DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKP ikiyüzlülüğü ve Müsteşarın HSYK'ya gönderilme sırrı!

Aşağa gitmek

AKP ikiyüzlülüğü ve Müsteşarın HSYK'ya gönderilme sırrı! Empty AKP ikiyüzlülüğü ve Müsteşarın HSYK'ya gönderilme sırrı!

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2010-02-19, 00:45

AKP, milleti kör alemi sersem zannediyor!
Yaşananları çarpıtmanın
ötesinde alenen iki yüzlülük yapıyor.
Bir taraftan HSYK’ya malum
kararı alması için imkan sunuyor ama öbür yandan “Bunu nasıl yapar”
diye de HSYK kararına güya feryat ederek tiyatro yapıyor.
Tam AKP’ye
yakışır bir riyakârlık!
Neymiş efendim Müsteşar her toplantıya
katılırmış!
Yalan...
Girin arşivlere, HSYK’nın Silivri’deki
Ergenekon hakimlerini değiştirme toplantılarına hakim ve Müsteşarın
günler boyu katılmadığını göreceksiniz ki bunu Bülent Arınç bile kabul
ediyor.
O zaman soralım o toplantıya katılmayan Müsteşar önceki günkü
toplantıda ne arıyordu?
Efendim gündem belli değildi!
O da doğru
değil.
HSYK’nın tutuklanan ve manşetlere çıkan Erzincan savcısı
olayını o gün görüşeceğini bütün medya biliyordu da Müsteşar mı
bilmiyordu!
Tartışmasız biliyordu ve o toplantıya gitti, pardon
gönderildi!
Hal bu iken AKP niçin mi kıvırıyor?
Birincisi kelle
verdi ve bunu kendi tabanına ya da kamuoyuna izah edemiyor! Bakın Şamil
Tayyar bile televizyonda bu kelle verildi tabirini kullandı ise daha
fazla söze hacet var mıdır!
Evet hadise açık bir boyun eğme iken AKP
hiç sıkılmadan bunu tam tersi biçimde sunabiliyor.
Gelelim hadisede
bilinmeyenlere yani perde gerisine:
Müsteşarın HSYK toplantısına
girme kararı son anda olmuş ve bizzat Başbakan’ın direktifi ile
gerçekleşmiştir.
Son anda diyorum zira sabah 5’deki manzara bunun
tersiydi ve Adalet Bakanı yaptığı açıklama
ile adeta meydan okur bir

görüntüdeydi.
Peki ne oldu da Tayyip Bey birkaç saat içinde
birden çark etmişti?
Bu konuda Ankara’nın öbür yakasında konuşulanlar
şunlardır.
Başbakan, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının
tutuklanmasından sonra gerginliğin zirve yapacağını ve bunun sonucu
olarak da daha önce “Bildiklerimi açıklarım” beyanı olan Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Başbuğ’un durumdan vazife çıkararak ifşaatlarını hemen
yapabileceğini düşündü ve kamuflajlı bir frenleme hareketiyle bunu
engellemeye çalıştı.
Evet Başkent’in sisler bulvarındaki
değerlendirmelere göre Tayyip Bey Adalet Bakanlığı Müsteşarını HSYK’ya
göndererek aslında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk problemine
de çözüm üretmiş oldu.
İkinci iddia da şudur:
Tayyip Erdoğan
referandumu göze almıştır. Bunun için de savcı tutuklatan imajla yani
mağrur olarak değil, HSYK’dan, Yargıtay ve Danıştay’a kadar yargının
bütün önemli kurumları ile kuşatılmış mağdur imajına ihtiyacı vardı.
Dolayısı ile Müsteşarı HSYK’ya böyle bir imajı oluşturmak için göndermiş
olabilir.
Ve üçüncü iddia:
AKP’yi en çok ürküten Habur’da PKK’ya
hakim ayarlaması iddialarının seçmendeki yansımasıdır. Erzincan
Savcısının tutuklanması hadisesi yani yargıya istediği biçimde müdahale
edebilme imkanının görülmesi, Habur olayındaki iddialara halk vicdanında
kabul gördürür endişesi de Tayyip Bey’e bu adımı attırmış olabilir.


PARSEL
Taha
Akyol, TRT’den kaç on milyar alıyor?

Taha Akyol’u
biliyorsunuz, fikir hayatına Milli Mücadelecilikle atıldı, 1970’lerin
ortasında MHP güçlenince anında ülkücü oldum diyerek eski yoldaşları
ortada bıraktı. İhtilal oldu, ANAP geldi, derken keskin bir Özalcı
kesildi. 1991’de Mesut Yılmaz ANAP genel başkanı seçilince, yakından
biliyorum bir süre ona da danışmanlık yaptı. Akabinde Çiller için
onlarca methiye yazıları yazdı ki isteyen arşivinden onları görebilir.
DSP-MHP-ANAP koalisyonunda hemen Ecevit’e övgüler dizdi ve Bahçeli’den
randevular istedi. Derken AKP iktidar olduktan sonra anında AKP’li oldu.
Hiç kuşkunuz olmasın, yarın AKP gitsin CHP gelsin Deniz Baykal’ın
kerametlerini kaleme alır... Adam durakta, pardon muhalefette beklemek
istemiyor, her gelen iktidar otobüsüne biniyor ve şak şak yapıyor...
Tabii bunu yaparken de hayli nemalanıyor. Bakın bir gün bile gazetecilik
yapmayan oğlu Mustafa Akyol’u tepeden inme Star’a yazar, TRT 2’ye
programcı yaptırdı. Bitmedi, kendisine de TRT 1’den hemen bir program
ayarladı... TRT deyince benim tüylerim diken diken oluyor zira orası
İbrahim Şahin’in babasına ait değil, milletin malı. Dolayısı ile her ay
ne kadar para aldığını hemen açıklamak durumunda. Evet Taha Bey açıkla;
TRT 1’den kaç on milyar alıyorsun?


METOT
Referandum,
seçim ya da AKP’ye kapatma!

İlk defa bu sütunda duyurulan
ikinci kapatılma davası ile ilgili çalışmalar devam ederken Yargıtay
Başsavcısı araştırmalara Erzincan, Erzurum ve Habur’da PKK’ya hakim
ayarlama iddialarının da ilave edildiğini açıkladı. Kısa bir süre önce
davanın açılıp açılmayacağı ihtimalinin ortada olduğunu söylerken bugün
bu ihtimalin açılması yönünde ağırlık kazandığını belirtmeliyiz. Evet
Yargıtay Başsavcılığında neredeyse tekemmül etmiş ve açıldığında kesin
kapatma ile sonuçlanacak bir dosya artık hazır haldedir. AKP’nin
referandum düşüncesi ya da görüşü de aslında bu kapatılma davasına karşı
geliştirilen bir metottur. AKP dava açılırsa hemen bu yolu zorlayacak
ve parti kapatmalarını Anayasa değişikliği ile zorlaştırmaya çalışacak.
Yok referandum TBMM’den geçmez ya da halk onaylamaz gibi bir korkusu
olursa -ki bu vardır- o zaman tek çıkış yolu olarak erken seçim
düğmesine basacaktır.


USUL, USUL...
Gül, Tayyip’le
yollarını ayırıyor mu?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dünkü
sözleri, adeta referandumun eşikte olduğunu işaret ediyor gibiydi.
Dahası Cumhurbaşkanı sanki böyle bir girişimden hoşnut olmadığını da
satır aralarına sıkıştırmıştı. Gerginliğin daha da artırılmaması ve
uzlaşma isteğinin ısrarla altının çizilmesi bunun göstergesidir... Peki
Gül’ün bu tutumu niçin mi? 1) Nihayet 72 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu
hatırlaması. 2) Gerginliğin ve oluşan devlet krizinin rejimi duvara
toslatacağı bakışı. 3) TBMM’den referandum kararını çıkarmanın kolay
olmadığını bilmesi. 4) Halka gidilmesi halinde referandumun oradan
döneceği endişesi. 5) Kan kaybeden AKP ile yavaş yavaş yollarını ayırmak
istemesi ve sorumluluklarına ortak olmak istememesi. 7) Tayyip Bey’in
nihai olarak kesin kaybedeceğini bildiğinden onunla yolunu usul usul
ayırmak istemesi.
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz