Yeni bir kapatma davası söylentisini AKP çıkarıyor
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Yeni bir kapatma davası söylentisini AKP çıkarıyor
İktidarın
yargıyla müthiş bir kavgaya girmesinin ardından, son zamanlarda
konuşulan “AKP’ye yeni bir kapatma davası gelecekmiş” söylentisi de
harareti artırdı. Yargı ile didişmeyi “demokratikleşme” olarak sunan
iktidar ve yandaşı maskeli liberaller, “Bunun altında yatan yeni bir
kapatma davasına zemin hazırlamak” propagandası yapıyorlar.
İşin
aslına bakılırsa, bu çok kasıtlı bir söylenti ve bunun bizzat iktidar
kanadı tarafından çıkarılıp yayıldığını düşünüyorum.
Çünkü
Arınç’ın deyimiyle “KUTLU BİR YÜRÜYÜŞ” olan ve sözde demokrasi adına
yapılan bu didişmeden çıkış yolu AKP’nin yeni bir seçim zaferi
kazanmasıdır.
Ve AKP yeni bir seçim zaferini “mağduriyet” üzerine
bina etmenin en geçerli yol olduğunu düşünüyor.
Kısacası, AKP
kurmayları ve yandaşlar, açılacak bir “kapatma davasının” zafer yoluna
gül dökmek olduğunu düşünüyor.
Eğer bir kapatma davası gerçekten
açılırsa hiç kuşkunuz olmasın Meclis hemen toplanır ve AKP oylarıyla bir
“baskın seçim” kararı alınır.
Eğer Meclis erken seçim kararı
alırsa
3 ay sonra genel seçime gidilir. Ancak Meclis özel bir
kanun çıkararak bu süreyi kısaltabilir de. Yüksek Seçim Kurulu’nun
seçimlere hazırlık koşulları dikkate alınarak 60 gün içinde seçime
gidilebilir.
Şimdi tekrar gelelim ana konuya. Eğer Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı AKP hakkında yeni bir kapatma davası açarsa AKP
derhal seçime gider. Seçim propagandası olarak da tek konu işlenir:
“Görüyorsunuz demokrasi ve hukuk karşıtları, statükocular, postal
yalayıcılar millet iradesini ayaklar altına almak için neler
yapıyorlar?”
2007 genel seçimlerinden önce dönemin Genelkurmay
Başkanı Büyükanıt bir gece yarısı yazdığı muhtırayı açıklamış ve iktidar
bunu hiç ciddiye almamıştı. Buna karşın muhtıra seçime kadar bir
mağduriyet karinesi olarak kullanılmış ve muhtemelen AKP oylarında bir
artışa neden olmuştu.
Tabii bu kez aynı şey tekrarlanır mı
bilemem. Kamuoyunun görüşü o günden bu yana sanki çok değişti. AKP ve
yandaşlarının sandığı gibi “millet kendi iradesine bir saldırı” olarak
yorumlamıyor son gelişmeleri.
Yani; evet, kapatma davası açılırsa
AKP bunu kendi lehine kullanarak hemen baskın seçime gidebilir ama
sonuç tam istediği gibi çıkar mı? Şüpheli.
*****
Metin
Uca’dan Muzik Turka
Geçen hafta Borusan Flarmoni
Orkestrası’nı yöneten Cem Yılmaz’ın yıllar önce ünlü şovmen Danny
Kaye’in yaptığı türden bir “çocuklara yönelik klasik müzik gösterisi”
yapmasını önermiştim.
Cem Yılmaz ne yapar bilemem tabii ama
televizyonların çok sevilen isimlerinden Metin Uca benzer bir projeyi
hayata geçirmek üzere olduğunu söyledi.
Metin Uca “Muzik Turka”
adını verdiği bir gösteri için 30 kişilik bir orkestra oluşturmuş. Şef
Serdar Yalçın. Opera’dan 4 solistin de görev aldığı gösteride Metin Uca
sunuculuk yapıyormuş.
Peki ne anlatacakmış bu gösteride Metin
Uca?
Sadece klasik müzik değil, bütün müzik türlerinin Türkiye’de
kullanılmasından, halkın bu konudaki tutum ve davranışlarına kadar her
şey bu gösteride “esprili” biçimde anlatılacakmış.
“Örneğin”
diyor Metin Uca, “Çok ünlü bir klasik müzik parçası bir reklam filminin
müziği olarak kullanılıyor ve milyonlarca kişi bu müziğe hayranlık
duyuyor.”
Sonra “Ya da” diyor, “Dünya klasiği bir eser
Kumkapı’da zurnayla çalınıyor ve halkımız bununla göbek atıyor.” Metin
Uca “Aslına bakarsan bu halkın klasik müzikle çok ilginç bir bağı var.
Yoksa sakatlanan rakip takım futbolcusu sedyeyle sahayı terk ederken 40
bin kişi birden ünlü cenaze marşını nasıl okur?”
Uca’nın
gösterisini heyecanla bekliyorum.
*****
Ah
Güiza ah!
Fenerbahçe Lille’e karşı çok kötü oynadı. Pasların
yüzde 90’ı yerini bulmadı. Buna rağmen iyi direndi ve İstanbul için bir
avantaj yakaladı.
Dün spor sayfalarına bakıyorum, çoğunda “Ah
Güiza” türü başlıklar var. Neden? Çünkü Güiza öyle akıl almaz hatalar
yaptı, goller kaçırdı ve kaçırttı ki belli ki spor yazarları da saçını
başını yolmuş.
İyi de Güiza sadece bu maçta böyle değil ki. Her
maçı böyle bu futbolcunun. Ama o koca Fenerbahçe Güiza’nın yerine adam
bulamıyormuş. Bulmaya gerek yok ki, hiç koyma, 10 kişi oyna, bundan
kötüsü olmaz.
Ben yazmaktan sıkıldım artık Güiza’yı, Fenerbahçe
kollamaktan bıkmadı.
*****
Başbakan
Yardımcısı Arınç, “Siyaset yapacak olan cübbeyi çıkarsın” demiş. Güzel
de, “Siyasetteki cübbelilere ne demeli?” diye sormadan edemiyor insan!
(Gani Yıldız)
*****
Vay
bedelliciler vay!
Bedelli askerlik isteyen ve bunu bir mail
kampanyasına dönüştürenlerle ilgili yazdığım yazıya inanılmaz tepkiler
aldım.
Üç kuruş paraları olduğu için askerlik yapmaktan kaçmaya
çalışan bu güruhtan öyle ağır hakaretler içeren mesajlar aldım ki
şaşarsınız.
Bu kampanyayla ilgili görüşlerimi yazmıştım.
Tekrarlayayım: “Bedelli askerlik bir dönem çıkarıldı. Genelkurmay şu
anda hem ihtiyaç olmadığı hem de eşitsizlik yarattığı için bu yasaya
karşı. Hükümetin de yanaşacağı yok. Ayrıca askerlik görevi neredeyse tüm
dünya ülkelerinde zorunlu. Sadece süreleri farklı olabilir. Şu dönemde
parası olduğu için askerlikten kaçmaya çalışmak en azından ahlaki
değil.”
Vay sen misin bunları söyleyen. Bu güruh “Bedelli
askerliğe karşı çıkanlar vatan hainidir” diye kampanya açabiliyor ve
utanmadan bunu eleştireni küfür bombardımanına tutabiliyor.
Bunun
yanı sıra bedelli isteyenlerin dayanakları da çok zayıf. Öncelikle
Türkiye ekonomisine katkı olacağını söylüyorlar. Askerliği tümden
kaldırsak ekonomi daha iyi olur.
Popçuların, futbolcuların
bedelli askerlik yaptığını söylüyorlar, bu yalan. Bir dönem bazı kişiler
yurt dışında çalışıyor gibi görünüp dövizli askerlikten yararlandı. Ama
artık kimse buna cesaret edemiyor.
Paşaların çocuklarının
askerlik yapmadığını yayıyorlar sürekli. Babası paşa diye askerlik
yapmayan kim var onu da açıklamak gerek.
“Bedelli yoksa oy da
yok” diyor bu güruh. İşe bakın AKP’ye oy vermişler besbelli, şimdi de
tehdit ediyorlar. Adama “Vermezsen verme” derler olur biter.
Ama
en komik olanı ise şu: “Okulu bitirdik, iş bulduk, evlendik, tam
hayatımızı düzene sokmuşken bizi askere göndermeyin.” Peki hangi Türk
erkeği farklı şartlarda gitti ki askere?
Sonuç olarak, ahlak ve
vicdan yoksunu bir güruh, hayasızca bir kampanya sürdürüyor. Konuyu
gündeme getirip bunun olmayacağını anlatmaya çalıştım. Artık yazmam. Ama
bana mesaj da göndermesinler, bilgisayarım kirleniyor.
yargıyla müthiş bir kavgaya girmesinin ardından, son zamanlarda
konuşulan “AKP’ye yeni bir kapatma davası gelecekmiş” söylentisi de
harareti artırdı. Yargı ile didişmeyi “demokratikleşme” olarak sunan
iktidar ve yandaşı maskeli liberaller, “Bunun altında yatan yeni bir
kapatma davasına zemin hazırlamak” propagandası yapıyorlar.
İşin
aslına bakılırsa, bu çok kasıtlı bir söylenti ve bunun bizzat iktidar
kanadı tarafından çıkarılıp yayıldığını düşünüyorum.
Çünkü
Arınç’ın deyimiyle “KUTLU BİR YÜRÜYÜŞ” olan ve sözde demokrasi adına
yapılan bu didişmeden çıkış yolu AKP’nin yeni bir seçim zaferi
kazanmasıdır.
Ve AKP yeni bir seçim zaferini “mağduriyet” üzerine
bina etmenin en geçerli yol olduğunu düşünüyor.
Kısacası, AKP
kurmayları ve yandaşlar, açılacak bir “kapatma davasının” zafer yoluna
gül dökmek olduğunu düşünüyor.
Eğer bir kapatma davası gerçekten
açılırsa hiç kuşkunuz olmasın Meclis hemen toplanır ve AKP oylarıyla bir
“baskın seçim” kararı alınır.
Eğer Meclis erken seçim kararı
alırsa
3 ay sonra genel seçime gidilir. Ancak Meclis özel bir
kanun çıkararak bu süreyi kısaltabilir de. Yüksek Seçim Kurulu’nun
seçimlere hazırlık koşulları dikkate alınarak 60 gün içinde seçime
gidilebilir.
Şimdi tekrar gelelim ana konuya. Eğer Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı AKP hakkında yeni bir kapatma davası açarsa AKP
derhal seçime gider. Seçim propagandası olarak da tek konu işlenir:
“Görüyorsunuz demokrasi ve hukuk karşıtları, statükocular, postal
yalayıcılar millet iradesini ayaklar altına almak için neler
yapıyorlar?”
2007 genel seçimlerinden önce dönemin Genelkurmay
Başkanı Büyükanıt bir gece yarısı yazdığı muhtırayı açıklamış ve iktidar
bunu hiç ciddiye almamıştı. Buna karşın muhtıra seçime kadar bir
mağduriyet karinesi olarak kullanılmış ve muhtemelen AKP oylarında bir
artışa neden olmuştu.
Tabii bu kez aynı şey tekrarlanır mı
bilemem. Kamuoyunun görüşü o günden bu yana sanki çok değişti. AKP ve
yandaşlarının sandığı gibi “millet kendi iradesine bir saldırı” olarak
yorumlamıyor son gelişmeleri.
Yani; evet, kapatma davası açılırsa
AKP bunu kendi lehine kullanarak hemen baskın seçime gidebilir ama
sonuç tam istediği gibi çıkar mı? Şüpheli.
*****
Metin
Uca’dan Muzik Turka
Geçen hafta Borusan Flarmoni
Orkestrası’nı yöneten Cem Yılmaz’ın yıllar önce ünlü şovmen Danny
Kaye’in yaptığı türden bir “çocuklara yönelik klasik müzik gösterisi”
yapmasını önermiştim.
Cem Yılmaz ne yapar bilemem tabii ama
televizyonların çok sevilen isimlerinden Metin Uca benzer bir projeyi
hayata geçirmek üzere olduğunu söyledi.
Metin Uca “Muzik Turka”
adını verdiği bir gösteri için 30 kişilik bir orkestra oluşturmuş. Şef
Serdar Yalçın. Opera’dan 4 solistin de görev aldığı gösteride Metin Uca
sunuculuk yapıyormuş.
Peki ne anlatacakmış bu gösteride Metin
Uca?
Sadece klasik müzik değil, bütün müzik türlerinin Türkiye’de
kullanılmasından, halkın bu konudaki tutum ve davranışlarına kadar her
şey bu gösteride “esprili” biçimde anlatılacakmış.
“Örneğin”
diyor Metin Uca, “Çok ünlü bir klasik müzik parçası bir reklam filminin
müziği olarak kullanılıyor ve milyonlarca kişi bu müziğe hayranlık
duyuyor.”
Sonra “Ya da” diyor, “Dünya klasiği bir eser
Kumkapı’da zurnayla çalınıyor ve halkımız bununla göbek atıyor.” Metin
Uca “Aslına bakarsan bu halkın klasik müzikle çok ilginç bir bağı var.
Yoksa sakatlanan rakip takım futbolcusu sedyeyle sahayı terk ederken 40
bin kişi birden ünlü cenaze marşını nasıl okur?”
Uca’nın
gösterisini heyecanla bekliyorum.
*****
Ah
Güiza ah!
Fenerbahçe Lille’e karşı çok kötü oynadı. Pasların
yüzde 90’ı yerini bulmadı. Buna rağmen iyi direndi ve İstanbul için bir
avantaj yakaladı.
Dün spor sayfalarına bakıyorum, çoğunda “Ah
Güiza” türü başlıklar var. Neden? Çünkü Güiza öyle akıl almaz hatalar
yaptı, goller kaçırdı ve kaçırttı ki belli ki spor yazarları da saçını
başını yolmuş.
İyi de Güiza sadece bu maçta böyle değil ki. Her
maçı böyle bu futbolcunun. Ama o koca Fenerbahçe Güiza’nın yerine adam
bulamıyormuş. Bulmaya gerek yok ki, hiç koyma, 10 kişi oyna, bundan
kötüsü olmaz.
Ben yazmaktan sıkıldım artık Güiza’yı, Fenerbahçe
kollamaktan bıkmadı.
*****
Başbakan
Yardımcısı Arınç, “Siyaset yapacak olan cübbeyi çıkarsın” demiş. Güzel
de, “Siyasetteki cübbelilere ne demeli?” diye sormadan edemiyor insan!
(Gani Yıldız)
*****
Vay
bedelliciler vay!
Bedelli askerlik isteyen ve bunu bir mail
kampanyasına dönüştürenlerle ilgili yazdığım yazıya inanılmaz tepkiler
aldım.
Üç kuruş paraları olduğu için askerlik yapmaktan kaçmaya
çalışan bu güruhtan öyle ağır hakaretler içeren mesajlar aldım ki
şaşarsınız.
Bu kampanyayla ilgili görüşlerimi yazmıştım.
Tekrarlayayım: “Bedelli askerlik bir dönem çıkarıldı. Genelkurmay şu
anda hem ihtiyaç olmadığı hem de eşitsizlik yarattığı için bu yasaya
karşı. Hükümetin de yanaşacağı yok. Ayrıca askerlik görevi neredeyse tüm
dünya ülkelerinde zorunlu. Sadece süreleri farklı olabilir. Şu dönemde
parası olduğu için askerlikten kaçmaya çalışmak en azından ahlaki
değil.”
Vay sen misin bunları söyleyen. Bu güruh “Bedelli
askerliğe karşı çıkanlar vatan hainidir” diye kampanya açabiliyor ve
utanmadan bunu eleştireni küfür bombardımanına tutabiliyor.
Bunun
yanı sıra bedelli isteyenlerin dayanakları da çok zayıf. Öncelikle
Türkiye ekonomisine katkı olacağını söylüyorlar. Askerliği tümden
kaldırsak ekonomi daha iyi olur.
Popçuların, futbolcuların
bedelli askerlik yaptığını söylüyorlar, bu yalan. Bir dönem bazı kişiler
yurt dışında çalışıyor gibi görünüp dövizli askerlikten yararlandı. Ama
artık kimse buna cesaret edemiyor.
Paşaların çocuklarının
askerlik yapmadığını yayıyorlar sürekli. Babası paşa diye askerlik
yapmayan kim var onu da açıklamak gerek.
“Bedelli yoksa oy da
yok” diyor bu güruh. İşe bakın AKP’ye oy vermişler besbelli, şimdi de
tehdit ediyorlar. Adama “Vermezsen verme” derler olur biter.
Ama
en komik olanı ise şu: “Okulu bitirdik, iş bulduk, evlendik, tam
hayatımızı düzene sokmuşken bizi askere göndermeyin.” Peki hangi Türk
erkeği farklı şartlarda gitti ki askere?
Sonuç olarak, ahlak ve
vicdan yoksunu bir güruh, hayasızca bir kampanya sürdürüyor. Konuyu
gündeme getirip bunun olmayacağını anlatmaya çalıştım. Artık yazmam. Ama
bana mesaj da göndermesinler, bilgisayarım kirleniyor.
Can ATAKLI- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz