DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Foyalar meydana çıkarken

Aşağa gitmek

Foyalar meydana çıkarken Empty Foyalar meydana çıkarken

Mesaj tarafından Altemur KILIÇ 2010-02-18, 15:23

Türkçemizde, siyasete, günlük olaylara denk düşen deyimler var;
“Vehbi’nin Kerrakesini” yazmıştım... “Nice Hacının haçı çıktı ziri
begalde” sözü vardır. Yani, Hac farizasında müminler, şeytan taşlamak
üzere ihramlara bürününce, asıllarının ne olduğu, “gerçek Müslümanlar
olmadıkları” anlaşılır anlamında. Bir de “foyası” meydana çıktı derler;
sahteliği, saklanan kişiliği, gizlice planlanan emelleri, ucuzluğu,
rötuşlarla gizlenen bilinmesi istenmeyeni, ayrıntıları bir şekilde
ortaya çıkıp “gerçek yüzünün görülmesi durumunu anlatan” bir deyimdir
bu! Şu sırada “Foyalar” meydana çıkıyor ve “Kokuşmuş bir şeyler
oluyor”, Türkiye Cumhuriyetinde, daha doğrusu AKP “Krallığında”.

Hedefteki
savcı

TSK mensuplarının, yüksek komutanlarının savcılar
tarafından ifadeye celp edilmeleri. Muvazzaf subayların tutuklanmaları
ve nihayet Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Sayın İlhan Cihaner’in, bir
“diğer” Başsavcı, Erzurum Özel Yetkili Savcısı, Osman Şanal tarafından
makamının ve evinin aranması, sonra da tutuklanması, gittikçe yayılan ve
ülkemin havasını gittikçe daha fazla zehirleyen kahredici olgular!
Bazı
cemaatlerin üzerine gittiği için, hedef olan Erzincan Başsavcısı İlhan
Cihaner, Ergenekon İddiasına göre “irtica ve cemaatle mücadele darbe
planını” fitillemiş!.. Tarikatlar, tekkeler, cemaatler kanunlara göre
yasak ama ortalıkta cirit atıyorlar, siyasetin odağındalar! Çetiner
görevini yapmış, bunları ve Erzincan’da İsmailağa cemaatini sorgulamış!
Günahı bu! Çok ilginç bir ayrıntı, daha doğrusu korkunç gerçek de,
Cihaner’in şu söyledikleri: “İsmailağa cemaatine ilişkin soruşturma
sırasında şüpheliler gözaltında iken Cemil Çiçek beni telefonla aradı ve
cezanın alt ve üst sınırını, cezaevlerinin doluluğunu ve genel seçimler
öncesi kendilerini siyaseten çok zorda bırakacağını söyleyerek,
gözaltındaki şüphelileri salıvermemi istedi. Ben yasal gereğini
yapacağımı söyledim ve yaptım!”
Ayrıca Cihaner, Adalet Bakanlığı
Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen’in de kendisini cep
telefonundan arayarak “Böyle soruşturmalar insanın başını derde sokar.
Ankara’da ortalık toz duman. Yaptığın soruşturma Ergenekon
soruşturmasına misilleme olarak algılanacaktır” dediğini de ifade
ediyor! Kısacası dokunanı yakıyorlar!

Hukuk tarafı
Bu
tutuklamaların hukuki yönleri en azından tartışmalı. Saygın Hukukçular
“Hukuka aykırıdır” diyorlar; değerli hukukçu Turgut Kazan ve diğer
gerçek uzmanlar “Yapılan arama kesinlikle yasalara aykırıdır” diyorlar.
Henüz şekli ve üyeleri değişmemiş ve siyasete alet edilememiş HSYK da bu
hoyrat “soruşturmaya” itiraz ediyor, Yargıtay Başsavcısı da olayı
incelemeye aldı.
Son yıllarda, bu günlerde Ordu ve komutanlarına
yapılanların asıl sebebini bir okuyucumuz özetlemiş: “Uygar ve modern
bir toplum olabilmek için çıkarılan 30 Kasım 1925 tarihli Tekke ve
Zaviyelerin
kapatılması kanununun rövanşıdır bu”.
Yalakaların, sözde
aydınların, aylardır günlerdir, Orduya karşı yazdıkları “Ordu değişmeli.
Nihayet vesayeti altından kurtuluyoruz” müjdeleri, bu irtica ormanında
zehirli bitkiler. Asıl büyük tablonun anlamı, geleneksel ve bugünkü
anlamı ve ruhuyla Ordunun kendisinden, tümüyle kurtulmak! Çünkü Ordu
bugün, tüm gericilerin, tarikat ve cemaatlerin, emelleri önündeki en
büyük engel. Ve dahası, bölücülerin emellerine karşı da en büyük savunma
gücümüz. Etkisiz kılınırsa, emellerine kolayca nail olacaklar! Ama
ortada bir çelişki var; Orduya karşı olan sözde aydınlar, gericiliğin
odağı olan tarikat ve cemaatleri nasıl kabullenirler ve aleyhlerinde tek
kelime yazmazlar? Neden, Türkiye’yi kaosa sokan “Ergenekon
kapsamındaki” aşikâr hukuk ihlallerini, suçları sabit oluncaya kadar
masum sayılmaları gerekenleri, evrensel hukuk kurallarına aykırı olarak,
aylarca tutuklu kalmalarını, hiç olmazsa, “insan hakları” açısından,
kınamazlar? Tüm bu devrim düşmanları, İkinci Cumhuriyetçiler arasında,
hiç de kutsal olmayan bir fesat ve tezvirat ve ihanet “ittifakı” var...
Hepsi şimdi savcıların, askerlerin tutuklanmaları üzerine,
manşetlerinde kına yakıyorlar!
Ve Sayın Orgeneral Başbuğ bizlerden ve
asıl genç Subaylardan “bağırlarımıza taş basmamızı” istiyor. Emirleri
olur, ama “bağırlarımıza bastığımız sabır taşları” bizleri çok yakıyor!
Altemur KILIÇ
Altemur KILIÇ
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz