Cambaz-Yankesici-Halk
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Rıza ZELYUT :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Cambaz-Yankesici-Halk
Eski İstanbul'un en büyük
ve en ünlü mesire alanı Kağıthane Vadisi idi. Genişliği yer yer
değişen, iki çıplak tepe sırası arasında uzanan Kağıthane Vadisi,
eğlence ve gezi alanı olarak çok uygundu. Bu vadinin halka açık olan
bölümü, derenin iki sahilince Fil köprüsünden Doğancılar Köprüsü’ne
kadar ve oradan itibaren yalnız sol sahilde olmak üzere, Kağıthane
köyüne kadar uzanıyordu. Dere, iki köprü arasındaki kısmında, rıhtım
duvarları ile çevrilmişti ve çok uzun bir kanalla su kontrol altına
alınmıştı.
Burada özellikle bayramlarda, kandillerde; padişahın
çocuğu olduğunda, sünnet edildiğinde büyük eğlenceler düzenlenirdi.
Halkın katıldığı bu eğlencelerin olmazsa olmazlarından birisi de ip
cambazlığı idi.
Türklerde çok eskilere giden ip cambazlığının
minyatürlerdeki görüntüsü, seyahatnamelere veya tarihi eserlere de
yansımıştır.
FATİHLİ MOLLA ÖMER
İp cambazlığında ün
kazanan pek çok isim vardır. Bunlardan bir hayali cambazı da ben
anlatayım:
Ona, Molla Ömer derlerdi. Çocukluktan ergenliğe geçerken
dine o kadar sarılmıştı ki anası-babası oğullarının bu yobazlığından
gına getirmişlerdi. Bir gün sultanın tahta geçmesi yüzünden düzenlenen
şenliklere katılmak üzere Kağıthane Deresi'ne gittiler. İşte bu Molla
Ömer; orada beş altı metre yukarıda, bir ip üzerinde yürüyen cambazı
görünce; zınk diye durdu ve bir daha kımıldamadı. Anasının azarlaması,
babasının tokadı bile onu yerinden oynatamadı. Ne zaman ki cambaz ipten
indi; Ömer de doğru onun yanına gitti. Ve cambazın çırağı oldu.
Kısa
sürede de ünlü bir ip cambazı haline geldi.
Molla Ömer cambaz olunca,
eğlence hayatı, onu şarapla tanıştırdı. Rum ve Ermeni arkadaşları oldu.
Onların evlerine uğrayıp demlenmeye bile başladı.
Bir gece
Galata'da kuytu bir meyhanede demlenirken yanına, zayıf, çopur yüzlü, 30
yaşlarında birisi geldi. Selamlaştılar. Adam kendisini tanıttı:
-Ben
Koca Mustafa Paşalı Arif! Para uzmanıyım!
Para Uzmanı Arif, sağ
elini şarap sürehasinin yanına koydu. Molla Ömer irkildi.
-Eline ne
oldu?
Karşıdaki de bu sorunun sorulması için elini pat diye ortaya
atmıştı:
-Para uzmanı olmak için baş parmağımı cerraha aldırdım.
Para
uzmanı Arif ile Molla Ömer kısa sürede can ciğer arkadaş oldular.
ZARİF
EFENDİLER
Nerede halka açık eğlence var ise artık bu iki arkadaş
orada idi. Molla Ömer, beş altı metrelik uzun direklerin arasına
gerilmiş ipin ucuna geliyor; elindeki denge çubuğunu ortalıyor;
başlıyor, hafif hafif yürümeye. Halk; işini gücünü bırakıp ona bakıyor.
Bu
arada uzman Arif, oradaki zarif efendilerden birisini gözüne
kestiriyor. Onun yanına varıp ip üstündeki cambaza bir işaret çakıyor.
Cambazımız; bunun üzerine hafif sendeliyor. Aşağıdaki Arif; 'Cambaza
bak!' diye bağırıyor. O bağırınca Cambaz, daha bir sendeliyor.
Aşağıdakiler, heyecanlanıp gözlerini yukarıya kilitliyorlar. Tam bu anda
Koca Mustafa Paşalı Arif'in dört parmaklı eli; para kesesine ulaşıyor
ve keseyi oradan çekip çıkartıyor.
Cambaz, yukarıda dengesini
kuruyor; aşağıdan hafif alkışlar yükseliyor.
Herkes mutludur.
Parasının gittiğini bilmeyen o kibar adam bile...
TEKEL
BİNESINI GÖTÜREN CAMBAZ
Siz şu Ergenekon kavgasının demokrasi
için mi çıkartıldığını sanıyorsunuz?
Eğer öyle düşünüyorsanız;
yukarıdaki hikayeyi yeniden okuyun.
Türkiye'yi bir panayır yerine
çevirdiler.
Orada cambaz oynatıyorlar.
Bizler; 'Cambaz düşecek mi
düşmeyecek mi?' diye oraya bakarken; cebimizdeki keseyi alıp gidiyorlar.
Türkiye'nin
vergi rekortmeni olan Tekel niye özelliştirilmiş hala anlamadınız mı?
İşçileri
atalım, makineleri satalım; yeri boş kalsın. Sonra bu yerleri hastane
yeri olarak, üniversite yeri olarak bizim cebimize atalım, diye...
Bu
anlaşılmasın diye de kuralım bir mahkeme... Adalet Bakanı versin emir;
atansın özel savcılar. Onlar şunu da bunu da tutuklasın. Millet bunları
konuşmaktan Tekel arsalarının götürülmesini bile düşünemesin.
Ey Türk
milleti! Ey bir lokma ekmek için çırpınıp duranlar!
Siz cambaza
bakarken birileri sizi soyuyor.
Bu uykudan ne zaman uyanacaksın?
ve en ünlü mesire alanı Kağıthane Vadisi idi. Genişliği yer yer
değişen, iki çıplak tepe sırası arasında uzanan Kağıthane Vadisi,
eğlence ve gezi alanı olarak çok uygundu. Bu vadinin halka açık olan
bölümü, derenin iki sahilince Fil köprüsünden Doğancılar Köprüsü’ne
kadar ve oradan itibaren yalnız sol sahilde olmak üzere, Kağıthane
köyüne kadar uzanıyordu. Dere, iki köprü arasındaki kısmında, rıhtım
duvarları ile çevrilmişti ve çok uzun bir kanalla su kontrol altına
alınmıştı.
Burada özellikle bayramlarda, kandillerde; padişahın
çocuğu olduğunda, sünnet edildiğinde büyük eğlenceler düzenlenirdi.
Halkın katıldığı bu eğlencelerin olmazsa olmazlarından birisi de ip
cambazlığı idi.
Türklerde çok eskilere giden ip cambazlığının
minyatürlerdeki görüntüsü, seyahatnamelere veya tarihi eserlere de
yansımıştır.
FATİHLİ MOLLA ÖMER
İp cambazlığında ün
kazanan pek çok isim vardır. Bunlardan bir hayali cambazı da ben
anlatayım:
Ona, Molla Ömer derlerdi. Çocukluktan ergenliğe geçerken
dine o kadar sarılmıştı ki anası-babası oğullarının bu yobazlığından
gına getirmişlerdi. Bir gün sultanın tahta geçmesi yüzünden düzenlenen
şenliklere katılmak üzere Kağıthane Deresi'ne gittiler. İşte bu Molla
Ömer; orada beş altı metre yukarıda, bir ip üzerinde yürüyen cambazı
görünce; zınk diye durdu ve bir daha kımıldamadı. Anasının azarlaması,
babasının tokadı bile onu yerinden oynatamadı. Ne zaman ki cambaz ipten
indi; Ömer de doğru onun yanına gitti. Ve cambazın çırağı oldu.
Kısa
sürede de ünlü bir ip cambazı haline geldi.
Molla Ömer cambaz olunca,
eğlence hayatı, onu şarapla tanıştırdı. Rum ve Ermeni arkadaşları oldu.
Onların evlerine uğrayıp demlenmeye bile başladı.
Bir gece
Galata'da kuytu bir meyhanede demlenirken yanına, zayıf, çopur yüzlü, 30
yaşlarında birisi geldi. Selamlaştılar. Adam kendisini tanıttı:
-Ben
Koca Mustafa Paşalı Arif! Para uzmanıyım!
Para Uzmanı Arif, sağ
elini şarap sürehasinin yanına koydu. Molla Ömer irkildi.
-Eline ne
oldu?
Karşıdaki de bu sorunun sorulması için elini pat diye ortaya
atmıştı:
-Para uzmanı olmak için baş parmağımı cerraha aldırdım.
Para
uzmanı Arif ile Molla Ömer kısa sürede can ciğer arkadaş oldular.
ZARİF
EFENDİLER
Nerede halka açık eğlence var ise artık bu iki arkadaş
orada idi. Molla Ömer, beş altı metrelik uzun direklerin arasına
gerilmiş ipin ucuna geliyor; elindeki denge çubuğunu ortalıyor;
başlıyor, hafif hafif yürümeye. Halk; işini gücünü bırakıp ona bakıyor.
Bu
arada uzman Arif, oradaki zarif efendilerden birisini gözüne
kestiriyor. Onun yanına varıp ip üstündeki cambaza bir işaret çakıyor.
Cambazımız; bunun üzerine hafif sendeliyor. Aşağıdaki Arif; 'Cambaza
bak!' diye bağırıyor. O bağırınca Cambaz, daha bir sendeliyor.
Aşağıdakiler, heyecanlanıp gözlerini yukarıya kilitliyorlar. Tam bu anda
Koca Mustafa Paşalı Arif'in dört parmaklı eli; para kesesine ulaşıyor
ve keseyi oradan çekip çıkartıyor.
Cambaz, yukarıda dengesini
kuruyor; aşağıdan hafif alkışlar yükseliyor.
Herkes mutludur.
Parasının gittiğini bilmeyen o kibar adam bile...
TEKEL
BİNESINI GÖTÜREN CAMBAZ
Siz şu Ergenekon kavgasının demokrasi
için mi çıkartıldığını sanıyorsunuz?
Eğer öyle düşünüyorsanız;
yukarıdaki hikayeyi yeniden okuyun.
Türkiye'yi bir panayır yerine
çevirdiler.
Orada cambaz oynatıyorlar.
Bizler; 'Cambaz düşecek mi
düşmeyecek mi?' diye oraya bakarken; cebimizdeki keseyi alıp gidiyorlar.
Türkiye'nin
vergi rekortmeni olan Tekel niye özelliştirilmiş hala anlamadınız mı?
İşçileri
atalım, makineleri satalım; yeri boş kalsın. Sonra bu yerleri hastane
yeri olarak, üniversite yeri olarak bizim cebimize atalım, diye...
Bu
anlaşılmasın diye de kuralım bir mahkeme... Adalet Bakanı versin emir;
atansın özel savcılar. Onlar şunu da bunu da tutuklasın. Millet bunları
konuşmaktan Tekel arsalarının götürülmesini bile düşünemesin.
Ey Türk
milleti! Ey bir lokma ekmek için çırpınıp duranlar!
Siz cambaza
bakarken birileri sizi soyuyor.
Bu uykudan ne zaman uyanacaksın?
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Rıza ZELYUT :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz