Yazıcı, hakkını arayan TEKEL
işçisine şeytan ve PKK’lı dedi ya!
Başbakan bu demeçteki şeytan
sözüne bir tepki koymamış ama itsürüsü lafına içerleyip kıyameti koparmış!
Kulislere
göre Tayyip Bey haberi okur okumaz Hayati Bey’i bir güzel fırçalamış ve
hemen düzeltme talep etmiş!
Yazıcı da emri hemen yerine getirdi
yani, sözlerim yanlış anlaşıldı ben PKK’lı demedim dedi.
Doğrusu o
beyana ben de şaşırmıştım çünkü Tayyip Bey PKK’lıları üzmez!
Bunu
nereden mi çıkarıyorum?
Deniz Baykal’ın önceki günkü grup
konuşmasındaki ifadesiyle Habur’daki karşılama töreninden!
Evet
Habur’da PKK’yı şölenlerle karşılayıp bağrına basanların PKK’yı hedefe
oturtması elbette beklenmezdi ve nitekim öyle de oldu!
Sahi PKK’yı
bile bağrına basabilen Tayyip Bey, TEKEL işçilerine neden bu kadar
acımasız?
Sadece onlara mı?
PKK’lıları hoş görebiliyor ama
eczacılara, doktorlara ve itfaiyecilere ateş püskürüyor!
Görülüyor ki
Tayyip Bey’in değişmez ölçüsü iktidarının çıkarı!
AKP’nin karşısında
gördüğü herkesi düşman olarak mütalaa ediyor!
Lehte bir beklentisi
oldumu da Sezen Aksu gibi malum isimlerle bile gece yarıları telefon
muhabbetlerine girebiliyor.
Değer ve ölçü sadece iktidarını
sürdürmek!
Öyle olmasaydı TEKEL işçilerine o hakaretleri eder miydi?
Yahu
bu insanların siyasi bir amacı yok, ekmek peşindeler yani aldıkları
maaşın üçte ikisi gitmesin, müktesep hakkı devam etsin istiyor.
Neymiş
efendim çalışmayana para veremezmiş!
Adamlar boşa oturmaya para
istemiyor, aynı özlük hakları ile başka bir kuruma nakil talep ediyor!
Ama
çok para istiyorlar!
Geçin efendim geçin, İstanbul’da havaya
savrulan havayi fişekler için harcanan trilyonlar ile Rusya ve İran’a
taahhüt edilip alınmayan doğal gazın karşılığı olarak ödenen milyar
dolarlar düşünülmezken bu para istismarı inandırıcı olabilir mi?
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz