'Kürt Açılımı'nın Koordinatörü İçişleri Bakanı'na ağır suçlama!
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
'Kürt Açılımı'nın Koordinatörü İçişleri Bakanı'na ağır suçlama!
Hatip Dicle’yi tanıyorsunuz: Kapatılan DEP’in Diyarbakır eski Milletvekili...
Şu anda da PKK’nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Toplulukları
Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) üyesi olmak suçuyla cezaevinde...
Hatip Dicle, 19 Ekim’de Habur’dan giriş yapan ve büyük törenlerle karşılanan
34 PKK’lının geri dönüş süreci ile ilgili öyle sözler etmiş ki; ‘Kürt
Açılımı’nın Koordinatörü İçişleri Bakanı’nın yerinde olsam bugün istifa
eder, bir daha da siyasetin “s”sini bile ağzıma almazdım!
***İşte; Hatip Dicle’nin inanılmaz açıklamaları:
“DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, 15 Ekim’de İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştü.
Bu görüşmede Bakan Atalay, ‘Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim
ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldikleri gibi geçecekler’ dedi.
4 gün sonra Silopi’den gelen 8 kişi, ‘Biz gerillayız. Önder Abdullah
Öcalan’ın çağrısı ile barış için geldik’ dedi ve bunlar sürecin olumlu
sonuçlanması için söz verildiği gibi tutuklanmayıp serbest bırakıldı.”
***
Peki; Hatip Dicle nerede söylemiş bu sözleri? Kürt milliyetçiliği yapan
televizyona mı demeç vermiş? Yandaşlarına mı nutuk atmış?
Hayır...
Yargılandığı Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim huzurunda konuşmuş...
Söylediklerinin tamamı da duruşma tutanağına geçirilmiş!
İşin ilginci; Ahmet Türk de İçişleri Bakanı ile aralarında geçtiği iddia
edilen diyaloğu yalanlamamış.
***
Hatip Dicle’nin bu sözleri, yürütmenin yargı üzerinde baskı kurduğunu ve
İçişleri Bakanı’nın Anayasa’yı ve yasaları çiğnediğini gösterir...
Ve sadece onun değil, Habur’da görevlendirilen İçişleri Bakanlığı
Müsteşarı ile sınır kapısında mahkeme kuran hakim ve savcıların da
başına iş açar!
***
Olayı biraz daha “adlı adınca” anlatalım:
PKK’lı militanların suçu ne?
Vatana ihanet, devlete isyan, örgüt halinde adam öldürmek...
İçişleri Bakanı ne yapıyor?
Onların sınır kapısından ellerini kollarını
sallayarak girmesi için “ayar” çekiyor!
İktidarı adına; bölücü örgüte taviz veriyor...
Bu tavizi de; bölücü örgütün kardeşi olmakla övünen siyasi partinin yetkililerine arz (!) ediyor...
***
Konu mahkeme tutanaklarına geçti... Bundan sonraki süreç belli:
Adı geçen devlet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacak...
Belki de tarihimizde ilk kez görevdeki bir İçişleri Bakanı için yargı süreci
başlayacak...
***
Her fırsatta “Kürt Açılımı”nı savunan yalaka arkadaşlar:
Çok merak ediyorum; şimdi ne diyeceksiniz?
*****
GÜNÜN SORUSU
İktidar borazanının biri, dünkü yazısında benim önceki günkü yazımı aynen
kullanarak, kendi yazısını bedavaya getirmiş... Ama hasedinden yazının
sonunda yine bana çatarak, “Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu
gösterir” demiş... Sorum günde iki kez doğruyu gösterenin, “duran saat”
olduğundan bile haberdar olmayan bu çatlak sesli borazana:
Seni ciddiye alan kaldı mı ki, benimle polemiğe girmek için çırpınıp
duruyorsun?
***** Sevgililer Günü saldırısı!
Bugün Sevgililer Günü ya... Türk halkı olarak günlerdir yoğun bir “tek taş saldırısı” altındayız!
Bu ülkenin tüm kuyumcuları birleşmiş, “Sevgilisine tek taş yüzük hediye etmeyen
adama adam denilmez” demeye getiriyorlar...
Üstelik 49 liraya bile tek taş bulunuyormuş artık; bir erkek nasıl olur da bu koşullarda
sevgilisine tek taş hediye etmezmiş...
Kimse çıkıp bu arkadaşlara, “49 liralık o tek taş yüzüğün taşı ne” diye sormuyor tabii!
***
Sadece onlar mı?
Koskoca estetik cerrahları televizyon televizyon dolaşıp, Sevgililer Günü
nedeniyle kadınlara “estetik operasyon” hediye eden erkeklerin
sayısındaki “patlama”dan söz ediyorlar!
Ne yalan söyleyeyim; ben kadın olsam, bana örneğin bir “göğüs operasyonu” hediye eden adamı
anında şutlardım...
Bundan büyük hakaret, daha açık sevgisizlik olur mu?
***
Otelciler de boş durmuyor: Demeç patlatıp, “İstanbul çevresindeki otellerde boş yer kalmadı”
diyorlar!
Bu demecin de nedeni belli:
“14 Şubat’ta sizi
birazcık kazıklayacağız, haberiniz olsun!”
***
Tamam; serbest piyasa aktörlerinin satış yapmak için her fırsatı kollamalarını
anlıyorum da...
Bari “sevgimizi” kullanırken biraz daha dürüst ve saygılı olmayı becerebilselerdi!
Şu anda da PKK’nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Toplulukları
Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) üyesi olmak suçuyla cezaevinde...
Hatip Dicle, 19 Ekim’de Habur’dan giriş yapan ve büyük törenlerle karşılanan
34 PKK’lının geri dönüş süreci ile ilgili öyle sözler etmiş ki; ‘Kürt
Açılımı’nın Koordinatörü İçişleri Bakanı’nın yerinde olsam bugün istifa
eder, bir daha da siyasetin “s”sini bile ağzıma almazdım!
***İşte; Hatip Dicle’nin inanılmaz açıklamaları:
“DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, 15 Ekim’de İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştü.
Bu görüşmede Bakan Atalay, ‘Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim
ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldikleri gibi geçecekler’ dedi.
4 gün sonra Silopi’den gelen 8 kişi, ‘Biz gerillayız. Önder Abdullah
Öcalan’ın çağrısı ile barış için geldik’ dedi ve bunlar sürecin olumlu
sonuçlanması için söz verildiği gibi tutuklanmayıp serbest bırakıldı.”
***
Peki; Hatip Dicle nerede söylemiş bu sözleri? Kürt milliyetçiliği yapan
televizyona mı demeç vermiş? Yandaşlarına mı nutuk atmış?
Hayır...
Yargılandığı Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim huzurunda konuşmuş...
Söylediklerinin tamamı da duruşma tutanağına geçirilmiş!
İşin ilginci; Ahmet Türk de İçişleri Bakanı ile aralarında geçtiği iddia
edilen diyaloğu yalanlamamış.
***
Hatip Dicle’nin bu sözleri, yürütmenin yargı üzerinde baskı kurduğunu ve
İçişleri Bakanı’nın Anayasa’yı ve yasaları çiğnediğini gösterir...
Ve sadece onun değil, Habur’da görevlendirilen İçişleri Bakanlığı
Müsteşarı ile sınır kapısında mahkeme kuran hakim ve savcıların da
başına iş açar!
***
Olayı biraz daha “adlı adınca” anlatalım:
PKK’lı militanların suçu ne?
Vatana ihanet, devlete isyan, örgüt halinde adam öldürmek...
İçişleri Bakanı ne yapıyor?
Onların sınır kapısından ellerini kollarını
sallayarak girmesi için “ayar” çekiyor!
İktidarı adına; bölücü örgüte taviz veriyor...
Bu tavizi de; bölücü örgütün kardeşi olmakla övünen siyasi partinin yetkililerine arz (!) ediyor...
***
Konu mahkeme tutanaklarına geçti... Bundan sonraki süreç belli:
Adı geçen devlet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacak...
Belki de tarihimizde ilk kez görevdeki bir İçişleri Bakanı için yargı süreci
başlayacak...
***
Her fırsatta “Kürt Açılımı”nı savunan yalaka arkadaşlar:
Çok merak ediyorum; şimdi ne diyeceksiniz?
*****
GÜNÜN SORUSU
İktidar borazanının biri, dünkü yazısında benim önceki günkü yazımı aynen
kullanarak, kendi yazısını bedavaya getirmiş... Ama hasedinden yazının
sonunda yine bana çatarak, “Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu
gösterir” demiş... Sorum günde iki kez doğruyu gösterenin, “duran saat”
olduğundan bile haberdar olmayan bu çatlak sesli borazana:
Seni ciddiye alan kaldı mı ki, benimle polemiğe girmek için çırpınıp
duruyorsun?
***** Sevgililer Günü saldırısı!
Bugün Sevgililer Günü ya... Türk halkı olarak günlerdir yoğun bir “tek taş saldırısı” altındayız!
Bu ülkenin tüm kuyumcuları birleşmiş, “Sevgilisine tek taş yüzük hediye etmeyen
adama adam denilmez” demeye getiriyorlar...
Üstelik 49 liraya bile tek taş bulunuyormuş artık; bir erkek nasıl olur da bu koşullarda
sevgilisine tek taş hediye etmezmiş...
Kimse çıkıp bu arkadaşlara, “49 liralık o tek taş yüzüğün taşı ne” diye sormuyor tabii!
***
Sadece onlar mı?
Koskoca estetik cerrahları televizyon televizyon dolaşıp, Sevgililer Günü
nedeniyle kadınlara “estetik operasyon” hediye eden erkeklerin
sayısındaki “patlama”dan söz ediyorlar!
Ne yalan söyleyeyim; ben kadın olsam, bana örneğin bir “göğüs operasyonu” hediye eden adamı
anında şutlardım...
Bundan büyük hakaret, daha açık sevgisizlik olur mu?
***
Otelciler de boş durmuyor: Demeç patlatıp, “İstanbul çevresindeki otellerde boş yer kalmadı”
diyorlar!
Bu demecin de nedeni belli:
“14 Şubat’ta sizi
birazcık kazıklayacağız, haberiniz olsun!”
***
Tamam; serbest piyasa aktörlerinin satış yapmak için her fırsatı kollamalarını
anlıyorum da...
Bari “sevgimizi” kullanırken biraz daha dürüst ve saygılı olmayı becerebilselerdi!
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz