Şimdi bunun adı yargıya saygı mı oluyor?
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Şimdi bunun adı yargıya saygı mı oluyor?
AKP ve
yandaşları, gerekçesi bile açıklanmadan aydınlar, gazeteciler,
akademisyenler, bilim adamları, ordu mensupları hapse atılırken “Neler
oluyor?” diye soranlara hemen “Konu yargıya havale edildi, bırakın
kararı yargı versin, sabırlı olun” diye akıl veriyor.
Yine ülke
güvenliği konusunda çok hassas görevleri olan kimi yüksek düzey
komutanlar “şüpheli” ilan edilirken de aynı söylem geçerli.
Bu
operasyonlar “başarıyla” sürdürülürken “yargıyı etkileme” faktörünü hiç
düşünmeden sürekli yayın yapan bu çevreler, kazara aksi bir karar
çıktığında ise hep birlikte ayağa kalkıp ortalığı toz duman içinde
bırakıyor.
Erzincan Başsavcısı’nı tutuklayan Erzurum Özel Yetkili
Savcısı hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bir tür “açığa
alma” kararı verince de aynı yöntem devreye girdi ve AKP ile birlikte
yandaşı liberal maskeliler ayağa kalktılar.
Bu konuyla ilgili
bilgileri derlemeye çalışırken DP Genel İdare Kurulu üyesi ve eski
bakanlardan Bahattin Yücel aradı. Yücel aynı konuya değinerek “Lafa
gelince yargının işine karışmayız diyorlar, peki Adalet Bakanı’nın
Başbakan’ın yanında işi ne, hani yargıya hiç müdahale yoktu?” diye
sordu.
Bahattin Yücel AKP’li Bekir Bozdağ’ın HSYK’yı suçlayan
açıklamasını da çok yadırgadığını belirterek “Bu, yargı kararına
müdahale anlamına gelir. Demek AKP canı istediğinde yargıya müdahale
etme hakkını kendinde görüyor” dedi.
“Ama asıl dikkat edilmesi
gereken bir konu daha var” diyerek devam eden Yücel şöyle konuştu:
“Başkası söz konusu olunca ’Yargı halletsin’ diyenler nedense sıra
Meclis’e gelince korumacı oluyorlar. Şu anda Meclis’te pek çok
milletvekili için 609 suç dosyası var. Ama dokunulmazlık zırhının
arkasına saklananlar bunun yargı tarafından çözülmesini asla istemiyor.
Herkese gösterilen duyarlılık sıra şüpheli milletvekiline gelince neden
gösterilmiyor.”
***
İsrail’le tehlikeli toplantı
Pazartesi günü
Antalya’da üç gün sürecek uluslararası bir panel düzenleniyor. Panelin
tarafları Türkiyeli ve İsrailli arıcılar. Her nedense Dışişleri
Bakanlığı, Tarım Bakanlığı’na böyle bir toplantı için tavsiyede
bulunmuş, Tarım Bakanlığı da toplantıyı düzenlemiş.
Panelde
Türkiye Arıcılar Birliği ile İsrail Arıcılar Birliği bir araya geliyor.
Ancak alelacele düzenlenen bu toplantının öğrenilmesiyle birlikte bazı
üreticiler ayağa kalkmış.
Konuştuğum bir arıcı “Türkiye dünyada
arıcılığın en önemli kaynağı olan bitki genetiğinin yüzde 35’ine sahip.
İsrail’in amacı bu genetik bilgileri almak” dedi. Arıcılar ayrıca
“İsrail Türkiye’ye hibrit ana arı yani damızlık arı satmak istiyor. Bu
tıpkı tohumda olduğu gibi bir kullanımlık. Arıcılığımız da bağımlı hale
getirilmek isteniyor” iddiasını dile getirdi. Komplo teorisi gibi
gelebilir belki bunlar ama, durup dururken Dışişleri Bakanlığı’nın böyle
bir talebinin olması da şüphe yatarmıyor değil.
***
Genelkurmay Başkanı bildiklerini açıklayana kadar “şüpheli”
ilan edilirse şaşırmayın. (C.A.)
***
Dijital kablo
Özellikle büyük kentlerde
milyonlarca evde kablolu TV var. Şimdi bu sistem dijital sistemle
değiştiriliyor. Okurlarımdan biri de dijital kabloya geçmiş. Gerçekten
dijitalde kanal sayısı çok fazla. Ama okurum diyor ki; “Pek çok
programını izlediğim Kanal B bu platformda yok. Açıp sordum. Yetkili
kişi ’Canım ne var bunda, bir süre sonra o da eklenir’dedi. Buna çok
kızıp tekrar eski sistemi taktırdım, çünkü Kanal B orada var.”
Okurum
bununla da yetinmemiş Kanal B’yi aramış. Kanal yetkilisi bir ayda 4 kez
başvurduklarını ama cevap bile alamadıklarını belirtmiş.
İktidarın
kontrolündeki tüm kurumlarda bu tür küçük oyunlar oynanıyor. Neyse ki
Kanal B eski sistemde yer alabiliyor. Biraz muhalif görünen kanallar hiç
yer alamıyor bile.
***
‘Bedelli’ciler iyice azıttı
Daha önce de
yazmıştım, bedelli askerlik yasası çıkmasını isteyen bir kesim birkaç
aydır tüm gazetecilerin elektronik postalarını bombardımana tutuyor.
Çoğu aynı kalemden çıkmış yüzlerce mesaj yüzünden çoğu kez mesaj
kutuları doluyor ve birçok başka mesaj geri dönüyor.
Bu
kampanyanın yanlış olduğunu, bedelli askerlik istemenin yanlışlığını
yazmıştım.
Ama şimdi görüyorum ki istedikleri yasayı bir türlü
çıkartamayan bu kesim işi iyice azıttı. Bedelli yasasını çıkarmayanları
ve buna destek vermeyenleri “vatan haini” ilan etmeye başladılar.
Son
gelen mesajlarda “çalışan, vergi veren insanların askere gimekten çok
daha önemli işleri olduğunu!” vurgulayanlar “yüz binleri askerlik adı
altında boşa yatırmak vatan korumak değildir, vatan hainliğidir”
diyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hakaretin artık iyice
serbest hale geldiği ülkemizde, askerlikten kaçmak isteyenlerin işi
zıvanadan çıkarması da herhalde ibretlik bir olaydır.
***
Andy Warhol, “Herkes bir gün 15 dakikalığına şöhret olacak”
demişti. Memlekette, “herkes bir gün 15 dakikalığına gözaltına
alınacak!” (Gani Yıldız)
yandaşları, gerekçesi bile açıklanmadan aydınlar, gazeteciler,
akademisyenler, bilim adamları, ordu mensupları hapse atılırken “Neler
oluyor?” diye soranlara hemen “Konu yargıya havale edildi, bırakın
kararı yargı versin, sabırlı olun” diye akıl veriyor.
Yine ülke
güvenliği konusunda çok hassas görevleri olan kimi yüksek düzey
komutanlar “şüpheli” ilan edilirken de aynı söylem geçerli.
Bu
operasyonlar “başarıyla” sürdürülürken “yargıyı etkileme” faktörünü hiç
düşünmeden sürekli yayın yapan bu çevreler, kazara aksi bir karar
çıktığında ise hep birlikte ayağa kalkıp ortalığı toz duman içinde
bırakıyor.
Erzincan Başsavcısı’nı tutuklayan Erzurum Özel Yetkili
Savcısı hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bir tür “açığa
alma” kararı verince de aynı yöntem devreye girdi ve AKP ile birlikte
yandaşı liberal maskeliler ayağa kalktılar.
Bu konuyla ilgili
bilgileri derlemeye çalışırken DP Genel İdare Kurulu üyesi ve eski
bakanlardan Bahattin Yücel aradı. Yücel aynı konuya değinerek “Lafa
gelince yargının işine karışmayız diyorlar, peki Adalet Bakanı’nın
Başbakan’ın yanında işi ne, hani yargıya hiç müdahale yoktu?” diye
sordu.
Bahattin Yücel AKP’li Bekir Bozdağ’ın HSYK’yı suçlayan
açıklamasını da çok yadırgadığını belirterek “Bu, yargı kararına
müdahale anlamına gelir. Demek AKP canı istediğinde yargıya müdahale
etme hakkını kendinde görüyor” dedi.
“Ama asıl dikkat edilmesi
gereken bir konu daha var” diyerek devam eden Yücel şöyle konuştu:
“Başkası söz konusu olunca ’Yargı halletsin’ diyenler nedense sıra
Meclis’e gelince korumacı oluyorlar. Şu anda Meclis’te pek çok
milletvekili için 609 suç dosyası var. Ama dokunulmazlık zırhının
arkasına saklananlar bunun yargı tarafından çözülmesini asla istemiyor.
Herkese gösterilen duyarlılık sıra şüpheli milletvekiline gelince neden
gösterilmiyor.”
***
İsrail’le tehlikeli toplantı
Pazartesi günü
Antalya’da üç gün sürecek uluslararası bir panel düzenleniyor. Panelin
tarafları Türkiyeli ve İsrailli arıcılar. Her nedense Dışişleri
Bakanlığı, Tarım Bakanlığı’na böyle bir toplantı için tavsiyede
bulunmuş, Tarım Bakanlığı da toplantıyı düzenlemiş.
Panelde
Türkiye Arıcılar Birliği ile İsrail Arıcılar Birliği bir araya geliyor.
Ancak alelacele düzenlenen bu toplantının öğrenilmesiyle birlikte bazı
üreticiler ayağa kalkmış.
Konuştuğum bir arıcı “Türkiye dünyada
arıcılığın en önemli kaynağı olan bitki genetiğinin yüzde 35’ine sahip.
İsrail’in amacı bu genetik bilgileri almak” dedi. Arıcılar ayrıca
“İsrail Türkiye’ye hibrit ana arı yani damızlık arı satmak istiyor. Bu
tıpkı tohumda olduğu gibi bir kullanımlık. Arıcılığımız da bağımlı hale
getirilmek isteniyor” iddiasını dile getirdi. Komplo teorisi gibi
gelebilir belki bunlar ama, durup dururken Dışişleri Bakanlığı’nın böyle
bir talebinin olması da şüphe yatarmıyor değil.
***
Genelkurmay Başkanı bildiklerini açıklayana kadar “şüpheli”
ilan edilirse şaşırmayın. (C.A.)
***
Dijital kablo
Özellikle büyük kentlerde
milyonlarca evde kablolu TV var. Şimdi bu sistem dijital sistemle
değiştiriliyor. Okurlarımdan biri de dijital kabloya geçmiş. Gerçekten
dijitalde kanal sayısı çok fazla. Ama okurum diyor ki; “Pek çok
programını izlediğim Kanal B bu platformda yok. Açıp sordum. Yetkili
kişi ’Canım ne var bunda, bir süre sonra o da eklenir’dedi. Buna çok
kızıp tekrar eski sistemi taktırdım, çünkü Kanal B orada var.”
Okurum
bununla da yetinmemiş Kanal B’yi aramış. Kanal yetkilisi bir ayda 4 kez
başvurduklarını ama cevap bile alamadıklarını belirtmiş.
İktidarın
kontrolündeki tüm kurumlarda bu tür küçük oyunlar oynanıyor. Neyse ki
Kanal B eski sistemde yer alabiliyor. Biraz muhalif görünen kanallar hiç
yer alamıyor bile.
***
‘Bedelli’ciler iyice azıttı
Daha önce de
yazmıştım, bedelli askerlik yasası çıkmasını isteyen bir kesim birkaç
aydır tüm gazetecilerin elektronik postalarını bombardımana tutuyor.
Çoğu aynı kalemden çıkmış yüzlerce mesaj yüzünden çoğu kez mesaj
kutuları doluyor ve birçok başka mesaj geri dönüyor.
Bu
kampanyanın yanlış olduğunu, bedelli askerlik istemenin yanlışlığını
yazmıştım.
Ama şimdi görüyorum ki istedikleri yasayı bir türlü
çıkartamayan bu kesim işi iyice azıttı. Bedelli yasasını çıkarmayanları
ve buna destek vermeyenleri “vatan haini” ilan etmeye başladılar.
Son
gelen mesajlarda “çalışan, vergi veren insanların askere gimekten çok
daha önemli işleri olduğunu!” vurgulayanlar “yüz binleri askerlik adı
altında boşa yatırmak vatan korumak değildir, vatan hainliğidir”
diyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hakaretin artık iyice
serbest hale geldiği ülkemizde, askerlikten kaçmak isteyenlerin işi
zıvanadan çıkarması da herhalde ibretlik bir olaydır.
***
Andy Warhol, “Herkes bir gün 15 dakikalığına şöhret olacak”
demişti. Memlekette, “herkes bir gün 15 dakikalığına gözaltına
alınacak!” (Gani Yıldız)
Can ATAKLI- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz