DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

'Vatanı ve milletiyle bölünmez ülke', nasıl parçalara ayrılıyor?

Aşağa gitmek

'Vatanı ve milletiyle bölünmez ülke', nasıl parçalara ayrılıyor? Empty 'Vatanı ve milletiyle bölünmez ülke', nasıl parçalara ayrılıyor?

Mesaj tarafından Mustafa MUTLU 2010-02-21, 21:40

Önce
gazeteciler bölündü: Mesleğin doğasına aykırı bir “yandaş medya”
oluşturuldu...

Sonra “türbana özgürlük” kampanyasıyla,
akademisyenler... Bölünmeyi gerçekleştirenler ödüllendirildi; rektör,
dekan yapıldı!

Bunu ilk ve ortaöğretimdeki öğretmenlerin
bölünmesi izledi... Okullardaki öğretmen odaları, birbirlerinden nefret
eden öğretmenlerle dolmaya başladı.

***

İşadamları
bölündü; iktidarı destekleyenler sivrildi, diğerleri ise “muhalifler”
değil, sadece “ses çıkarmayanlar” olarak bir kenarda kaldı.

İşçiler
bölündü, sendikalar bölündü: “Hükümet sarısı” bir konfederasyon, bizzat
devlet olanaklarıyla teşvik edildi. Bu konfederasyona geçmeleri için
işçilere baskı yapıldı.

Şirketler bölündü, marketler bölündü,
alışveriş merkezleri bölündü.

***

Polis
bölündü... Polis Meslek Yüksek Okulları’nın giriş sınavlarında sorulan
sorular yıllar boyunca sistematik bir şekilde bir tarikat dershanesine
sızdırıldı. Bu; mahkeme kararıyla bile tespit edildi, hatta sınavın
iptal edildiği de oldu... Sonuçta, halkın büyük bir kesiminin “iktidar
askeri” dediği bir polis grubu ortaya çıktı.

***

Avukatlar
bölündü, muhasebeciler, mimarlar, mühendisler bölündü...

Her
baroda, her meslek örgütünde büyük kavgalar, derin ideolojik ayrışmalar
olağan hale geldi.

***

Dernekler,
vakıflar bölündü... İktidara yakın olanlar kollandı, diğerlerinin kolu
kanadı kırıldı.

On binlerce kız çocuğunu büyük bir özveriyle
okutan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne baskın yapıldı. Öğrencilerin,
burs verenlerin listelerine el konuldu. Atatürkçü Düşünce Derneği “suç
örgütü” gibi suçlanarak, üyeleri sindirildi.

Lokallerinde kumar
oynatıldığını Sağır Sultan’ın bile duyduğu suya sabuna dokunmayan
derneklere uğramayan teftiş ekipleri; laiklikten, çağdaş hukuk
devletinden yana tavır alan derneklerin, vakıfların merkezlerinde
“kadrolu” elaman haline getirildi!

İnanması zor ama futbol
kulüpleri bile bölündü...

***

Bölünme
virüsü yargıya da sıçradı: “Senin hakimin, benim hakimim” sözleri
sıradanlaştı... Yargıç ve Savcılar Birliği YARSAV’a alternatif bir
meslek birliği kuruldu.

Böylece hakim ve savcıların örgütlülüğü
bölündü...

***

Söylemesi en zor bölünme
ise “rejimin teminatı” olarak görülen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde
gerçekleşti! Bazı askeri personelin tarikat evlerinde ikamet ettikleri,
en gizli bilgileri bu tarikatlara sızdırdıkları belgelendi.

Bazı
emekli subaylar; tarikat şirketlerine yönetim kurulu üyesi, danışman
oldu...

***

Ve... Dün itibarıyla
sanatçılar da bölündü!

***

Kısacası;
kadınlar bölündü, erkekler bölündü... Yaşlılar, gençler, zenginler,
fakirler, aydınlar, cahiller kendi aralarında parçalara ayrıldı!

Bazen
din adına gerçekleşti bu bölünme, bazen demokrasi ve özgürlük, bazen de
etnik köken...

Hep birlik ve bütünlüğüyle övünen bu ülkenin
insanları, artık birbirinden nefret ediyor...

Peki; nasıl dinecek
bu öfke?

Nasıl yeniden “bir ve bütün” olabileceğiz?

Bunun
için ille de bir “dış düşman”ımızın olması...

İlle de
savaşmamız...

İlle de büyük felaketler yaşamamız mı gerekiyor?

***

Anayasamıza
göre Türkiye Cumhuriyeti, vatanı ve milletiyle bölünmez bir ülke...

İyi
de bu durumda hepimiz Anayasal suç işlemiş olmuyor muyuz?


***


BULUN!

Genelkurmay Başkanı’nın bile
dinlendiğinin ortaya çıkması, “cadı avı”nın ne kadar ürkütücü boyutlara
ulaştığını gösteriyor.

Tamam; muhaliflerin dinlenmesi artık
kanıksandı ama bu son olay asla kabul edilemez... Bu nedenle bir an önce
İlker Başbuğ’u kimlerin, hangi amaçla dinlediğinin ortaya çıkarılması
gerekiyor.

Bu görev de Genelkurmay’a ve MİT’e düşüyor...

Eğer
bu yasadışı dinlemeyi yapanlar yakalanıp, yargıya teslim edilmezse;
kimse bundan sonra bu ülkede hukuk devletinden, demokrasiden falan söz
etmeye kalkışmasın...

Komik olur!

GÜNÜN SORUSU

Dün
bazı sanatçılar Sayın Devlet Büyüğü ile “brunch” yaparken, bazıları da
Ankara’ya gidip, direnişteki TEKEL işçilerine destek vermek için
düzenlenen yürüyüşe katıldı... Soru basit:

Size göre bu iki
tavırdan hangisi sanatçılara yakışıyor?
Mustafa MUTLU
Mustafa MUTLU
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz