İlber Ortaylı konuşmayacak da kim konuşacak?

tarafından **Rıza ZELYUT** 2010-02-11, 02:23

Bir ülkede, halkın
sorumluluğu oradaki okumuşların boynundadır.
Böyle olduğu içindir ki,
Birinci Dünya Savaşı sonrasında; okumuşlar öne çıkarak sorumluluk
almışlar; İstiklal Mücadelesi'ni başlatmışlardır.
Bugün Türkiye eğer
sıkıntı içindeyse; bunda okumuş takımının görevden kaçmasının çok
etkisi vardır.
O yüzden okumuşlar; hele hele de işin ilmini yapmışlar
konuşmalı; görüşlerini açıklamalı; millete yol göstermelidirler.
Yoksa
meydan ya cahillere ya ilmini çıkarına hizmet ettiren takıma kalır.
Bu
nedenle İlber Ortaylı gibi, gerçekten bilimi, bir hikmet derecesine
yükseltmiş kişilerin konuşması gerekir.
Hem de sık sık...
Hem de
daha güncel sorunlara dönük biçimde...

BESLEME BASIN SALDIRI
Prof.
İlber Ortaylı, siyasi tavrını belli etmeyen; partiler ötesi gözüken bir
uzmandır. Uzmanlığını, erdem ve felsefe ile yoğurup bilgelik basamağına
gelmiştir. Ve siyasal odakların arzularına göre fetva üreten takımdan
olmamıştır. Sayın Ortaylı; geçen cumartesi günü MHP'lilere siyaset
üzerine bir ders vermiş. Bu derste demiş ki: ' Biz asker milletiz.
Bugün asker düşmanlığı pompalanıyor. Askeri vasfını kaybetmiş olan
Avrupa, bizde bulunan bu vasfın da yok olmasını istiyor. Açılım lafları
boştur. Açılım isteyenler gitmez de durmaz da. Kimse kimseye kitle
dalkavukluğu yapmak için, sempatik görünmek için konuşmasın. Türklere
karşı tez geliştirmek için arşive giren kaçıncı ecnebi, Türk taraftarı
oldu; onlar anladı, bizimkiler anlamıyor. Bunlar tehlikeli işler;
belediyeciliğe benzemez.'
Ordunun siyasete karışmasının tarihsel
gerçeklik taşıdığını belirten Ortaylı, 'Sivil siyaset kendisini
geliştiremezse darbe kaçınılmazdır.' demiş.
Elbette bu sözleri ile;
tam yedi yıldır Türk milleti kavramına karşı savaş yürütenlerin yüzüne
ayna tutmuş. Onların yürüttükleri yıkıcı programı deşifre etmiş.
Böyle
bir çıkış; iktidar desteği ile ayakta duran yandaş medyayı kızdıracaktı
ki çok kızdırmıştır.
Oralardan beslenenler de Sayın Ortaylı'ya atıp
tutmuşlardır.

BEŞİK ULEMASI HER YERDE
Bunlar
olacaktır...
Koskoca Osmanlı Devleti; alimlerin dalkavukluğu
sonucunda yıkıldı dersem, pek de abartmış olmam. Keçecizade İzzet
Molla'nın; 'Dünyayı zulüm değil alimlerin dalkavukluğu yıkar.' diyen
özdeyişi de buradan mülhem değil midir?
Fatih Sultan Mehmet
zamanında, hiç çekinmeden kumandanların üst tarafına geçerek oturan
alimler var iken (Tokatlı Molla Lütfi'nin bu macerasını merak edenler
varsa; bizim Osmanlı'da Karşı Düşünce ve İdam Edilenler isimli
çalışmamızdaki ilgili bölüme baksınlar.), yüz elli sene kadar sonra,
'Beşik Uleması' ortaya çıkmış; ilim makamı da bir tarla gibi babadan
çocuğuna miras bırakılır olmuştur.
Doğar doğmaz alim ilan edilen
çocukların bulunduğu bir düzenin de çökmesi kaçınılmaz olmuştur.
Bilgelerin susturulup cahillerin ve iktidar şakşakçılarının öne
çıkartıldığı bir devletin ordusu elbette ki yenilecekti ve yenilmiştir
de...
İşte bugün, ülkemizde Beşik Uleması; yani ilmi, iktidara hizmet
gibi gören ekip yüzünden Türkiye çöküşün eşiğine getirilmiştir.
Böyle
bir ortamda gerçek Molla Lütfi'lere ihtiyaç vardır.
Onun arkasından
da atıp tutacaklar; 'Namaza laf söyledi!' diye idam fetvasını bile
yazacaklar; boynunu A Meydanı'nda kılıçla keseceklerdir.
Olabilir;
bilgelik kolay değildir. Bilge kişi; Engizisyon mahkemesinin cellatları
karşısında da 'Dünya yine de dönüyor!' diyecektir.
Prof. Ortaylı;
daha çok konuşmalıdır. Çünkü milletin ortalama vicdanını da temsil eden
bir düzeye yükselmiştir.
Sadece Ortaylı Hoca değil; onun gibi
tarihle bugünü birleştirerek içine iteklendiğimiz çukurun farkına varan
öbür okumuşlar da konuşmalıdırlar.
Unutulmasın ki; bu milletin ortak
ruhu; ellerini uzatmış, onların yakasını tutmuş; 'Sen bari susma!'
diyor.
Sözü olan; sözüne milletin dikkat edeceği bilgeler Musa
Heykeli'ni taklit edemezler.
Kuran'ın birinci emri de oku değil;
'Konuş!'tur. Çünkü; oradaki okumaktan maksat tam da işte burasıdır.

Sitemize hoş geldiniz sayın

Misafir

İlber Ortaylı konuşmayacak da kim konuşacak?

İlber Ortaylı konuşmayacak da kim konuşacak?